Gelişmiş Arama
Ziyaret
5860
Güncellenme Tarihi: 2012/06/30
Soru Özeti
mukaddes kitap kabul edilir bir nazma sahiptir ki kuran ondan yoksundur. Bu hal ve durum kuranın daha iyi olduğuyla nasıl bağdaşa biliniyor?
Soru
benim Tevrat ve İncil’le aşinalığım var. Onların kof olduklarını anlamışım. Ama onların kurandan meziyetleri şudur ki bu kitaplarda meseleler çok düzenli ve nâzımla konu edilmiştir. Ama kuranı kerimde böyle bir düzen yok. Bir bölümde bir meseleyi ortaya atıyor ki hakında konuştuğu konuyla hiçbir irtibatı yok. Çok acayip bir düzensizlik var. Örneğin “nasr” suresindeki ayetlere bakınız, bir biriyle nasıl bir irtibatları var? Maun süreside de (1. 3. 4. 7.) ayetler arasında ne gibi bir irtibat var? Bakara suresinde de İsrail oğullarının kıssası, parça parça gelmiştir.
Kısa Cevap
Mukaddes kitapta iki tür yazılış var; mevcut mukaddes kitapların bazısında tarih önemli hale getirilmiş; dolayısıyla tarihi bir kitap gibi basmaklar şeklinde bir basamaktan başlıyor tarihi seyrini dikkate alarak açıklamasına devam ediyor. Mukaddes olan bu kitaplar içinde başka kitaplar da var ki tarihi seyre sahip değildirler. Diğer kitaplarda olduğu zamansal düzeni bunlarda bulunmuyor. Buna binaen konularını basamak, basamak ve ardı ardına gelme anlamında olan düzen ve nazım bütün mukaddes kitaplarda bulunmuyor ve söylenen düzen bütün kitapları kapsayacak şekilde genel değildir.
Kuranı kerimde de iki tür nazım ve düzen vardır: bazı kısımlarda tarihi kitaplarda olduğu gibi bazı ayetlerde bir düzen müşahede ediliyor. Bir kıssa zikir ediliyor ve kıssanın aralıklarında bazı ibret ve nüktelere de işaret ediliyor.
Kuranda başka bir yöntem daha var; has bir konuyu açıklarken konun içinde başka konulara değiniliyor. İlk bakışta bu yöntem düzene aykırı olduğu ihsas ediliyor. Ama azıcık dikkat edildiğinde bu yöntemle yazılan yazılar en güzel bir yönteme sahip olduğu fark ve insanın tabiatına da uygun, dolayısıyla onun tabiatı kabul ediyor. Öyle ki günümüzdeki kitaplarda ve filmlerde bu yöntem istifade edilmeye çalışılıyor. Bu yöntemde -konunun aslı kayıp ettirilmeden- farklı konular zikir edildiği için muhatabı yoran amillerden uzak durmaya özen gösterilmektedir.
 
Ayrıntılı Cevap
Kitaplarda var olan düzen ve nazmı tanımak için yazılışında dikkate alınan yönteme bakmak gerekiyor. İlkin mukaddes kitapta dikkate alınmış nazma değineceğiz ve onda mevcut muhtelif kitapları inceleyeceğiz.
Mukaddes kitaplarda mevcut olan bazı kitaplarda tarih önemli hale getirilmiş ve tarih dikkate alınmıştır. Dolayısıyla tarihi bir kitap gibi bir basamaktan başlıyor tarihi seyrini dikkate alarak açıklamasına devam ediyor. Bu yöntemle yazılmış en önemli kitaplar şunlardır; sifri peydayış, sıfri huruç ve …ahdi kadimde ve ahdi cedid de bazı inciller ki hazreti İsan’ın (a.s.) hayatına ve tarihine değinmiştir. Bu kitaplar zamansal düzene ve nazma sahip ve zamansal tertibe göre yazılmışlar. Yazılmış olan bu yazıların bir kısmı tek kişi tarafından yazılmış ve bazıları da muhtelif kişiler tarafından farklı zamanlarda yazılmıştır.
Aynen bu mukaddes kitaplarda başka kitaplar da vardır ki tarihi bir seyre sahip değildirler ve diğer kitapların sahip olduğu düzene ve nazmı içermiyorlar. Bu kitaplardan birisi; “sifr-i Laviyan”, “emsal Süleyman”, ve … bunlar ahdi kadimdedir ve yeni ahitte de pavlus’un mektupları vardır. Bu kitaplar tarihi olayları yazma peşinde olmamışlar. Bunlar başka bir hedefi takip etmişlerdir. Bu nedenle düzene ve nazma sahip değildirler.
Buna binaen bir biri ardından gelme anlamındaki düzen ve nazım mukaddes kitapta bulunan bütün kitaplarda yok ve yazılış türü esasınca bu kitaplarda genellik yoktur. Bu bakış açısı şundan kaynaklanmaktadır ki bu kitaplar farklı konular içeriyor. Yazarları da muhteliftirler. Bunlar kitapların yazılış şeklini ve bakış açılarının farklılaşmasına neden olmuştur. Kur’an konusuna geçmeden şu noktayı hatırlatmak gerekir ki kur’an olarak günümüzde aramızda mevcut olanı, Allah tarafından peygamber (s.a.a)  vasıtasıyla bize ulaştırılmış olan şeydir. Hiçbir çeşit tahrif kendisinde gerçekleşmemiştir. Ama ayetlerin düzenlenmesinde ve kuranın nazmı hakkında şunu söylemek gerekir: kuranı kerimde iki düzen şekli vardır: birisi sebebi nüzul sırasına göre yazılmıştır ki buna elimiz yetişmiyor. Bir başka türü elimizdeki şekliyledir ki peygamber (s.a. a.) onu teyid etmiş ve bizim için muteber ve hüccet sahibidir ki hakkında konuşacağız.
Kuranın Düzeni Ayetlerin Nüzule Göre
Kuranı kerim 23 yıl zarfı içinde muhtelif olaylara müteakiben İslam peygamberi (s.a.a.) üzerine nazil olmuştur. Söz konusu olay ve vakalar olağan ve olağan üstü, savaş ve sulh, bazılarını teyit ve bazılarını tekzip ve…şeklindedir. Bu nedenledir ki kuranı kerimin bazı ayetlerinin tefsirinde nüzul sebebi var olmaktadır. Bu –semavi kitaplar içinde- kuranın imtiyazlarındandır.
Bu şekilde yazılmış olan kuran tarihi bir kitap gibi olamaz ve kesinlikle muhtelif ve farklı konuları içerir. Elbette bu tür yöntemle yazılmış kitapların bazı faydaları da var.  Bu cümleden şu ki; insan kuran ayetlerini anlamak ve tefsir etmekte gücü daha fazla olur ve daha az hata yapar ve…ancak bu düzen ve nazımla yazılmış olan kuran elimize ulaşmamıştır. Bu yöntemle yazılmış olan kitap muhteva olarak elimizde bulunan kuranla aynıdır ama düzen ve nazım bakımından mevcut kurandan farklıdır.
Mevcut Nazım Esasınca Kuran
Ama bu gün elimizde mevcut olan kuranı kerim nüzul sırasına göre cem edilmemiştir. Belki başka bir yöntemle cem edilmiştir[1] ki kendisi de kendine has bir düzene sahiptir. Bazı kısımlarda tarihi kitaplarda olduğu gibi ayetlerde bir nazım ve düzen müşahede ediliyor. Bir kıssa zikir ediliyor, içinde ibretlere ve bazı nüktelere işaret ediliyor. Bu durum açık bir şekilde hazreti Yusuf’un kıssasında ve başka peygamberlerin kıssalarında müşahede ediliyor. Bu tür düzen ve nazmın kuranın bazı surelerinde var olduğunu ve tür nezmın kendisini açıklamaya ihtiyaç duyulmuyor. Zira herkes tarafından kabul edilmiş ve ediliyor.
Kuranda başka bir yöntem daha var; has bir konuyu açıklarken konun içinde başka konulara değiniliyor. İlk bakışta bu yöntem düzene aykırı olduğu ihsas ediliyor. Ama azıcık dikkat edildiğinde bu yöntemle yazılan yazılar en güzel bir yönteme sahip olduğu fark ve insanın tabiatına da uygun, dolayısıyla onun tabiatı kabul ediyor. Öyle ki günümüzdeki kitaplarda ve filmlerde bu yöntem istifade edilmeye çalışılıyor. Bu yöntemde -konunun aslı kayıp ettirilmeden- farklı konular zikir edildiği için muhatabı yoran amillerden uzak durmaya özen gösterilmektedir.
Ama soruda zikir edilen ayetleri inceledik ve bizce onlardan hiçbirisi iddianız için reel örnek teşkil etmiyor. Örneğin nasr suresine dikkat ediniz. Bu sure aslında has bir düzene ve nazma sahiptir ki bir konu hakkında konuşuyor. Bizce İsrail oğullarının kıssası sizin sorunuza en yakın olanıdır. Ama yapılan açıklamaya dikkat edilirse her bir bölümünün illeti elde edile biliniyor.
 

[1] Kuranı kerim kimin zamanında ve kimin nezareti altında cem edilmiş noktasında alimler arasında ihtilaf var. Elbette bir çoğu hazreti Muhammed (s.a.a) döneminde olduğunu kabul ediyor. Bu konuda 1625 numaralı soruya müracaat edilsin.   
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    11433 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • Zaman nedir? İnsan tarafından kontrol edilebilir mi?
    13370 İslam Felsefesi 2011/11/22
    Filozofların önemsedikleri ve görüş ayrılığına düştükleri felsefî önemli konulardan birisi zaman meselesidir. Zaman hakkında değişik teoriler öne sürülmüştür. Meşhur filozoflar şöyle demektedir: Zaman hareketin miktarıdır, müstakar olmayan bir varlıktır ve hareketle vardır. Hareket onu taşır. Molla Sadra şöyle der: Zaman hareketin miktarıdır ve hareket etmeleri açısından hareket eden şeylerin ...
  • Acaba Allah yetmiş yaşındakileri seviyor ve seksen yaşındakileri, azap etmeyeceğini söylemiş midir?
    8027 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2015/05/27
    İmam Sadık’tan (a.s.), rivayi (rivayet içerikli) kaynaklarda müminlerin mükâfatı noktasında bir rivayet nakil edilmiş ki şöyle buyuruyor: kırk yaşından sonra imanlı kimseler her on senede Allah tarafından özel merhamet ve lütufla karşılaşıyorlar. Eğer bu rivayetin senedinde, azıcık tesamuh göstersek ve başka rivayetleri de bunun yanına koyup, dikkate alırsak ...
  • Neden kötü bir olay yaşandığında maslahatın bu olduğu söylenir?
    4043 شبهه شناسی 2020/01/20
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    7270 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Mümkünse nur suresinin 30 ve 31. Ayetlerini açıklayınız. Yani bu iki ayet hakkında zikredilen tefsirleri açıklayınız. Elimde bir araştırma var bu araştırmamda açıklamanıza ihtiyacım var.
    17828 Tefsir 2011/08/30
    Bu iki ayet İslam’da kadınların hicabı ve örtünmeleri ve örtünmelerinin haddi hakkındadır. “Tefsiri nümüne” farklı tefsirlerin özeti ve onların bir alıntısı konumda olduğu itibariyle bu iki ayetin tefsirini söz konusu tefsirde yapılmış açıklamayı burada zikrediyoruz. ...
  • İslam’a ve Şia’ya göre İnsan hangi alanlarda ihtiyar ve hürriyete sahiptir?
    8467 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Dini metinlere başvurduğumuzda ayet ve hadislerin manalarında dikkat ettiğimizde insanın muhayyer olduğu görüşü ortaya çıkar. Bu sözden insanın her yönlü muhayyerliğe sahip olduğu ve hiçbir etkenin onun davranış ve işlerine etki yapmadığı anlamı kastedilmiyor. Maksat sadece şu ki bütün bu faktörlerin, koşulların varlığının ve ilahi iradenin egemenliğinin yanı sıra yine ...
  • Estetik ameliyatlar konusunda İslam’ın görüşü nedir?
    7884 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/05/14
    Ehl-I Beyt Mektebinin büyük Taklit Mercilerinin güzellik amaçlı estetik ameliyatları konusunda ki çeşitli görüşleri aşağıda sıralanmıştır:Ayatullah el-Uzma Hamei’nin yetkili bürosu tarafından yayınlan fetva:Mahrem olmayanın insana dokunmasının ve başka günahı gerektirmediği müddetçe, estetik ameliyeti haddi zatında caizdir.Ayetullah el Uzma Mekarim Şirazi’nin bürosu tarafından yayınlana fetva:Başka bir haramı ...
  • Acaba "Bütün imamlar İslam peygamberiyle aynı derecededirler" hadisi (Kafi, c. 1 s. 270) doğru mu?
    7407 Eski Kelam İlmi 2010/09/20
    Ondört masum manevi, melekuti ve insani kemaller yönünde en doruk noktada yer almalarına rağmen Son Peygamber (s.a.a) bunların en kamili ve nuru en üstün olanıdır. Resul-i Ekrem Hz. Muhammed hiçbir imam'ın taşımadığı üstünlük ve özelliklere sahiptir. Nitekim ayni hadiste şöyle deniyor: İmamlar Peygamber'in makamındadırlar ancak peygamberlik makamı hariç ve ...
  • İmam Ali (a.s) ölüleri diriltebilir mi?
    12748 Tefsir 2012/07/24
    Bir kimsenin bağımsız olarak ve Allah’a ihtiyaç duymadan böyle bir işi yapması fiilsel tevhit (yaratılışta tevhit) ile çelişir; çünkü ölüm ve hayat sadece Allah’ın elindedir. Ama bir kimse ilahi izin ile böyle bir iş yapmak isterse, böyle bir fiil gerçekleşebilir ve bu hususta hiçbir akli bir engel ...

En Çok Okunanlar