Gelişmiş Arama
Ziyaret
8580
Güncellenme Tarihi: 2012/05/09
Soru Özeti
Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
Soru
Selam, zahmetlerinizden dolayı teşekkür ederim. Son zamanlarda Küfe ve Sehle mescidlerinde kafile başkanları ve alimler belli bir makamda oturup bütün makamların amellerini orada yerine getiriyorlar. Bu durumda tam sevap alabilirler mi? Ve böyle bir şey doğru mudur?
Kısa Cevap

Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya teşvik etmek mecburiyetinde değiliz. Kaldı ki dinimize göre müstehap ibadetler, zorlayarak yapılmaz. Çünkü bu durumda onlardan beklenen faydalar alınamayacaktır. Zorlama olursa ters tepkide doğurabilir ve insanın ibadet etme ve raz u niyaz hissini elinden alabilir. Dolayısıyla toplu yapılacak ibadetlerden daha çok yararlanmak için başta yaşlılar, kadınlar ve çocuklar olmak üzere kafiledekilerin kapasite ve gücü de göz önüne alınmalıdır. Bir mekanın ibadetleri belli bir özellikten dolayı olabileceğinden isteğe göre değiştirilemez. Bu arada Allah’la yapılacak her türlü raz u niyazın bir sevabı olduğu unutulmamalıdır.

Ayrıntılı Cevap

Hakkında bir çok fazilet ve amelin rivayet edildiği Küfe ve Sehle mescidlerinin tarihi İslam öncesine gitmektedir. İleride de göreceğimiz gibi kaynaklarda, birçok peygamberin oralarda namaz kılıp dua ettikleri yazılıdır.

Bu mescitlerin fazilet ve amelleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) gelen düsturların toplu ve bir kişi için söylenmediği görmekteyiz. Dolayısıyla herkesin yerine getirmekle zorunlu olduğu dua ve namazlardan değildirler.

Bu bağlamda iki noktayı hatırlatmakta yarar var:

Bir: İbadetler rivayetlerde söylendiği şekilde yerine getirilmelidir ve kendi kafamıza göre değiştirme hakkımız yoktur. Abdullah bin Sinan diyor ki: Sekizinci İmam (a.s) bu konuda buyuruyor: ‘Bir zaman gelecek ki imamsız ve öndersiz kalacaksınız. Şüpheler sizi sarıp sarmalayacak...’ Sonra şöyle buyurdu: ‘O dönemde ‘Ğarik Duası’nı okumayan kurtulamayacaktır.’ Kendilerinden: ‘Ğarigk Duası hangi duadır?’ diye sorduğumda şöyle buyurdu: ‘Ya Allahu, Ya Rahmanu, Ya Rahimu, Ya Mukallibe’l-Kulub! Sabbit Kalbi Ala Dinik.’ (Ya Allah, Ya Rahman, Ya Rahim! Ey kalpleri değiştiren. Kalbimi dininde sabit kıl.)

Ravi diyor ki: ‘Ben duayı okudum ve ‘el-Ebsar’ kelimesini ona ilave ettim. Yani ‘Ey kalpleri ve gözleri değiştiren.’ şeklinde değiştirdim. İmam (a.s) bana kızarak: ‘Evet Allah kalpleri ve gözleri değiştirendir ama, benim sana öğrettiğim gibi onu oku ve bir şey ekleme.’ diye buyurdu.’[1]

Bunları aktarmamızın nedeni şudur: Ameller için belli düsturlar verilmişse onları azaltıp çoğlatma hakkımız yoktur. Soruda gelen konuya (bütün amellerin bir yerde yerine getirilmesi veya kafiledekileri bütün amelleri belli bir mekanda yapmaya mecbur etmeye) ileride de değineceğimiz gibi herhangi bir delil yoktur ve ameller Masum İmamların (a.s) buyurdukları şekilde olmalıdır. Zira bazı özellikler bazı mekanlara özeldir. Mesela tavaf yalnızca Kabe’nin etrafında olur, başka yerde olmaz.

İki: Küfe ve Sehle mescitlerinin bazı genel amelleri var ki onlar mescitlerin her yerinde yapılabilir. Bu konudaki rivayetlerden birkaçı şunlardır:

I. İmam Ali (a.s) buyuruyor: Küfe mescidinde müstehap namaz kılmak Resulullah’la (s.a.a) umre yapmaya, farz namaz kılmak ise Resulullah’la (s.a.a) beraber hacca gitmeye eşittir. Bin tane peygamber ve onların bin tane vasisi bu mescitte namaz kılmışlardır.[2]

II. Harun bin Harice Küfe mescidinde namaz kılmanın fazileti hakkında İmam Sadık’tan (a.s) rivayet ettiği uzun bir hadisin bir yerinde İmamın (a.s) şöyle buyurduğunu söylüyor: ‘Eğer Küfe’de olsaydım bütün namazlarımı orada kılmayı ümit ederdim... Allah’ın bütün salih kulları ve peygamberleri orada namaz kılmışlardır. Resulullah (s.a.a) miraca giderken oradan geçtiğinde izin alarak iki rekat namaz kılmıştır... Bu mescitte farz namaz kılmak başka yerde kılınan bin rekat farz namaza ve müstehap namaz kılmak başka yerde kılınan beş yüz müstehap namaza eşittir. Orada Kur’an okumadan ve zikir etmeden oturmakta ibadettir...’[3]

III. İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Sıkıntısı olan kimse Sehle mescidinde akşamla yatsı namazı arasında iki rekat namaz kılarsa sıkıntısı giderilir.’[4]

IV. Yine İmam Sadık (a.s) buyuruyor: Sehle mescidinden namaz kıl, dünya ve ahiret hacetini Allah’tan dile. Zira Sehle mescidi İdris Peygamberin (a.s) terzilik yaptığı yerdi. Bu mescitte dua müstecap olur. Allah orada dua edenin makamını yüceltir ve İdris’in derecesini verir, onu dünyanın ve düşmanlarının kötülüklerinden korur.[5]

V. Ebu Hamza Sumali, İmam Seccad’ın (a.s) Medine’den Küfe mescidine geldiğini ve yalnızca iki rekat namaz kılıp devesine binerek tekrar Medine’ye döndüğünü rivayet eder.[6]

Başka rivayetlerde de mescidin belli yerlerine işaret edilmektedir:

a) Ebu Hamza Sumali diyor ki: Esbağ bin Nebate elimi tutup yedinci direğin yanına götürdü ve dedi ki: Bu Emir-i Müminin’in (a.s) makamıdır. Hz. Ali (a.s) namaz için bulunmadığı zaman İmam Hasan (a.s) orada namaz kılardı. Başka zamanlar ise beşinci direğin yanında kılardı.[7]

b) İmam Sadık (a.s) Benî Abbas’ın döneminde Bab-ı Fil’den (mescidin kapılarından birinin adı) mescide girdi, sola doğru gitti ve dördüncü direğin yanında durup namaz kıldı. Ravi diyor ki: Kendilerinden ‘Burası Hz. İbrahim’in (a.s) makamı mıdır?’ diye sorduğumda ‘Evet’ diye buyurdular.[8]

c) İmam Sadık (a.s) bazı ashabına şöyle buyurdu: İbrahim’in (a.s) makamı olan beşinci direğin yanında namaz kıl.[9]

Küfe mescidinin amelleri hakkındaki rivayetlerden Ehl-i Beyt’in (a.s) bu mescitlerde namaz kılma siretinin farklı olduğunu, herkesin yerine getirmekle yükümlü belli bir amelin olmadığını anlamaktayız.

Buna göre ziyaretçilerin mescitler içinde yer değişmeleri zor olursa ilk şekildeki ibadetlere yetinilmeli, ziyaretçileri serbest bırakıp mescid içinde istedikleri yere gitmeleri sağlanmalıdır.

Bununla birlikte Allah’la her yer ve zamanda raz u niyaz etmek güzel olduğundan mevcut münacaatlar, her yerde yerine getirilebilir niyetiyle değilde Allah’la münacaat kastıyla belli bir mekanda yerine getirilirse sakıncası yoktur. Ve unutmamak gerekir ki kalp huzuru ve özellikle müstehap ibadetleri neşeyle yerine getirmek onların tümünü yerine getirmekten daha önemlidir.

Daha fazla bilgi için aşağıdaki dizinlere bkz:

-Müstehaplarda Kalp Huzuru, Soru:2099 (Site:2159)

-Nafile Namazlarını İstekle Kılmak, Soru:12964 (Site:13426)

 


[1] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.52, s.148, Hadis:73, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1404. 

[2] -a.g.e. s.80, s.376.

[3] -Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el-Kafi, c.3, s.490, Hadis:1, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, HŞ.1365.

[4] -Tusi, Muhammed b. Hasan, Tehzibu’l-Ahkam, c.6, s.38, Hadis:21, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, HŞ.1365.

[5] -Biharu’l-Envar, c.97, s.434, Hadis:1

[6] -Tehzibu’l-Ahkam, c.3, s.254, Hadis:20.

[7] -a.g.e. c.6, s.33, Hadis:8.

[8] -a.g.e. c.3, s.252, Hadis:10.

[9] -Biharu’l-Envar, c.97, s.388, Hadis:11.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Peygamber Efendimizin, Ebu Bekir Ömer ve Osman’la akrabalık kurması ve İmamların Çocuklarına onların İsimlerini koymaları onlardan razı olduklarına delalet etmez mi?
    62733 Eski Kelam İlmi 2011/08/16
     Her evliliğin gerçekleşmesinde çeşitli nedenler olabilir ve evlilik iki ailenin bakış açısı, fikri yapısı veya inanç yapısının müşterek olduğu ve bir fikri ayrılık olmadığı anlamına gelmez. Buna ek olarak mümkündür iki insanın belli bir zaman diliminde birçok konuda ortak ve uyumlu noktaları olsun ve bir müddet ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    2727 Tarih 2020/01/20
  • Ahbariler ve Usuliler kimlerdir?
    18481 Tarih Felsefesi 2012/05/03
    Ahbarilik, hadis ashabına denir ve Şiilikte onlar Ahbarî olarak adlandırılır. Bu grup içtihadı geçersiz bilmekte ve sadece habere (rivayetler ve hadisler) uymaktadır. Ahbariler karşısında olan Usuliler ise birçok İslam fakihinin içinde bulunduğu ve Usulî olarak adlandırılan gruba denir. Bu grup, İslam’ın şer’i hükümlerini belirlemede Kur’an, sünnet, akıl ...
  • Acaba İslam Peygamberi şehit mı oldu?
    17303 تاريخ بزرگان 2011/09/28
    Şia ve Ehlisünnet’in Rivayi ve tarihsel kaynaklarında Peygamber’in (s.a.a.), zehirlendiğinden dolayı şehit olduğunu teyit eden birçok delil var olmakta. Ama şu noktaya da dikkat etmek gerekir ki eğer şehitliği kuranın tarif ettiği; yani Allah ve Allah resulü yolunda öldürülmek şekilinde tarif edersek açıktır ...
  • İbadetlerimiz “kendimiz içindir” den maksat nedir? Bu mesele "İbadet Allah için olmalıdır" ilkesiyle bağdaşlaştırılabilinir mi?
    11339 İslam Felsefesi 2009/06/17
    Allah'u Teâlâ, hikmet sahibi olup anlam ve hedefsiz her hangi bir şeyi emretmediği kesin olduğu için, biz insanları, yerine getirmekle mükellef kılıdığı ibadetlerin esersiz olmayıp bazı faydalara haiz oldukları kesindir. Diğer taraftan Allah'u Teâlâ, zati itibariyle zengin ve bu ibadetlere ihtiyacı olmadığı hasabiyle, bu ibadetlerin faydası Allah'ın ...
  • Dini teklifi yerine getirmede kız ve erkek arasındaki fark nedir? Bu farkın delili nedir?
    7181 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/09/09
    Dini teklifin yerine getirilmesinde kız ve erkek arasında yaş yönünden fark vardır ve fıkıhta “Teklif Şartları” denilen teklifin alt yapısını oluşturan şartlar; buluğ, akıl, güç ve ihtiyardan ibarettir. Teklif, baş ağrısı ve meşakkat değil, fikri olgunluğun göstergesi, kız ve erkeğin kemali ve onların seçkinlik ve ...
  • Sigara tiryakisi olan kimse hem oruç tutup hem de sigara içebilir mi?
    8186 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Taklit merciilerinin bu konuda ki görüşleri şöyledir:Farz ihtiyat gereği oruçlu kimse sigara, tütün vb. gibi şeylerin dumanını boğazına kaçırmamalıdır.[1] Ayetullah Hamanaei: Farz ihtiyat gereği oruçluyken sigara içmek caiz değildir.
  • Lezzet kısımları nelerdir? Üstün lezzete nasıl ulaşılabilir?
    6701 Pratik Ahlak 2011/04/12
    İnsan lezzet ve dertsiz değildir. Bazı hususlardan lezzet almakta ve bazı hususlardan da rahatsız olmaktadır. Bu hususları tanzim etmede ahlakın önemli bir payı vardır. Ahlakî konular sayesinde gerçek lezzet ve dert, gerçek dışı olandan ayırt edilmekte ve böylece insan gerçek lezzete yönelebilmekte ve gerçek olmayandan ...
  • Ulu’l Emr ayeti kimin hakkında nazil oldu?
    13333 Eski Kelam İlmi 2011/04/13
    Şii müfessirlerinin hepsi Ulu’l Emr’den maksadın, İslam toplumunun maddi ve manevi yaşamının tüm boyutlarındaki önderliğinin, Allah ve Peygamberi (s.a.a) tarafından kendilerine verilen masum imamlar olduğu ve Onlardan başka kimsenin buna ortak olmadığı konusunda ihtilafları yoktur. Ancak Masum İmamların kendileri birilerini bir göreve atar ve bir makam verirlerse belli ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6849 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...

En Çok Okunanlar