Gelişmiş Arama
Ziyaret
3951
Güncellenme Tarihi: 2014/09/29
Soru Özeti
Acaba rivayetlerde kız çocuklarının adet dönemlerinden önce evlendirilmesi tavsiye edilmiş midir?
Soru
Kız çocuklarının babalarının evlerinde ilk adetlerini görmeden evlenmeleri gerektiği doğrumu? Bu tavsiyeyi nakleden rivayetin senedi muteber midir? Açıklaması nedir?
Kısa Cevap
 Sorduğunuz soru hakkında İslam Peygamberi (s.a.a)’den şu rivayet nakledilmiştir:
«مِنْ سَعَادَةِ الرَّجُلِ أَنْ لَا تَحِيضَ‏ ابْنَتُهُ‏ فِي بَيْتِه» “Kızın, baba evinde adet görmemesi erkeğin saadetindendir.”[1] Bu rivayet senet açısından mursel hadistir[2].
Bu konuda başka bir rivayet bulunmaktadır: [3]«عَنْ أَبِي عَبْدِ اللَّهِ (ع) قَال‏: مِنْ سَعَادَةِ الْمَرْءِ أَنْ لَا تَطْمَثَ ابْنَتُهُ فِي بَيْتِهِ» “Kızın adet yaşına baba evinde yetişmemesi erkeğin saadetindendir.” Bu rivayette zayıf bir rivayettir. Zira bu hadisin rivayet silsilesinde tanınmayan şahıslar bulunmaktadır. Buna binaen zikredilen rivayet senet açısından itimat edilemiyecek bir konumdadır. Rivayetleri senet açısından taşıdıkları noksanlıklara rağmen kabul edecek olsak dahi bu ve benzeri rivayetlerin açıklığa kavuşturmak istedikleri nokta evliliğin özelliklede genç kızlar için geçiktirilmemesidir. Vurgulanan nokta eğer genç kız evlilik yaşına gelmişse, talibi varsa ve kızın’da rızası söz konusuysa evlendirilmesidir. Zira genç kızlar erkekler gibi ne zaman isteseler kendilerine münasip bir taliple karşılaşmıyorlar. Çoğu zaman, hatta dünyanın her yerinde genç kızlar münasip bir taliplerinin olmasını beklemektedirler. Malesef günümüzde münasip talipler kızların genç olması sebebiyle red edilmektedir. Daha sonrasında evlilik yaşları geçene kadar münasip talip çıkmamakta hatta evde bile kalmaktadırlar.
İmam Sadık (a.s) naklediyor Allah Resulü (s.a.a) bir gün minber’e çıkarak insanlara şöyle buyurdu: “Ey insanlar Cebrail Allah katından bana bildirdi. Genç kızlar dalında yetişmiş meyveye benzer. Meyveler olgunlaştıkları zaman toplanmazsa güneş onları bozar ve rüzgarda döker. Eğer genç kızlar kadınların derk ettikleri şeyleri derk ederlerse tek yolu evlenmeliler aksi taktirde fesada uğrarlar.[4]
Özetleyecek olursak rivayetlerde evliliğe teşvik ve isteklendirme bulunmaktadır. Elbette bu teşvik edep, ahlak, akıl ve fiziksel gelişim açısından evliliğe, karı koca hayatına ve eş olarak topluma çıkmaya hazır olan, yetkinliğe kavuşmuş genç kızlar içindir. Hatta bu genç kız adet dönemine gelmemişse bile. Zira bazı bölgelerde kızların adet yaşı oldukca geç, bazı bölgelerde ise iklim ve yaşam şartları sebebiyle bu döneme gelen kızlar yetkinliğe kavuşmuş olmaktadırlar. Böyle bir durumda münasip bir talip söz konusuysa kız babası gerekli hazırlıkları yapmalı ta evladı ahlaki bozulmalardan beri olsun.
Bu teşvikler ve isteklendirmeler evlilik taliplerine kolay kolay olumlu yanıtların verilmediği, kendi kendilerine yersiz ve temelsiz evliliği zorlaştıracak adetlerin olduğu toplumlar içindir.  Zira rivayetin devamı bunu teyit etmektedir: “ Allah Resulü’nü dinleyen birisi ayağa kalktı ve sordu: Kime olumlu cevap verelim Ya Resulullah? Alah Resulü (s.a.a) “size akran ve denk olanlara” diye cevapları. İlk soruyu soran tekrar sordu “Kim  akran ve denktir bizlere?”
Alah Resulü (s.a.a) “İman ehli her insan size akran ve denktir.”[5]
 
[1] Şeyh saduk, men la yehzur’ul-Fakih, muhakkık ve musahhih: gaffarri, Ali ekber, 3.c, 472.s, Kum, islami yayınlar ofisi, 2.bk, 1413.k.
[2] Mursel hadis ravi’nin direkt olarak Masum’dan duymadığı veya nakleden şahsı rivayette zikretmediği hadistir. Bu hadisin itibarına engel teşkil edip direkt olarak delil olarak gösterilmesinin engeller.
[3] Kuleyni, muhammed bin. Yakup, kafi, muhakkık ve musahhih: gaffari, Ali ekber, Ahudi, Muhammed, 5.c, 336.s, tahran, dar’ul-kitab İslami, 4.bk, 1407.k.
[4] Feyzi Kaşani, Muhammed Muhsin, El-vafi, 21.c, 75-76, isfahan, kitaphaneyi İmam Emir’el-Müminin Ali (a.s) 1.bk, 1406.k
[5] Feyzi Kaşani, Muhammed Muhsin, El-vafi, 21.c, 75-76, isfahan, kitaphaneyi İmam Emir’el-Müminin Ali (a.s) 1.bk, 1406.k
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar