Gelişmiş Arama
Ziyaret
14012
Güncellenme Tarihi: 2009/12/20
Soru Özeti
Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
Soru
İslam dinin güncel bir din olduğunu ve zamanın değişmesiyle birlikte hükümlerinin de incelenerek değişebileceğini göz önünde bulundurarak; (örneğin önceden haram olan satrancın İmam Humeyni (r.) tarafından sonradan serbest bırakılması gibi), bu ilahi hükümde de yeni bir inceleme yapılabilir mi? Eğer iki kız kardeş, bir erkeğin yanında yaşamaya tahammül ederek onun eşi olmaya razı olurlarsa da mı bu hüküm aynı şekildedir? Rahman olan Allah’ın, bu dinin en kâmil din olduğu ve zamana göre değişebileceği için bizim peygamberimizi son peygamber olarak karar kılmış olduğunu düşünüyorum. Tabiat ilimleriyle uğraşan bir bilim adamı, nasıl ki bu ilimle ilgili konuları bulmak için araştırma yapıyorsa aynı şekilde bir din âlimi de böyle yapmalıdır. Yukarıdaki örnekte getirdiğim gibi, imam Humeyni gibi şahıslar görülmektedir. İmam Humeyni bu gibi bazı konuları Tahrir-ul Vesile kitabında getirmiştir.
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın açıklığa kavuşması için birkaç noktanın zikredilmesi gerekmektedir:

1) İslam dininin güncel, en kâmil ve kanunlarının bütün asırlarda insanların saadetlerini temin edici olması, İslam dinin kanunlarının varlık âleminin gerçekleriyle ve insan fıtratıyla uyumlu olması demektir. İnsan fıtratı hiçbir zaman değişime uğramaz.[1]

“O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.”[2]

İnsan fıtratı, nefsanî ve şehevi isteklerden farklıdır. Çünkü Peygamber (s.a.a.) zamanında ve tarih boyunca şehvet ve heveslerinin peşinde giden toplumlar ve birçok insanlar olmuştur. İlahi dinler, insan ruhunun ahlaki kirliliklerden uzak kalması ve fıtratın canlandırılması için çalışmışlardır: “Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resulüne uyun.”[3]

Şehvet ve hevesler, insan ruhunun aynası üzerine çöken toz gibidir. Bu tozlar zaman geçtikçe sert çamur gibi kuruyabilirler ve zor sıkıntılar ve acı olaylar ancak bunları parçalayarak ortadan kaldırabilir ve böylesi bir durumda da bu şahsa bir faydası olmaz.

“Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O'na has kılarak (ihlâsla) Allah'a yalvarırlar. Fakat onları salim bir şekilde karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, (Allah'a) ortak koşmaktadırlar.”[4]

İslam dininin güncel olması, her gün şehvetleri peşinde koşan kimselerin istekleri doğrultusunda değişeceği anlamında değil, dinin hakikatinin sürekli tarihte kalıcı olacağı anlamınadır. İmam Sadık (a.s) bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Peygamber (s.a.a.)’in helal kıldığı her şey kıyamet gününe kadar helal ve haram kıldığı her şey de kıyamet gününe kadar haramdır.”[5]

2) İmam Humeyni (r.)’nin satranç hakkındaki vermiş olduğu fetva, İslam hükmünün değişmesi demek değildir. İmam Humeyni (r.)’nin görüşü, satrancın Peygamber (s.a.a.) zamanında kumar aracı olarak kullanıldığından dolayı haram olduğudur. Satranç günümüzde kumar aracı değil spor aracı olduğu için haram değildir. Yani günümüzde hükmü değişmiş olan satranç, o zaman genel olarak haram değildi. Başka bir tabirle, eğer satranç Peygamber (s.a.a.) zamanında kumar aracı olmasaydı, fikirsel spor aracı olsaydı, kesinlikle haram olmazdı. Günümüzde de fikirsel spor aracı olmasına rağmen eğer kumarda kullanılırsa yine haram olur.

3) Baldızla evlenmenin haram oluşunun felsefesi hakkında söylediklerimizi,[6] öncelikle kesin net illet olarak değil haram oluşunun hikmeti ve ihtimali olarak açıkladık. Eğer bir yerde bu hikmet olmazsa, bu evliliğin haram olmadığı anlamına gelmez. İkinci olarak bu hüküm, kadın ve erkeklerin fıtratlarına ve doğalarına uygundur ve bu yüzden toplumların çoğunluğunun kabulünü görmektedir. Bazılarının bunu kavrayamayışı bu gerçeği değiştirmez. Önceki cevaba dikkatlice bakılması, bu noktanın daha fazla açıklık kazanmasını sağlayacaktır.


[1] Başvurulabilecek konular:

—Son din, 7. Soru (site: 205)

—Din ve Değişim, 8. Soru (site: 206)

—Din, Sabitlik ve Değişim, 10. Soru (site: 209)

—İslam Dininin Son Din Olmasının Sırrı, 386. Soru (site: 399)

[2] Rum Suresi, 30. ayet.  

[3] Enfâl Suresi, 24. ayet.

[4] Ankebut, Suresi, 65. ayet. 

[5] Kâfi, c: 1, s: 58.

[6] Konu: İki kız kardeşle aynı zamanda evlenmek, 550. Soru (site: 600).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar