Gelişmiş Arama
Ziyaret
6315
Güncellenme Tarihi: 2012/06/30
Soru Özeti
mukaddes kitap kabul edilir bir nazma sahiptir ki kuran ondan yoksundur. Bu hal ve durum kuranın daha iyi olduğuyla nasıl bağdaşa biliniyor?
Soru
benim Tevrat ve İncil’le aşinalığım var. Onların kof olduklarını anlamışım. Ama onların kurandan meziyetleri şudur ki bu kitaplarda meseleler çok düzenli ve nâzımla konu edilmiştir. Ama kuranı kerimde böyle bir düzen yok. Bir bölümde bir meseleyi ortaya atıyor ki hakında konuştuğu konuyla hiçbir irtibatı yok. Çok acayip bir düzensizlik var. Örneğin “nasr” suresindeki ayetlere bakınız, bir biriyle nasıl bir irtibatları var? Maun süreside de (1. 3. 4. 7.) ayetler arasında ne gibi bir irtibat var? Bakara suresinde de İsrail oğullarının kıssası, parça parça gelmiştir.
Kısa Cevap
Mukaddes kitapta iki tür yazılış var; mevcut mukaddes kitapların bazısında tarih önemli hale getirilmiş; dolayısıyla tarihi bir kitap gibi basmaklar şeklinde bir basamaktan başlıyor tarihi seyrini dikkate alarak açıklamasına devam ediyor. Mukaddes olan bu kitaplar içinde başka kitaplar da var ki tarihi seyre sahip değildirler. Diğer kitaplarda olduğu zamansal düzeni bunlarda bulunmuyor. Buna binaen konularını basamak, basamak ve ardı ardına gelme anlamında olan düzen ve nazım bütün mukaddes kitaplarda bulunmuyor ve söylenen düzen bütün kitapları kapsayacak şekilde genel değildir.
Kuranı kerimde de iki tür nazım ve düzen vardır: bazı kısımlarda tarihi kitaplarda olduğu gibi bazı ayetlerde bir düzen müşahede ediliyor. Bir kıssa zikir ediliyor ve kıssanın aralıklarında bazı ibret ve nüktelere de işaret ediliyor.
Kuranda başka bir yöntem daha var; has bir konuyu açıklarken konun içinde başka konulara değiniliyor. İlk bakışta bu yöntem düzene aykırı olduğu ihsas ediliyor. Ama azıcık dikkat edildiğinde bu yöntemle yazılan yazılar en güzel bir yönteme sahip olduğu fark ve insanın tabiatına da uygun, dolayısıyla onun tabiatı kabul ediyor. Öyle ki günümüzdeki kitaplarda ve filmlerde bu yöntem istifade edilmeye çalışılıyor. Bu yöntemde -konunun aslı kayıp ettirilmeden- farklı konular zikir edildiği için muhatabı yoran amillerden uzak durmaya özen gösterilmektedir.
 
Ayrıntılı Cevap
Kitaplarda var olan düzen ve nazmı tanımak için yazılışında dikkate alınan yönteme bakmak gerekiyor. İlkin mukaddes kitapta dikkate alınmış nazma değineceğiz ve onda mevcut muhtelif kitapları inceleyeceğiz.
Mukaddes kitaplarda mevcut olan bazı kitaplarda tarih önemli hale getirilmiş ve tarih dikkate alınmıştır. Dolayısıyla tarihi bir kitap gibi bir basamaktan başlıyor tarihi seyrini dikkate alarak açıklamasına devam ediyor. Bu yöntemle yazılmış en önemli kitaplar şunlardır; sifri peydayış, sıfri huruç ve …ahdi kadimde ve ahdi cedid de bazı inciller ki hazreti İsan’ın (a.s.) hayatına ve tarihine değinmiştir. Bu kitaplar zamansal düzene ve nazma sahip ve zamansal tertibe göre yazılmışlar. Yazılmış olan bu yazıların bir kısmı tek kişi tarafından yazılmış ve bazıları da muhtelif kişiler tarafından farklı zamanlarda yazılmıştır.
Aynen bu mukaddes kitaplarda başka kitaplar da vardır ki tarihi bir seyre sahip değildirler ve diğer kitapların sahip olduğu düzene ve nazmı içermiyorlar. Bu kitaplardan birisi; “sifr-i Laviyan”, “emsal Süleyman”, ve … bunlar ahdi kadimdedir ve yeni ahitte de pavlus’un mektupları vardır. Bu kitaplar tarihi olayları yazma peşinde olmamışlar. Bunlar başka bir hedefi takip etmişlerdir. Bu nedenle düzene ve nazma sahip değildirler.
Buna binaen bir biri ardından gelme anlamındaki düzen ve nazım mukaddes kitapta bulunan bütün kitaplarda yok ve yazılış türü esasınca bu kitaplarda genellik yoktur. Bu bakış açısı şundan kaynaklanmaktadır ki bu kitaplar farklı konular içeriyor. Yazarları da muhteliftirler. Bunlar kitapların yazılış şeklini ve bakış açılarının farklılaşmasına neden olmuştur. Kur’an konusuna geçmeden şu noktayı hatırlatmak gerekir ki kur’an olarak günümüzde aramızda mevcut olanı, Allah tarafından peygamber (s.a.a)  vasıtasıyla bize ulaştırılmış olan şeydir. Hiçbir çeşit tahrif kendisinde gerçekleşmemiştir. Ama ayetlerin düzenlenmesinde ve kuranın nazmı hakkında şunu söylemek gerekir: kuranı kerimde iki düzen şekli vardır: birisi sebebi nüzul sırasına göre yazılmıştır ki buna elimiz yetişmiyor. Bir başka türü elimizdeki şekliyledir ki peygamber (s.a. a.) onu teyid etmiş ve bizim için muteber ve hüccet sahibidir ki hakkında konuşacağız.
Kuranın Düzeni Ayetlerin Nüzule Göre
Kuranı kerim 23 yıl zarfı içinde muhtelif olaylara müteakiben İslam peygamberi (s.a.a.) üzerine nazil olmuştur. Söz konusu olay ve vakalar olağan ve olağan üstü, savaş ve sulh, bazılarını teyit ve bazılarını tekzip ve…şeklindedir. Bu nedenledir ki kuranı kerimin bazı ayetlerinin tefsirinde nüzul sebebi var olmaktadır. Bu –semavi kitaplar içinde- kuranın imtiyazlarındandır.
Bu şekilde yazılmış olan kuran tarihi bir kitap gibi olamaz ve kesinlikle muhtelif ve farklı konuları içerir. Elbette bu tür yöntemle yazılmış kitapların bazı faydaları da var.  Bu cümleden şu ki; insan kuran ayetlerini anlamak ve tefsir etmekte gücü daha fazla olur ve daha az hata yapar ve…ancak bu düzen ve nazımla yazılmış olan kuran elimize ulaşmamıştır. Bu yöntemle yazılmış olan kitap muhteva olarak elimizde bulunan kuranla aynıdır ama düzen ve nazım bakımından mevcut kurandan farklıdır.
Mevcut Nazım Esasınca Kuran
Ama bu gün elimizde mevcut olan kuranı kerim nüzul sırasına göre cem edilmemiştir. Belki başka bir yöntemle cem edilmiştir[1] ki kendisi de kendine has bir düzene sahiptir. Bazı kısımlarda tarihi kitaplarda olduğu gibi ayetlerde bir nazım ve düzen müşahede ediliyor. Bir kıssa zikir ediliyor, içinde ibretlere ve bazı nüktelere işaret ediliyor. Bu durum açık bir şekilde hazreti Yusuf’un kıssasında ve başka peygamberlerin kıssalarında müşahede ediliyor. Bu tür düzen ve nazmın kuranın bazı surelerinde var olduğunu ve tür nezmın kendisini açıklamaya ihtiyaç duyulmuyor. Zira herkes tarafından kabul edilmiş ve ediliyor.
Kuranda başka bir yöntem daha var; has bir konuyu açıklarken konun içinde başka konulara değiniliyor. İlk bakışta bu yöntem düzene aykırı olduğu ihsas ediliyor. Ama azıcık dikkat edildiğinde bu yöntemle yazılan yazılar en güzel bir yönteme sahip olduğu fark ve insanın tabiatına da uygun, dolayısıyla onun tabiatı kabul ediyor. Öyle ki günümüzdeki kitaplarda ve filmlerde bu yöntem istifade edilmeye çalışılıyor. Bu yöntemde -konunun aslı kayıp ettirilmeden- farklı konular zikir edildiği için muhatabı yoran amillerden uzak durmaya özen gösterilmektedir.
Ama soruda zikir edilen ayetleri inceledik ve bizce onlardan hiçbirisi iddianız için reel örnek teşkil etmiyor. Örneğin nasr suresine dikkat ediniz. Bu sure aslında has bir düzene ve nazma sahiptir ki bir konu hakkında konuşuyor. Bizce İsrail oğullarının kıssası sizin sorunuza en yakın olanıdır. Ama yapılan açıklamaya dikkat edilirse her bir bölümünün illeti elde edile biliniyor.
 

[1] Kuranı kerim kimin zamanında ve kimin nezareti altında cem edilmiş noktasında alimler arasında ihtilaf var. Elbette bir çoğu hazreti Muhammed (s.a.a) döneminde olduğunu kabul ediyor. Bu konuda 1625 numaralı soruya müracaat edilsin.   
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar