Gelişmiş Arama
Ziyaret
5771
Güncellenme Tarihi: 2012/01/23
Soru Özeti
“Biz olmasaydık Allah’a ibadet edilmezdi ve Allah tanınmazdı” hadisinden kasıt nedir?
Soru
Lütfen “Biz olmasaydık Allah’a ibadet edilmezdi ve Allah tanınmazdı” hakkında bir açıklamada bulunur musunuz?
Kısa Cevap

İnsan fıtrî olarak Allah’ı isteyen ve O’na yönelik bilgi elde etmeye ve böylece Allah’a yönelik elde ettiği bilgiyle yaratılışın asıl hedefi olan ibadet ve kulluğu yerine getirmeye çalışan bir varlıktır. Öte taraftan Yüce Allah’ın Kur’an’da buyurduğu gibi insanın ilim ve bilgiden nasibi çok azdır. O halde taşıdıkları liyakat ve ilahi özel lütuf sayesinde kendileri için ilimlerden kapılar açılan ve insanın muhtaç olduğu her şeyi öğrenen kimselere ihtiyaç duyar. Bunlar ilahi elçiler ve peygamberlerdir. Peygamberlerden sonra onların halifeleri olan masum hazretler (a.s) ve ilahi seçkinler, gönderilmiş peygamberlerin yolunu sürdürür. Onlar her şeyi detaylarıyla Peygamberden (s.a.a) aldılar, şefkatli öğretmenler gibi insanlara kılavuzluk ettiler ve insanların muhtaç olduğu her şeyi bildiklerinden onların soru soran zihinlerine cevap verdiler ve böylece onların yardımıyla insanların cehalet ve bilgisizlik bataklığından kurtulabilme olanağı oldu. O halde eğer peygamberlerin ve onlardan sonra masum imamların (a.s) öğretileri olmasaydı, insan Allah’ı tanımamakla kalmaz, O’na layık olduğu şekliyle ibadet de edemezdi.

Ayrıntılı Cevap

Sorulan hadis, hadis kaynaklarında şöyle yer almaktadır: قال ابو عبد الله (ع): إنَّ الله عزوجل خلقنا فاحسن خلقنا و صوَّرنا فاحسن صُوَرِنا و جعلنا خزانه فی سمائه و ارضه و لنا نطقت الشجرة و بعبادتنا عبد الله و "لولانا ما عبدالله"[1]

Bildiğiniz gibi insan fıtrî olarak Allah’ı isteyen[2] ve Yüce Allah ile ilgili olarak daha çok bilgi edinme peşinde olan bir varlıktır. Öte taraftan, ibadet yaratılışın hedefi olarak tanıtılmıştır.[3] Yerinde ispat edildiği üzere, insanın Allah’a yönelik bilgisi ne kadar çoksa, bu onun ibadet niteliğine de kesinlikle etki etmekte ve bilginin artmasıyla kendisinin ibadeti daha derinlik kazanmaktadır.[4] Öte taraftan insan elinde bulundurduğu akıl, fıtrat ve benzeri araçlarla ideal bilgi derecesine ulaşacak ve bu alemin hakikatlerini idrak edecek bir düzeyde bulunmamaktadır. Nitekim Yüce Allah da Kur’an’da bu hususa işaret etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Size pek az ilim verilmiştir.”[5] Ama Yüce Allah hikmet sahibi, adil ve tüm kemal sıfatlarını taşıması nedeniyle, hem insanın yetkinliğini kendine yönelik derin bir ilim sahibi olması ve onun ibadet düzeyine göre şekillendirmesi ve hem de onun bilgi alanını kısıtlaması ve daha fazla bilgi edinme koşullarını hazırlamaması mümkün değildir. Dolayısıyla vahiy kalıbında bir takım öğretileri peygamberlerin kalbine nazil kılmış, onları gönderilmiş elçiler olarak tanıtmış ve kendilerine hikmet ve bilmedikleri ne varsa öğretmiş[6] ve de şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz biz elçilerimizi apaçık deliller ile yolladık.”[7] O halde ilahi hüccetler olan peygamberler, insanların kemal merhalelerini kat etmek ve marifet zirvelerine ulaşmak için ihtiyaç duyduğu her şeyi getirmeleri gayesiyle gönderilmişlerdir. Son elçi olan Hz. Muhammed’ten (s.a.a) sonra, onun ardından ne olacaktır, sorusu sorulmaktadır. Sonraki insanların dinsel öğretilere ve onların açıklamasına ihtiyaçları yok mudur? İnsanların Allah’a yönelik daha fazla bilgi edinmesi ve marifet kazanmasının yolu kapandı mı? İşte burada Peygamberliğin halifeliği tartışması başlamaktadır. Gerçekten de kimler peygamberlerin halifesi olabilir? Bu halifeleri kim seçmelidir? Burada her akıl sahibinin dirayeti şöyle hükmeder: Peygamberlerin halifeleri, onların insanlar karşısında yaptıklarını yapmak zorunda olduklarından, evvela onların yanında bulunan tüm ilim ve kemalleri taşımaları gerekir ve ikincisi, bu fertlerin insanlar tarafından tespit edilmesi mümkün olmadığından, insanları hidayete erdirmeye dönük ilahi gayenin tahakkuk etmesi için onların Allah tarafından atanması icap eder. Rivayet ve tarih kitaplarına müracaat etmeyle, Peygamberin (s.a.a) vasilik ve halifeliği konusunun onun kendi döneminde ve değişik törenler ile dile getirildiğini öğrenmekteyiz. Hz. Peygamber (s.a.a) bazen açıkça ve bazen de kinayeyle her neyin peşindeyseniz ve benden neyi istiyorsanız benden sonra on iki imam (a.s) taşımaktadır diye halka buyurmaktaydı.[8] Sadece onlar sizin marifet ateşinizi söndürebilir ve bir başkası değil.[9] O halde ilimden nasibi çok az olan ve hatta kendi fayda ve zararını bilmeyen insanın bu ilahi öğretmenlerden faydalanarak (peygamberler ve hak halifeleri) bilmediği her şeyi öğrenebileceği ve ihtiyaç duyduğu her şeyi idrak edebileceği neticesine ulaşmış oluyoruz. Eğer bu ilahi lütuf ve kılavuzlar olmasaydı biz katlı cehaletimizde kalır ve asla bu bilgisizlik bataklığından kurtulmazdık. Bu açıklamalarla İmam Sadık’ın (a.s) “eğer biz olmasaydık siz Allah’ı tanımamakla kalmaz, hatta O’na layık olduğu şekilde ibadet bile etmezdiniz” diye buyurduğu sözü iyice aydınlanmaktadır.



[1] Kuleyni, Muhammed b. Yakub, el-Kâfi, c. 1, s. 193, باب أن الائمة (ع) ولاة أمر الله, h. 6, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365; Meclisi, Muhammed Bakır, Biharü’l-Envar, c.25, s. 4, باب بدو ارواحهم و انوارهم و طینتهم, h. 7, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, 1404 h.k.

[2] Rum, 30.

[3] Zariyat, 56.

[4] Kuleyni, el-Kâfi, c. 1, s. 180, باب معرفة الامام, h. 1, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365.

[5] İsra, 85.

[6] Nisa, 113.

[7] Hadid, 25.

[8] Meclisi, Biharü’l-Envar, c. 36, s. 299, باب نصوص الرسول (ص) علیهم ع, h. 133.

[9] Bkz: Misbah, Muhammed Taki, Amuzeş-i Akaid, 38. Ders.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam, ekonomi, pratik, eğlenmek ve İran kültürü ile bağdaşan uygun bir evlilik düğünü örneği nedir?
    5958 Pratik Ahlak 2011/04/12
    İslam insanî ve İslamî değerlerden biri sayılan evlilik hususuna çok önem vermiştir. Aynı şekilde merasim düzenlemeyi ve evlilik yemeği vermeyi müstehap ve güzel saymıştır. İslam’ın ölçüsü, bu merasimlerin günaha bulaşarak düzenlenmemesi ve savurganlık ve israf yapılmamasıdır. ...
  • Meleklerin ömrü ne kadardır? Mukarreb (üstün) melekler de ölüyorlar mı? Nasıl?
    29727 Eski Kelam İlmi 2010/05/20
    Hadislere göre melekeleri İslam Peygamberi (s.a.a.) ve Ehl-i Beyt İmamlarının (a.s) ruhlarının yaratılmasından sonra gerçekleşmiştir. Bütün melekler hatta Cebarail, İsrafil, ve diğer mukarreb melekler kıyametten önce öleceklerdir. Meleklerin ölümleri hakkında iki ihtimal söz konusudur: Ya ruhlarının onların misali gövdelerinden ...
  • İmam Bakır (a.s)ve İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen birçok hadis bulunmasına rağmen neden onların sözleri bir kitapta toplanmamıştır?
    7334 امام صادق ع 2012/10/24
    İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık’ın (a.s) yaşadıkları zaman ve mekân şart ve durumu göz önünde bulundurulduğunda söz konusu zamanda bir kitabın tedvin edilmemesi anlaşılır bir husus sayılır. Lakin bu hadisler “dört yüz usul” ve sonra da “dört kitap” adıyla toplanmıştır. Son olarak büyük hadis bilgini Hür ...
  • Secde etmeden önce bedenin hangi kısmı ilk önce yere konulmalıdır?
    6049 Secde 2012/04/15
    Namazın farzlarından olan secde, farz ve müstehap cüz ve şartlara sahiptir; bu cümleden olmak üzere secdenin müstehap amellerinden sayılan hususlar, erkeğin secde ederken ilk önce ellerini ve kadının ise ilk önce dizlerini yere koymasıdır.[1]
  • Aerobik egzersizinin hükmü nedir?
    5670 Müzik Eşliğinde Spor Hareketleri 2012/05/15
    Ayetullah el-Uzma Hamanei: Genel olarak günah ortamlarına uygun olan eğlendirici bir müzik olur veya şehveti tahrik eder yahut haram bir işe neden olur veyahut fesada yol açarsa caiz değildir. Ayetullah el-Uzma Sistani: Ritmi eğlence ve oynamaya neden olursa bilerek dinlenmemelidir. Ayetullah el-Uzma Safi ...
  • Kuranı kerimde, kalpteki itminan ile iman ilişkisi nasıl konu edilmiş?
    11618 Tefsir 2010/12/18
    Lügatte imanın anlamı şöyle beyan edilmiştir: yalanlamanın karşıtı olup tasdik etmektir. Istılahta ise anlamı şöyledir. Dille ikrar ve itiraf etmektir, kalpte bir kararlılık ve sözleşmedir, organlarda da ameldir. "İtminan" ve tümenine ise lügatte kararsızlık ve ıstırabın ardından gerçekleşen (kalpsel veya zihinsel) rahatlık ve huzurdur.
  • Salâvat getirirken Al-i Muhammed’i demezsek niçin savat eksik sayılır?
    14703 Tefsir 2009/07/23
    Al-i Muhammed’e salâvat getirmek bidat olmadığı gibi Kur’an ve hadis ve akıl ve irfanla da uyumludur, çünkü:Bidatin manası dinde olmayan bir şeyi dine dahil etmektir. Biz Al-i Muhammede salâvat getirmenin bidat olmadığını söylüyoruz çünkü bu konu Peygamber ve Ehl-i Beyt’ten gelen hadislerde yer ...
  • Müslüman olmayan Ülkelerdeki Bankalarda yatırım yapmak caiz midir?
    6167 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    İran İslam Cumhuriyetinin rehberi seyit Ali Hameney konuyla alakalı bir soruya vermiş olduğu cevapta şöyle buyurmuş: "Haddi zatinde gayri İslami ülkelerdeki bankalarda yatırım yapmak işkâlsız ve sakıncası yoktur. Yani eğer bu bankalarda yapılan yatırım onların İslam ve Müslümanların aleyhine olan iktisadi ve siyasi güçlerinin artmasına neden olmuyor ise yatırım yapmanın ...
  • Peygamber (s.a.a.) Mescit yapma esnasında Ammarın okuduğu şiirler nasıl idi?
    7010 تاريخ بزرگان 2010/11/22
    Meclisi "biharu'l-envar" adlı esirinde şöyle yazıyor: Peygamber (s.a.a.) kendi yaranlarıyla birlikte mescit yaparlarken, bu esnada sahabelerden birisi kendi şık elbisesini giymiş ve has bir poz vererek oradan geçiyordu. Bu sahneyi müşahede eden Ammar-i Yasir, aşağıdaki anlamlar içerikli bazı şiirler okudu: mescitleri yapan ve orada rükû ve secde eden kimseler ile ...
  • Doktorların sumen altı olarak aldıkları paranın hükmü nedir?
    5617 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/22
    Hz. Ayetullah el-Uzma Hamane:Bismihi TealaDoktor, devlet memuru olarak hastanede çalışıyor ve devletten maaş alıyorsa veya ameliyatı sigortadan aldığı paraya göre yapıyorsa bunun dışında bir ücret almaya hakkı yoktur.  

En Çok Okunanlar