Gelişmiş Arama
Ziyaret
15804
Güncellenme Tarihi: 2011/06/20
Soru Özeti
Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
Soru
Seyitlik Hz. Zehra (a.s) aracılığıyla imamlara (a.s) ulaşmıştır ve onun kendisi de kadındır. O halde neden seyitlik kadınlar yoluyla geçmemektedir?
Kısa Cevap

Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî olmak sadece baba yoluyla Haşim’e ulaşan kimseye verilen bir sıfattır. Elbette fıkhî hüküm ve eserler baba yoluyla Haşim’e ulaşan evlatlara özgüdür. İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) Peygambere (s.a.a) Hz. Fatıma (a.s) yoluyla ulaştıkları gibi baba yoluyla yani Hz. Ali (a.s) kanalıyla da Haşim’e ulaşmaktadırlar.

Ayrıntılı Cevap

Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî olmak sadece baba yoluyla Haşim’e ulaşan kimseye verilen bir sıfattır.[1] Bunun aydınlığa kavuşması için birkaç rivayete işaret ediyoruz:

1. Hz. İmam Musa b. Cafer (a.s) şöyle buyurdu: Bir gün Harun Reşid’in meclisine gittim. Harun benden bir takım sorular sordu. Sorulardan bir tanesi şuydu: Sizler kendinizi nasıl Peygamberin (s.a.a) evladı ve soyu bilmektesiniz? Çünkü Peygamberin oğlu yoktu ve insanın nesli kızdan değil, erkek çocuk aracılığıyla intikal eder. Ben ona şöyle cevap verdim: Yüce Allah Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “Biz ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nuh’u da hidayete erdirmiştik. Zürriyetinden Dâvud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u da. İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı, İlyas’ı doğru yola erdirmiştik. Bunların hepsi salih kimselerden idi.”[2] Harun’a ey Harun İsa’nın babası kimdir diye sordum? İsa’nın babası yoktur dedi. O halde nasıl Hz. İbrahim’in (a.s) neslinden sayılmıştır diye soruverdim. O halde bil ki Allah İsa’yı anne kanalından Hz. İbrahim’in nesline katmıştır. Biz de annemizin kanalıyla İslam Peygamberinin nesil ve zürriyetinden sayılmaktayız.[3]

2. Ayyaşi tefsirinde şöyle nakledilmektedir: Bir gün Haccac Yahya b. Muammer’i çağırmak üzere birini yollar. Yahya Haccac’ın yanına gelir. Haccac şöyle der: Duyduğuma göre sen Hasan ve Hüseyin’in Peygamberin evlatları olduğunu zannediyormuş ve bunu Kur’an’dan aktarıyormuşsun. Oysaki ben Kur’an’ı baştan sona okudum, ama bu konuya rastlamadım. Yahya şöyle cevap verir: Sen Enam suresini okumuyor musun? Enam suresinde şöyle buyrulmaktadır: “Biz ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nuh’u da hidayete erdirmiştik. Zürriyetinden Dâvud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u da. İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı, İlyas’ı doğru yola erdirmiştik. Bunların hepsi salih kimselerden idi.” İsa bu ayette İbrahim’in nesil ve zürriyetinden sayılmamış mıdır? Haccac bunun üzerine doğru söylüyorsun, ben bu ayeti okudum der.[4]

3. Ebu Carud şöyle demektedir: İmam Bakır (a.s) şöyle buyurdu: Ey Eba Carud bunlar Hasan ve Hüseyin (a.s) hakkında sana ne söylüyorlar diye soruverdi. Bize Hasan ve Hüseyin’in (a.s) Peygamberin (s.a.a) evladı olmadığını söylemektedirler diye söyledim. İmam şöyle buyurdu: Siz onlara nasıl delil getirmektesiniz diye sordu. Ben “zürriyetinden Davud ve Süleyman “ ayetini delil olarak getirdiğimi söyledim. İmam onlar sizin bu cevabınız karşısında ne demektedir diye sordu. Ben onların kızın oğlunun evlat olarak adlandırıldığını ama bunun soy evladı olmadığını söylediklerini belirttim. İmam siz onlara ne diyorsunuz diye sordu. Ben de biz onlara Hasan ve Hüseyin’in Peygamberin oğulları olduğunu belirten “oğullarımızı ve oğullarınızı çağıralım”[5] ayetini okuduğumuz söyledim. İmam onlar ne diyorlar diye sordu. Onların Arap dilinde ve Araplar arasında başkalarının oğulları için “oğlum” kelimesinin kullanıldığını belirttiklerini söyledim (mesela senin oğluna bir başkası oğlum şunu getir diye söyleyebilmektedir). İmam, Ey Eba Carud Allah’ın kitabından sana bir ayet okuyacağım diye buyurdu: “Sizlere anneleriniz ve kızlarınız haram kılındı.”[6] Ve devam etti: Sen onlardan Peygamberin Hasan ve Hüseyin’in kızlarını alıp alamayacağını sor. Eğer alabileceğini söylerlerse yalan atmış olacaklardır ve eğer Hasan ve Hüseyin’in kızlarını alamayacağını söylerlerse, bu durumda Hasan ve Hüseyin’in (a.s) Peygamberin (s.a.a) sulbünden oldukları ispatlanmış olacaktır.[7] Bundan dolayı her ne kadar kocası seyit olmasa da Peygamberin (s.a.a) neslinden olan bir kadının tüm evlatları Peygamberin (s.a.a) neslinden sayılacaktır. Ama seyitlik için zikredilmiş olan fıkhî hüküm ve eserler baba tarafından irtibatı olan kimselere özgüdür. Hz. İmam Humeyni bu husustaki bir sorunun yanıtında şöyle buyurmuştur: “Her ne kadar anne tarafından Peygamber-i Ekrem’e müntesip olan kimseler Allah Resulü’nün evlatları sayılsa da, seyitliğin şerî eser ve hükümlerinin uygulanma ölçüsü baba tarafından müntesip olmadır.”[8] İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) Hz. Fatıma (a.s) yoluyla Peygambere (s.a.a) müntesip oldukları gibi, baba yoluyla yani Hz. Ali (a.s) kanalıyla da Haşim’e müntesip olduklarını belirtmek gerekir.  



[1] Bkz: Misbahu’l-Huda Fi Şerhi’l-Urveti’l-Vuska, c. 11, s. 178.

[2] وَ وَهَبْنَا لَهُ إِسْحَاقَ وَ یَعْقُوبَ کُلاًّ هَدَیْنَا وَ نُوحًا هَدَیْنَا مِن قَبْلُ وَ مِن ذُرِّیَّتِهِ دَاوُدَ وَ سُلَیْمَنَ وَ أَیُّوبَ وَ یُوسُفَ وَ مُوسىَ‏ وَ هَرُونَ وَ کَذَالِکَ نجَْزِى الْمُحْسِنِینَ()وَ زَکَرِیَّا وَ یحَْیىَ‏ وَ عِیسىَ‏ وَ إِلْیَاسَ کلُ‏ٌّ مِّنَ الصَّالِحِین (Enam, 84-85).

[3] Tefsir-i Safi, c. 1, s. 530, Cevahir, c. 16, s. 95.

[4] Tefsirü’l-Mizan, Arabi, c. 7, s. 261, Bahs-i Rivayi.

[5] فَمَنْ حَاجَّکَ فیهِ مِنْ بَعْدِ ما جاءَکَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعالَوْا نَدْعُ أَبْناءَنا وَ أَبْناءَکُمْ وَ نِساءَنا وَ نِساءَکُمْ وَ أَنْفُسَنا وَ أَنْفُسَکُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَلْ لَعْنَتَ اللَّهِ عَلَى الْکاذِبینَ (Ali İmran, 61).

[6] حُرِّمَتْ عَلَیْکُمْ أُمَّهَتُکُمْ وَ بَنَاتُکُمْ وَ أَخَوَاتُکُمْ وَ عَمَّاتُکُمْ وَ خَالَاتُکُمْ وَ بَنَاتُ الْأَخِ وَ بَنَاتُ الْأُخْتِ وَ أُمَّهَاتُکُمُ الَّتىِ أَرْضَعْنَکُمْ وَ أَخَوَاتُکُم مِّنَ الرَّضَعَةِ وَ أُمَّهَاتُ نِسَائکُمْ وَ رَبَئبُکُمُ الَّتىِ فىِ حُجُورِکُم مِّن نِّسَائکُمُ الَّتىِ دَخَلْتُم بِهِنَّ فَإِن لَّمْ تَکُونُواْ دَخَلْتُم بِهِنَّ فَلَا جُنَاحَ عَلَیْکُمْ وَ حَلَئلُ أَبْنَائکُمُ الَّذِینَ مِنْ أَصْلَابِکُمْ وَ أَن تَجْمَعُواْ بَینْ‏َ الْأُخْتَینْ‏ِ إِلَّا مَا قَدْ سَلَفَ إِنَّ اللَّهَ کاَنَ غَفُورًا رَّحِیمًا (Nisa, 23).

[7] Cevahiru’l-Kelam, c. 16, s. 93, Kitabu’l-Hums, çap-ı İran.

[8] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 2, s. 89, soru. 1009.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar