Gelişmiş Arama
Ziyaret
16820
Güncellenme Tarihi: 2011/06/20
Soru Özeti
Neden Tavşan etinin yenmesi haramdır?
Soru
Neden Tavşan etinin yenmesi haramdır? Haram oluşuna dair has bir delili mi var?
Kısa Cevap

Bütün taklidi mercilerin vermiş oldukları fetvaya göre tavşanın eti yenmez ve haramdır. Bu fetva "tavşan etinin yenmesini caiz görmeyen rivayetlerin var olması" esasincedir.

Buna binaen; bu hüküm Allah'ın hükmüdür. Allah'ın hükmüne, onda var olan maslahatları ve hikmetleri bildiğimiz için değil, Allah'ın hükmü olduğu için yerine getirlimelidir.  Elbette hekim olan Allah'ın koymuş olduğu hükümlerde kesinlikle insan maslahatı ve faydası güdüldüğüne inanıyoruz. Biz hali hazırda bu maslahat ve felsefeden haberdar olmaz ve onları fark etmesek bile. Bunun yanı sıra bu rivayetlerde Tavşan etinin neden haram olduğuna dair hikmete ve sırra aynı zamanda işaret edilmiştir. Mesela Tavşan, bazı insanların işlemiş oldukları bazı günahlar nedeniyle ona dönüşmüş (metamorfoz / başkalaşma/meshe uğrama) hayvanlardan olduğu bir sebep ve hikmet olarak ve Tavşanın sahip olduğu kan kadınlardaki kanla aynı olduğu bir diğer sebep olarak zikredilmiş.

Ayrıntılı Cevap

  Bütün taklidi mercilerin vermiş oldukları fetvaya göre tavşanın eti yenmez ve yenmesi haramdır.[1][2] Bütün ilahi hükümler çok önemli ve üstün maslahat ve hikmete sahiptirler. Bu hikmet ve maslahatların bir kısmına bazı rivayetlerde değinilmiştir. Bunların bir diğer kısmının hikmeti ve sırrın derk edilmişliği mükellef olan kişinin kendisine bırakılmıştır. Artık mükellefin kendisi kendi aklı ve bilgi vesilesiyle onları anlamaya çalışmalı. Elbette bazı yerlerde akıl, konulan hükümlerin hikmetini, felsefesini ve sırrı derk etme gücüne sahip değildir. Veya hali hazırda elinde bulunan imkânlar ve bilimin ilerlemesi yeterli olmadığı için derk edemiyor. Ama gelecekte bunların keşfedilmesi mümkündür. Bu nedenle birçok ilahi hükümlerin felsefesi ve hikmeti insanlar için açıklanmış değil ama biz Allah'ın hekim olduğuna yakin ettiğimiz için hikmeti ve felsefesi açıklanmamış olan tüm yerlerde bile Onun koymuş olduğu şer'i hükme tabi oluruz.

Bilmemiz gerekir ki en çok liyakatli ve değerli olan ibadet türü Allah'ın hükümlerine hükümlerde var olan maslahat gereği değil Rabbimizin ve Mevla'mızın hükümleri olduğu için yerine getirerektir. Onun koymuş olduğu hükümlerin felsefesi ve sırrı insan için açıklanmış olmasa bile.    İnsanın Allaha gerçekten kul (abd) olduğu bu durumda ortaya çıkacaktır. Zira Allah'ı inkâr eden kişi bile hükümlerde var olan maslahatları anlasa o hükümlere amel edecektir. Hükümlerde maslahat var olduğu gerekçesiyle amel etmek noktasında mümin ve kâfir arasında her hangi bir fark olmayacaktır.

Tavşan etinin haram olduğuna dair Masum imalardan (a.s.) bize ulaşan rivayetler var olmaktadırlar. Bu rivayetlerde tavşan etinin haram olduğu belirtilmiştir. Şia âlimleri bu rivayetlere dayanarak tavşan etinin haram olduğuna hüküm etmişleridir.

Bu bağlamda zikredilen rivayetlerden tavşan etinin neden haram olduğu hakkında da üç meseleyi çıkarabiliriz:

1-   Bazı rivayetlerde tavşan başkalaşmış (mesh olunmuş) hayvanlardan sayılmaktadır. Bu nedenle etinin yenmesi caiz değildir. Allah'ın Resulü hazreti Muhammed (s.a.a.) şöyle buyurmuş: "Maymun, domuz, fil, kurt, fare, tavşan, kertenkele ve…gibi hayvanlar metamorfoz / başkalaşmış (mesh edilmiş) olan hayvanlardandır. (Yani bazı insanlar işlemiş oldukları bazı günahlardan ötürü bu hayvanlara dönüşmüşlerdir. Dolayısıyla), etlerinin yenmesi caiz değildir". [3]

2-   Aynı anlamı içeren birkaç rivayet Masum İmamlardan (a.s.) da nakledilmiş. Merhum Şehid-i sani şöyle diyor: "bu rivayetlerin maksadı şudur: (Bazı günahlardan dolayı) başkalaşmış insanlar bu hayvanlara dönüşmüşlerdir. Zira başkalaşmış insan üç günden fazla hayatı devam edemiyor ve hemen ölüyor".[4] Bu nedenle rivayetlerin maksadı günümüzde var olan hayvanlar başkalaşmış insanlar değildir. Burada muhtemel olan şey; bazı insanlar işlemiş oldukları günahlardan ötürü bu hayvanlara dönüşmesi bazı pislik ve kötülüklerin bu hayvanlarda var olduğuna delalet ediyor olmasıdır. Yoksa neden günah işlemiş olduklarından dolayı başka hayvanlara değil de bu hayvanlara dönüşmüş olsunlar. (Her bir insanın farklı hayvana dönüşmüş olması o insanın işlemiş olduğu günah neticesinde onda kötü bir durum şekillenmiş ve şekillenen kötülüğe uygun hayvana dönüşmüş olmasına delalet etme ihtimali var olmaktadır). Bu hayvanlarda var olan maddi veya manevi kötülüklerden dolayı etlerinin yenmesi haram kılınmış olabilir.

3-   Başka bir rivayette İmam Rıza şöyle buyurmaktadır: "Tavşan kadınların sahip olduğu kana benzer bir kana sahip olduğu için etinin yenmesi haramdır".[5]

Özetle söylemek gerekirse bütün hükümlerin asıl ve gerçek illeti ve başka bir beyanla "illeti tamı/tam illeti" bizim için belli değildir. Rivayetlerde zikredilen şey bazı hükümlerin hikmetidir. Ama birçok hükmün tam illeti bizim için kâmil bir şekilde açıklanmış değildir. Biz Allah'ı hekim ve âlim bildiğimiz için bizi bir şeyi yerine getirmeye veya bir şeyi yapmamaya davet ederse kesinlikle emir olunduğumuz şeyde maslahatımızın ve karımızın, nehiy olunduğumuz şeyde de kesinlikle zararımızın ve fesadın var olduğuna inanıyoruz. Dolaysıyla emir olunduğumuzu terk edersek maslahatımıza olan bir şeyi elden vermiş, yasakladığı şeyi yaparsak zararımıza olan bir şeyi kazanmış oluyoruz.



[1] İMAM HUMEYNİ, "necatu'l- ibad" s. 336; GOLPAYKANİ, "mecmeu'l-mesail", c. 1, s. 54; İmma HUMEYNİ, "tevziu'l-mesail (elmuhaşi)", c. 2, s. 601, meseleyi ihtisasi; (BEHCET, mesele no:2114; (MEKARİM).  

[2] ŞEYHİ SADUK, "men la yahduru'l-fakih", Kum: intişarati camiayi müderrisin, 1413 kameri, c. 3, s. 336.

[3] Şehit sani, "er-revdetu el-behiye", tahkik: Ahmet DEŞTİ NECEFİ, birinci baskı, Kum: Mecmeu'z-zahairul-islamiye, 1429 hicri kameri, c. 5, s. 24.

[4] AMİLİ, Şeyh Hur, "vesailuş-şia", Kum: müesesei alul beyt, 1409 hicri kameri, c. 24, s. 109.

[5] A.g.e.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Kiliseye gidip namaz kılınabilir mi? Veya orada Allah’la münacaat edilebilir mi?
    11833 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/04
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Farz namazlarımda iftitah tekbirinden sonra Fatiha suresinden önce teveccüh (veccehtu vechiye...) duasını okuyabilir miyim?
    12064 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/12/23
    Namaz kılanın yedi tekbirle namaza başlaması müstehaptır. Onlardan birini (niyetinde) tekbiret’ü’l-ihram saymalıdır (buna göre gerçekte altı tekbir müstehaptır.) Ve bu tekbirlerin arasında, Masum İmamlardan rivayet edilen üç duanın okunması müstehaptır.[1] Allame Hilli gibi bazı alimlerin sözlerinden anlaşılan, yedi tekbirden birincisinin mi sonuncusunun mu ...
  • Garanık efsanesi nedir?
    10173 Tefsir 2011/04/11
    Garanık efsanesi, Kur'an ve Peygamber'in (s.a.a) mevkisini düşürmek için çalışan düşmanlar tarafından uydurulan bir efsanedir. Onlar şöyle demişlerdir: Peygamber (s.a.a) Mekke'de en-Necm suresini okurken müşriklerin putlarının isimlerinin anıldığı ayete yani: "أَ فَرَءَیْتُمُ اللَّاتَ وَ الْعُزَّى‏ وَ مَنَوةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى"
  • Acaba bedendeki zaaftan ötürü ders okuyamıyor ve iş yapamıyor diye oruç yenebilinir mi?
    4873 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/23
    Hazreti İmam Humeyni bu soruya benzer bir soruya verdiği cevapta şöyle diyor: Oruç almalıdır. Zor duruma düşmediği sürece orucunu bozamaz. Ama yolculuk yaparak yolculukta orucunu bozabilir. Yolculukta orucunu bozduktan sonra evine dönerse o gün imsak etmesine gerek yok.[1]
  • Gerçektende tezkiyeyi nefis ve kendini yetiştirmekte üstat gerekli mi?
    6181 Pratik Ahlak 2009/07/12
    Hiç şüphesiz böylesine zor ve önemli bir yolun üstada ihtiyacı vardır. İnsanın ilk üstadı Allahü Teladır; zira fıtrat vasıtasıyla insanları bu yola iletmekle birlikte, peygamberleri de insanların hidayeti için göndermiştir. Eğer bu ulvi yolda takvalı, salih ve tertemiz bir üstat nasip olursa, insan ondan faydalanmalı ama böyle ...
  • Acaba Allah, kendisinin yok ve imha edemeyeceği bir varlık türünü yaratabilir mi?
    10948 Eski Kelam İlmi 2012/09/15
    Allahın kudreti her ne kadar kapsamlı ise de ama tahakkuk bulma kabiliyetine sahip ve mümkün olan şeylere taalluk eder. Bu nedenle zati itibariyle mümteni (imkansız) veya zati olarak mümteni ve muhal değil ama mümteni ve muhal olan durumları gerektirecek şeylere taalluk etmiyor. Oysaki Allah, kendisinin yaratmış olduğu ...
  • Erkekler için altın kaplamalı (altın süslemeli) silah taşımak caiz midir, değil midir?
    7596 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu: Değişik örnekleri vardır.[1]Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer ziynet ise caiz değildir. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Ziynet yönü yoksa sakıncasızdır, ama ...
  • Edepsizliğin tedavi yolu nedir?
    10148 Pratik Ahlak 2012/07/24
    Edep küçük, büyük, tanıdık ve yabancılardan oluşan etrafımızdaki bireylere karşı özel ve ölçülü davranışa denir ve bu güzel bir terbiyeden kaynaklanır. Akıllıca yaşamak, konuşmada metanet sahibi olmak ve davranışlarda vakar sergilemek edebin göstergesidir. Akılsızlık, çirkin söz, kötü konuşma, sert huy, çirkin söz, küfretmek ve hakaret, hafiflik, inatçılık ...
  • Acaba ilk insanlar mağarada mı yaşıyorlardı, mağarada yaşayanlar Hz. Âdem’in (as) neslinden miydiler?
    12915 Tefsir 2015/06/18
    Hz. Âdem’in neslinden olan insanların, dağları ve mağaraları kendileri için mesken olarak seçtikleri kur’an’ı kerimde teyit edilmiş bir konudur. Ama Hz. Âdem den (as) önce başka insanların yaşadığına dair oldukça fazla deliller vardır. Bu delillerin var olması ve eskiden insanların mağaralarda yaşadıkları inkâr edilmeyecek bir konu olduğu ...
  • Neden biz Şii’yiz ve başka bir mezhebe inanmıyoruz?
    6927 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    Genel bir sınıflandırmayla din ilahî (vahyanî) ve beşerî diye iki kısma ayrılmaktadır. Din birey ve toplumu yönetmek ve de vahiy ve akıl aracılığıyla insanları yetiştirmek için onlara sunulan inançlar, ahlakiyat, kanunlar ve yasalar mecmuasıdır. İslam sözlükte teslim olmak ve onaylamak anlamındadır. Şia ise takipçi manasındadır. Şiilik ...

En Çok Okunanlar