Gelişmiş Arama
Ziyaret
8635
Güncellenme Tarihi: 2009/05/21
Soru Özeti
Neden Allah Teâlâ münafıkların hastalıklarını tedavi etmemekte, bilakis onların hastalıklarını şiddetlendirmektedir?
Soru
Bakara suresinin 9’uncu ayetinde Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azab vardır.” Neden merhametli Allah onların hastalıklarını iyileştireceğine artırmaktadır?
Kısa Cevap

Allah Teâlâ, insanı özgür, irade ve ihtiyar sahibi bir mahlûk olarak yaratmıştır. Yani insanın tekâmülü, irade ve seçimlerinin sonucu meydana gelmektedir. Öyleyse münafık kendi irade ve seçimlerinin sonucunda delalet ve sapıklık yolunu edinmiştir. Artık Allah Teâlâ nın onları zorla hidayet etmemesi hiçbir anlam ifade etmez. İlk olarak bu durum İnsanın yaratılışındaki hikmetle çelişir; ikinci olarak ta zorlamayla gerçekleşen hidayetin hiçbir değeri yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Allah Teâlâ, insanı özgür ve irade ihtiyar sahibi bir mahlûk olarak yaratmıştır. Yani insanın tekâmülü, irade ve seçimlerinin sonucu meydana gelmektedir. Öyleyse münafık kendi irade ve seçimlerinin sonucunda delalet ve sapıklık yolunu edinmiştir. Artık Allah Teâlâ nın onları zorla hidayet etmemesi hiçbir anlam ifade etmez. İlk olarak bu durum İnsanın yaratılışındaki hikmetle çelişir; ikinci olarak ta zorlamayla gerçekleşen hidayetin hiçbir değeri yoktur.

Bu konunun açıklaması şu şekildedir: Allah Teâlâ bütün kullarına karşı şefkatlidir. Herkese bu saadeti ve hidayeti sağlayacak mukaddimeler sunulmuştur.   Böylece isteyen herkes kendi iradesiyle hidayet yolunu seçebilir; isteyen herkes ise kendi irade ve isteğiyle delalet ve sapıklık yolunu seçebilir. Hakikatte insanın ruhsal açıdan sahip olduğu sağlık ve hastalık kendi iradesi altındadır. Kuranı kerimin şu buyruğundan: “münafıkların kalplerinde hastalık vardır; Allah Teâlâ da onların hastalığını artırmaktadır.” maksat: Allah Teâlâ nın insana vermiş olduğu irade ve ihtiyarı hidayet yolunda kullanacaklarına delalet ve sapıklık yolunda kullanmaktadırlar. Kendilerini hidayet ve peygamberlerin öğütleri nimetlerinden mahrum bırakmaktadırlar. Allah Teâlâ nın sünneti şu şekildedir: kendi seçimleri olan nifak yolunda günbegün daha fazla sukut etmektedirler.[1] Başka bir tabirle; ilahi sünnet ve kanun üzere nasıl bir insanın cismi bir hastalığı olduğu zaman eğer derman etmezse hastalık günbegün artacağı gibi ruhi ve revani bir hastalık içinde bu ilahi sünnet geçerlidir. Tövbe ile deva edilmemesi bu hastalığın artmasına yol açacaktır. Zira bu ilahi sünnet ve kanun gereğidir. İşte bu yüzden bu durum Allah’a nispet verilmektedir. Öyleyse bunun Allah Teâlâ nın lütfü ve merhametiyle hiçbir tezatlığı yoktur.  Yoldan çıkmış, münafık şahıslar kendi irade ve seçimleriyle ilahi desturlar çiğnenerek nifak yoluna düşmüşlerdir. Böylece kendilerinin Allah’ın lütfünden, merhametinden ve hidayetinden mahrum bırakmaktadır.

 


[1] Numune tefsirinden alınmıştır, c.14, s.517.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar