Gelişmiş Arama
Ziyaret
9256
Güncellenme Tarihi: 2011/12/07
Soru Özeti
Nenden Hz. Ali katili olan ibni Mülcenin Onu şehit edeceğini bildiği halde ona karşı kendi canını korumak için herhangi bir girişimde bulunmadı?
Soru
Bildiğiniz gibi Hz. Hüseyin’in kıyamı zamanının tağutuna karşı idi. O son dakikaya kadar düşmanın ordusuyla söyleşi halindeydi. Ama Hz. Ali ise ona suikast düzenleneceğinden haberdar olduğu halde hiç bir muhafız almaksızın ve ihtiyat yapmaksızın camiye gidiyor. Gecenin başından beri şehit olmaya hazırdı. Hatırlatılması gerekir ki kendisi kendi bu eylemi (muhafız alama veya ihtiyat yapma) için bizim anlayamayacağımız kesin tevcih edici kati ve kesin delili var idi..
Kısa Cevap

İmam Ali’nin her hangi bir girişimde bulunmamasını birkaç cihetten açıklayabiliriz:

1-   Vazifeyi yerine getirmenin ölçüsü ve miyarı olağan ilimdir. İmam Allah’ın emirlerine itaat etme bağlamında batını ilmine (gaybi ilmine) amel etmiyor. Avamın diğer fertlerinin amel ettiği gibi amel ediyor. Eğer imam sahip olduğu gaybi ilmine amel etmiş olsaydı artık o biz insanlar için örnek olmaz olurdu. Zira insan bireyler bu ilme sahip değildirler.

2-   Bu âlemin sistemi imtihan ve sınama sistemidir. Gaybi ilmiyle amel etmesi ve ondan yararlanması ise sınama ve imtihan ortamını yok eder; Zira bu diğer normal ve olağan işlerin devamına engeldir. Başka bir beyanla imam Ali diğer insanlar gibi kendi canını korumakla görevli ve yükümlü olduğu doğrudur. Ama bu vazife ve yükümlülük olağan bilgi çerçevesiyle sınırlı ve onun sahip olduğu gaybi ilmini kapsamıyor. İkinci olarak bu eylemin (imam Ali’nin şehit oluşu) diğer tarafı ibin Mülcemdir. O da imtihana tabi tutulmaktadır. İmamın sahip olduğu o gaybi ilmi ibni Mülcemin sahip olduğu seçeme özgürlüğüne ve özgür iradesine engel olmamalıdır. İmam Ali eğer sahip olduğu gaybi ilmiyle amel etmiş olsa idi ibni Mülcemin sahip olduğu özgür iradesi yok olacak ve onun imtihana tabi tutulması ve sınanması için var olan ortam baki kalmayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

İmam Ali Allaha itaat etme bağlamında sahip olduğu gaybi (imamete has ve gaybi) ilmine amel etmiyor. İnsanların diğer fertleri gibi olağan bir şekilde davranıyor. Şer’in tüm hükümleri bağlamında diğer normal ve olağan insanların fertleri gibidir. Zira Allah u Teâlâ tüm düsturlarını herkesten aynı şekilde istemiştir. Bu esasa binaendir ki Peygamber (s.a.a.) sahip olduğu batını ilmiyle amel etmiyordu. İnsanlar arasında hüküm ederken olağan ilmiyle amel ediyordu. Şöyle buyurmaktadır:

“Ben sizin aranızda şahitler ve yemin esasınca hüküm ederim. İçinizde bazıları daha uyanıktır. Dolayısıyla eğer başka birsinin menfaatine kardeşinizin malından alıp ona verirsem bilmelidir ki o mal onun için ateşin bir parçasıdır”.[1]   Maksat şudur; kim kendi iddiası için şahit getirirse veya yemin ederse ben onun menfaatine hüküm ederim. İster doğru söylesin ister yalan. Ama eğer yalandan bir şey söylerse (bilmelidir ki bu mal onun için) ateşin bir parçasıdır.

Buna binaen her ne kadar Hz. Ali (a.s.) şehit olacağı zenini ve nasıllığı hakkında gaybi ilmine sahip idi ise de ama bu konuda zahir ile mükellef idi. Gaybi ilmine amel etme yetkisine sahip değildi. Zira imam Ali İslam camia için bir örnek idi. Herkesini ihtiyarında olan olağan ve genel yollarla kendi vazifesine amel etmelidir. Normal ve olağan şartları göze almalıdır. Onlara göre davranışlarını düzenlemelidir. Eğer imam gaybi ilmine amel etmiş olsaydı artık insanlar ve hiç kimse için örnek olamazdı. Zira insanlar bu bilgiye sahip değildirler. Diğer taraftan eğer imamlar (a.s.) sahip oldukları gaybi bilgilerine amel etmiş olsaydılar toplum içinde düzen alt üst olacaktı. Buna binaen Onlar (a.s.) genellikle ve çoğu zamanlarda olağan bilgileriyle amel ederlerdi. Çok istisnai yerler hariç sahip oldukları gaybi bilgilerine amel etmezlerdi.

Bunun yanı sıra bu alemin düzen ve nizami imtihan ve sınama düzeni ve nizamıdır. Kur’anı kerim bu bağlamda şöyle buyurmaktadır: “İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler”.[2] Başka bir ayette şöyle buyurmaktadır: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır”.[3] İmtihan ve sınmanın gereksinimi iyiliği ve kötülüğü seçeme bağlamında ihtiyar ve özgür iradeye sahip olmak ve işlerin olağan ve normal bir şekilde akması ve diğer âlemde de onların neticesine ulaşmaktır. Ama gaybi bilgiye amel edilmesi ve ondan yararlanması sınama ve imtihan ortamını yok eder. Zira işlerin normal bir şekilde devam edilmesine engeldir.

1-   İmam Ali de insanların diğer fertleri gibi kendi canını korumakla mükellef olduğu doğrudur. Ama ilkin bu vazife normal ve olağan bilgi çerçevesiyle sınırlıdır. Gaybi bilgi çerçevesini kapsamıyor. İkinci olarak bu eylemin (imam Ali’nin şehit oluşu) diğer tarafı ibin Mülcemdir. O da imtihana tabi tutulmaktadır. İmam sahip olduğu gaybi bilgisine amel etmesi onu sahip olduğu özgür iradesinden ve seçme yetisinden alı koymamalıdır. İmam Ali eğer sahip olduğu kendi gaybi bilgisiyle amel etmiş olsaydı ibni Mülcemin sahip olduğu o özgür iradesi yok olacak ve onun imtihana tabi tutulması ve sınanması için var olan ortam baki kalmayacaktır. Bu ise ilahi sünnete (sünnetüllaha) terstir. Oysaki kullarını imtihan etme sünneti olmak üzere diğer ilahi sünnetler değişmez ve değişimi kabul etmez. Allah u Teâlâ ilahi sünnetler hakkında şöyle buyuruyor: “Sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah’ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın[4]. Buna binaen gaybi bilgiye amel etmek ilahi sünnetinin (imtihan ve sınama) değişmesine neden olduğu için imam ona amel etmemelidir.  



[1] “el-kafi”, c. 7, 414. Bap; “babu ennel kadae bilbeyyinat veleyman, hadis no: 1.

[2]E hasiben nasü ey yütraku ey yekulu amenna ve hüm la yüftenun” (Ankebut,2).

[3] Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu 'amelen ve huvel'aziyzulğafuru.

[4]fe len tecide li sünnetillahi tebdila ve len tecide li sünnetillahi tahvila” (fatır, 43).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Köpek ve domuzun necis oldukları hakkında bir hadis söyleyebilir misiniz?
    14791 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Köpek ve domuzun necaseti hakkında Masum İmamlardan (a.s) elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bu rivayetlerin bazılarında necis sözcüğü açıkça gelmiş bazılarında ise gelmemiştir. Açıkça gelmeyenlerden de köpek ve domuzun necis olmaları gereklilik babından anlaşılmaktadır. Böyle rivayetlerde köpeğin artığı veya domuzun insanın elbisesine değmesi hakkında İmamdan (a.s) sorular ...
  • İmam Hasan Askeri (a.s)’ın biyografisini anlatır mısınız?
    3319 Sire 2020/01/20
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7745 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70786 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    15342 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    6089 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Nazardan korunmak nasıl mümkündür?
    11551 Tefsir 2011/05/09
    Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır. Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu ...
  • Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
    6495 Gayri Müslimlerle İlişki 2019/01/22
    Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir. Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle ...
  • Niçin ezan Arapça okunmaktadır?
    32652 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/08/23
    Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en önemli delili ezanın bir ibadet oluşudur. Bu ibadet Peygamber-i Ekrem’in sünneti gereği olduğu gibi korunmuştur. Her ibadetin şekli ve biçimi Allah Teala’nın belirlediği, emrettiği şekilde olmalıdır. Buna ek olarak bu ibadetin asırlar boyunca tahriften uzak kalması, bozulmaması ve ...
  • Bir Müslümanın, Amerika’daki mahkemelere bir dava için başvurması caiz midir?
    6726 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/11/01
    Ayetullah Uzma Hamenei (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Eğer kadının hakkını elde etmesi, gayri İslami mahkemelere başvurmasına bağlıysa, özellikle bu mahkemelere başvurmaması kadın için zorluk ve sıkıntıya sebep olacaksa; başvurmasında bir mani yoktur.”Hazreti Ayetullah-il Uzma Mekarim Şirazi (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Hakkını elde edecek başka bir yolu olmaz ve bu mahkemelere başvurmak ...

En Çok Okunanlar