Gelişmiş Arama
Ziyaret
3829
Güncellenme Tarihi: 2015/01/11
Soru Özeti
» ‘Ayetleri muhkem kitap’ «كِتابٌ أُحْكِمَتْ آياتُهُ» ‘Müteşabih kitap’ Kuranın bu şekilde zıt kavramlarla tabir edilmesi nasıl tefsir edilebilir? «مِنْهُ آياتٌ مُحْكَماتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتابِ وَ أُخَرُ مُتَشابِهاتٌ» “Onun (Kur\'an\'ın) bazı ayetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müşabihtir.” Ayeti kerimesiyle bu tabirler çelişmez mi?
Soru
Allah Teala Zumer suresinin 23’üncü ayetinde şöyle buyuruyor: «اللَّهُ نَزَّلَ أَحْسَنَ الْحَديثِ كِتاباً مُتَشابِهاً مَثانِی...» “Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer, ikişerli bir Kitap halinde indirdi.” ve aynı şekilde Hud süresinin ilk ayetinde de şöyle buyurmaktadır: «الر كِتابٌ أُحْكِمَتْ آياتُهُ ثُمَّ فُصِّلَتْ مِنْ لَدُنْ حَكيمٍ خَبير» “Elif Lâm Râ. (Bu Kuran) hikmet sahibi ve hakkıyla haberdar olan (Allah) tarafından ayetleri, muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır. İlk ayette bütün kitap müteşabih vasfıyla tanıtılmakta ikinci ayette ise bütün kitap muhkem vasfıyla tanıtılmaktadır. Üçüncü olarak Ali-imran suresinin 7’inci bu ayetlere eklenecek olursa :«مِنْهُ آياتٌ مُحْكَماتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتابِ وَ أُخَرُ مُتَشابِهاتٌ» “Onun (Kur\'an\'ın) bazı ayetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müşabihtir.” Bu üç ayetten nasıl bir çıkarım ve netice elde edilebilir? Acaba bir çelişki söz konusu değil midir?
Kısa Cevap

 Tefsir kitaplarında[1] «اللَّهُ نَزَّلَ أَحْسَنَ الْحَديثِ كِتاباً مُتَشابِهاً...» Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer, bir Kitap halinde indirdi.[2] Ayetinde geçen «مُتَشابِهاً» ’müteşabih’ kelimesini benzer ve açık olmayan anlamlarında tercüme ve tefsir edilmiştir.

Söz konusu olan ayetin tefsirinde müfessirlerin çoğu şöyle bir açıklama yapmaktadırlar: ”Kuran’ı Kerim’in bütün ayetlerini anlamlarının doğruluğu, muhkem oluşu, hak batıl ayrımı ilkesinde olmaları, fasih, belagat üzere olma ve derin anlamlar taşıma noktasında   birdirler.”[3] Bazı müfessirler ise ayette geçen ‘müteşabih’ kelimesinden  kastın Kuran’ın bütün ayetlerinin diğer semavi kitaplarla  benzerliği yani Allah katından nüzul olması olarak açıklamışlardır.[4]

«الر كِتابٌ أُحْكِمَتْ آياتُهُ ثُمَّ فُصِّلَتْ مِنْ لَدُنْ حَكيمٍ خَبير» “Elif Lâm Râ. (Bu Kuran) hikmet sahibi ve hakkıyla haberdar olan (Allah) tarafından ayetleri, muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır.”[5]  Ayeti kerimesinde geçen «أحْكِمَت» ’muhkem’ kelimesi için bazı müfessirler[6] şöyle açıklama yapmışlardır: «أحْكِمَت» ’muhkem’ kelimesi «إحکام» ’bütün’ anlamında ve ‘tafsil’ kelimesinin zıttı olarak ayrı ayrı olmayan  tek parça anlamındadır. Diğer bazı müfessirler[7] ise  «إحکام» sağlam ve kanıt anlamında Zayıflık ve bozulma kelimelerinin zıddı olarak değerlendirmişlerdir.

Netice olarak Kuran’ı Kerimde ki her ayet Hakk ve İslam Peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.a)’in nübüvveti için delil, burhan, kanıt ve hüccet konumundadır.

«مِنْهُ آياتٌ مُحْكَماتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتابِ وَ أُخَرُ مُتَشابِهاتٌ» “Onun (Kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müşabihtir.”[8] Ayeti kerimesinde geçen «محکم»، kelimesi müteşabih kelimesinin zıddı olarak benzeri müşabihi olmayan yalnız bir manası olan anlamındadır.[9] Bu ayeti kerimede  « مُتَشابِهاتٌ» ise kelimenin birden fazla anlamı olma ihtimali sebebiyle yalnız bir manaya delaletinin açık olmaması anlamında gelmiştir.[10]

Doğal olarak birinci ve ikinci ayette geçen muhkem ve müteşabih kelimeleriyle üçüncü ayette geçen muhkem ve müteşabih kelimelerinin arasında bir çelişki ve anlam kargaşası bulunmamaktadır. Bu üç ayet bir birleriyle çelişmezler.

 

 

 

 

[1] Tayyip, Abdul’huseyin, etib’ul-beyan fi tefsir’ul-Kuran, 11.c, 303.s, intişarat İslami, tahran, 2.bk, 1378; Mekarim Şirazi, Nasır, El’emsel fi tefsir Kitabullah’ul-mizan, 15.c, 64.s, medrese İmam Ali bin Ebitalib (a.s), kum, 1421.h.

[2] Zumer/23.

[3] Tabatabai, Seyit Muhammed Hüseyin, El’mizan fi tefsir’ul-Kuran, 2.c, 1083.s, merkez intişarat defter tebliğat İslami, kum, 1.bk, 1418.

[4] Etib’ul-beyan fi tefsir’ul-Kuran, 11.c, 303.s.

[5] Hud/1.

[6] El’mizan fi tefsir’ul-Kuran, 2.c, 1083.s.

[7] Etib’ul-beyan fi tefsir’ul-Kuran, 7.c, 3.s.

[8] Ali-İmran/7.

[9] Cisas, Ahmed bin. Ali, Ahkam’ul-Kuran, 2.c, 281.s, dar’u ehya-i et-tiras’ul-arabi, Beyrut, 1405.h.

[10] Aynısı: 1.c, 191.s

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar