Gelişmiş Arama
Ziyaret
8821
Güncellenme Tarihi: 2011/12/07
Soru Özeti
Nenden Hz. Ali katili olan ibni Mülcenin Onu şehit edeceğini bildiği halde ona karşı kendi canını korumak için herhangi bir girişimde bulunmadı?
Soru
Bildiğiniz gibi Hz. Hüseyin’in kıyamı zamanının tağutuna karşı idi. O son dakikaya kadar düşmanın ordusuyla söyleşi halindeydi. Ama Hz. Ali ise ona suikast düzenleneceğinden haberdar olduğu halde hiç bir muhafız almaksızın ve ihtiyat yapmaksızın camiye gidiyor. Gecenin başından beri şehit olmaya hazırdı. Hatırlatılması gerekir ki kendisi kendi bu eylemi (muhafız alama veya ihtiyat yapma) için bizim anlayamayacağımız kesin tevcih edici kati ve kesin delili var idi..
Kısa Cevap

İmam Ali’nin her hangi bir girişimde bulunmamasını birkaç cihetten açıklayabiliriz:

1-   Vazifeyi yerine getirmenin ölçüsü ve miyarı olağan ilimdir. İmam Allah’ın emirlerine itaat etme bağlamında batını ilmine (gaybi ilmine) amel etmiyor. Avamın diğer fertlerinin amel ettiği gibi amel ediyor. Eğer imam sahip olduğu gaybi ilmine amel etmiş olsaydı artık o biz insanlar için örnek olmaz olurdu. Zira insan bireyler bu ilme sahip değildirler.

2-   Bu âlemin sistemi imtihan ve sınama sistemidir. Gaybi ilmiyle amel etmesi ve ondan yararlanması ise sınama ve imtihan ortamını yok eder; Zira bu diğer normal ve olağan işlerin devamına engeldir. Başka bir beyanla imam Ali diğer insanlar gibi kendi canını korumakla görevli ve yükümlü olduğu doğrudur. Ama bu vazife ve yükümlülük olağan bilgi çerçevesiyle sınırlı ve onun sahip olduğu gaybi ilmini kapsamıyor. İkinci olarak bu eylemin (imam Ali’nin şehit oluşu) diğer tarafı ibin Mülcemdir. O da imtihana tabi tutulmaktadır. İmamın sahip olduğu o gaybi ilmi ibni Mülcemin sahip olduğu seçeme özgürlüğüne ve özgür iradesine engel olmamalıdır. İmam Ali eğer sahip olduğu gaybi ilmiyle amel etmiş olsa idi ibni Mülcemin sahip olduğu özgür iradesi yok olacak ve onun imtihana tabi tutulması ve sınanması için var olan ortam baki kalmayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

İmam Ali Allaha itaat etme bağlamında sahip olduğu gaybi (imamete has ve gaybi) ilmine amel etmiyor. İnsanların diğer fertleri gibi olağan bir şekilde davranıyor. Şer’in tüm hükümleri bağlamında diğer normal ve olağan insanların fertleri gibidir. Zira Allah u Teâlâ tüm düsturlarını herkesten aynı şekilde istemiştir. Bu esasa binaendir ki Peygamber (s.a.a.) sahip olduğu batını ilmiyle amel etmiyordu. İnsanlar arasında hüküm ederken olağan ilmiyle amel ediyordu. Şöyle buyurmaktadır:

“Ben sizin aranızda şahitler ve yemin esasınca hüküm ederim. İçinizde bazıları daha uyanıktır. Dolayısıyla eğer başka birsinin menfaatine kardeşinizin malından alıp ona verirsem bilmelidir ki o mal onun için ateşin bir parçasıdır”.[1]   Maksat şudur; kim kendi iddiası için şahit getirirse veya yemin ederse ben onun menfaatine hüküm ederim. İster doğru söylesin ister yalan. Ama eğer yalandan bir şey söylerse (bilmelidir ki bu mal onun için) ateşin bir parçasıdır.

Buna binaen her ne kadar Hz. Ali (a.s.) şehit olacağı zenini ve nasıllığı hakkında gaybi ilmine sahip idi ise de ama bu konuda zahir ile mükellef idi. Gaybi ilmine amel etme yetkisine sahip değildi. Zira imam Ali İslam camia için bir örnek idi. Herkesini ihtiyarında olan olağan ve genel yollarla kendi vazifesine amel etmelidir. Normal ve olağan şartları göze almalıdır. Onlara göre davranışlarını düzenlemelidir. Eğer imam gaybi ilmine amel etmiş olsaydı artık insanlar ve hiç kimse için örnek olamazdı. Zira insanlar bu bilgiye sahip değildirler. Diğer taraftan eğer imamlar (a.s.) sahip oldukları gaybi bilgilerine amel etmiş olsaydılar toplum içinde düzen alt üst olacaktı. Buna binaen Onlar (a.s.) genellikle ve çoğu zamanlarda olağan bilgileriyle amel ederlerdi. Çok istisnai yerler hariç sahip oldukları gaybi bilgilerine amel etmezlerdi.

Bunun yanı sıra bu alemin düzen ve nizami imtihan ve sınama düzeni ve nizamıdır. Kur’anı kerim bu bağlamda şöyle buyurmaktadır: “İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler”.[2] Başka bir ayette şöyle buyurmaktadır: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır”.[3] İmtihan ve sınmanın gereksinimi iyiliği ve kötülüğü seçeme bağlamında ihtiyar ve özgür iradeye sahip olmak ve işlerin olağan ve normal bir şekilde akması ve diğer âlemde de onların neticesine ulaşmaktır. Ama gaybi bilgiye amel edilmesi ve ondan yararlanması sınama ve imtihan ortamını yok eder. Zira işlerin normal bir şekilde devam edilmesine engeldir.

1-   İmam Ali de insanların diğer fertleri gibi kendi canını korumakla mükellef olduğu doğrudur. Ama ilkin bu vazife normal ve olağan bilgi çerçevesiyle sınırlıdır. Gaybi bilgi çerçevesini kapsamıyor. İkinci olarak bu eylemin (imam Ali’nin şehit oluşu) diğer tarafı ibin Mülcemdir. O da imtihana tabi tutulmaktadır. İmam sahip olduğu gaybi bilgisine amel etmesi onu sahip olduğu özgür iradesinden ve seçme yetisinden alı koymamalıdır. İmam Ali eğer sahip olduğu kendi gaybi bilgisiyle amel etmiş olsaydı ibni Mülcemin sahip olduğu o özgür iradesi yok olacak ve onun imtihana tabi tutulması ve sınanması için var olan ortam baki kalmayacaktır. Bu ise ilahi sünnete (sünnetüllaha) terstir. Oysaki kullarını imtihan etme sünneti olmak üzere diğer ilahi sünnetler değişmez ve değişimi kabul etmez. Allah u Teâlâ ilahi sünnetler hakkında şöyle buyuruyor: “Sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah’ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın[4]. Buna binaen gaybi bilgiye amel etmek ilahi sünnetinin (imtihan ve sınama) değişmesine neden olduğu için imam ona amel etmemelidir.  



[1] “el-kafi”, c. 7, 414. Bap; “babu ennel kadae bilbeyyinat veleyman, hadis no: 1.

[2]E hasiben nasü ey yütraku ey yekulu amenna ve hüm la yüftenun” (Ankebut,2).

[3] Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu 'amelen ve huvel'aziyzulğafuru.

[4]fe len tecide li sünnetillahi tebdila ve len tecide li sünnetillahi tahvila” (fatır, 43).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer evlat anne ve babasından önce vefat ederse merhumun evladı büyükbabasından miras alır
    22834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Mirasın tabakaları ve açıklaması hakkında 3254 (Site: 3943) ve 1325 (Site: 1320) sayılı sorulara müracaat edebilirsiniz. Ama sorunuz hakkında muhterem mercilerin fetvalarını beyan etmeden önce, ölünün bir evladı (erkek veya kız) olduğu müddetçe torunlara miras ulaşmayacağını hatırlatırız. Ölünün (burada ölü derken büyükbaba veya büyükanne kastedilmektedir) evlatları kendisinden önce ölmeleri ...
  • Rivayetlerde sihir ve büyünün gerçek olduğu ancak sadece Allah’ın izniyle etki edebileceği beyan edilmiştir. Allah’ın böyle bir şeye izin vermesi ilahi adaletle çelişmez mi?
    6019 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/08/06
     Muhammet bin. İsa der ki İmam Rıza (a.s)’dan ‘sihir’ hakkında sordum. İmam şöyle buyurdu: “ Sihir gerçektir ancak sadece Allah’ın izniyle etkisi olur.”[1]Bu rivayette mevzu bahis olan ibaret: (هُوَ یُضِرُّ بِإِذْنِ اللهِ تَعَالَى) “O (sihir) Allah Teala’nın izniyle zarar verir.” bölümü olup, ...
  • Ulül Azm Peygamberler Hangi Dönemlerde Yaşamışlardır?
    8240 تاريخ بزرگان 2019/10/21
     Tarihi kaynaklar Ulül azm Peygamberlerin ve diğer Peygamberlerin hangi zaman dilimlerinde yaşadıklarına değinmiştir:Adem (a.s) Ebu’l-beşer:Hz. Adem (a.s)’ın ömrü hakkında Tevrat’ta geçen 930 yıl yaşadığı yönündedir.[1]  Ayrıca başka bir kaynakta Hz. Adem (a.s)’ın Cuma günü doğduğu saatte 930 yaşında vefat ...
  • “Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’a özgüdür” ayeti hakkında İmam Askeri’nin (a.s) tefsiri nedir?
    10981 Tefsir 2012/04/15
    İmam Hasan Askeri Tefsiri, bu İmama mensuptur ve bazıları bir takım delillerden ötürü bu tefsirin kendisine isnat edilmesini kesin bilmemektedir. Bu tefsirde Hamd suresi ve Bakara suresi 282. ayete kadar rivayetsel bir şekilde tefsir edilmiştir ve buna Kur’an ilimleri literatüründe “Me’sur” tefsir denilmektedir. Her halükarda İmam Hasan ...
  • imamların (a.s.) isimleri Şia'nın hangi mütevatir hadislerinde tasrih (açık bir şekilde zikir) edilmiştir.
    7214 Eski Kelam İlmi 2011/04/13
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7122 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Kur’an’ın nüzulu hangi yılda tamamlandı?
    14979 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Peygambere nazil olan son ayet ve son sure hakkındaki rivayetler farklıdır. Bazı rivayetlerde Peygambere (s.a.a) nazil olan son surenin Nasr suresi olduğunu söylenirken bazılarında da Beraet suresinin son sure olduğunu söylenmektedir. Yine bazı rivayetlerde Bakara suresinin 281. ayetinin son ayet olduğunu söylenirken bazılarında da ‘Bugün dininizi size ikmale ...
  • Çocuğa karşı doğru davranışın yolları hakkında bilgi veriniz.
    9768 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuğu doğru şekilde eğitmek bu kısa yazıya sığmayacak kadar uzun bir konudur, ancak genel olarak şu birkaç noktaya dikkat çekilebilir: Eğitimden önce insanın kendisini yetiştirmesi, sevgide ölçülü olmak, ifrat ve tefritten kaçınmak, çocuğa şahsiyet vermek, onlara yeteneklerini kullanma ortamını vermek ve çocuğun eğitiminde aşamalara riayet etmek. ...
  • Cevheri hareketten maksat nedir?
    11617 İslam Felsefesi 2010/12/05
    Hareketten maksat, bir şeyin kuvve (durgunluk) halinden fiil haline geçmesidir. Cevher (öz)’den maksat ise dış alemde varolabilmesi için mevzuya (yapıntı) ihtiyacı olmayan mahiyettir. Oysa arazın (ilinti) dış alemde varolması için mevzuya ihtiyacı vardır. Örneğin beyaz renk, arazdır ve varolabilmesi için dış alemde mutlaka bir mevzuya ihtiyacı vardır. Ama ...
  • Her yarım saatte tuvalet ihtiyacı olan ve tekerlekli sandalyeyle amellerini yapmak zorunda olan hastanın temettü haccındaki vazifesi nedir?
    10521 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/22
    Haccın şartlarından birisi beden gücünün yerinde olmasıdır. Yani, hacca gitmek ve amelleri çok zorluk ve meşakkat olmadan yerine getirmek için yeterli güce sahip olmak gerekmektedir. Hac kocanız için zor ve meşakkati olur ve bu  dayanılmaz bir hal alırsa aslında hac ona farz değildir. Ancak bu hastalığa yakalanmadan ...

En Çok Okunanlar