Gelişmiş Arama
Ziyaret
7554
Güncellenme Tarihi: 2012/05/15
Soru Özeti
Kur’anî ve dinî faaliyetler karşılığında veya genel olarak vacib-i kifayinin karşılığında ücret almanın hükmü nedir?
Soru
Kur’anî ve dinî faaliyetler karşılığında veya genel olarak vacib-i kifayinin karşılığında ücret almanın hükmünün ne olduğunu, ayrıca konunun fıkhi boyutunu, cevabın arkasındaki hikmet ve yorumuda bilmek istiyorum.
Kısa Cevap

Kur’an öğretmek, hıfzetmek gibi Kur’anî faaliyetlerin dışında kalan, namazın farzlarını öğretmek gibi farzların karşılığında alınan ücret caiz değildir. Ama dinin müstehap olan amelleri için ücret almanın sakıncası yoktur. Kur’anî faaliyetler, Hamd ve sure öğretmenin dışında olursa onun karşılığında da ücret almanın sakıncası olmaz, ancak mekruhtur. Fakat hediye olarak verilebilir.    

Ayrıntılı Cevap

Ölüye gusül vermek veya namaz öğretmek gibi Vacib-i Kifayî[1] farzların karşılığında ücret almak caiz değildir.[2] Ama örneğin belli mekanda öğretmek gibi ahkamın aslını öğretmeye bağlı olmayan ve şer’an insana farz olmayan mukaddimeler için ücret almanın sakıncası yoktur.[3]

Fakihlerin çoğu namazın müstehapları[4] ve müstehap ilimleri[5] öğretmek karşılığında alınan ücretin sakıncası olmadığı görüşündeler.

Fakihlerin görüşlerini aktardıktan sonra sorunuzun cevabını birkaç bölümde ele alabiliriz:

1) Kur’an öğretmek, hıfzetmek gibi Kur’anî faaliyetlerin dışında kalan namazın farzlarını öğretmek gibi farzların karşılığında alınan ücret caiz değildir. Ama dinin müstehap olan amelleri için ücret almanın sakıncası yoktur.

2) Kur’anî faaliyetler, Hamd ve sure öğretme karşılığında olursa onun karşılığında ücret almak caiz değildir.

3) Kur’anî faaliyetler, Hamd ve sure öğretmenin dışında olursa onun karşılığında ücret alma konusunda fakihlerin görüşü şöyledir:

‘Kur’an öğretmenin karşılığında ücret almak bazı fakihlere göre mekruh olsa da[6] sakıncası yoktur.[7] Ancak hediye kabul etmek ve mukaddimesi için -eğer maddi bir yükü varsa- ücret almanın sakıncası yoktur.[8]

4) Soruda da işaret edildiği gibi rivayetlerde, Kur’an öğretme karşılığında ücret almak kınanmıştır. Fakihlerin çoğu mekruh olduğu görüşündeler. Yani ücret almasalar daha iyidir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi namazda okunan Hamd ve sure için, eğer hediye değilse ücret alınmamalıdır.

5) Aşağıda gelen rivayetlerin bir kısmında Kur’an öğretmek karşılığında ücret almak kınanmışken bir kısmında da sakıncasız görülmüştür. Bununla birlikte fakihlerin çoğu rivayetlere ve ücret almanın caiz olduğunu söyleyen başka delillere dayanarak onun mekruh olduğunu söylemekteler:

1- İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘Öğrettiği Kur’an karşılığında ücret alan kimesinin kıyamet günündeki nasibi aldığı o meblağ olacaktır.’[9]

Buna göre rivayetin delil olduğu şey ve senedinin zayıflığı[10] göz önüne alındığında Kur’an öğretmenin karşılığında alınan ücretin mekruh olduğu hükmü çıkar.[11] Zira onda ücret almanın haramlığına hüküm verilmemiştir. Aksine kıyamet günündeki nasibinin, aldığı o meblağ olacağı buyurulmaktadır ki bu da sevabının olmadığına işarettir.[12] Öyleyse rivayette belirtilen ‘neden’ kerahet hükmüne daha uygundur.[13]

2- Sorudaki rivayette (Okuduğu Kur’an’la dünyayı talep eden...)[14] görüldüğü üzere bazı rivayetlerin konusu Kur’an’ı öğretmek hakkında değil ‘Kur’an okuma ve tilaveti’ hakkındadır. Kur’an tilaveti konusunda ise aslolan onun ibadet olmasıdır. İbadette de aslolan şey ibadetin karşılığında Allah’ın (c.c) rızasını gözetmekten başka bir şey olmamasıdır.

3- Bazı rivayetlerden de anlaşıldığı gibi Kur’an öğretmek karşılığında alınan ücretin sakıncası yoktur. Örneğin Resul-i Ekrem (s.a.a) buyuruyor: ‘Alınabilecek en hak ücret Allah’ın kitabı(nı öğretmek) için alınan ücrettir.’[15] (Bu rivayete göre mekruh bile değildir.) Yine bir rivayete göre Resulullah (s.a.a) bir kadının mihriyesinin Kur’an öğretme olmasına izin vermiştir.[16]

Son olarak belirtelim ki Kur’an öğretmek, maarifini yaymak ve diğer dini faaliyetler kurbet kastıyla yerine getirilmeli, daha çok uhrevi ve manevi sevap peşinde olunmalıdır. O zaman bu işin karşılığında verilecek herhangi bir şey sakıncasız olup, hediye hükmüne girer.

Daha fazla bilgi için bkz:

-Şia Mezhebinde Namazın Sırrı ve Felsefesi, Soru:13873 (Site:14186).

-Fıkıh Hükümlerinin Felsefe ve Hikmeti Soru:8593 (Site:9135).

 


[1] -Vacib-i Kifayi (Kifayi farz), başlangıçta herkese farz olan, ama bazı kimseler onu yerine getirirse farzlığı başkalarının üzerinden kalkan farza denir. (Muzaffer, Muhammed Rıza, Usul-u Fıkh, c.1, s.92, İsmailiyan, Kum, Bi Ta; Tebrizi, Gulamhüseyin, el-Usulu’l-Mühhezebe, s.32, Tus baskısı, Bi Ta ve Bi Na; Bocnurdi, Seyyid Muhammed, Kavaid-i Fıkhiyye, c.2, s.166, Müessese-i Uruc, Tahran, 3. Baskı, H.1401)

[2] -Kereki (Muhakkik-i Sani), Ali b. Hüseyin, Camiu’l-Makasid Fi Şerhi’l-Kavaid, c.4, s.35, Müessese-i Alu’l-Beyt (a.s), Kum, 2. Baskı, H.1414; Kavaid-i Fıkhiyye, c.2, s.168, Bir Grup Araştırmacı (Şahrudi, Seyyid Mahmud’un Gözetiminde), Ferheng-i Fıkh-i Mutabık-ı Mezheb-i Ehl-i Beyt (a.s), c.1, s.145 ve c.2, s.344, Müessese-i Dairetü’l-Maarif-i Fıkh-i İslamî Ber Mezheb-i Ehl-i Beyt (a.s), Kum, 1. Baskı, H.1426; İmam Humeyni, Tevzihu’l-Mesail, Muhakkik ve Musahhih: Kulupur, s.219, Müessese-i Tanzim ve Neşr-i Asar-ı İmam Humeyni (r.a), Kum, 1. Baskı, H.1426; Eraki, Muhammed Ali, el-Mesailu’l-Vaziha, c.1, s.177, İntişarat-ı Defter-i Tebligat-ı İslami, Kum, 1. Baskı, H.1414; Şubeyri Zencani, Seyyid Musa, el-Mesailu’ş-Şer’iyye, s.228, Müessese-i Neşr-il-Fakahet, Kum, 1. Baskı, HK.1428; Şirazi, Nasir Mekarim, Risale-i Tevzihu’l-Mesail, s.164, İntişarat-ı Medrese-i İmam Ali b. Ebi Talib (a.s), Kum, 2. Baskı, HK. 1424; Sunhani, Cafer, Risale-i Tevzihu’l-Mesail, s.248, Müessese-i İmam Sadık (a.s), Kum, 3. Baskı, HK.1429; Vahid Horasani, Hüseyin, Tevzihu’l-Mesail, s.198, M.1008, Medrese-i İmam Bakır (a.s), Kum, 9. Baskı, HK.1428.

[3] -Ecvibetu’l-İstiftaat, s.245, Soru:1111.

[4] -Tevzihu’l-Mesail (Haşiyeli), c.1, s.551-552, M.999; Hüseyni Amuli, Seyyid Cevad b. Muhammed, Miftahu’l-Keramet Fi-Şerh-i Kavaidu’l-Allame, c.12, s.309, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 1. Baskı, H.1419; Yezdi, Seyyid Muhammed Kazım, el-Urvetu’l-Vuska (Haşiyeli), Muhakkik ve Musahhih: Muhsini Sebzevari, Ahmed, c.2, s.515, M.35, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 1. Baskı, H.1419; Hoi, Seyyid Ebu’l-Kasım, Misbahu’l-Fakahet, Mükerrer, Tevhidi, Muhammed Ali, c.1, s.476, Bi Na ve Bi Ta; 

[5] -Ferheng-i Fıkh-i Mutabık-ı Mezheb-i Ehl-i Beyt (a.s), c.1, s.145.

[6] -Behçet, Muhammed Taki, İstiftaat, c.1, s.411, Soru:1447, Neşr-i Defter-i Hz. Ayetullah Behçet, Kum, 1. Baskı, HK.1428; Lenkerani, Muhammed Fazıl, Camiu’l-Mesail, c.1, s.591, Soru: 2211, 11. Baskı, Emir-i Kalem, Kum, Bi Ta; ‘Ancak bazı fakihler Kur’an öğretmek karşılığında alınan ücreti sakıncalı görmekteler’; Tebrizi, Cevad, İstiftaat-ı Cedid, c.1, s.179, Soru: 868 ve s.440, Soru:1921, Kum, 1. Baskı, Bi Na ve Bi Ta.

[7] -Şirazi, Nasir Mekarim, İstiftaat-ı Cedid, Muhakkik ve Musahhih: Ulyan Nejadi, Ebu’l-Kasım, c.1, s.521, M.1713, İntişarat-ı Medrese-i İmam Ali b. Ebi Talib (a.s), Kum, 2. Baskı, HK.1427.

[8] -Tebrizi, Cevad, İstiftaat-ı Cedid, c.1, s.179, Soru: 868 ve s.440, Soru:1921, Kum, 1. Baskı, Bi Na ve Bi Ta.

[9] -Şeyh Saduk, Men La-Yahduruhu’l-Fakih, c.3, s.178, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 2. Baskı, HK.1413.

[10] -Envaru’l-Fekahet, Kitabu’t-Ticaret, s.433; Mecmau’l-Faide ve’l-Burhan Fi-Şerh-i İrşadi’l-Ezhan, c.8, s.18.

[11] -Hilli, Hasan b. Yusuf, Tezkiretu’l-Fukaha, c.12, s.136, Müessese-i Alu’l-Beyt (a.s), Kum, 1. Baskı, Bi Ta; Erdebili, Ahmed b. Muhammed, Mecmau’l-Faide ve’l-Burhan Fi-Şerh-i İrşadi’l-Ezhan, Muhakkik ve Musahhih: Iraki, Mücteba ve İştihardi, Ali Penah ve Yezdi İsfahani, Hüseyin, c.8, s.18, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 1. Baskı, HK.1403; Meclisi, Muhammed Taki, Ravzatu’l-Muttakin Fi-Şerh-i Men La Yahduruhu’l-Fakih, Muhakkik ve Musahhih: Musavi Kirmani, Seyyid Hüseyin ve İştihardi, Ali Penah ve Tabatabai, Seyyid Fazlullah, c.6, s.511-512, Müessese-i Ferhengi-i İslami Kuşanbur, Kum, 2. Baskı, HK.1406; Bahrani, Yusuf b. Ahmed, el-Hadaiku’n-Nazire Fi-Ahkam-i Itrati’l-Tahire, Muhakkik ve Musahhih: İrevani, Muhammed Taki ve Mukarrem, Seyyid Abdurrazzak, c.18, s.214, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 1. Baskı, HK.1405; Şirazi, Nasir Mekarim, Envaru’l-Fekahet, Kitabu’t-Ticaret, s.433, İntişarat-ı Medrese-i İmam Ali b. Ebi Talib (a.s), Kum, 2. Baskı, HK.1426.     

[12] -Ravzatu’l-Muttakin Fi-Şerh-i Men La-Yahduruhu’l-Fakih, c.6, s.512.

[13] -Tebrizi, Cevad, İrşadu’t-Talib İla’t-Taliki Ala’l-Mekasib, c.1, s.301, Müessese-i İsmailiyan, Kum, 3. Baskı, HK.1416.

[14] -İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Onlardan bazıları Kur’an okuyarak dünyayı talep ederler. Ama bunda hayır yoktur.’ (Şeyh Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el- Kafi, c.2, s.607, Neşr-i İslamiyye, Tahran, 2. Baskı, HŞ.1362.)

[15] -İbn-i Ebi Cumhur İhsai, Muhammed b. Ali, Avali’l-Leali’l-Aziziyye Fi’l-Ahadisi’l-Diniyye, c.1, s.176, Dar-u Seyyidu’ş-Şüheda Li’n-Neşr, Kum, 1. Baskı, HK.1405.

[16] -a.g.e. c.2, s.263.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar