Gelişmiş Arama
Ziyaret
17750
Güncellenme Tarihi: 2011/10/17
Soru Özeti
Kur’an yalnızca kesilme sırasında Allah’ın adı zikredilmeyen hayvanın etini yemeyi yasaklamıştır. Allah’ın isimlerinden hiç biri zikredilmediği ve Allah’tan başkasınında adı getrilimediği zaman bunların yenmesi neye göre yasaklanmıştır?
Soru
Kur’an’ın ayetlerine dikkat ettiğim kadarıyla eti haram olan hayvanlar için ‘Uhille Ligayrillah’ (Allah'tan başkası için kesilen hayvan) ibaresi kullanılmıştır. Bu ibare galiba tarihte putlar için ve onların adına bir hayvan kesildiği zaman, Allah’tan başkasının (putun) adı zikredildiği veya Allah’tan başkası (put) için kesilenler hakkındadır, yoksa Allah’ın adı getirilmediği için değil. Buna göre gayr-i müslim ülkelerde veya gayr-i müslim birinin kestiği ve Allah’ın adı zikredilmeden kesilen eti helal olan hayvanları yemenin hükmü aynı mıdır? Allah’tan başkasının adı değilde, Allah’ın adı zikredilmeden kesilen hayvanın etinin yenmesinin haram olduğu konusunda ayet veya hadis var mı? Kesim sırasında Allah’ın adının zikredilmesi tabiiki daha iyidir, ancak bunu gerektiren bir ayet ve hadis yoksa Allah’ın adı zikredilmeden kesilen etlerin haram olmasının hükmü lütfen yeniden gözden geçirilsin; çünkü özellikle birçok yabancı ülkede helal et bulmak çok zordur.
Kısa Cevap

‘Ma Uhille Li’gayrillah’ (Allah'tan başkası için kesilen hayvan) ifadesinin açık bir şekilde geldiği ayetlerden biri Bakara suresinin 173. ayetidir. Ayeti iki şekilde tercüme edilebilir. Yani öyle bir şekilde tercüme edebiliriz ki ‘Ma Uhille Li’gayrillah’ Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvanlarıda -ki sonuçta haram olurlar- kapsamına alır. Böyle bir tercümenin tercih edilen yönleri var ki, kısaca şöyledir:

1-En’am suresinin 121. ayeti olan ‘Allah'ın adı anılarak kesilmeyen hayvanları yemeyin, şüphe yok ki bu kötülüktür...’ ayeti gibi bu konudaki diğer ayetlerle uyum sağlaması:

2-Söz konusu ayetin son tarafının rivayetle uyumlu olması. Buna ayrıntılı cevap bölümünde değineceğiz.

3- Şafi’inin dışında Şii ve Sünni alimleri arasında eskiden beri bu konuda icma olması.

4-Böyle bir algının, tercümesi dikkatle yapılan Kur’an mealleriyle ve ahkam ayetleri konusunda yazılan kitaplarla uyum sağlaması.

5-Şu andaki taklit merciilerinin fetvalarıyla uyumlu olması.

Ayrıntılı Cevap

‘Uhille Ligayr-illah’ (Allah'tan başkası için kesilen hayvan) ibaresi Kur’an-ı Kerim’de dört ayette gelmiştir.[1] İkisi Mekke’de nazil olan En’am ve Nahl surelerinde (biri bi’setin başlarında, diğeride Allah Resulünün (s.a.a) Mekke’de ikametinin son dönemlerinde nazil olmuştur), diğer ikiside biri hicretin başlarında nazil olan Bakara suresinde, diğeride hicretin sonlarına doğru nazil olan Maide suresinde gelmiştir. Söz konusu ayetlerin en belirginlerinden biri Bakara suresindeki 173. ayettir. Aşağıda onun tefsir ve tercümesine değinip sırasıyla bazı konuları ele alacağız. Bu şekilde daha doğru bir sonuç alabileceğimizi umuyoruz.

Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor: ‘O, size ölü hayvan etini, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası için kesilen hayvanı haram etmiştir. Fakat zorda kalan, başkasının hakkına el uzatmamak ve zaruret miktarını da aşmamak üzere yerse günah etmiş olmaz. Çünkü Allah, suçları örten rahimdir.’

‘Uhille Ligayr-illah’ cümlesindeki ‘Uhille’ manası: ‘el-İhlal’ sesi yükseltmek demektir. Müşrikler hayvan keserken cahiliyetin iki putu olan ‘Lat’ın ve Uzza’nın adına’ diye seslenirlerdi. Çocuk doğduktan sonra ağlamayla sesi açılmasına da ‘İstehelle Sabiyy’ derlerdi.[2]

 

Ayetin Tefsiri

Ayet: ‘O, size ölü hayvan etini... Allah'tan başkası için kesilen hayvanı haram etmiştir.’ diye buyurarak kendine özgü belagat ve vecizliğiyle sanki iki konuyu ispat etmek istiyor:

a) Her kesilen hayvanda Allah’ın adının getirilmesi, b) Allah’ın dışında birinin adı getirilerek kesilen hayvanın haram olması. Burada dört varsayım düşünülebilir. Birincisi yalnızca Allah’ın adının zikredilmesi. İkincisi Allah’tan başkasının adının zikredilmesi. Üçüncüsü hem Allah’ın hem de başkalarının adının zikredilmesi. Dördüncüsü kimsenin adının zikredilmemesi. Birinci varsayım kesinlikle doğru ve sakıncasızdır, bunu ayetin mefhumundan anlıyoruz. İkinci varsayım yine ayetin mefhumunun yasakladığı varsayımdır. Üçüncü varsayım Allah’tan başkasının adı zikredildiği için ‘Kesilen şey Allah’tan başkasının adıyla kesilmiştir’ dememizi doğrulamaktadır. Dördüncü varsayımdan ayette herhangi bir isimden söz edilmediği için kesimin helal olduğu anlaşılsa da manasına biraz dikkat edilse karşımıza başka bir şey çıkacaktır. Zira, ‘Ses yükselmiştir’ diye buyurduğunda şu noktaya parmak basmaktadır ki kestikleri zaman bir şeyin ismini getiriyorlardı, putperestler ise kendi putlarının adını getirirlerdi. Bu düşünce yüzde yüz kabul edilmese de en azından sizin düşüncenizin yanında bir düşüncedir. Ancak bu düşüncenin şöyle sağlam karineleri var:

1- En’am suresi 121. ayetinde şöyle buyuruluyor: ‘Allah'ın adı anılarak kesilmeyen hayvanları yemeyin, şüphe yok ki bu kötülüktür...’[3] Ayet, Allah’ın adının zikredilmediği kesimlerin haram olduğunu söylemektedir. Öyleyse kimsenin ismi zikredilemse de haramdır. Zira onda Allah’ın adı getirilmemiştir.

2- Yine En’am/118’de şöyle buyurulmaktadır: ‘Allah'ın adı anılarak kesilenleri yiyin.’[4] Muhalif mefhumdan Allah’ın adının zikredilmediği kesimlerden yemememiz gerektiği anlaşılmaktadır.

3- Kesimde Allah’ın adını getirmek o kadar önemlidir ki Allah avcılara, av köpeklerini avlarının üzerine gönderecekleri zaman Allah’ın adının anılmasını emrediyor.[5]

4- Ahkam ayetleri kitaplarının bazılarında ‘Ma Uhille Li’gayrillah’ ifadesinin Allah’ın adının zikredilmediği kesimleri de kapsadığı yazılmıştır.[6]

5- Masum İmamların (a.s) rivayetlerinde de bu mana görülmektedir. Bir rivayette İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Allah, kendi adının dışında bir adla kesilen şeyi haram etmiştir. Zira Allah, kendi birliğini ikrar etmeyi ve kesim sırasında adının anılmasını kullarına farz etmiştir. Allah’ın adını zikretmek Onun rububiyet ve tevhidine ikrardır.’[7]

Bu esastan dolayı bütün İslam alimleri şu noktaya iz’an etmişler ki, Allah’ın adı zikredilmezse (ister hiçbir isim zikredilmesin, ister Allah’tan başkasının adı zikredilsin farketmez) kesimin haram olmasına neden olur ve Şii mezhebinde kesimin helal olabilmesi için Allah’ın adının anılması konusunda hiçbir ihtilafın olmadığını söyleyebiliriz.[8] Ehl-i Sünnetten Şafii diyor ki: ‘Ad getirmek, kesilen hayvanın yenilmesinin helal şartı değildir. Evet Allah’tan başkasının adı zikredilirse haramdır.’[9]

Bu görüş söz konusu ayete ters olup Ehl-i Sünnetin diğer üç mezhebine ve Şia mezhebine muhaliftir.

Bu yüzden günümüzdeki tüm taklit merciileri, Allah’ın adı zikredilmeden kesilen hayvanın yenilmesinin haram olduğuna dair fetva vermişlerdir. Evet, eğer unutulmaktan dolayı Allah’ın adı zikredilmezse sakıncası yoktur.[10]

Allah’ın adını zikretmek sadece kuru bir ikrar değildir. Bu ikrarın kesilen hayvanın üstünde çeşitli etkileri vardır.

Son olarak belirtmek gerekir ki günümüzde ülkelerin çoğunda helal et bulunmaktadır. Eğer bulunmazsa balık gibi kesime ihtiyaç duyulmayan etler yenilebilir.     



[1] -Bakara/173, Maide/3, En’am/145, Nahl/115.

[2] -Muhyiddin Derviş, İ’rab-ul Kur’an ve Beyanuh, c.2, s.408, Dar-ul İrşad, Suriye, 4. Baskı, HK. 1415

[3] - وَ لا تَأْکُلُوا مِمَّا لَمْ یُذْکَرِ اسْمُ اللَّهِ عَلَیْه

[4] - فَکُلُوا مِمَّا ذُکِرَ اسْمُ اللَّهِ عَلَیْه

[5] -Maide/4

[6] -Cemaleddin Mikdad, Kenzu’l-İrfan Fi Fıkhi’l-Kur’an, c.2, s.301, Kum, Bi-Ta; Cevad Kazımi, Mesaliku’l Efham İla Ayat-ul Ahkam, c.4, s.141, Murtazavi, HK. 1389

[7] -Muhammed b. el-Hasan Hür Amuli, Vesailu’ş-Şia, c.24, s.213, İhyai’t Teras, Kum.

[8] -Şeyh Hüseyin Hilli, Delilu’l-Urvetu’l-Vuska, c.1, s.376, Matbaatu’n Necef, HK. 1379.

[9] -Abdurrahman el-Ceziri ve Seyyid Muhammed Yasir Mazih, el-Fıkh Ale’l Mezahibi’l Erbaa, c.1, s.400, el-Mektebtu’l Asriyye, Beyrut, 1426

[10] -Tevzihu’l Mesail-i Meraci, c.2, s.573, Mesele:2594.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Nasıl irabın olmamasına rağmen Kur’an tahriften uzak kalmıştır?
    7878 Kur’anî İlimler 2010/07/24
    Peygamber (s.a.a) döneminde Arapça dilini oluşturan harfler noktalama işaretini ayrıca her hangi nişane ve alametleri de taşımamaktaydı. Doğal olarak Kur’an da bu şekilde yazılmıştı ve iraba sahip değildi. Buna rağmen daha İslam dininin ilk döneminden itibaren Müslümanlar Kur’an’ı Kerim’i hıfz etmiştiler ve ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11142 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Namazın sonunda verilen üç selamın hikmeti nedir? ikinci ve üçüncü selamın muhatapları kimlerdir?
    19392 Teorik Ahlak 2012/03/11
    Selam, Arapçada iyilik ve esenlik demek olup hem görüşürken, hem de ayrılırken kullanılır. Bu üç selam hadislerde gelmiştir. Ama kimse üçününde farz olduğunu söylememiştir. Bu selamların manasını anlayabilmek için önce tercümelerine bakmak gerekir: Selam olsun sana ey Peygamber! Allah’ın rahmet ve berketi senin ...
  • Nasihatler edip sohbetler yapan alimlerin bunları yapmaya layık olduklarını nereden anlayacağız?
    7364 Pratik Ahlak 2010/10/12
    İslamın buyruklarına göre halkın dini anlayabilmesi için ya kendisi ilahi hükümleri araştırıp incelemeli veyadin alimlerine başvurmalıdır. Halkın çoğu dini konularda araştırma yapma gücüne sahip olmadığından din alimlerine müracaat etmeleri gerekir. Masum İmamlar (a.s), salih ve değerli alimleri tanıtan ve Şiilerin işini kolaylaştıracak yolları açıklamışlardır. Örneğin: ...
  • Fena (yok olma), irfanda ne anlama gelmektedir?
    9919 Teorik İrfan 2008/05/04
    Arapça olan fena kelimesi, sözlükte yokluk ve yok olma ve irfani terimlerde ise, kulun beşeri yönünün, hakkın ilahlığında mahvolacağı şekilde hakta kaybolması anlamına gelmektedir. Allah’a giden yolun peşinde olan ve giden salikler, Allah’a ulaşma yolunu merhalelere ayırmışlar ve fena merhalesini Allah’a olan yolculuğun en son noktası olarak kabul etmişlerdir.Örneğin ...
  • Beni sevdiğini sandığım, ama evlilik teklifime hiçbir karşılık vermeyen bir kız hakkında ne yapmalıyım?
    5899 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Evlilik insan hayatının en büyük ve önemli hadisesidir. Onda başarılı veya başarısız olmak talih yazmaktadır. Kızlar ve oğlanlar insan yaşamının meyveleridir ve yaratılış eli onlarda bir tür derunî cazibe ve çekim yaratmıştır. Onların bu yaşlardaki ıstırap ve huzursuzluğu evlilik ile sükûnet ve huzura dönüşmektedir. Kur’an, “onlarla sükûnet bulmayı” eşi ...
  • Allah’ı tanıma hissini güçlendirmenin yolları nedir?
    24014 Teorik Ahlak 2010/06/20
    Allah’ı tanıma hissinden maksat insanın Allah’a olan fıtri ve batini yönelişidir. Bu his insanın içinden gelen bir çağrıdır ve fıtrattan başka bir sebebi yoktur.İnsanda bir eğitim ve öğretim olmadan Allah’a yöneliş hissinin varlığı bu hissin fıtri yani yaratılıştan kaynaklandığının ...
  • İmam Bakır (a.s)ve İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen birçok hadis bulunmasına rağmen neden onların sözleri bir kitapta toplanmamıştır?
    7501 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/10/24
    İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık’ın (a.s) yaşadıkları zaman ve mekân şart ve durumu göz önünde bulundurulduğunda söz konusu zamanda bir kitabın tedvin edilmemesi anlaşılır bir husus sayılır. Lakin bu hadisler “dört yüz usul” ve sonra da “dört kitap” adıyla toplanmıştır. Son olarak büyük hadis bilgini Hür ...
  • Allah-u Teala insanı hangi amaç için yarattı?
    19005 Eski Kelam İlmi 2010/03/07
    a) Allah-u Teala’nın yaratıcılığı yaratmayı gerektiriyordu.b) Yaratılış düzeni hikmetli ve bir hedef üzerinedir.c) Kainatın ve diğer varlıkların yaratılmasının son hedefi insandı; çünkü her şey onun içindir ve en güzel yaratıcı ...
  • Çocukların bakımı, birbirlerinden ayrılmış anne ve babadan hangisinin üzerinedir?
    7895 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/24
    Çocukların nafakasını (bakım masraflarını) karşılamak babanın üzerinedir. Ama çocukların bakımı, büyültmesi ve terbiye edilmesi yaşları ve kız ve erkek çocuğu olmaları hasebiyle farklılık göstermektedir.imam Humeyni bu soruyu şöyle cevaplandırmıştır: Erkek çocuğunun bakımı iki yaşına kadar ve kız ...

En Çok Okunanlar