Gelişmiş Arama
Ziyaret
14230
Güncellenme Tarihi: 2007/01/28
Soru Özeti
Acaba ilk insanlar mağarada mı yaşıyorlardı, mağarada yaşayanlar Hz. Âdem’in (as) neslinden miydiler?
Soru
mağarada yaşayan insanlar, Hz. Âdemin (as) neslinden miydiler?
Kısa Cevap
Hz. Âdem’in neslinden olan insanların, dağları ve mağaraları kendileri için mesken olarak seçtikleri kur’an’ı kerimde teyit edilmiş bir konudur. Ama Hz. Âdem den (as) önce başka insanların yaşadığına dair oldukça fazla deliller vardır. Bu delillerin var olması ve eskiden insanların mağaralarda yaşadıkları inkâr edilmeyecek bir konu olduğu için mağaralarda yazılmış yazılara ve başka delillere dayanarak bu insanların hangi nesle ve geride bırakılan eserlerinin kimlere ait olduğu ispatlaması gerekiyor. Her halükarda bilinmelidir ki Hz. Âdem’in (a.s.) yaratılış tarihi çok eskilere dayanmıyor.
 
Ayrıntılı Cevap
Sorunun cevabını elde etmek için birkaç noktaya dikkat etmek zaruridir:
  1. Ebul Beşer olarak biline Hz. Âdem’in neslinden olmayıp ondan önce bazı insanların yaşadığına dair şahit ve deliller vardır.  Merhum Allame Tabatabai şöyle diyor: Bakara suresinin 30.ayetinden Âdem’in (as) yaratılışından önce insanların yaşadığını çıkarabiliriz. Melekler daha önce yaşamış olan insanlar hakkında sahip oldukları zihniyetten dolayı, Allah yeryüzüne halife karar kılacağım dediği vakit “fesat çıkaracak ve kan dökecek bir kimseyi mi yeryüzüne yerleştireceksin”[1] şeklinde bir soruyu cenabı Haktan soruyorlar.    
Tevhidi Saduk kitabında da imam Sadıktan nakledilmiş ki imam şöyle diyor: “siz, Allah sizden başka kimseleri yaratmadığını mı sanıyorsunuz? Bilakis binlerce Âdem yaratmış ki siz en son Âdem’in (a.s.) neslindensiniz.[2]   İ
  1. Mağaralarda bulunan mevcut el yazıları ve haritalara dayanarak mevcut nesilden olup mağaralarda yaşadığını ispatlayabiliriz.[3]   Ancak mevcut eserler hali hazırda yaşamakta olan insan nesline mi ait yoksa başka bir nesle mi ait ispatlanması gerekiyor.[4]  Elbette kur’an’ın bazı ayetlerinin zahirinden istifade ediliyor ki hali hazırda yaşamakta olan nesil, Hz. Âdem’e (as) ve onun eşi Havaya dayanmaktadır.[5]
Örneğin: Allah u Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır”.[6] Biz şu noktayı biliyoruz ki kuran bütün beşer içindir ve hitabı bütün beşere aittir.
Veya başka bir ayette şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir”.[7]
Buna binaen eğer mağaralarda kalmış olan eserlerden bu eserlerin tarihi milyonlar yıllara döndüğü anlaşılırsa bu eserlerin şimdi yaşamakta olan nesle ait değil başka bir nesle ait olduğunu kabul etmek gerekiyor. Zira zahiren Hz. Âdem’in yaratılış destanı 7000 bir zamana aittir.[8]
Ama eğer bu eserlerden, 7000 senelik bir tarihe ait olduğu anlaşılırsa denilebilir ki bu eserler başka bir nesle ait değil, bilakis bu nesle aittir. Zira bu nesilden olup mağarada yaşayan insanlar da var idi.
Elbette günümüzdeki binaların yapılışı kadim binalara mukayese edildiği vakit bizi şu noktaya götürüyor: eski zamanlarda ev yapma meselesi çok sade idi. Hatta ilk insan nesli, kendini soğuktan, sıcaktan, vahşi hayvanların saldırısından korumak için çok sade meskenlerde ve hata kayaların arasında bulunan aralıklarda veya doğada var olan mağaralarda yaşayarak koruyorlardı. O dönemlerde ev yapma imkânlarının olamayışı çok doğal bir şeydir. Kuranı kerimde de buna işaret edilmektedir.
Kuranı kerim şöyle buyuruyor: “dağlarda da sizin için barınaklar var etti”.[9] Ayetin orijinal şekli şöyledir: “ve cealna lekum minel cibali eknanen”. “enkan” sözcüğü “cin” vezninde “kin”in cemi ve kapatma, hıfzetme ve koruma vesilesine deniliyor. Bu cihetle dağlarda mevcut olan saklanılacak, barınacak, aralıklara şeklindeki yerlere ve mağaralara “eknan” deniliyor. Burada açık bir şekilde dağlarda bulunan barınak ve mağaralara dikkate değer bir nimet olarak yâd edildiğini görmekteyiz.[10] Hata ev yapma sanatını elde ettikten sonra bile bazı milletler tarafından dağların dibini ve mağaraları mesken ve menzil olarak kendileri için seçmeleri revaçta idi ve medeniyetlerinin nişanesiydi. Kur’an’ı kerim bazı kavimlerden dağlardan evler yontuyor ve oralarda yaşadıklarından haber veriyor.[11]
Buna binaen Hz. Âdem’in (as.) neslinden olup mağaralarda yaşayan kavimlerin var olduğu uzak değil ve bunun hiçbir işkâlı da söz konusu değildir.
 

[1] Allame Tabatabai, Muhammed Hüseyin, “el-Mizan Tefsiri”, farsça Tercümesi, c. 4, s. 223.
[2] Age., s. 231.
[3] Bazıları hali hazırda yaşamakta olan insanlardan bazılarının mağaralarda yaşandıkları kesin olduğunu savunuyor. “Dairetül Mearıf-i New”, . 4, s. 331.
[4] “Tercüme-i el Mizan”, baskı, Camiatul müdderisin, c. 4, s. 223.
[5] “Tercüme-i el Mizan”, baskı, Camiatul müdderisin, c. 4, s. 223.
[6] Araf 27.
[7] Nisa, 1.
[8] Daha fazla bilgi edinmek için bkz., endeks: Ömr-i Nevi Beşer ez Menzer Kuran”, (kurana açıdan beşerin Ömri), suru: 701.
[9] Nahl, 81
[10] Bkz. “Tefsiri Nümüne”, c. 11, s. 346.
[11] Şuara 149.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar