Gelişmiş Arama
Ziyaret
23200
Güncellenme Tarihi: 2010/07/24
Soru Özeti
Cennetin değişik kapıları ve bu kapıların da özel adları mı vardır?
Soru
Cennetin değişik kapıları ve bu kapıların da özel adları mı vardır? Mümkünse kapıların adları ve tercümelerini söyleyiniz.
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

Cennetin değişik adları vardır; çünkü Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır.”[1]


Aynı şekilde bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır: “Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır.”[2] Şia ve Ehli Sünnetten bu hususta nakledilen birçok rivayete göre cennet kapılarının sayısı sekizdir.[3] Müminlerin Emiri’nden (a.s) nakledilen bir rivayette şöyle buyrulmaktadır: Peygamberler ve sadıkların cennete girecekleri kapı, şehit ve salihlerin cennete girecekleri kapı, Şiiler ve sevenlerimizin cennete girecekleri beş kapı ve la ilahe illallah diyen diğer Müslümanların girecekleri kapı olmak üzere cennetin sekiz kapısı vardır.[4] Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) nakledilen bir hadiste ise şöyle buyrulmaktadır: Cennetin sekiz ve cehennemin yedi kapısı vardır.[5]  Nitekim Kur’an’da cehennemin yedi kapısı olduğuna işaret edilmiştir: “Cehennemin yedi kapısı vardır.”[6] Ehli Sünnet’ten nakledilen bir rivayette şöyle buyrulmaktadır: Namaz kılanlar için bir tane, oruç tutanlar için bir tane, hacılar için bir tane, umre yapanlar için bir tane, mücahitle için bir tane, zikredenler için bir tane ve şükür edenler için de bir tane olmak üzere cennetin sekiz kapısı vardır.[7] Diğer rivayetlerden de istifade edildiği üzere her amel için cennet kapılarından bir kapı vardır ve cennetlik insan kıyamet günü en üstün ameliyle çağrılacaktır.[8] Bundan ötürü, ayet ve rivayetlerin kesin anlamı, cennetin değişik kapılarının bulunduğu ve sayılarının da sekiz olduğudur. Ama tam olarak onların adlarının ne olduğu ve her birinin hangi gruba özgü olduğu hakkında ihtilaf mevcuttur ve hepsinin adlarına işaret edilmemiştir. Lakin örnek sıfatıyla bazı kapıların adlarının zikredildiği birkaç rivayete işaret edilebilir. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Cennetin sekiz kapısı vardır. Onlardan birinin adı reyyandır. Sadece oruç tutanlar ondan geçebilir.[9] Reyyan tok demektir. Bilal, Peygamberden (s.a.a) cennetin kapıları hakkında bir soru sordu ve Peygamber şöyle buyurdu: Cennetin kapıları muhteliftir. Babü’r-Rahmet (Rahmet Kapısı) kızıl yakuttandır. Babü’s-Sabr (Sabır Kapısı) bir kolu olan küçük ve kızıl yakuttan bir kapıdır. Babü’ş-Şükr (Şükür Kapısı) beyaz yakuttandır, onun iki kolu vardır ve beş yüz yıl yol kadar genişliğe sahiptir. Babü’l-Bela (Bela Kapısı) musibet ve hastalık kapısıdır, sarı yakuttan olup bir kolu vardır ve az sayıda insan bu kapıdan geçer. Babü’l-Azam (En Büyük Kapı), salih kulların geçeceği kapıdır. Onlar züht ve takva ehli olup Allah’a yönelen ve O’nunla ünsiyet kuran kimselerdir.[10] Ehli Sünnet kanalıyla Peygamber-i Ekrem’den nakledilen bir rivayette de şöyle buyrulmaktadır: Cennette “Zahi” denilen bir kapı vardır. Kıyamet günü olduğu zaman, çağırıcı Zahi Namazı’nı sürekli kılanlar neredeler, bu sizin giriş kapınızdır haydi Allah’ın rahmetiyle içine girin diye seslenir.[11] Zahi, güneşin doğup her yeri kapladığı günün bir zamanıdır. Bu hadislerden istifade edilen şudur: Hayırlı ameller cennete girmek için birer yoldur ve bu kapıların her biri de hayırlı bir amel işlemede mümtaz olan cennetlik özel bir grup için bir yoldur.


[1] Zümer suresi, 73. ayet.

[2] Sâd suresi, 50. ayet.

[3] Muhammed b. Muhammed Rıza Kumî Meşhedî, Tefsir-u Kenzi’l-Dekaik ve Behru’l-Ğeraib, c. 11, s. 343; Celaluddin Suyutî, Tefsiru’l-Darri’l-Mansur Fi Tefsiri’l-Me’sur, c. 5, s. 342.

[4] Şeyh Seduk, el-Hızal, c. 2, s. 407.

[5] Abd Ali b. Cuma Arusî Huveyzi, Tefsir-u Nuri’l-Sakaleyn, c. 4, s. 506.

[6] Hucr suresi, 44. ayet.

[7] ed-Darru’l-Mansur, c. 5, s. 343.

[8] İbid.

[9] Tabersi, Macmau’l-Beyan, c. 4, s. 511.

[10] Şeyh Seduk, Men La Yehziru el-Fakih

[11] ed-Darru’l-Mansur, c. 5, s. 343.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar