Gelişmiş Arama
Ziyaret
6890
Güncellenme Tarihi: 2012/05/16
Soru Özeti
Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
Soru
Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
Kısa Cevap

İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ve cismi temizlik ve taharete özgü değildir. Bunun manevi yönü daha önde tutulmuştur; bu yüzden guslün (Allah’a) yakınlaşma niyeti taşınarak yapılması gerekir. Aksi takdirde zahiri necaset bulunsa ve gusül ile bertaraf edilse bile, bu gusül doğru olmaz. Belirtmek gerekir ki; guslün farz oluşu, adet halindeyken kadının necis olduğu manasına gelmez. Aynı şekilde erkeklerin de cünüp olması onların necis olduğu anlamına gelmez. Hakeza abdesti bozan şeyler, abdestle giderilecek bir necaset de meydana getirmez.   

Ayrıntılı Cevap

Bildiğiniz gibi İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatlerini korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani temizlik ve tahareti sağlamak istemektedir. Kur’an-ı Kerim bu hususta şöyle buyuruyor: Allah sizin zorluğa düşmenizi istemez, sadece sizi temizlemek ister.[1] Bu ayet genel bir kaideyi beyan etmek istemektedir ve o da şudur: İlahi hükümler hiçbir yerde yükümlülük ve gücün üzerinde değildir, Allah hiç kimseyi gücünün ötesinde sorumlu tutmaz.[2] Bu mukaddime eşliğinde kadınların guslünün felsefesi hakkında şunları söylemek gerekir: Esasen guslün hikmet ve sırları, zahiri ve cismi temizlik ve taharete özgü değildir. Bunun manevi yönü daha ön plandadır; bu yüzden guslün (Allah’a) yakınlaşma niyeti taşınarak alınması gerekir. Aksi takdirde eğer bir zahiri necaset varsa ve bu gusül ile bertaraf olsa da bu gusül doğru olmaz. İslam’ın bakışında adet halinde olan kadın, abdest ve gusülsüz bir insan hükmünü taşır ve bu halde namaz ve oruç kendi için yasak olur. Adet görmek, cenabet, uyku ve idrar gibi benzeri haller bir tür temizlenemeye gerek duyar. Bu evvela kadınlara özgü değildir ve ikinci olarak da gusül veya abdest ile giderilebilir. Ama bu ibadetsel yükümlülükte her şeyden çok daha önemli olan şey, guslün manevi felsefesidir. Yüce Allah gusül, abdest ve teyemmümü beyan ettikten sonra bu buyruğun sırrını siz temizlenesiniz diye açıklamaktadır: “ولکنْ یُرید لِیُطهِّرکم[3] İnsan temiz ve taharet sahibi olmadan, temiz ve arı olan Allah’a ulaşamaz. Bu temizlik, yüce Allah’ın sevdiği şeydir. İnsan eğer biraz taharet meselesi hakkında düşünecek ve bu konuya odaklanacak olursa, şu neticeye ulaşır: Taharet meselesini bu kadar tavsiye eden, insanın hakikati için ikincil olan zahiri temizliğe önem veren bir din, kesinlikle batın temizliğinden gafil olamaz ve ona özel bir önem verir. Belirtilmelidir ki guslün farz oluşu kadının adet halindeyken necis olması anlamına gelmez. Aynı şekilde erkeklerde de cünüp olmak, onların necis olmasına delalet etmez. Hakeza abdesti bozan şeyler de abdestle giderilebilecek bir necaset meydana getirmez.

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki cevaplara müracaat ediniz:

Guslün felsefesi, 23596 (Site: fa13450).

Fıkhi hükümlerin felsefe ve hikmeti, 8593 (Site: 9135).

İslam’da çevre sağlığı ve korunması, 5007 (Site: tr5268).

 


[1] Maide Suresi, 6. ayet;  "يا أَيُّهَا الَّذينَ آمَنُوا إِذا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلاةِ فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ وَ أَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرافِقِ وَ امْسَحُوا بِرُؤُسِكُمْ وَ أَرْجُلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَيْنِ وَ إِنْ كُنْتُمْ جُنُباً فَاطَّهَّرُوا وَ إِنْ كُنْتُمْ مَرْضى‏ أَوْ عَلى‏ سَفَرٍ أَوْ جاءَ أَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغائِطِ أَوْ لامَسْتُمُ النِّساءَ فَلَمْ تَجِدُوا ماءً فَتَيَمَّمُوا صَعيداً طَيِّباً فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَ أَيْديكُمْ مِنْهُ ما يُريدُ اللَّهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُمْ مِنْ حَرَجٍ وَ لكِنْ يُريدُ لِيُطَهِّرَكُمْ وَ لِيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ"

Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.

[2] Bakara Suresi, 285. ayet.

[3] a.g.e.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar