Gelişmiş Arama
Ziyaret
10743
Güncellenme Tarihi: 2011/03/03
Soru Özeti
İslam neden Avrupaya göre Asya’da daha çok yayılmıştır?
Soru
İslam neden bu bölgede (Asya) daha çok yayılmışken, Avrupa’da daha az yayılmıştır?
Kısa Cevap

İslam Asya’da ortaya çıktığı için orada daha fazla yayılmıştır. İslam dininin Avrupa’da daha az yayılmasının, Müslümanların arasındaki ihtilaflar, Öz Muhammedi İslamın güzel çehresinin anlatılamaması vb. gibi nedenleri vardır.

Hz. Peygamberin vefatından sonra, İslam dinin yayılması için çabalar gösterilmeye başlandı. Ama Müslümanların arasındaki ihtilaflardan dolayı istenilen sonuca ulaşılmadı. Hicri 71’le 389 yılları arasında yeniden başlayan çabalar sonucu Afrika ve Avrupa kıtaları İslamın hakimiyetine girdi ve oralarda da bir ölçüye kadar yayıldı. Günümüzde İslam Avrupa ve diğer kıtalarda gözle görülür ve inkar edimeyecek bir şekilde ilerlemektedir.

Ayrıntılı Cevap

Bu konu bu kısa yazıya sığmayacak kadar çok geniş bir konudur. Ancak şu kadarıyla yetinelim ki, İslam dini Asya’da (Hicaz’da Mekke şehrinde) doğduğundan onun yayılışı da İslamın beşiği olması hasebiyle Asya’da olmuştur. İslam dininin Avrupa’da daha az yayılmasının, Müslümanların arasındaki ihtilaflar, Öz Muhammedi İslamın güzel çehresinin anlatılamaması vb. gibi nedenleri vardır.

Peygamberimizin vefatından sonra Müslümanlar, Saad Vakkas’ın komutanlığında doğuya, bir başka grubun komutanlığında (Amr b. As, Yezid b. Ebi Süfyan, Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ve Şerhebil b. Hasana) Filistin’e ve Halid b. Velid’le Şam’a gittiler. Müslümanlar Faris’e geldiler, ama bu batı ordusu ilerleme kaydedemedi. Çünkü Muaviye b. Ebi Süfyan’ın halifeliği döneminde Rumlarla yapılan antlaşma Müslümanların batıda ilerlemelerine engel olmuştu.[1]

Ayrıca halifeliğin Muaviye tarafından padişahlığa çevirilmesi batının İslamın mahiyetini anlamasına engel oldu ve İslam’a inanmaları için kendilerinde herhangi bir neden göremediler. Bu yüzden büyük Alman bilginlerinden biri şöyle diyor: ‘Muaviye’nin heykelini altından yapıp Almanya’nın başkenti Berlin’e dikmemiz gerekiyor. Çünkü Muaviye’nin İslam’a vurduğu darbe olmasaydı İslam bütün dünyayı kuşatmış, biz Almanlar ve diğer Avrupa ülkeleri Arap ve Müslüman olmuştuk.’[2]

Ama ondan sonra Velid b. Abdulmelik’in zamanında Müslümanlar, Irak, İran, Şam, Mısır ve Afrika’yı Atlantik sahillerine kadar hakimiyetleri altına almış, Cebeli Tarık boğazını geçmişlerdi. Hicri 71 yılında İspanya halkına İslam’ı sunulduktan sonra İslamın daveti diğer Avrupa ülkelerine de ulaştı.

Aynı şekilde Müslümanlar Seyhan ve Ceyhan’dan geçmeyi başarmış, devamlı olarak şehirlerde ve ülkelerde insanları İslama davet ediyorlardı. Böylece Suriye’de merkezi Dimeşk olan büyük İslam imparatorluğu kurulmuş oldu.[3] Dolayısıyla hicri 78 yılı civarına kadar bütün Afrika ve Avrupa İslamın hakimiyetine girmiş oldu. İslamın bu hakimiyeti Avrupa’da hicri 398’e kadar sürdü. 398’de Abdulmelik Mansur’un ölümüyle kardeşi en-Nasır Li Dinillah lakaplı kardeşi Abdurrahman Avrupa hükümetinin başına geçti. O da babası ve kardeşi gibi zamanın Emevi halifesine (Hişam b. Hakem)[4] itina etmiyordu. O, halifelik geleneğinin geri kalanını ortadan kaldırmaya karar verdi. Bu yüzden Hişam’dan kendisini veliaht etmesini istedi. Onun veliahtlığı halkın çoğusunun kızgınlığına ve aile içindeki savaşlara neden oldu. Müslümanlar bu şekilde kendileriyle meşgulken sınırlar korumasız kaldı. İçeride ise taife padişahları ortaya çıktı ve gece gündüz düşmanların gözü önünde birbirlerinin canına düşüp birbirlerini öldürmeye başladılar. Müslümanlar arasındaki bu ihtilaf ve yöneticilerin kötü yönetimleri neticesinde Hıristiyanlar durumu fırsat bilip çeşitli savaşlar yaparak Müslümanları Avrupa kıtasından attılar.[5] Ama sonraları, özellikle günümüzde İslam kültürü Avrupa’da ve dünyanın diğer bütün ülkelerinde önemli ölçüde nüfuz etmiştir.

Bu arada, Avrupalıların gelişmiş teknoloji ve tebliğ imkanlarıyla İslamın çehresini kötü göstermeleri ve hakikatın sesinin halkların duymasına engel olmak için gösterdikleri çabalar da göz ardı edilmemelidir. Bu konu başka bir zaman genişçe ele alınması gereken bir konudur.

Bir başka ihtimalde şudur: Rumlar o zaman Hıristiyan olduklarından Hıristiyanlığı hak bir din olarak görüyorlardı. Savaşarak böyle bir inancın üstesinden gelmek zordu.

Dolayısıyla Müslümanlar onlarla iki cephede savaşmalıydılar. Birisi İslamın hak, Hıristiyanlığın batıl din olduğunun ispatını yapan bilim ve kültür cephesi, diğeri ise düşmanı askeri alanda yenilgiye uğratacak cepheydi. Emevilerin ise bu alanalarda dinlerini savunacak insanları yetiştirmedikleri açıkca görülüyordu.

Bunların yanı sıra, Ehl-i Beyt mektebinin ışığı, Emevilerin taassuplarından dolayı o bölgelere ulaşamadı. Oysa İran ve çevresindeki ülkeler İslamın bu gelişmiş mektebini tanıdıkları için o bölgelerde iki işe birden koyuldular: Biri İslam dinine girmeleri, diğeri onu savunup yaymaları. Abbasilerin, Emevilerin karşında seçtikleri ‘Âl-i Muhammed’in Rızası’ sloganı bu iddiaya en güzel delil olabilir.



[1] -Ahmed b. Ali b. A’sam Kufi, el-Futuh, s.182-305, Muhammed b. Ahmed Mustevfi’nin çevirisi, İntaşarat-ı İlmi Ferhengi, h.ş.1374.

[2] -Salihi Necefabadi, Şehid-i Cavid, s.313, 8. Baskı, Ebi Ca, Bi Ta.

[3] -Şekip Ersalan, Tarih-i Futuhat-ı İslami Der Avrupa, Çeviri: Ali Devvani, s.37, Kitapfuruşi-i Benî Haşim, Bi Ta.

[4] -Bu Hişam, Emevi hakimi olan meşhur Hişam b. Hakem değildir. O, Endülüs hakimlerinden el-Müeyyid Billah’dır. (el-A’lam, c.2, s.310).

[5] -a.g.e. s.295.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar