Gelişmiş Arama
Ziyaret
8610
Güncellenme Tarihi: 2011/08/21
Soru Özeti
Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
Soru
Eğer bir kız ve erkek arasında ilişki olursa ve birbirini isterlerse (evlilik hedefi güderlerse) ama sonra erkek ahdine vefa göstermez (sözünü gerçekleştirmezse) hangi günaha (hem bu dünyada ve hem de ahirette) bulaşmış olur? Çünkü kız bu durumda darbe yemiş olmaktadır.
Kısa Cevap

İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının icap ettiği yerde rahatça ahit ve anlaşmalarını ayaklar altına almaktadırlar. Bu husus ahlak açısından çok çirkindir. Bunu göz önünde bulundurarak akıllı ve zeki insanlar değişik olay ve hadiselerde şahısları sınamadan ve onların sadakat, doğru sözlülük ve ahitlerine vefa göstermelerinden emin olmayana dek, hiçbir işte onlara güven duymazlar. İnsanın hayat ortağını seçmek istediği mühim eş tercihi ve evlilik gibi önemli bir hususta özellikle buna dikkat edilmelidir. Bu yüzden araştırma ve incelemeyle ve de bilgili ve içten şahıslara danışmayla ahit ve anlaşmasına vefa gösterecek bir eş seçilmelidir. Genç bir kız; dolandırıcı ve heves kölesi birçok ferdin fırsat kolladığına ve gaflet etmesi durumunda kibar ve yumuşak sözler ve de rüyasal evlilik ve yaşama dair yalan ve boş vaatler ile bunların kendisini kandırmaya ve iffetini yağmalaya teşebbüs edeceğine dikkat etmelidir. Onlar iffet cevherini aldıktan sonra kızları kendi hallerine terk edecek veya ahlaksız fesat ve bozgunculuk vadisine çekeceklerdir. Bu nedenle evvela tam bir araştırma yapmadan ve de anne ve babaya danışmadan önce kızlar hiçbir evlilik önerisini kabul etmemelidir. İkinci olarak evlilik önerisini kabul ettikten ve gelecekteki eşini seçtikten sonra şerî ve yasal evlilik yapmadan ve bunu muteber bir evlilik dairesinde kaydetmeden önce, hiçbir evlilik ameline girişmemelidirler. Sonra pişmanlığın hiçbir faydası olmaz. Hile ve dalavere yapan ve de ahdine vefa göstermeyen bir insan kesinlikle günahkârdır. Onun günahının derecesi, karşı tarafın bu iş neticesinde gördüğü darbe, zarar ve hasar ölçüsüncedir. Hangi şekilde yapabiliyorsa kızın ruhî ve cismanî hasarlarını telafi etmelidir. Aksi takdirde kıyamette Allah’ın karşısında sorumlu olacak ve yanıt vermesi gerekecektir.

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat edilebilir:

İndeks: Evlilik Öncesi Namahrem İle İlişki, 1407. Soru (Site: 1427).         


[1] Tehzibü’l-Ahkam, c. 7, s. 372, رَسُولَ اللَّهِ ص قَالَ الْمُؤْمِنُونَ عِنْدَ شُرُوطِهِم

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    10673 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer Şeytan ateştense nasıl ateşte yanacak?
    10402 ابلیس و شیطان 2012/08/26
    Âlem daima bir değişim içerisindedir. Eşyanın (maddenin) özellikleri de etki tepkilerden dolayı değişkenlik göstermektedir. Hatta bilim adamları yanmayan bir maddeyi üzerinde değişiklikler yaratarak yeni bir unsur yani yanıcı bir madde elde edebilirler. İnsanın böyle bir yeteneğe ulaştığı şu halde acaba varlık âleminin Rabbi’nin Şeytan’ı oluşturan unsurlarda küçük ...
  • Gıybeti edilen bireyden rıza almadan tövbe edilebilir mi?
    7409 درمان رذائل اخلاقی 2014/05/20
    Gıybet kul hakkı olması nedeniyle iki merhalede başta gıybet edilenden rıza alınmalı ve sonrada Allah nezdinde bu günahtan dolayı tövbe edilmelidir. Ama gıybeti edilen bireyden herhangi bir nedenden ötürü rıza almak mümkün değilse veya ona bunu söylemek daha büyük bir probleme yol açacaksa böyle bir durumda masumların ...
  • Meni sıvısı kemiğin imik sıvısının üretimi ve bedenin diğer işleri için faydalıdır. Böyleyken evlenirsem bu sıvı heder olmaz mı ve bunu korumam gerekmez mi?
    25595 Pratik Ahlak 2010/09/22
    Yanıtın açıklığa kavuşması için ilkönce mastürbasyon günahının bazı manevî ve cismanî zararlarını hatırlatıyoruz:1- Manevî Zararlar1-1- Mastürbasyon günahı insanın Allah’tan uzaklaşmasına neden olur; öyle ki diriliş gününde Yüce Allah bu günahı işleyenlere ne bakacak ve ne de ...
  • Şeriat literatüründe taabbuddan ne kastedilmektedir ve onun şartları nedir? Taabbudu ispat etmek için nasıl bir delil getirilebilir?
    7848 بندگی و تسبیح 2012/07/24
    Taabbud; abd ve ubudiyet kökünden olup kulluk ve tapmak anlamına gelir ve rivayetlerde de bu anlamıyla zikredilmiştir. Fakihler ve şeriata bağlı olanlar taabbudu başka manalarda da kullanılmışlardır. Taabbudî kavramının kullanıldığı yerlerden biri, delile gerek duyulmayan yerdir. Her şahsın din ve inanç usulleri akıl esasınca olmalıdır, lakin dinin ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    7292 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Fecr-i sadık ve Fecr-i kazib’ten kasıt nedir?
    35619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Fecr-i sadık (gerçek/ikinci fecir) ve fecr-i kazib (yalancı/birinci fecir) iki fıkhi ve astronomik terim olup gece ve gündüzün özel vakitleridir. Fecr-i kazib doğuda görülen beyazlıkla meydana gelir. Bu zamanda namaz kılınamaz. Fecr-i sadık’ın zamanı, o beyazlığın doğu tarafından yayılmasıdır. Bu zaman, sabah namazının ...
  • Eğer erkek karısıyla cinsel ilişkiye girmeden önce ölürse, onun mehriyyesi yarı mı olur?
    5200 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mezkûr soruyu Ayetullahların bürosuna yolladık ve aşağıda onlardan bir grubun elimize şimdiye dek ulaşan fetva yanıtını size takdim ediyoruz: Hz. Ayetullah Hamaney’in (Allah ömrünü uzun kılsın) Bürosu:Mehriyye yarı olur.Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzun kılsın) Bürosu:Mehriyyenin kâmil olarak ödenmesi gerekir. Hz. Ayetullah Mehdi ...
  • Şia neden ezanda “Eşhedu Enne Aliyen Veliyullah” cümlesinin söylenmesi gerektiğini ileri sürer?
    71494 وضو، اذان و نماز 2012/08/12
    “Veli” kelimesi değişik anlamlarda kullanılmıştır ve onların en önemlileri aşağıdaki anlamlardır: A. Liderlik anlamında. B. Dostluk manasında. C. Yardımcı manasında. Her ne kadar bu üç mananın her biri de Hz Ali (a.s) hakkında doğru olsa da bu hususta nakledilmiş rivayetlere binaen ezandaki bu cümleden maksat birinci anlamdır; yani ...
  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    9344 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...

En Çok Okunanlar