Gelişmiş Arama
Ziyaret
7152
Güncellenme Tarihi: 2010/09/20
Soru Özeti
Acaba "Bütün imamlar İslam peygamberiyle aynı derecededirler" hadisi (Kafi, c. 1 s. 270) doğru mu?
Soru
Acaba "Bütün imamlar İslam peygamberiyle aynı derecededirler" hadisi (Kafi, c. 1 s. 270) doğru mu?
Kısa Cevap

Ondört masum manevi, melekuti ve insani kemaller yönünde en doruk noktada yer almalarına rağmen Son Peygamber (s.a.a) bunların en kamili ve nuru en üstün olanıdır. Resul-i Ekrem Hz. Muhammed hiçbir imam'ın taşımadığı üstünlük ve özelliklere sahiptir. Nitekim ayni hadiste şöyle deniyor: İmamlar Peygamber'in makamındadırlar ancak peygamberlik makamı hariç ve imamlara Peygamber'e helal olan şeyler helal değildir. (örneğin dört eşten fazlasıyla evlenmek) Ancak diğer işlerde Peygamber (s.a.a) gibidirler.

Ayrıntılı Cevap

On dört Masum, en yüce manevi ve insani kemal derecelerinde bulunan ön dört yıldız durumundalar. Bu yıldızlardan her biri, ilahi ilim ve kemalin en yüce aşamasında bulunuyorlar ve hiçbir eksiklik ve kusur onların vücutlarında bulunmaz. Yüce Allah buyuruyor ki: "Allah, sadece siz Ehl-i Beyt'ten her türlü eksikliği gidermek ve sizi tertemiz kılmayı irade ediyor."[1] Evrenin en üstün ve şanlı kişileri olan bunlar saadet ve kemalin zirvesindedirler.

Ancak Resulullah (s.a.a) onların içinde en nurlu ve en kamil olanındır. Onun, kendisiyle hiçbir imamın ortak olmadığı seçkinlik ve özellikleri vardır. Nitekim İmam Cafer Sadık (a.s) kendisine sorulan sorunun cevabında şöyle diyor: "İmamlar Peygamber (s.a.a) gibidirler. Ancak onlar peygamber değillerdir. Onlara Peygamber'e helal olan şeyler helal değildir. (dört kadından fazlasıyla evlenmek gibi) Ancak diğer konularda Peygamber gibidirler."[2]

Buna göre Peygamberlerin efendisi Hatemu'l-enbiye Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a) bu yüce makam sahibi yıldızlar içinde en üstünüdür ve Allah'a kurbun en doruk noktasında yer almıştır. Nitekim İmam Cafer Sadık'ın açıkladığı gibi[3] zer aleminde Allah'ın nidasına ilk lebbeyk diyen odur. O Allah'a en yakın kişidir. O Allah'a yakınlıkta o makama erişmiştir ki Allah'a yakın bulunan meleklerden ve mursel peygamberlerden hiçbir kimse onun bulunduğu makama erişmemiştir. "O iki yay yakınlığına veya daha yakına erişti"[4] O mirac gecesinde manevi makamlardaki bütün dereceleri bir gecede katetmiş ve mümkün olan en yüce makama erişmiştir. On dört masum içerisinde sadece peygamberlik vahyi ile Yüce Allah'la doğrudan ilişkisi olan tek nurdur. Kur'an'i Kerim ona nazil olmuştur. En kamil din ve ilahi nimet programı onun eliyle insanlara sunulmuştur. Ahlakın erdemlerini onun vasıtasıyla en yüce kemal noktasına varmıştır.[5] Allah'ın kendi kelamında; kendisinin, meleklerin ve müminlerin selam ve savatını özgü kıldığı tek kişidir.[6]

Bu özelliklerden her biri tek başına onun kendine has mevkisini ortaya koyacak niteliktedir. İmam Muhammed Bakır (a.s) ne de güzel şekilde bu hadiste Resulullah (s.a.a) ve diğer masumların yüce makamlarını beyan etmiştir: "Şecere-i Teyyibe (cennetteki o temiz ağaç)[7] Peygamber'dır (s.a.a)… Onun dalı Ali'dir. gövdesi Hz. Fatıma'dır. meyveleri Ali ve Fatıma'nın soyundan masum imamlardır."[8]

Bu hadiste on dört masumun mevki ve konumları en güzel şekilde açıklanmıştır.

Son olarak şu noktaya değinelim ki masumların mevki ve makamlarını bilmek ihmalkarlık edilmemesi gereken bir görevdir. Çünkü bu konuda aşırılık veya kusur her ikisi de hatalı tutum sayılır ve kişinin sapmasına yol açar. Nitekim Hz. Ali Nehcü'l-Belağa'da şöyle demiştir: Benim hakkımda iki kişi helak olur beni sevip guluv eden ve benim hakkımı tanımakta geri duran kişi"[9] Buna göre biz masumların yüce makamlarını tanımakla, bu konuda aşırı gitmekten veya ihmalkarlıktan geri durmakla ve o İmamları takip etmekle saadet yolunu kat etmeliyiz.

Umarız ki Yüce Allah'ın lütuf ve inayeti sonucu doğru yolu takip edip her türlü sapmadan ve ihmalkarlıktan uzak duralım.



[1] Ahzap: 33

[2] عِدَّةٌ مِنْ أَصْحَابِنَا عَنْ أَحْمَدَ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنِ الْحُسَیْنِ بْنِ سَعِیدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَحْرٍ عَنِ ابْنِ مُسْکَانَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِی عَبْدِ اللَّهِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ مُسْلِمٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا عَبْدِ اللَّهِ ع یَقُولُ الْأَئِمَّةُ بِمَنْزِلَةِ رَسُولِ اللَّهِ ص إِلَّا أَنَّهُمْ لَیْسُوا بِأَنْبِیَاءَ وَ لَا یَحِلُّ لَهُمْ مِنَ النِّسَاءِ مَا یَحِلُّ لِلنَّبِیِّ ص فَأَمَّا مَا خَلَا ذَلِکَ فَهُمْ فِیهِ بِمَنْزِلَةِ رَسُولِ اللَّهِ ص Usul-Kafi c. 1 s. 370 Miratu'l-Ukul c. 3 s. 161

[3] Biharu'l-Envar c. 5 s. 236

[4] Necm: 9

[5] انما بعثت لاتمم مکارم الاخلاق. Biharu'l-Envar c. 16 s. 210

[6] ان الله و ملائکته یصلون علی النبی یا ایها الذین آمنوا صلوا علیه وسلموا تسلیماً. Ahzap: 56

[7] کشجرة طبیه اصلها ثابت و فرعها فی السماء. İbrahim: 24

[8] [8] [تفسیر القمی‏] أَبِی عَنِ ابْنِ مَحْبُوبٍ عَنْ أَبِی جَعْفَرٍ الْأَحْوَلِ عَنْ سَلَّامِ بْنِ مُسْتَنِیرٍ عَنْ أَبِی جَعْفَرٍ ع قَالَ سَأَلْتُهُ عَنْ قَوْلِ اللَّهِ تَعَالَى مَثَلًا کَلِمَةً طَیِّبَةً الْآیَةَ قَالَ‏الشَّجَرَةُ رَسُولُ اللَّهِ ص وَ نَسَبُهُ ثَابِتٌ فِی بَنِی هَاشِمٍ وَ فَرْعُ الشَّجَرَةِ عَلِیُّ بْنُ أَبِی طَالِبٍ ع وَ غُصْنُ الشَّجَرَةِ فَاطِمَةُ ع وَ ثَمَرَاتُهَا الْأَئِمَّةُ مِنْ وُلْدِ عَلِیٍّ وَ فَاطِمَةَ ع شجرة رسول الله نسبة ثابت فی بنی اثم و فرع الشجرة علی بن ابیطالب و غض الشجرة فاطمه (س) و ثمراتها الائمة من ولد علی و فاطمه (ع) و ...  Biharu'l-Envar c. 9 s. 217

[9] هلک فیّ رجلان محب غال و مبغض قال، Nehcu'l-Belağa Kısa Sözler, No: 113

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • “Sure ne Anlama Geliyor?
    6076 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2015/02/15
    Lügat kitaplarında birkaç mana sure için beyan etmişler: “yüksek makam”, “hisar / sur”, “şehir etrafında çekilen duvar”.[1] Ragıbi Isfehani sure isminin verilmesinin nedeni hakkında şöyle yazıyor: “kuranı kerim (eskiden bir gelenek olup) şehirler etrafında çekilen hisara benzediği için bu isimle isimlendirilmiş. Duvarın şehri içine ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    7519 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İkindi namazının ilk vakti ne zamandır?
    9986 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/08/25
    İkindi namazının ilk fazilet vakti, bu namazın fazilet vaktinin başlangıcıdır ki o da öğle namazının (fazilet) vaktinden sonradır. Ancak bir de öğle ile ortak vakitleri vardır ki ayrıntılı cevapta açıklanmıştır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12307 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Arapçayı bilmeyenlerin Kuran’a bakmalarının veya okumalarının ne gibi faydaları vardır?
    12850 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/23
    Kuran, sıradan bir kitap değildir. Aksine Allah’ın kelamı olması gibi birçok farklı konumlara sahiptir. Sözleri de Allah tarafından İslam Peygamberi’ne (s.a.a) vahiy edilmiştir. Birçok derin ilim ve öğretiler içerir. Yaşam kitabı, insanın tekâmülü, hidayet kitabı vb. ayrıca kutsaldır ve kendisine has bir değeri vardır. Bu esasa göre; ...
  • Ehlisünnet Kur’an’da velayeti nasıl tefsir etmektedir?
    6747 Tefsir 2012/08/12
    Şia’nın inancına göre, müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) velayeti A’li İmran suresinin 55. ayetinde açıkça beyan edilmiştir. Belirtilen veli ve velayetten ne kastedildiği hususunda Şii ve Sünni âlimleri arasında ihtilaf vardır. Ehlisünnet bunu sevgi ve dostluk velayeti manasında yorumlamış, Şiiler ise yönetim ve imamet velayeti manasında değerlendirmiştir.
  • Hasta yolcunun hükmü nedir?
    5870 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Yolcu (hasta ya da sağlıklı) vacip olan hükümleri yerine getirmede kendine özgü hükümlere sahiptir. Örneğin: Namazını, yolcu namazı olarak kılmalı (yani dört rekâtlık namazları iki rekât kılmalı) ve Orucunu da yemelidir. Aynı şekilde Hasta da ( ister yolculukta olsun ister olmasın) hastalığının türüne, şiddetine göre kendine özgü hükümlere ...
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    8919 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bankanın verdiği taksitli krediyle umre için kayıt yaptırmak istiyorum. Bunun şer’i hükmü nedir?
    7683 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/11
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Şartlara uygun şekilde kredi almanın sakıncası yoktur. Ama son zamanlarda bankaların hac ve umre için verdikleri krediler hususunda yüce rehberlik makamının hac işlerinden sorumlu bi’se’si tarafından yayınlanan ve çeşitli ajanslarda yayınlanan bildirilere bakın. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Bu şekilde umreye ...
  • Orucun başlama anı sabah ezanının ilk vakti mi yoksa ezanın sona ermesiyle mi başlar?
    2768 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/10/02
    Sabah ezanına az bir vakit kala doğu tarafında bir ışık demeti yükselir. Bu ışık demetine ilk fecr veya fecri kazip denir. Bu ışık demetinin yayılmasıyla fecri sadık dediğimiz ikinci fecr zamanı başlar. İşte bu an Sabah namazının ilk vaktidir.[1]Buna binaen oruç tutan ...

En Çok Okunanlar