Gelişmiş Arama
Ziyaret
10495
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Kıyamet azabından kurtulmak için bir ümit var mı?
Soru
İnsanın kabir ve kıyamet azabından kurtulmasına herhangi bir ümidi olabilir mi?
Kısa Cevap

Dini öğretilerden anlaşıldığı kadarıyla Allah’ın rahmetine ümit bağlamak ve kıyamet azabından korkmak birbirini tamamlayan iki önemli özellik olup mümin kul eşit bir şekilde bu iki özelliğe sahip olmalıdır. Yani mümin kimse farzları yerine getirip, haramları terketmekle akıbetinin hayırlı olması için Allah’ın rahmetine ümit bağlarken aynı ölçüde Allah’tan korkmalıdır. Çünkü, ilahi azaptan korkmamak insanın günah işlemeye cüret ettirir. Fazla korku da ümitsizliğe neden olur.

Ayet ve rivayetlerde Allah’ın rahmetine ümit bağlamak ve Onun azabından korkmak bir arada getirilmiş, bu ikisinin insanın kalbindeki birer nur olduklarını ve kemale doğru uçabilmesi için birer kanat vazifesini gördükleri belirtilmiştir. Zira ahiretten korkmak ve Allah’ın rahmetine ümit bağlamak insanı Allah’a itaat etmeye götürür, bu da onu kurtuluşa erdirir.    

Ayrıntılı Cevap

Hz. İmam Humeyni (r.a) gibi ahlak ve ilim üstatları, dini öğretilerden yola çıkarak korku ve ümidin birbirlerini tamamlayan iki özellik olduğunu belirtmiş ve şöyle buyurmuşlardır: Ümidin güzel yönü, insanın elindeki bütün sebepleri, onu saadete götürecek yolda harcatması, sonrada Allah Teala’nın, insana elinde olmayan sebepleri inayet etmesine ümitli olmasını sağlaması ve uhrevi saadeti götürecek engelleri ortadan kaldırmasıdır. Yani kalbini kötü ahlakın dikenlerinden ve günahların pisliklerinden temizleyen, ardından oraya amel, itaat ve kulluk tohumunu eken ve imanın halis suyuyla sulayan, sonrada Allah’ın rahmet ve fazlına ümit bağlayan kimsenin akıbeti hayırlı olur. Böyle birinin ümidi güzeldir.[1] Nitekim Kur’an buyuryor: ‘İnananlar, Allah yolunda muhacir olanlar ve savaşanlarsa, onlar Allah’ın rahmetini umarlar. Allah da suçları örtücüdür, rahimdir.’[2]

Allah Teala bu ayette rahmetini, iman, hicret ve kendi yolunda savaşanlardan sonra getirmiştir. Yani mümin insan farzları yerine getirmeli, günahları terketmeli, mücadele etmeli, ardından Allah’ın rahmetine ümit bağlamalıdır.

Korkunun güzel yönü ise insanın, Allah’a mutlak bir bağımlılığı ve muhtaçlığını, hiç bir şeyin kendisinden olmadığını bilmesini sağlamasıdır. Bütün yaratılmışlar, mutlak feyiz sahibi olan kimseye muhtaçtırlar. Dolayısıyla insan ne istiyorsa onu mutlak kudret sahibinden istemelidir; herkesin akıbeti Onun elindedir ve O bütün iyiliklerin kaynağıdır.[3]

Kur’an buna şöyle işaret ediyor: ‘De ki: Hepsi Allah'tandır.’[4]

Mümin kul, korku ve ümidi eşit şekilde içinde yaşatmalıdır. Yani Allah’tan, kabir azabından ve kıyametten kendisini Allah’ın rahmetinden ümitsizliğe düşürmeyecek şekilde korkmalıdır. Aynı şekilde, Allah’a olan ümidi onu küstahlığa itecek şekilde olmamalıdır. Masum İmamlardan (a.s) gelen rivayetlerde bu yöndedir. Örneğin:

1-İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Allah’tan (Azze ve Celle) öyle kork ki insanların ve cinlerin iyiliklerine sahip olsanda azap edilecekmiş gibi; ve ümidini Ona öyle bağla ki insanların ve cinlerin günahlarına sahip olsanda sana merhamet edilecekmiş gibi.’[5]

2-İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘En iyi amel korku ve ümitli olmakta ölçülü olmaktadır; yani Allah’ın azabından korkmakla Allah’ın rahmetine ümitli olmak arasında bir halete sahip olmalısın. Allah’tan korkmak ve Onun rahmetine ümit bağlamak belli bir ölçüde olmalıdır. Ne aşırı derecede korkupta rahmetinden ümidini kesmeli, ne de aşırı derecede ümitli olupta gurur ve gaflete kapılmalıdır.’[6]

3-İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘(Allah’tan) Korkmak kalbin (günaha ve gaflete düşmemesinin) bekçisidir; (Allah’ın rahmetine) ümit ise insanın (Allah’ta uzaklaşmaması ve ümitsizliğe düşmemesi için) vasıta ve şefaatçisidir. Kim Allah’ı bilirse hem Ondan korkar hem de Ona ümit bağlar. Bu ikisi (korku ve ümit) imanın iki kanadıdır. Gerçek kul onlarla Allah’ın rıdvanına doğru uçar; aklının iki gözüyle Allah’ın müjde ve azap vaadine bakar. Korku Allah’ın adaletini ve Onun azabının engelleyiciliğini gösterir. Ümit, Allah’ın fazl ve rahmetinin yüksek feryadıdır. (Allah’ın sonsuz rahmetine) ümit etmek kalbi canlı tutar. (Allah’ın azabından) Korkmak nefsi (ve nefsani istekleri) öldürür.'[7]

Yukarıda söylenenenlerden alınan netice şudur: Kıyamet azabından kurtulmayı ümit etmek,mutlak kemale uçmak, imanın iki kanadından biri olan farzları yerine getirmek ve haramları terketmekle olur. Bu özellik (Allah’ın rahmetine ümit bağlamak) ve Allah’ın azabından korkmak aynı derecede olmalıdır. Yani insan, Allah’ın rahmetine öyle bir şekilde ümit bağlamalı ki bu onu günah işlemeye sürüklememelidir. Korku nuruda öyle bir şekilde olmalı ki, Allah’ın rahmetinden ümidini kesmeye neden olmamalıdır.       



[1] -İmam Humeyni, Kırk Hadis, s.229, 16. Baskı, Müessese-i Tanzim ve Neşr-i Asar İmam Humeyni, Tahran, HŞ.1376

[2] -Bakara/218

[3] -İmam Humeyni, a.g.e. s.222

[4] -Nisa/78

[5] -Kuleyni, Usul-u Kafi, (Mustafavi’nin Çevirisi), c.3, s.109, 1. Baskı, Kitapfuruşi-i İlmiyyey-i İslami, Tahran

[6] -Gureru’l Hikem, (Ensari’nin Çevirisi), c.1, s.395, 8. Baskı, Tahran.

[7] -Misbahu’ş Şeria, (Mustafavi’nin Çevirisi), s.398, 1. Baskı, Encümen-i İslamiy-i Hikmet ve Felsefey-i İran, Tahran, HŞ. 1360

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yabancı ülkelerde ve İslami olmayan muhitlerde nasıl imanımızı koruyabiliriz?
    3762 Pratik Ahlak 2019/09/23
    İnsani, İslami değerlere sahip çıkmak, dini desturlara amel etmek ve onları ihya etmek dünya hayatındaki saadet ve afiyete direkt etkisi olan unsurlardır. Beşerin hayvani güdülerle kurduğu aşağılık ve rezil hayatı temiz, pak bir yaşama dönüştürmektedir. İfrat ve tefritte kalmadan, hurafelereden uzak saf ve sahih dine gerçekten uyan ...
  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7663 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Peygamber Efendimizin (a.s.s) mubarek dişinin kırılmasından sonra Üveysi\'n, kendisi de kendi dişini kırdığı şeklinde söylentiler derde doğru mudur? Üveys Karani\'nin hayatı ve şahsiyeti hakkında bilgi verebilirmisiniz?
    21869 تاريخ بزرگان 2012/05/12
    Künyesi Ebu Amr olan Üveys Bin Amir Muradi Karani, tabiinlerin büyüklerinden olup ünlü zahitlerdendi. Öyleki, ühdü, takvası ve ahlaki faziletleri havas ve avam için emsal olmuştu. Üveys, İslam Peygamber'i (a.s.s) zamanında iman getirmiş Onun ziyaretine muvaffak olmadı. Annesine itiatkar oluşu nediyle Medine'den ...
  • Şer’i yükümlülük için erginliğin şart olmasına binaen, çocukların yaptığı iyi ve kötü işlerin hükmü nedir?
    7318 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Her ne kadar insanın Allah tarafından belirlenmiş şer’i yükümlülük şartı erginlik yaşına ermek olsa da tüm çocukların bütün çocukluk döneminde tamamen başıboş oldukları ve her işi yapabilecekleri sanısı akla gelmemelidir. İslam fakihleri iyi ve kötüyü anlayabilecek olan çocukları istisna etmişlerdir. Onların fetvasına göre eğer işleri ayırt edebilen ...
  • Yüzüğün kaşını avuç içine döndürmenin (çevirmenin) kaynağı nedir?
    10256 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/13
    Bu konuda “Vesailu’ş-Şia” kitabında rivayet zikredilmiştir, rivayet şöyledir:Hz. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: “Parmağında akik yüzüğüyle sabahlayan ve hiç kimseyle görüşmeden önce yüksüğün kaşını avuç içine döndürerek “Kadir” Suresini sonuna kadar okuyup ardından “ Amentü billahi vahdehu la şerikeleh ve amentü bıserri âli muhammedi ve alaniyyetihim” duasını tilavet eden ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    10067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6800 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5485 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
    9932 Teorik Ahlak 2011/03/03
    İnsanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfatlara ahlak denir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Ahlak, fazilet ve rezalet olmak üzere ikiye ayrılır. Tevekkül ise, ahlaki faziletlerden biri olup kulun Allah’a güvenmesi ve bütün işlerini ona havale ...
  • Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
    9179 نوح 2019/10/21
     Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]

En Çok Okunanlar