Gelişmiş Arama
Ziyaret
15583
Güncellenme Tarihi: 2009/06/16
Soru Özeti
Cinleri, ruhları ve şeytanları çağırıp teshir etmenin (emri altına almanın) hükmü nedir?
Soru
Cin, ruh ve şeytanlarla irtibat kurup onlardan dünya işlerimiz için faydalanmanın mantıklı bir açıklaması var mı? Neden?
Kısa Cevap

Ruhlar, cinler ve şeytanlardan ilmi ve ameli istifade etmeye ve irtibata geçmeye lugatte ve fıkhi ıstılahta sihir denmektedir.[i] Kur'an, hadis ve fıkhi delillere göre sihirbazlık dünya ve ahiret yaşantıları açısında insanın faydasına değildir.

 

Kur'an-ı Kerim, sihirbazlığı, küfür, imansızlık, takvasızlık, insanın kendisiyle kötü ticaret yapması, ahiretten nasibi olmamak,[ii] günahın çoğalması ve horluk olarak görmektedir.[iii]

 

Rivayetlerde sihirbaz; kafir,[iv] Kur'an'a nankörlük,[v] şirk,[vi] ilahi rahmet[vii] ve İslamdan uzak olmak,[viii] kulluğa ihtiyaç duymamak,[ix] cehenneme gitmenin nedeni[x]-[xi] ve lanetli[xii] olarak nitelendirilmiştir.

 

Fakihler de ayetler ve rivayetler ışığında, ve sihrin bedensel, ruhsal, dini ve ictimai zararlarını göz önüne alarak sihri haram bilmişlerdir.[xiii]-[xiv]



[i] -Zahir şuıdur ki, sahirat kısımlarıyla ve bütün tarifleriyle sihire girmektedir. (Şerh-i Mekasib-i Muharreme-i Müzci, Seyyid Muhammed Ali Cezairi, c.2, s.112); Şehid-i Evvel ve Şehid-i Sani meleklerin ve cinlerin kullanılamsını, şeytanların çağırılmasını sihirden saymışlardır. (a.g.e, s.68); veya sazice ruhlardan yardım amaçlı kullanmak (a.g.e. s.71)

[ii] -“Tuttular da Süleyman'ın saltanatı aleyhine, Şeytanların kapıldıkları şeylere uydular. Halbu ki Süleyman kafir olmamıştı...” Bakara/102-103; Tefsir-ul Mizan, c.1, s.234

[iii] -“Şüphe yok ki insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazılarına sığınıyorlar da onların taşkınlığını, zulümlerini artırıyor.” Cin/6

[iv] - el-Vesail, c.12, s.107

[v] - a.g.e, s.109

[vi] - a.g.e, s.106

[vii] - a.g.e, s.107

[viii] - a.g.e, s.108

[ix] - a.g.e, s.108

[x] -Bihar, c.58, s.223

[xi] - el-Vesail, c.12, s.107

[xii] - a.g.e, s.103

[xiii] -Mekasib-i Muharreme, 10. Mesele

[xiv] -İmam Humeyni, böyle irtibatları sihir olarak kabul etmese de haram olduğunu söylüyor ve şöyle buyruyor: “Melekleri istihdam etmek, cin çağırmak ve onları tutsak etmek, ruhları çağırmak ve onları tutsak etmek vb. şeyler buna dahildir.” Tahrir-ul Vesile, c.1; Mekasib-i Muharreme-i Müzci, 16.Mesele

Ayrıntılı Cevap

Her ne kadar lügat ve fıkhi kitaplarda sihir için çeşitli tarifler yapılmışsa da ruhlar, cinler ve şeytanlarla irtibat kurmaya sihir denildiği kesindir.[1]

Sihirbazlığın, insanlık tarihindeki geçmişi çok eskiye dayanıyor. En fazla yaygın olduğu zaman da Peygamberlerin olmadığı ya da Onların hakimiyetinin az olduğu zamanlardır. Bu yüzden onlar özellikle Hz. Nuh (a. s)[2] ve Hz. Süleyman (a.s)'dan[3] sonra daha çok görülmeye başlamışlardır.

Tarihi gerçekler gösteriyor ki, sihirciler dini, manevi ve maddi olmak üzere insanlığa çok büyük zararlar vermişlerdir. Çünkü cinlerin ve şeytanların eksik bilgilere[4] sahip olmaları ve onlarla irtibatı olanların bu yanlış bilgilerle insanların hayatına yön vermeğe çalışmaları çeşitli felaketler kaynak olmuştur. Bu yüzden bize göre hem cin, şeytan ve ruhlara ulaşmaya çalışmak dine aykırıdır,[5] hem de onların verdiği bilgi ve yaptıkları etkileri uygulamaya geçirmek. Sihirbazların çok kere peygamberlik iddiasında bulundukları da görülmüştür.[6]

 

İnsanın saadeti, dostlukları, düşmanlıkları, mutluluğu, endişesi, uyuması, uyanık kalması, yolculuğu, ikameti, kısacası her şeyi dünyevi ve uhrevi faydalarını temin edecek şekilde düzenlemelidir. Ama sihirbazlık tarihinde bu ölçünün yerine başka ölçüler temel alınmıştır.[7]

 

Öte yandan ruh çağırmak, cin ve şeytanları teshir etmek, bir çeşit iradeyi elden almak olduğundan, veya cin ve şeytanları çağırmak için kadın ve çocukların ruhlarını teshir etmek zarar ve eziyettir.[8]

 

Sonuç şudur: Cin, şeytan ve ruhların hem bilgileri sınırlıdır,[9] hem de yaptıkları etkileri.[10] Eğer bilgi ve tesirleri şeytandan olursa, şeytanın da işi saptırmak ve batılı güzel göstermek olduğuna göre[11] böyle bir irtibata asla güvenilmez.

 

Daha fazla bilgi için bakınız:

 

1- İnsanla Cinin İlişkisi, 556. soru

2- Başka Âlemlerin Varlıklarıyla İrtibat, 293. soru

3-Şeytan ve Cinin Gücü, 138. soru



[1] - Şerh-i Mekasib-i Muharreme-i Müzci, c.2, s.112

[2] -İmam Hasan Askeri (a.s) buyuruyor: “Nuh tan sonra sihirbazlar çoğaldı.” Vesail, c.12, s.106

[3] - Tefsir-ul Mizan, c.1, s.237

[4] -a.g.e. c.15, s.330

[5] - Şerh-i Mekasib-i Muharreme-i Müzci, c.2, s.67

[6] - a.g.e.

[7] - a.g.e. s.69

[8] - a.g.e. s.69

[9] - el-İhticac, c.2, s.67

[10] - a.g.e

[11] -Nisa/60; Enam/6 ve Kur'an'da Şeytan hakkında gelen diğer bir çok ayetler.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    9463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    11620 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    7246 زن و حکومت اسلامی 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8501 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    17280 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Ben bir miktar çeyizimi kendi maaşımla hazırlayabilir miyim? Kocam, buna muhaliftir ve tüm çeyizi ailen hazırlamalıdır ve ben razı değilim demektedir! Ben onun görüşünün aksine davranabilir miyim?
    6029 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaşınızın tasarruf hakkı kendi elinizdedir ve eşinizin rızası şart değildir.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaş size aittir ve her türlü tasarruf sizin için caizdir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Herkesin kendi malında tasarruf ...
  • Garanık efsanesi nedir?
    11106 Tefsir 2011/04/11
    Garanık efsanesi, Kur'an ve Peygamber'in (s.a.a) mevkisini düşürmek için çalışan düşmanlar tarafından uydurulan bir efsanedir. Onlar şöyle demişlerdir: Peygamber (s.a.a) Mekke'de en-Necm suresini okurken müşriklerin putlarının isimlerinin anıldığı ayete yani: "أَ فَرَءَیْتُمُ اللَّاتَ وَ الْعُزَّى‏ وَ مَنَوةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى"
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77921 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
    5763 ولایت، برترین عبادت 2019/02/20
    “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır. Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır. “Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ...
  • Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
    9267 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin ...

En Çok Okunanlar