Gelişmiş Arama
Ziyaret
8031
Güncellenme Tarihi: 2011/02/26
Soru Özeti
Acaba tüm enfallerin mülkiyetinin Allaha ve Allah resulüne ait olduğunu söyleyen enfal suresinin ilk ayeti ile enfalin beşte birisinin onlara ait olduğunu söyleyen aynı surenin 41. ayetleri arasında bir çelişki yok mu?
Soru
Enfal suresinin ilk ayeti tüm enfallerin mülkiyeti Allaha ve Allah resulüne ait olduğunu söylüyor ve aynı surenin 41. Ayeti ise enfalin beşte birisinin onlara ait olduğunu diyor. Tabii olarak geride kalan beşten dördünün savaşcılara ait olacaktır. Sizce bir biriyle çelişen bu iki ayetten hangisi doğrudur?
Kısa Cevap

Ganimet ile enfal mantıksal olarak aynı değildir. Bunun yanı sıra da şunu söylemek gerekir ki vahdetçilik (varlık aleminde tek bir varlık söz konusu olduğunu savunan) anlayışa göre insanın kendisi olmak üzere varlık aleminin tamamı Allaha aittir. Ama çoğulculuğu (varlık aleminde bir çok varlık söz konusu olduğunu) kabul eden anlayışa göre bazı maddi nimetler Allaha ait olduğunu göz ardı etmeksizin zahiri olarak insanın mülküne geçmiştir diyor. Bu iki anlayış arasında her hangi bir tezat ve çelişki söz konusu değildir. Dolayısıyla “enfal” ve ganimet kavramlarının aynı anlama geldiğini kabul etsek bile bu iki ayette dile getirilen konular arasında tezat ve çelişki söz konusu değildir. Zira birisinde gerçek malikliğe ikincisinde zahiri malikliğe işaret etmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Zahiri olarak bir biriyle çelişen ayetler şunlardır:

  1. Yes'eluneke anil enfal kulil enfalü lillahi ver rasul fettekullahe ve aslihu zate beyniküm ve etiy'ullahe ve rasulehu in küntüm mü'minin[1] (Ey Muhammed!) Sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki: “Ganimetler, Allah’a ve Resûlüne aittir. O hâlde, eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, Allah ve Rasûlüne itaat edin.”
  2. Va'lemu ennema ğanimtüm min şey'in fe enne lillahi humüsehu ve lir rasuli ve lizil kurba vel yetama vel mesakini vebnis sebili in küntüm amentüm billahi ve ma enzelna ala abdina yevmel fürkani yevmel tekal cem'an vallahü ala külli şey'in kadir”.[2] Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Eğer Allah’a; hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, (yani) iki ordunun (Bedir’de) karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize inandıysanız (bunu böyle bilin). Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

Bu bağlamda şunu söylemek gerekir: Şia tefsirlerine göre “enfal” ile “ganimet” arasında mantıksal irtibat müsavilik değildir. Ama buna rağmen bir noktaya dikkat çekip onu açıklamakla bu türden olan açıksızlıkların bertaraf olmasına yardımcı olabilir.

İlk ve vahdetçilik anlayışına göre vücudumuzun tümü ve kendisinden yararlanabileceğimiz her şey varlık âlemini var eden Rab’e aittir. Bu gerçek kuranın birçok ayetinde hatırlatılmıştır. Örneğin aşağıdaki ayetlere bakınız:

  1. Lillahi ma fis semavati ve ma fil ard[3],   Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır.
  2. inna lillahi ve inna ileyhi raciun[4] Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz”.
  3. Kul li mem ma fis semavati vel ard kul lillah ketebe ala nefsih[5] De ki: “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı.

Diğer taraftan ve çoğulculuk görüşe göre Allah u Teala nın kendisi insanı varlık âleminde var olan bazı şeylere malik (sahip) kılmıştır. Farklı yerlerde genel anlamda veya has taksimlerle bu konu hatırlatılmıştır. Allah bazen kendini överek şöyle demektedir: “Huvelleziy ce'ale lekumul'arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kulu min rizkihi ve ileyhinnuşuru”.[6] O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır.

“Humus”,[7] “irs”,[8] maliklik[9] ve benzer konularda da Allah insanı maddi âleminin bir kısmına sahip kıldığı göze çarpmaktadır. Tabii olarak varlık âleminin sahipliğine bu iki farklı yönden bakan görüşler arasında her hangi bir tezatlık göremeyiz. Kuranı kerim bir ayeti kerimede her iki görüşe değinerek ne kadar güzel beyan etmiştir ki şöyle buyuruyor: “Ve sehhara leküm ma fis semavati ve ma fil erdi cemiam minh inne fi zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun”[10] Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır.

Yukarıdaki noktaları dikkate aldığımızda “ganimet” ve “enfal” kavramlarını aynı anlamda alsak bile (ki aynı anlamda değildir) şöyle diyebiliriz: Ganimet noktasında beşte dördünün malikliğini savaşcılara vermesi de yine Allahın tartışmayan malikliğindendir. Savaşçılara verilen zahiri maliklik Allahın gerçek malikliğinden hiçbir şey eksiltmeyecektir.

 

 


[1] Enfal, 1.

[2] Enfal, 41. Bakare, 284, aliİmran, 109 ve 129; nisa, 126 ve…

[3] Bakare, 284, aliİmran, 109 ve 129; nisa, 126 ve…

[4] Bakara, 156.

[5] Anam, 12.

[6] Mülk, 15.

[7] Enfal, 41.

[8] Nisa, 11-12.

[9] Yasin, 71.

[10] Casiye, 13.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar