Gelişmiş Arama
Ziyaret
10301
Güncellenme Tarihi: 2008/12/10
Soru Özeti
Darwin’in evrim teorisi hakkında görüşünüz nedir?
Soru
Ben Darwin’in evrim teorisine inanıyorum. Bu teori hakkındaki görüşünüz nedir?
Kısa Cevap

Doğa bilimcileri arasında bitkiler ve canlıları içine alan varlıkların yaratılışı hakkında iki hipotez mevcuttur.

A. Türlerin evrim teorisi veya transformizm: Bu hipotez canlı varlıkların başlangıçta bir hücreli varlıklar olarak okyanuslarda ve denizlerin derin katmanlarındaki çamurlarda bir atılım ile ortaya çıktığını söylemektedir. 

B. Türlerin sabit oluşu hipotezi veya feksizim: Bu hipotez her canlı türlerinin başlangıçta ayrı bir şekilde bugünkü şekliyle ortaya çıktığını belirtir. 

Şimdiye kadar hiç kimse bir hayvanın bedeninin asıl azalarında önemli bir dönüşüm yaratan veya bir türü başka bir türe dönüştüren bir atlama görmemiştir. Bu nedenle biz sadece atlamaların yoğunlaşmasının bir gün hayvan türünü muhtemelen değiştirebileceğini söyleyebiliriz. Örneğin böyle bir atlama sürüngen hayvanları uçan hayvanlara dönüştürebilir. Lakin bu sanı asla kesin bir sanı değildir; salt zanna dayalı bir meseledir. Çünkü biz hiçbir zaman his ve tecrübe ile asıl azaları dönüştüren atlamalar ile karşılaşmadık. Varlıkların türleri arasındaki evrimsel ilişkiyi keşfetmek de tanrıyı tanımak yolunda hiçbir engel oluşturmaz. Bu nedenleri keşfetmek tevhide bir zarar vermemekle kalmaz, yaratılış düzeninde tanrının varlığını ispat etmeye dönük yeni deliller bize verir. Hem türlerin evrimi hipotezinin taraftarları ve hem de Müslümanlar içindeki bu hipotezin karşıtları, kendi iddialarını ispatlamak için Kur’an ayetlerine istinatta bulunmuşlardır. Lakin her iki grup da bazen kendi görüşlerinin etkisinde kalarak iddiaları ile pek irtibatlı olmayan ayetlere istinatta bulunmuşlardır.

Âlemin ilk yaratılışı hakkındaki Kur’an ayetlerinin zahirinden anlaşıldığı kadarıyla ilk insan siyah renkli çamurdan yaratılmış ve şekli tamamlandıktan sonra ilahi ruh kendisine üflenmiştir. Bunun ardından iblis dışında kalan melekler onun karşısında secde etmişlerdir. Bu ayetlerin beyan ediliş tarzı, Âdem’in topraktan yaratılış şekli ile şimdiki insan şekli arasında başka türlerin olmadığını yansıtmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Doğa bilimcileri arasında bitkiler ve canlıları içine alan varlıkların yaratılışı hakkında iki hipotez mevcuttur.

A. Türlerin evrim teorisi veya transformizm: Bu hipotez canlı varlıkların başlangıçta bir hücreli varlıklar olarak okyanuslarda ve denizlerin derin katmanlarındaki çamurlarda bir atılım ile ortaya çıktığını söylemektedir. Bu zerre ölçüsündeki varlıklar tedrici olarak evrimleşmiş ve bir türden başka bir türe dönüşmüştür. Bu evrimin en kâmil halkası bugünkü insanlardır. Bu insanlar maymuna benzer varlıklardan meydana gelmiş ve bu şekilde insan görünümlü maymunlar ortaya çıkmıştır. 

B. Türlerin sabit oluşu hipotezi veya feksizim: Bu hipotez her canlı türünün başlangıçta ayrı bir şekilde bugünkü şekliyle ortaya çıktığını belirtir. Hiçbir tür başka bir türe dönüşmemiştir ve doğal olarak insan da bağımsız bir yaratılışa sahip olup ilk başta bu şekilde yaratılmıştır.[1]

Darwin’in evrim teorisi birçok kabul edici ve reddedicisi olan son asırdaki en tartışılan teorilerdendir. Bu alanda bu teoriyi kabul eden ve karşı olan bilginlerin özel olarak yazdıkları kitaplara ek olarak bazıları da genellikle değişik münasebetler ile bu konuya değinmiştir. İslam bilginleri arasında el-Menar Tefsiri ve Meragi yazarları bu teorinin taraftarlarındandır. Onlar, bu teoriyi ilahi sünnetlerden biri olarak kabullenecek ve bazı ayetleri bu yönde tefsir edecek kadar bu görüşün etkisi altında kalmışlardır. Onlar bu hipotezin Darwin’in buluşlarından değil, Kur’an’ın buluşlarından olduğunu sanmışlardır.[2]

Evrimin Kaynağı

Lamark, Darwin ve onların takipçileri gibi doğa bilimciler evrimin kaynağının doğa gereksinimleri, beka mücadelesi, muhite uyarlanma ve en güçlü olanın baki kalması olarak dile getirmiş ve şu neticeye ulaşmışlardır: Bu etkenler varlıkların suret ve azalarını değiştirmekte, potansiyel sahibi varlıkları evrimleştirmekte ve potansiyeli olmayanı ise ortadan kaldırmaktadır. Bunlar hareket ve evrimi gereksinim ve mücadeleden başlattıklarından doğal seçim ve muhite uyarlanma ile sonlanmaktadır.[3]

Evrim Taraftarlarının Delilleri

Bu kesimin delilleri basit bir sınıflandırmayla üç kısımda özetlenebilir:

1. Bunlar arkeolojiden yani canlı varlıkların fosilleşmiş iskeletlerinden bir takım deliller getirmişlerdir. Onlar yerin değişik tabakaları üzerinde yapılan araştırmaların canlı varlıkların basit şekillerden evrimleşmiş şekillere ve daha girift suretlere dönüştüğünü bildirdiğini belirtmekteler. Fosiller arasındaki farklılık ve değişikliği açıklayabilecek tek yol mevcut evrim hipotezidir.

2. Evrim taraftarları karşılıklı beden incelemeleri neticesinde bir takım karineler elde etmişlerdir. Onlar uzun ve detaylı araştırmaların ardından ve de değişik hayvanların iskeletlerini inceleme ve birbirleri ile mukayese etme neticesinde birçok benzerlik bulmuşlardır. Bu da onların tümünün bir türden geldiğini göstermektedir.

3. Evrim taraftarları cenin bilimden de bir takım karineler elde etmişlerdir. Onlar hayvanların gerekli evrime ulaşmadan önce cenin halindeyken karşılıklı olarak incelenmesi durumunda ceninlerin evrimleşmeden önce anne karnındayken veya yumurta içindeyken birbirlerine çok benzediklerini ifade etmektedirler. Bu da onların tümünün başlangıçta bir türden geldiğinin göstergesidir.

Türlerin Stabilliğini Kabul Edenlerin Yanıtları

Lakin türlerin stabilliği hipotezini kabul edenler bütün bu delillere genel bir cevap vermektedirler ve bu cevap şudur: Bu karinelerin hiçbiri ikna edici değildir. Elbette bu üç karinenin zihinde evrimi sanıya dayalı bir ihtimal olarak gerekçelendirdiği inkâr edilemez, lakin bunların hiçbiri kesinlik ifade etmemektedir. Daha açık bir ifadeyle evrim hipotezinin ispat edilmesi ve onun bir hipotez şeklinde bilimsel ve kesin bir kanuna dönüşmesi ya akli delil esasınca kanıtlanmalı ya da sınama, his ve tecrübe kanalıyla kanıtlanmalıdır. Bu iki yol dışında başka bir yol bulunmamaktadır. Öte taraftan akli ve felsefi delillerin bu meseleye müdahale edemeyeceğini ve de kökleri iki milyon yıl öncesine dayalı meseleleri incelemede tecrübe ve sınamanın gücünün olmadığını bilmekteyiz! Bizim his ve tecrübe ile idrak ettiğimiz şey, hayvanlar ve bitkilerde mutasyon atlama şekliyle zamanın geçmesi neticesinde meydana gelen yüzeysel değişikliklerdir. Örneğin normal koyun neslinden aniden yünü normal koyunların yününden farklı olan bir koyun üremektedir. Bu koyunun yünü daha yumuşak ve hafiftir. Bu koyun, “merinos” koyunu adında yeni bir koyun neslinin belirtilen yün özelliği ile ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bir takım hayvanlar atlama neticesinde göz rengi, tırnak veya bedenin deri şekli gibi değişimler geçirmektedir, ama şimdiye dek hiç kimse bir hayvanın bedeninin asıl azalarında önemli bir değişikliği yaratan veya bir türü başka bir türe dönüştüren bir atlamaya tanıklık etmemiştir. Bundan dolayı biz sadece atlamaların yoğunlaşmasının bir gün hayvan türünün değişmesine neden olabileceği ve örneğin sürüngen hayvanları uçan hayvanlara dönüştürebileceği ihtimalini verebiliriz. Lakin bu ihtimal asla kesin bir ihtimal değildir. Sadece sanıya dayalı bir ihtimaldir. Çünkü biz hiçbir zaman his ve tecrübe aracılığıyla asıl azaları değiştiren bir atlamayla karşılaşmadık. Belirtilen hususların bütününden aldığımız netice şudur: Transformizm taraftarlarının üç delili bu teoriyi bir hipotezden öteye taşıyamamaktadır. Bu nedenle bu konu üzerinden tartışan kimseler meseleyi dile getirirken her zaman “türlerin evrim hipotezi” sözcüğünü kullanıp kanun ve esas sözcüğünü kullanmamaktadırlar.[4]

Âlemin ilk yaratılışı hakkındaki Kur’an ayetlerinin zahirinden anlaşıldığı kadarıyla ilk insan siyah renkli çamurdan yaratılmış ve şekli tamamlandıktan sonra ilahi ruh kendisine üflenmiştir. Bunun ardından iblis dışında kalan melekler onun karşısında secde etmişlerdir. Bu ayetlerin beyan ediliş tarzı, Âdem’in topraktan yaratılış şekli ile şimdiki insan şekli arasında başka türlerin olmadığını yansıtmaktadır.[5]

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki kitapları okuyabilirsiniz:

1. MekarimŞirazi, Nasır, Tefsiri Numune.

2. Taligani, Seyit Mahmut, Pertovi ez Kur’an.

3. Tusi, Muhammed b. Hasan, et-Tibyan fi Tefsiri’l-Kur’an (Kitabın önsözünde).

4. Necefi Humeyni, Muhammed Cevad, Tefsiri Asan.

5. Fadlullah, Seyit Muhammed Hüseyin, Tefsiri MinVahyi’l-Kur’an.

6. Behzat, Mahmut, Darwinizm.

7. MekarimŞirazi, Nasır, AherinFarziyeyiTekamül.

8. Musevi Sebzevari, Seyit Abdü’l-A’la, Mevahibi’r-Rahman fi Tefsiri’l-Kur’an.

9. Necefi, Muhammed Rıza, Nakdı Felsefeyi Darwin (Arapça).

10. Belaği Necefi, Muhammed Cevat, A’lai’r-RahmanfiTefsiri’l-Kur’an.

 


[1] 731 sayılı (site: 911) başlıktan alıntılanmıştır. 

[2] El-Menar ve Meragi, Bakara, 251. Ayetin tefsiri.

[3] Taligani, Seyit Mahmut, Pertovi ez Kur’an, c. 1, s. 35, Naşir Şirketi Sehamiyi İntişar, çapı Tahran, 1362 h.ş.

[4] Tefsiri Numune, c. 11, s. 84 – 90.

[5] 731 sayılı (site: 911) başlıktan alıntılanmıştır.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar