Gelişmiş Arama
Ziyaret
8259
Güncellenme Tarihi: 2010/12/29
Soru Özeti
Muhammed b. el-Hasan el-Saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?
Soru
Muhammed b. el-Hasan el-Saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?
Kısa Cevap

Muhammed b. el-Hasan el-Saffar’ın gulat ve müfevvize olmadığını birkaç delil ve karineye dayanarak söyleyebiliriz:
1-Rical alimlerinin onun hakkındaki görüşleri: Şianın büyük rical alimlerinin hepsi onu saygıyla anmış ve bazıları da onun ‘Basair-ud Derecat’ kitabını övmüşlerdir.

2-Merhum Muhammed b. el-Hasan el-Saffar’ın kendisinin gulatı reddeden kitabı vardır.

3-O, Kum alimlerindendir ve Kum’lular onun zamanında guluv ve tefviz şüphesi olan ravi ve rivayetleri reddetmekle ünlüydüler. Böyle bir itham, onun yaşadığı yer ve o zamanın genel düşünce yapısı göz önüne alındığında bu ithamlardan beri olduğu ortaya çıkar; çünkü kitapları, bu konuda sıkı olan hemşerilerinin ulaşacağı yerdeydiler. Kumlular, sırf bu ithamdan dolayı bir cemaati Kum’dan çıkarmışlardı. Ama onun kitaplarından böyle bir inanca rastlamamışlardı.

4-Onun kitabında (Basair-ud Derecat), Masumların (a.s) guluv ve gaybi ilimlerini red ve inkar eden rivayetler vardır.

Ayrıntılı Cevap

Müfevvize, Kaderiye’nin bir fırkasıdır. Onlar Allah’ın, insanların işlerini kendilerine bıraktığına inanır ve Allah’ın hidayetinden bahsetmezlerdi. Müfevvizenin bir başka kolu olan Şia’nın ‘Gulat’ı ise şöyle diyordu: ‘Allah, alemin işlerini Hz. Muhammed’e (s.a.a), sonra Hz. Ali’ye (a.s), sonra da diğer İmamlara (a.s) vermiştir.’[1] Ancak bu fennin uzmanı olan Merhum Mamakani’ye göre, tafvizin 9 manası vardır ve onlardan iki veya üçünde tafviz ve guluv hükmü verilebilirdi. Söz konusu 9 mana şunlardır:

1-Allah, Hz. Muhammed’i (s.a.a) yarattı ve alemin işlerini ona verdi, öyleyse dünyayı O yaratmıştır.

2-Dini işlerde tafviz: Yani Allah, Onlara (Yüce İslam Peygamberine (s.a.a) ve Masum İmamlara (a.s)) istedikleri her şeyi helal ve haram etme iznini vermiştir.

3- Allah, Yüce İslam Peygamberine (s.a.a) ve Masum İmamlara (a.s) insanların siyaset, edep ve kemale erdirme işlerini havale etmiştir.

4-Allah, Masumlara (a.s) ilimleri ve ahkamı (insanların akıllarının farklı olması, takiyye vs’den dolayı) uygun gördükleri şekilde söyleme hakkını vermiştir.

5-Verme ve engellemede tafviz: Yani Allah yeryüzünü ve onda olan her şeyi Onlar (a.s) için yarattığından, istedikleri şeyi verme veya engelleme hakları vardır.

6-Masumların (a.s) her olayda şeriatın zahirine veya ilahi ilime ve rabbani ilhama amel etme yetkilerinin olması.

7-Rızıkların taksiminde tefviz: Yani insanların rızıklarını onlar taksim ederler.

8-Mutezilinin inandığı manaya inanmak. Yani Allah alemi yarattı ve artık onun tedbir ve idaresinde hiçbir rolü yoktur.

9-Zındıkların inancı olan bütün engel ve yasakların insanlardan kaldırıldığına ve istedikleri şeyi yapabileceklerine inanma.[2]

Allame Mamakani yine şöyle diyor: Eski alimlerin içinde temel meselelerde ihtilaf vardı; mesela bazıları bir şeyin fesat ve guluva neden olduğunu söylerken, bazılarına göre de bu böyle değildi.[3]

İşte bu temel ihtilaftan dolayı birbirlerini guluv ve tefvizle itham ederlerdi.

Kum alimleri ve İbn-i Gazairi gibiler guluv ve tefviz alanındaki inançlarından dolayı, bir çoklarını -hatta Masumların ashabını- tefviz ve guluvla itham etmişlerdi.[4]

Örneğin, Necaşi’nin, hakkında ‘Büyük alimlerdendir ve üstün bir makamı vardır’[5] dediği Yunus b. Abdurrahman’ı Kum’lular zayıf sayıyorlardı. Merhum Şeyh Tusi Rical kitabında şöyle diyor: ‘Kum’luların zayıf dedikleri Yunus, güvenilir ve itimat edilen biridir.’[6] Veya Necaşi’nin hakkında ‘Kum’lular onu yermiş ve guluvla itham ediyorlardı. Öyleki onu öldürmeyi bile kastetmişlerdi. Akşamdan sabaha kadar ibadet ettiğini görünce onunla uğraşmaktan vaz geçtiler.’[7] dediği Muhammed b. Urme Kummi’yi, Rical alimleri içinde cerh ve ta’dil’le meşhur olan İbn-i Ğazairi, onu bu yerme ve guluv ithamından beri etmiş ve Kum’luları bu ithamda hatalı bulmuştur. O şöyle diyor: ‘Kum’lular onu (Muhammed b. Urme) guluvla itham etmişlerdir. Oysa onun rivayetleri temiz ve fesattan uzaktır.’[8] Bazı alimler tarafından tefviz ve guluvla itham edilen birçok kimse var ki, gerçekte öyle değillerdir.[9] Ne ilginçtir ki, Muhammed b. el-Hasan Saffar, Kum alimlerindendir, Kum’da vefat etmiştir, kitapları ve eserleri Kum’luların ulaşacağı yerdeydi ve Kum’luların guluv ve tefviz meselelerindeki bütün katılıklarına rağmen ona guluv ya da tefviz ithamında bulunduklarını görmüyoruz. Genellikle rivayette zayıfların ismini getiren İbn-i Ğazairi’nin kitabında da Muhammed b. el-Hasan Saffar’ın adını görmüyoruz. Öyleyse, onun kitaplarında İmamların (a.s) şanında rivayetler gelmişse, bundan dolayı onu guluv veya tefvizle suçlamamak gerekir.

Rical alimlerinin Muhammed b. el-Hasan’ın hakkındaki görüşleri:

Merhum Necaşi kitabında Saffar hakkında şöyle yazıyor: ‘O, Kumlu alimlerin içinde itibarlı ve değerli biri olup, güvenilir, muteber ve kadri yücedir.’[10]

Allame Hilli kitabında şöyle diyor: ‘O, Kum’lu ashabın büyüklerinden ve makam sahibi biriydi.’[11] Mu’cem-ur Rical adlı kitapta şöyle yazılıdır: Kütüb-ü Erbaa’da ondan 572’den fazla hadis rivayet edilmiştir.[12] Oysa rivayet naklindeki dikkatleriyle bilinen eski alimler, gulat veya müfevvize birinden bu kadar çok rivayet nakletmeleri uzak bir ihtimaldir.

Ondan hadis alan ravilerin içinde birçok Kum’lunun da olduğunu görüyoruz.

Merhum Meclisi, onun meşhur kitabı hakkında şöyle diyor: ‘Basair-ud Derecat’ kitabı, güvenilir asıllardan olup, Merhum Kuleyni gibiler ondan rivayet nakletmişlerdir.’[13]

Merhum Meclisi-i Evvel’de şöyle diyor: ‘Kum’lular birçok kişiyi guluv ithamıyla Kum’dan çıkardılar. Onlarda biri Muhammed b. Halit b. Berki’dir. Sonra hatalarını anlayınca onu saygıyla geri getirdiler.’[14]

Belirtmek gerekir ki, Merhum Saffar, ‘Basair-ud Derecat’ kitabında Masum İmamların (a.s) kendilerinden gaybi ilimlerinin olmadığı konusunda rivayetler getirmiştir. Bu da onun gulat olmadığının delilidir.[15] Ancak, belirtmek gerekir ki, kendi yerinde de ispat olduğu gibi Masumların gaybi ilimlerinin olması garip bir durum değildir. Bu Ehl-i Beyt’in (a.s) şan ve makamlarından biridir ve böyle bir şey ne guluvdur, ne de tafviz. Hatırlatmak gerekir ki, Ehl-i Beyt’in (a.s) öğreti ve makamlarıyla dolu olan Ziyaret-i Camiay-ı Kebire gibi ziyaretleri Kum’lular nakletmişlerdir.[16]  

Merhum Ağabozorg Tahrani, Muhammed b. el-Hasan es-Saffar’ın kitaplarının içinde ‘er-Red Al’el Gulat’ (Gulata Red) adlı kitabın onun olduğunu söylemektedir. Bu da onun daha iyi tanımasına yardımcı olmaktadır.

Merhum Necaşi’de bu kitaptan bahsetmekte ve ‘er-Red Al’el Gulat’ın onun kitaplarından biri olduğunu söylemektedir.[17]  

Demek ki:

1-Guluv ve tefvizin çeşitli manalarının olması,

2-Bu manaların bazı alimler tarafından temeldeki bazı farklılıklardan ötürü birbirine nispet verilmesi,

3- Hiçbir rical ya da fihrist kitabında Saffar’a Guluv veya tefviz ithamında bulunulmaması,

4-Saffar’ın kitaplarının, guluv ve tefviz’de çok sıkı olan Kum’luların elinde olması ve onların bu kitaplara veya yazarına itiraz etmemeleri,

5-Ravilerin adını yazan, cerh ve yermede meşhur olan İbn-i Gazairî’nin kitabında, Saffar’ı gulatın ve zayıfların tabakasında saymaması.

6-Rical alimlerinin hepsinin onu ve kitaplarını övmesi,

7-Kum’luların, onun rivayet ve kitaplarından alıntılar yapması,

8-Kütüb-ü Erbaa’da onun rivayetlerinin çok olması,

9-Saffar’ın gulatlığı reddeden kitabının olması,

10-Basair-ud Derecat kitabında guluvu redden hadislerin olması, gibi karineleri gözönüne aldığımızda Saffar’a tefviz ya da guluv nispeti verilmesi bir töhmettir ve hakikatı yoktur.


[1] - Muhammed Cevad Meşkur, Ferheng-i Fırak-ı İslami, s.424.

[2] -Mamakani, Telhis-u Mikyas-il Hidaye, (Ğaffari), s.151.

[3] -a.g.e. (Telhis: Ali Ekber Ğaffaresi), s. 149-150 ve 151-153.

[4] -a.g.e. s.151.

[5] -Necaşi, Rical, s.446.

[6] -Muhammed b. el-Hasan Tusi, Rical, s.346

[7] -Necaşi, Rical, s.329, Muhammed b. Urme’nin Yaşamı.

[8] -İbn-ul Gazairi, Rical, s.93. Muhammed b. Urme’nin Yaşamı.

[9] -Onlardan bazıları şunlardır: İbn-ul Gazairi’nin ithamdan beri ettiği Ahmed b. el-

üseyin b. Said (Gazairi, Rical, c.1, s.41) ve Ahmed b. Muhammed b. İsa’nın Kum’dan

ıkardığı, sonra özür dileyip Kum’a geri getirdiği Ahmed b. Muhammed b. Halid el-Berki

Gazairi, Rical, c.1, s.41, Ahmed b. Muhammed b. Halid’in Yaşamı).

[10] -Necaşi, Rical, s.354.

[11] -Hulasa-i Allame Hilli, s.157.

[12] -Ayetullah Hoi (r.a), Mu’cem-ul Rical, c.15, 257.

[13] -Meclisi, Bihar-ul Envar, c.1, s.17.

[14] -Mamakani, a.g.e. s.153.

[15] -Bihar-ul Envar, c.26, s.170’den alınmıştır.

[16] -Mamakani, a.g.e. s.154, Dipnot.

[17] -Necaşi, Rical, s.354, Muhammed b. el-Hasan es-Saffar’ın Yaşamı.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    22055 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27822 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    62670 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9933 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    128911 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    7512 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Kur’an insanları humus ve zekât vermeleri ve farzlarını yerine getirmeleri için neden efsanevi canlılardan korkutmaktadır?
    7310 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    1.     Kur’an-ı Kerim’de insanların efsanevi varlıklardan korkmaları gerektiğine yahut Kur’an’ın onları korkuttuğuna dair bir örnek bile mevcut değildir.2.     Bazı rivayetlerde bazı günahların cezaları (Kur’an ehli olup şarap içenler gibi) hakkında bin ...
  • Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
    3841 Tefsir 2019/12/03
    Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir ...
  • Baba gaipte veya hapiste olsa, anne, baba tarafından dedenin yerine çocuğuna bakabilir mi?
    6764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/13
    Hz. Ayetullah-ul Uzma Hamanei’nin bürosunun cevabı: Baba ölürse İslami kanunlara göre çocuğun bakımı ve korunması buluğa kadar anneye aittir. Ama baba kaybolursa çocuğun korunma hakkı kaybolmasa da bu durumda annenin de çocuğa bakmasına bir engel yoktur. Hz. Ayetullah-ul ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    23484 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...

En Çok Okunanlar