Gelişmiş Arama
Ziyaret
5401
Güncellenme Tarihi: 2011/02/08
Soru Özeti
imam-ı zamanın (a.f.) bizden razı olduğunu nasıl anlayabiliyoruz?
Soru
imam-ı zamanın (a.f.) bizden razı olduğunu nasıl anlayabiliyoruz?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

İmam-ı zamanın (a.f.) Şiaları ve Müminler, kendilerini imamın huzurunda his ettiğine ve yerine getirdikleri amelleri o hazretin huzurunda gerçekleştirdiklerine inanmaktadırlar. O hazretin mübarek gönlünü kıracaklarından veya o hazretin özel inayetinden mahrum kalacaklarından korkuyorlar. Dolayısıyla tekâmül ve yücelme yolunda o hazretin has inayetini celp etmek için çok çalışmalı ve dikkatli olmalılar. Olmasın (Allah kurusun) kendi elleriyle işleyecekleri ameller ve davranışlarla o hazretin gönlünü kırsınlar.

Zamanın imamı (a.f.) rauf, Mihriban ve bütün insanlar, belki de bütün varlıklar için kalbı sızlıyor. Zira imamların (a.s.) hedef ve programları, peygamberlerin hedefi ve onların programlarının aynısıdır. Kuranı kerim peygamberler hakkında şöyle buyurmaktadır: "Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir".[1]     Yani size eziyet veren kendisi için ağır geliyor ve müminlere karşı çok şefkat ve onlara karşı çok merhametlidir.

Zamanın imamının (a.f.) sahip olduğu bu merhameti dikkate aldığımızda onun bizden zor ve ağır olan şeyleri beklemediğini ve bize karşı her hangi bir surununun olmadığını anlamayktayız. O hazretin kalbini bizden razı edecek tek bir şey vardır. Oda şudur: vacip ve farz kılınmış olan amelleri yerine getirmek ve haram kılınmış olan şeyleri de terk etmektir. Buna binaen Allahın düsturlarına amel eder Allah tarafından boynuna vazife olarak karar kılınmış olan teklifleri doğru bir şekilde yerine getiren bir kimseden kesinlikle zamanın imamı (a.f.) razı olmuş ve olacaktır. Konuyla ilgili şöyle nakil edilmektedir; "adamın birisi iman Sadık'a (a.s.) hitaben şeyle dedi: mertlik ve yiğitlik nededir? ey Allah resulünün oğlu! İmam Sadık (a.s.) cevaben şöyle buyurdu: "Allah'ın, seni haram kıldığı şeyleri yerine getirmekle meşgul olmadığını ve emr ettiği şeyleri bırakıp onlardan uzak kalmadığını görsün". (ella yerake haysu nehake ve la efkudeke min hasu emerek).[2]

İmam Cafer'in oğlu imam Musa (a.s.) kendi çocuklarına yapmış olduğu tavsiyelerde şöyle denilmektedir: ey oğlum! Allah'ın seni haram kıldığı günahlarla meşgul olduğunu ve emr ettiği itaatle meşgul olmadığını gördüğünden sakın…!"[3]

Ama kendi vazifesini ve üzerlerinde farz kılınmış; namaz, oruç, örtünme, kazancının beşte birisi (humusu), zekatı verme ve benzer vacipleri, yerine getirmeyen kimselerden imamın (a.f.) razı olamayacağı kesindir. Bu kimseler ziyarete gitseler, imam Hüseyin (a.s.) için yas tutsalar, cemkeran (Kum eyaletinde bir mıntıkanın ismidir.) camisini (Ayetullah Burucerdinin kabul gördüğü, bir iddiaya göre imam Mehdinin (a.f.) tavsiyesi üzerine yapılmış bir cami) ziyaret etme gibi müstahap türünden olan faaliyetlere faal bir şekilde iştirak etse bile imam kendisinden razı olmuyor.

Buna binaen bu makalede özetle söylenmesi mümkün olan şey şudur: zamanın imamı olan Hz. Mehdi'nin (a.f.) hoşnutluğu Allahın hoşnutluğundadır. Allah'ı hoşnut eden her şey zamanın imamı olan Hz. Mehdiyi de hoşnut eder. Allah'ı hoşnut eden şeyler ise pratikte Allahın düsturlarını hayatında uygulamaktır. Yani Allahın farz kıldığı amelleri yerine getirip hayatında tatbik ve Allahın haram kıldığı amellerden de sakınmaktır. Çünkü imamın kendisi de mukaddes İslam dininin getirmiş olduğu şeriat ve ahkâma karşı sorumlu ve dini değerleri korumakla yükümlüdür.

Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için bkz. İndex: "nasıl Allahın kendisini sevdiği bir kul olabiliyoruz?" 261. sorunun cevabı.



[1] Tevbe 128.

[2]  "Fıkhu'r-rıza", s. 358.

[3] "men la yahduru'l-fakih" c. 4, s. 409.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar