Gelişmiş Arama
Ziyaret
10532
Güncellenme Tarihi: 2011/03/03
Soru Özeti
İslam neden Avrupaya göre Asya’da daha çok yayılmıştır?
Soru
İslam neden bu bölgede (Asya) daha çok yayılmışken, Avrupa’da daha az yayılmıştır?
Kısa Cevap

İslam Asya’da ortaya çıktığı için orada daha fazla yayılmıştır. İslam dininin Avrupa’da daha az yayılmasının, Müslümanların arasındaki ihtilaflar, Öz Muhammedi İslamın güzel çehresinin anlatılamaması vb. gibi nedenleri vardır.

Hz. Peygamberin vefatından sonra, İslam dinin yayılması için çabalar gösterilmeye başlandı. Ama Müslümanların arasındaki ihtilaflardan dolayı istenilen sonuca ulaşılmadı. Hicri 71’le 389 yılları arasında yeniden başlayan çabalar sonucu Afrika ve Avrupa kıtaları İslamın hakimiyetine girdi ve oralarda da bir ölçüye kadar yayıldı. Günümüzde İslam Avrupa ve diğer kıtalarda gözle görülür ve inkar edimeyecek bir şekilde ilerlemektedir.

Ayrıntılı Cevap

Bu konu bu kısa yazıya sığmayacak kadar çok geniş bir konudur. Ancak şu kadarıyla yetinelim ki, İslam dini Asya’da (Hicaz’da Mekke şehrinde) doğduğundan onun yayılışı da İslamın beşiği olması hasebiyle Asya’da olmuştur. İslam dininin Avrupa’da daha az yayılmasının, Müslümanların arasındaki ihtilaflar, Öz Muhammedi İslamın güzel çehresinin anlatılamaması vb. gibi nedenleri vardır.

Peygamberimizin vefatından sonra Müslümanlar, Saad Vakkas’ın komutanlığında doğuya, bir başka grubun komutanlığında (Amr b. As, Yezid b. Ebi Süfyan, Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ve Şerhebil b. Hasana) Filistin’e ve Halid b. Velid’le Şam’a gittiler. Müslümanlar Faris’e geldiler, ama bu batı ordusu ilerleme kaydedemedi. Çünkü Muaviye b. Ebi Süfyan’ın halifeliği döneminde Rumlarla yapılan antlaşma Müslümanların batıda ilerlemelerine engel olmuştu.[1]

Ayrıca halifeliğin Muaviye tarafından padişahlığa çevirilmesi batının İslamın mahiyetini anlamasına engel oldu ve İslam’a inanmaları için kendilerinde herhangi bir neden göremediler. Bu yüzden büyük Alman bilginlerinden biri şöyle diyor: ‘Muaviye’nin heykelini altından yapıp Almanya’nın başkenti Berlin’e dikmemiz gerekiyor. Çünkü Muaviye’nin İslam’a vurduğu darbe olmasaydı İslam bütün dünyayı kuşatmış, biz Almanlar ve diğer Avrupa ülkeleri Arap ve Müslüman olmuştuk.’[2]

Ama ondan sonra Velid b. Abdulmelik’in zamanında Müslümanlar, Irak, İran, Şam, Mısır ve Afrika’yı Atlantik sahillerine kadar hakimiyetleri altına almış, Cebeli Tarık boğazını geçmişlerdi. Hicri 71 yılında İspanya halkına İslam’ı sunulduktan sonra İslamın daveti diğer Avrupa ülkelerine de ulaştı.

Aynı şekilde Müslümanlar Seyhan ve Ceyhan’dan geçmeyi başarmış, devamlı olarak şehirlerde ve ülkelerde insanları İslama davet ediyorlardı. Böylece Suriye’de merkezi Dimeşk olan büyük İslam imparatorluğu kurulmuş oldu.[3] Dolayısıyla hicri 78 yılı civarına kadar bütün Afrika ve Avrupa İslamın hakimiyetine girmiş oldu. İslamın bu hakimiyeti Avrupa’da hicri 398’e kadar sürdü. 398’de Abdulmelik Mansur’un ölümüyle kardeşi en-Nasır Li Dinillah lakaplı kardeşi Abdurrahman Avrupa hükümetinin başına geçti. O da babası ve kardeşi gibi zamanın Emevi halifesine (Hişam b. Hakem)[4] itina etmiyordu. O, halifelik geleneğinin geri kalanını ortadan kaldırmaya karar verdi. Bu yüzden Hişam’dan kendisini veliaht etmesini istedi. Onun veliahtlığı halkın çoğusunun kızgınlığına ve aile içindeki savaşlara neden oldu. Müslümanlar bu şekilde kendileriyle meşgulken sınırlar korumasız kaldı. İçeride ise taife padişahları ortaya çıktı ve gece gündüz düşmanların gözü önünde birbirlerinin canına düşüp birbirlerini öldürmeye başladılar. Müslümanlar arasındaki bu ihtilaf ve yöneticilerin kötü yönetimleri neticesinde Hıristiyanlar durumu fırsat bilip çeşitli savaşlar yaparak Müslümanları Avrupa kıtasından attılar.[5] Ama sonraları, özellikle günümüzde İslam kültürü Avrupa’da ve dünyanın diğer bütün ülkelerinde önemli ölçüde nüfuz etmiştir.

Bu arada, Avrupalıların gelişmiş teknoloji ve tebliğ imkanlarıyla İslamın çehresini kötü göstermeleri ve hakikatın sesinin halkların duymasına engel olmak için gösterdikleri çabalar da göz ardı edilmemelidir. Bu konu başka bir zaman genişçe ele alınması gereken bir konudur.

Bir başka ihtimalde şudur: Rumlar o zaman Hıristiyan olduklarından Hıristiyanlığı hak bir din olarak görüyorlardı. Savaşarak böyle bir inancın üstesinden gelmek zordu.

Dolayısıyla Müslümanlar onlarla iki cephede savaşmalıydılar. Birisi İslamın hak, Hıristiyanlığın batıl din olduğunun ispatını yapan bilim ve kültür cephesi, diğeri ise düşmanı askeri alanda yenilgiye uğratacak cepheydi. Emevilerin ise bu alanalarda dinlerini savunacak insanları yetiştirmedikleri açıkca görülüyordu.

Bunların yanı sıra, Ehl-i Beyt mektebinin ışığı, Emevilerin taassuplarından dolayı o bölgelere ulaşamadı. Oysa İran ve çevresindeki ülkeler İslamın bu gelişmiş mektebini tanıdıkları için o bölgelerde iki işe birden koyuldular: Biri İslam dinine girmeleri, diğeri onu savunup yaymaları. Abbasilerin, Emevilerin karşında seçtikleri ‘Âl-i Muhammed’in Rızası’ sloganı bu iddiaya en güzel delil olabilir.



[1] -Ahmed b. Ali b. A’sam Kufi, el-Futuh, s.182-305, Muhammed b. Ahmed Mustevfi’nin çevirisi, İntaşarat-ı İlmi Ferhengi, h.ş.1374.

[2] -Salihi Necefabadi, Şehid-i Cavid, s.313, 8. Baskı, Ebi Ca, Bi Ta.

[3] -Şekip Ersalan, Tarih-i Futuhat-ı İslami Der Avrupa, Çeviri: Ali Devvani, s.37, Kitapfuruşi-i Benî Haşim, Bi Ta.

[4] -Bu Hişam, Emevi hakimi olan meşhur Hişam b. Hakem değildir. O, Endülüs hakimlerinden el-Müeyyid Billah’dır. (el-A’lam, c.2, s.310).

[5] -a.g.e. s.295.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar