Gelişmiş Arama
Ziyaret
8704
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Yeni gençlerdeki erginlik buhranı ile depresyon arasındaki fark nedir?
Soru
Yeni gençlerdeki erginlik buhranı ile depresyon arasındaki fark nedir?
Kısa Cevap

Gençliğin ilk döneminin ruhsal özellik ve hususiyetleri; kimlik hissi, bedensel ve ruhsal ağır ve belirgin değişiklikler, heyecan eksenli ve duygusal gelişim, toplumsal rüşt ve ahlakî gelişimden ibarettir. Genel olarak gençliğe yeni adım atmış bir insan bu devrede çelişik istek ve arzular taşır ve bunlar doğru bir şekilde yönlendirilmediği takdirde onu standart dışı toplumsal davranışlar, depresyon, şiddet eksenli ve tehlikeli tavırlar, eğitim sorunları, okuldan ve evden kaçış gibi bazı ruhsal ve davranışsal bozukluklara duçar kılabilir. O halde depresyon ruhsal bozukluklardan biri olup bazen erginlik buhranı neticesinde ortaya çıkar, ama birçok kez başka bir neden taşır. Aynı şekilde erginlik buhranı depresyon dışında başka menfi bozukluklar da ortaya çıkarabilir.

Ayrıntılı Cevap

Gençliğin ilk dönemi hayatın bir merhalesi sıfatıyla bir insan için yeni bir fenomendir. Bu dönemin başlaması erginlik fenomeniyle eşzamanlıdır ve sonu da geniş gençlik dönemine tekabül eder. Erginlik süreci hayatın en girift dönemlerinden ve aynı şekilde her ferdin hayatındaki en zevkli ve heyecan uyandıran dönem sayılmaktadır. Bu dönemde yeni genç ne çocuk ve ne de tam olarak ergin sayılmaktadır. Ama bu iki merhalenin (çocukluk ve büyümüşlük) arasında yer alır. Bu dönem insanın kendi davranış ve işlerinin sorumluluğunu üstlenmesinin başlangıcıdır. Yeni gençlik dönemi ve erginlik hayatın baharıdır. Bu baharda fertlerde bedensel ve ruhsal değişim ve dönüşümler baş gösterir. Her fert cisim ve ruhta dönüşümlerle eşgüdümlü olan erginlik baharını sadece bir defa yaşar. Bu dönemde yeni genç hızlı gelişir ve kendi cismani ve bedensel gücünün tekâmül edişine tanıklık eder. Eşzamanlı olarak onun duygu ve hisleri de temel değişikliklere uğrar.[1] İslam’ın bakışında bu dönem çok önemlidir. Masumların hadislerinde (a.s) bu dönem insan ömrünün üçüncü yedi yılı (14 yaş sonrası) olarak adlandırılmıştır. Aziz Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İnsanın evladı ilk yedi yılda anne ve babanın başkan ve reisidir, ikinci yedi yılda anne ve babanın emir kulu ve takipçisidir ve üçüncü yedi yılda ise aile bakanı ve anne ve babanın müşaviridir.”[2] İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Evlat ilk yedi yılında sizin varlık ağacınızdaki güzel kokulu yaprağınızdır. İkinci yedi yılında sizin emir alan hizmetçiniz ve emir kulunuzdur. Üçüncü yedi yılında ise sizin kötülüğünüzü isteyen düşmanınız veya hayrınızı isteyen dostunuz olabilir.”[3] Veliler ve eğitmenler bu dönemin gerçekleri, özellikleri ve şartlarını tam olarak bilmeyle kendi gençlerinin ruhsal ihtiyaçlarını tanıma ve onları giderme doğrultusunda girişimde bulunmalı ve bu şekilde gencin en az zararla bu dönemi geride bırakması sağlanmalıdır. Aziz Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Allah’ın rahmeti doğru terbiye ile büyüklerine iyililik etmede evlatlarına yardımcı olan baba ve anneye olsun.[4]

Erginlik Döneminde Gencin Bazı Ruhsal Özellik Ve Hususiyetleri

1. Kimlik Hissi: Bu dönemde genç bireysel ve toplumsal kimliğini elde eder. Genç geçmiş tecrübeleri göz önünde bulundurarak ve erginlik değişimlerini kabul ederek kimliğini yeniden oluşturmak ister. Hatta anne ve babaya muhalefet etmek ve onlarla tartışmak ve de düşünce, güçler ve başkalarının müdahaleleri karşısında isyan etmek bile kimlik oluşturmak ve kendini diğerlerinden ayırmak içindir. Dabs[5] şöyle demektedir: “Onlarda şahsiyet ispat etmek tabii bir husustur. Genellikle kendileri ile yaşadıkları çevre arasında bir aykırılık ortaya çıkar ve gençlerin bu toplumsal şahsiyet ispatı değişik yerlerde beliriverir.”[6] Her haliyle eğer bu kimlik hissi doğru kavranmaz ve yönlendirilmezse genç kimlik bunalımına girer; zira erginliğin bedensel ve toplumsal değişimi, gencin beden ve şahsi kimliğinin zihnî portresini tehdit etmektedir.

2. Bedensel, Ruhsal Ve Cinsel Ağır Ve Belirgin Değişimler: Bu dönemde genç bedensel durum ve ruhsal çelişkilerden kaynaklanan anlık değişiklikler bütünüyle karşılaşır ve bu ferdin kaygılanmasına neden olur.

3. Heyecan Eksenli Ve Ruhsal Gelişim: Bu gelişim her ne kadar erkeklerde de görünse de genç kızlarda değişik ve öngörülemeyen his ve duygular (çabuk alınmak, kaygılanmak, korku ve panik, hayâ ve utanma, rüyasal düşünceler, inziva, içine kapanma, kendine vurulma, süslenme, gösteriş, dostluk, sevgi, kızma, uyumsuzluk, saldırganlık ve bağımsızlık istemi gibi) nedeniyle daha belirgin ve kritiktir; zira bazen birbiriyle çelişen bu duygusal ve heyecan eksenli sıfatlar ahlakî açık çarpıklıklara sebep olur.

4. Toplumsal Gelişim: Yeni gençlik dönemi çarpıklıklar, aktiviteler ve toplumsal boyutta heyecan uyandıran davranışlar dönemidir. Her ne kadar genç, yaşı büyüklerin görüşüne önem verse de kendi yaşıtlarının düşüncelerini tercih eder ve onlar arasında kabul edilmeye ve rol almaya çalışır.

5. Ahlakî Gelişim: Bu dönem ahlakî sıfatların şekillendiği ve gelişme kaydettiği bir zaman olup toplumsal gelişim ile yakın ilişki içinde yer alır ve de sağlıklı ve yapıcı bir hayat sürmek için gereklilik addeder. Genel olarak beğenilen ahlakî sıfatlar kazanılan türdendir ve genç bu sıfatları seçmek ve elde etmek için enerji harcamalıdır.

Belirtilen hususlar itibariyle genç bu dönemde çelişik eğilim ve istekler taşımaktadır; örneğin arkadaşlarıyla olmayı isterken yalnız kalmaya da ilgisi vardır. O çocuksu egoizmi müspet türdeş sevgisiyle sentezler[7] ve bu onu çocukluk ile yaşı büyüklük arasındaki berzaha itiverir ve bir tür duygusal, ruhsal ve düşünsel kararsızlığa maruz kılar. Buna da “erginlik buhranı” denir. Bu buhran genci muğlâk ve girift bir duruma getirir[8] ve o ne yapması gerektiğini bilmez. İşte kendi rolüne yönelik bu güvensizlik genç için birçok soruna neden olur ve onu bazı ruhsal ve davranışsal bozukluklara maruz kılar.

Yeni Gençlerdeki Bazı Ruhsal Ve Davranışsal Bozulma Türleri

1. Başına buyrukluk, anne ve babaya, öğretmene ve doktora karşı gelmek, aile toplantılara katılmamak, kız ve erkek kardeşleriyle tartışmak, öğrenim yolunda ve aile yaşamında engeller yaratmak gibi toplumsal standart dışı davranışlar.

2. Depresyon, inziva ve içine kapanmak gençliğin ilk yıllarında bir dereceye kadar doğaldır. Ama doğal ölçüsünü aşınca depresyon bozukluğu sıfatıyla dikkate alınmalıdır. Depresyon ruhsal ve psikolojik özel bir duruma denir ve haftada üç defadan fazla vuku bulan ve her defasında da üç saatten fazla süren gam, üzüntü, tahammülsüzlük, kararsızlık, adapte olamamak, her şeye karşı ilgisiz olmak, devamlı ağlamalar ve yaşamın güzelliklerinden zevk almamak gibi göstergelerle gençliğe yeni adım atan kimselerde kendini gösterir. Dinsel öğretileri ve ruh doktorlarının önerilerini uygulamakla ve de ilaçlı ve ilaçsız değişik tedavi yöntemleriyle depresyona son verilebilir. Depresyon hakkında şu adrese müracaat edilebilir: 5106. Soru (Site: 5396) (Yeni Gençte Depresyon Göstergeleri Ve Çözümü)

3. Uyuşturucu madde kullanımı neticesinde büyüyen ve de fakirlikle ve özellikle genç oğlanlar arasında yaygın olan intihar gibi değişik olaylara neden olan şiddet eksenli ve tehlikeli davranışlar.

4. Eğitim sorunları da bunlardandır. Ruhsal veya çevresel zorluklar bu sorunlara zemin hazırlamaktadır; okul fobisi, okuldan kaçma ve tahsilde ilerlememe eğitim sorunlarının örneklerindendir.

5. Evden kaygı duymak. Evden kaçmak çevrenin ve kötü davranışların baskısının göstergesi olup bizzat gencin ruhsal sorunlarıdır. Gence doğru davranmak ve sorunları zamanında ve doğru bir şekilde halletmek bu davranışların ortaya çıkmasını engeller.

6. Pikoz ve eskizofereni gibi vahim psikolojik hastalıklar heyecan baskıları esnasında görülmektedir. Genellikle yaşı büyüklerdeki saykoz (cinnet) gençliğin ilk yıllarında bir saykoz dönemini atlatmayla birliktedir.[9]

Bu nedenden ötürü depresyon ruhsal bozukluklardan biri olup bazen erginlik buhranı neticesinde ortaya çıkar, ama birçok kez başka bir neden taşır. Aynı şekilde erginlik buhranı depresyon dışında başka menfi bozukluklar da ortaya çıkarabilir ve bu ciddiye alınmalı ve de doğru bir şekilde tedavi edilmelidir.



[1] Kaimi, Ali, Şınaht-ı Hidatayet Ve Terbiyet-ı Nu Civanan Ve Civanan, s. 42 ve 103, çap-ı pencom, İntişarat-ı Emiri, Tahran, 1363.

[2] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 101, s. 95, Müessese-i el-Vefa, Beyrut, 1404 h.k.

[3] İbn. Ebi’l-Hadid Mutezili, Şerh-u Nehci’l-Belağa, c. 20, s. 343, hadis. 937, İntişarat-ı Kitabhane-i Ayetullah Maraşi, Kum, 1404 h.k

[4] Kuleyni, el-Kafi, c. 6, s. 48, çap-ı çarom, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

[5] Ahmedi, Ahmed, Revan Şinasi Nu Civanan Ve Civanan, c. 4, s. 28, İntişarat-ı Meşal-ı İsfahan 1372.

[6] Moris Dabs, Çe Midanim Buluğ, s. 82 ve 88; bkz: Goftar-ı Felsefi –Civan-, Muhammed Taki Felsefi, c. 1, c. 15, s. 402 ve 406, Neşr-i Maarif Tahran, 1344.

[7] Ahmedi, Ahmed, Revan Şinasi Nu Civanan Ve Civanan, c. 4, s. 17.

[8] Haris Lams Ve Digeran, Reveşhay-ı Takviyet-ı İzzet-ı Nefs Der No Civanan, Alipur, Pervin, c. 3, s. 21, İntişarat-ı Astan-ı Kuds-i Rezevi Meşhed, 1380.

[9] Veblag-ı Tehassusi-i Muşaviran-ı Şehid Beheşti.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar