Gelişmiş Arama
Ziyaret
3638
Güncellenme Tarihi: 2010/12/22
Soru Özeti
Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
Soru
Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
Kısa Cevap

Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde hataya düşmektedir. Bu hataların kaynağı akıl değil bilakis akıl gücünden faydalanılmamasıdır. Böylesi muhtemel sorunları önlemenin en doğru çözümü aklın ve düşünce gücünün takviye edilmesi ve Allah’ın bizlere tanıttığı hidayet önderleri olan Evliya’ya müracaat etmemizdir.  

Ayrıntılı Cevap

 Kuran’ı Kerim ayetlerini iki açıdan sınıflandırabiliriz.  İlk bakış açısına göre söz konusu olan meseleler muhkem ve müteşabih olarak ikiye ayrılırlar. Bu sınıflandırma Ali-İmran suresinin yedinci ayetinde açıkça beyan edilmiştir: "مِنْهُ آياتٌ مُحْكَماتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتابِ وَ أُخَرُ مُتَشابِهات‏". ‘Onun (Kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müşabihtir.’

Diğer sınıflandırma ise Kuran’ın ayetlerinden idrak edilen farklı manalar nazara alınarak söz konusu edilmiştir. Zira Kuran’da geçen kelimelerin zahiri ve ilk anlamlarının yanı sıra rivayetlerde de tasrih edildiği üzere başka anlam katmanları da vardır. Her birey sahip olduğu tefekkür gücüne göre bu anlam katmanlarına ulaşabilir.

Yukarı zikredilen açıklama bağlamında Kuran’ın anlaşılmasında aklın rolü dört bölümde incelenebilir:

  1. Muhkem ayetlerin zahiri anlamı:

Muhkem ayetler Kuran’ı Kerim’in büyük bir bölümünü ezcümle dualar, tarihi vakıaların beyanı, ahlaki öğretiler… oluşturur. Muhkem ayetler bütün beniâdem tarafından akılla idrak edilebilecek türdendir. Bir örnek verecek olursak Kuran şöyle buyurur: "لا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْساً إِلاَّ وُسْعَها" ‘Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.’[1] Düşünebilen her insan bu ayetten Allah Teâlâ’nın insana üstesinden gelemeyeceği teklifi vermediğini idrak edebilir. Bunu anlamanın özel bir kabiliyete ve özel bir düşünce gücüne ihtiyacı yoktur.

Kuran’ı Kerim’in bütün muhatapları bir ibaretten aynı manayı idrak edebiliyorsa bu bizlere akıllarının Kuranın kavramlarını anladığını gösterir. Buna binaen bizim aklımız Kuran’ı idrak etmekten acizdir bahanesine kimse sığınamaz. Zira Kuran’ın nazil oluş biçimi en azından onun zahiri ve ilk anlamının halkın geneli tarafından anlaşılır olduğunu göstermektedir.

  1. Muhkem ayetlerin anlam katmanları:

Bazı rivayetler esasınca Kuran’ı Kerim’in zahiri manasının doğru ve istifade edilebilir olmasının yanı sıra bunun ötesinde anlam katmanlarını bağrında barındırmaktadır. Lakin bu anlamlar ve manalar her birey için ulaşılabilir değildir. Ancak takvaya veya derin düşünce gücüne sahip olan insanlar ruhsal temizliği ve tefekkür güçleriyle doğru orantılı olarak Kuran’ın anlam ve mana katmanlarına sahip olabilirler.[2]

Böyle bir kudrete sahip olmayan bireyin Kuran ayetlerinin zahiri ve ilk manaları üzerinde düşünmesine gerek olmadığı anlamında değildir. Bilakis bu zahiri ve ilk anlamları doğru bir şekilde bütünleştirmek hem düşünce gücünü geliştirecek hem de diğer anlam katmanlarını anlamak için bir merdiven oluşturacaktır.

  1. Müteşabih ayetlerin zahiri manası:

Bazı Kuran ayetlerinde geçen ibaretlerin zahiri temel dini öğretilerle ve inançlarla uyumsuz olan bir anlam zihinde doğurmaktadır.  Örneğin: " يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْديهِم‏"  ‘Allah'ın eli (kudreti) onların ellerinin (kudretlerinin) üstündedir.’[3] Bu ayeti geçen ‘ید’ kelimesini sözlük olarak mana edecek olursak sonuç olarak Allah Teâlâ’nın diğer maddi varlıklar gibi elleri olduğu sonucuna ulaşırız ki bu anlam dinin temel esaslarıyla tamamen çelişir. Buna binaen bu zahiri anlam değil de delaletine teveccüh edilir. Eğer akıl bu sahada ayetin gerçek manasına kesin olarak ulaşamazsa bile muhkem ayetler ışığında bu ayeti kavrama noktasında belirsizlik olduğuna kanaat getirerek sözün zahirine istinatta bulunmaz. Bilakis müteşabih ayetin hakikatini anlamak için Allah’ın bizlere tanıttığı hidayet önderleri olan Kuran’ın tevilini bilen rasih Evliya’ya müracaat ederler.

  1. Müteşabih ayetlerin gerçek manası:

Ali-imran suresinin yedinci ayetinde müteşabih ayetlerin gerçek manasını yalnız Allah Teala ve ilimde rasih olan, Kuran’ın teviline ilmi olanların bildiği açıklanmıştır. Doğal olarak kimin ilmi ve takvası daha fazla ise müteşabih ayetleri idrak etme gücüde daha fazla olacaktır.

Elbette kalplerinde hastalık olan veya ilim ve idrakları çok zayıf olan bazı insanlar muhkem ayetlerin zahirinde dahi yanlış tefsirler sunmaktadır. Bu insanların amellerini bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere ikiye ayırmak gerekir. Bu fertlerin bilinçsiz olanlarının eylem ve söylemini aklın Kuran’ın tefsirinde yanlış yaptığına ve muteber olmadığına delil göstermek ve ölçü kabul etmek doğru olmayacaktır. Bilakis Kuran yüzlerce ayette muhataplarını düşünmeye, tefekküre ve akıl etmeye davet etmektedir. Örnek olarak: “كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِهٖ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ” ‘İşte böyle Allah sizin için ayetlerini beyan etmektedir. Umulur ki akıl edersiniz.’[4]

 

 

 

[1] Bakara/286.

[2] Meclisi, Muhammed Bakır, Bihar’ul-Envar, 89.c, 78.s, muesse’tul-vefa, Beyrut, 1404.h.

[3] Fetih/10.

[4] Bakara/242; Ali-İmran-118, Muhammed/28…

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar