Gelişmiş Arama
Ziyaret
6214
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
Sovban’ın be gibi bir şahsiyet taşımaktadır? Ehli Beytin (a.s) kendisi ve rivayetleri hakkındaki görüşü nedir?
Soru
Sovban’ın be gibi bir şahsiyet taşımaktadır? Ehli Beytin (a.s) kendisi ve rivayetleri hakkındaki görüşü nedir? «ثوبان مولا رسول الله» tabirindeki “Mevla” kelimesinin anlamı nedir?
Kısa Cevap

Kendisinden «ثوبان مولا رسول الله» diye söz edilen Sovban, Hz. Peygamber (s.a.a) tarafından özgürleştirilen ve özgürleştikten sonra Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehli Beytin (a.s) dostu olan kölelerdendir. Onun Hz. Peygamber (s.a.a) ve ailesine yönelik büyük sevgi ve ilgisi hakkında bazı hadis kitaplarında bir takım rivayetler nakledilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Allah Resulü’nün birkaç ashabının adı Sovban idi. Ama «ثوبان مولا رسول الله»[1] sıfatıyla anılan Sovban adı, sadece bir şahsa söylenmiştir.[2] Bu nedenle, Sovban Allah Resulü’nün sahabelerinden birisidir ve kendisi hakkında az bir bilgi bulunmaktadır. Elbette kendisinin İslam Peygamberi (s.a.a) ve ailesine büyük bir sevgi ve ilgi duyduğu anlaşılmaktadır. Şeyh Tusi’nin Ricalinde şöyle belirtilmiştir: Künyesi Eba Abdullah olan Sovban, Hz. Peygamberin (s.a.a) sahabelerindendir.[3] Askalani’nin “el-Esabe”de belirttiği üzere, Sovban Hz. Peygamberin (s.a.a) meşhur sahabelerindendir ve Hz. Peygamber (s.a.a) ilkönce onu satın almış ve sonra da özgür kılmıştır. Ama Sovban kendi meyil ve seçimiyle Hz. Peygamberin (s.a.a) ömrünün sonuna dek ona hizmet etmiştir.[4] Dört kitap gibi muteber kitaplarımızda kendisinden bir rivayet nakledilmediği belirtilmelidir. Ama diğer hadis kitaplarında kendisinden bir takım rivayetler nakledilmiştir. Kendisinden nakledilen ve onda Allah Resulü (s.a.a) ve Ehli Beytine (a.s) yönelik kendisinin sevgisinin gözlemlendiği bir rivayet şudur: Hz. Peygamber (s.a.a), Sovban’dan kendisine ve ailesine yönelik ne tür bir ilgi duyduğunu sorar ve Sovban şöyle der: Allah’a yemin ederim ki kalbimde size ve ailenize ve de sahabelerinize yönelik en küçük bir samimiyetsizlik taşımaktansa, kılıçlar ile parça parça edilmem veya bedenimin makas ile doğranması veyahut ateşte yardırılmam benim için daha kolayıdır.[5] Tabersi, Mecmeu’l-Beyan tefsirinde «وَ مَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَ الرَّسُولَ فَأُولئِكَ مَعَ الَّذينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَ الصِّدِّيقينَ وَ الشُّهَداءِ وَ الصَّالِحينَ وَ حَسُنَ أُولئِكَ رَفيقاً»[6] ayetinin altında şöyle demektedir: Bu ayetin Hz. Peygamberin hizmetçisi Sovban hakkında nazil olduğu söylenmiştir; zira o bir gün perişan ve rahatsız bir halde Hz. Peygamberin (s.a.a) yanına gelir. Hz. Peygamber (s.a.a) ona ne oldu diye sorar. O hasta değilim, ama yarın kıyamette eğer cehenneme girersem sizi asla görmeyeceğim ve eğer cennete girecek olursam sizden çok aşağı bir makam ve yere sahip olacağım ve sizi göremeyeceğim diye düşünmeye başladım ve bu konu beni üzdü. İşte bu esnada bu ayet nazil oldu ve Hz. Peygamber (s.a.a) ona şöyle buyurdu: Allah’a yemin ederim ki hiçbir Müslüman’ın imanı beni; kendisi, babası, annesi, eşi, evlatları ve tüm halktan daha çok sevmedikçe kâmil olmaz.[7] Bu nedenle, belirtilen hususlara binaen kendisini Hz. Peygamberi (s.a.a) ve temiz ailesini sevenlerden bilmek mümkündür. Ama karinelerin belirginleştirdiği üzere, («ثوبان مولا رسول الله») Sovban için zikredilen “Mevla” sıfatı Allah Resulü’nün özgürleştirdiği kişi anlamında veya Allah Resulü’nün kölesi manasında olabilir. Lakin Sovban’ın daha ilk baştan Allah Resulü (s.a.a) tarafından özgürleştirilmesi dikkate alındığında, birinci mana onun şahsiyetiyle daha bağdaşmaktadır. Son olarak hatırlatılmalıyız ki Şii kaynaklarında Sovban’ın fazla rivayetleri bulunmamaktadır ve bu yüzden onun rivayetleri hakkında Ehli Beytin (a.s) bir görüşüne rastlanmamıştır.

 


[1] “Velayet” ve “Mevla” kelimeleri “veli” maddesinden türemiştir ve sözlük bilimciler bunun için değişik manalar ileri sürmüştür. Malik, köle, özgürleştiren, özgürleşen, yoldaş, akraba (amcaoğlu gibi), komşu, anlaşma tarafı, oğul, amca, rab, yardımcı, nimet veren, sakin, ortak, yeğen, seven, tabi olan, damat, tasarrufta en yetkili olan (bazı açılardan bir başkasının işlerinde kendisinden daha çok tasarruf etme hakkına sahip olan kimse).  İndeks: “Velayetin Anlamı”, Soru: 153 (Site: 1156).

[2] Askalani, İbn. Hacer, el-Esabe, c. 1, s. 528, Daru’l-Kütübi’l-İlmiye, Beyrut, 1415 k.

[3] Tusi, Muhammed b. Hasan, Rical-i Tusi, s. 31, İntişarat-ı Hayderiye, Necef, 1381 k.

[4] El-Esabe, c. 1, s. 528.

[5] Tefsir-i İmam Hasan Askleri (a.s), s. 370, Medrese-i İmam Mehdi (a.c), Kum, 1419 k; Meclisi, Muhammed Bakır, Biharü’l-Envar, c. 27, s. 100, Dar-u İhyai’t-Turasi’l-Arabi, Beyrut, çap-ı dovvom, 1403 k.

[6] Nisa, 69.

[7] Tabersi, Fazl b. Hasan, Mecmeu’l-Beyan, c. 3, s. 110, İntişarat-ı Nasır Hosrov, Tahran, 1373 ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar