Gelişmiş Arama
Ziyaret
29976
Güncellenme Tarihi: 2012/11/11
Soru Özeti
İslam’ın ilk yıllarında zenci bir şahsın güzel bir kızı istediği, ama ırkından dolayı kızı kendisine vermedikleri haberi doğru mudur?
Soru
Hz. Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Bilal Habeşi bir kızı ister, ama Bilal’ın zenci olması nedeniyle kızı ona vermezler. Bu işi dönemin Müslümanları yapmıştır. Bu konu hakkında beni bilgilendirebilir misiniz?
Kısa Cevap

Hadis kaynaklarında yapılan inceleme neticesinde Bilal’ın kız istemesi hakkında bir hadis ve rivayete rastlanmadı. Lakin bu hikâyenin bir benzeri Cuveybir hakkında nakledilmiştir. Bu hikâyenin özeti şudur: Aktarıcı, İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle nakletmektedir: Cuveybir adında Arabistan’ın Necd bölgesinde bir şahıs Müslüman olmak için Allah Resulü’nün (s.a.a) huzuruna çıktı, Müslüman oldu ve güzel bir şekilde İslam’a girdi. Cuveybir kısa boylu, fakir ve yalın ayaklı bir şahıs idi. Onun zahiri bir güzelliği yoktu. Hz. Peygamber (s.a.a) ona özel bir sevgi gösterdi, kendisi için yiyecek ve giyecek temin etti ve mescitte kalmasını emretti. Cuveybir gece mescitte istirahat ederdi. Kendisi mescide yerleşti.  Başka muhacir Müslümanlar da oraya sığındılar; öyle ki onların mescitteki yeri daraldı. Sonra Hz. Peygamber’e (s.a.a) mescitte kalanları dışarıya çıkarması ve mescide açılan tüm kapıları kapatması hakkında vahiy geldi. Hz. Ali (a.s) ve Hz. Fatıma’nın (s.a) evinden mescide açılan kapı istisna tutuldu. Ardından Allah Resulü (s.a.a) Sakife-i Beni Saide denen yerde kendileri için bir yer sağlanması emrini verdi ve muhacir ve evsizlerin gece ve gündüzlerini orada geçirmesini emretti. Onlar da belirtilen mekânda toplandı ve Hz. Peygamber (s.a.a) kendilerinin ihtiyaçlarını karşılamayı üstlendi. Müslümanlar da onlara yardım etmeye ve sadakalarını kendilerine vermeye dair mesuliyet üstlendiler. Bir gün Allah Resulü (s.a.a) Cuveybir’in yanından geçti ve onun fakirlik ve yoksulluğuna üzüldü ve şöyle buyurdu: Ey Cuveybir eğer evlenirsen eşin dünya ve ahirette senin yar ve yardımcın olacak ve sana namus ve şeref kazandıracaktır. Cuveybir şöyle dedi: Annem ve babam sana feda olsun ey Allah Resulü (s.a.a)  benim ne bir konumum, ne bir soyum ve ne de bir mal ve güzelliğim var. Hangi kadın beni eş olmak için kabul eder? Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey Cuveybir Allah cahiliyette büyük olan birçok bireyi İslam’da alçalttı ve cahiliyette zelil olan birçok şahsı da İslam ile aziz kıldı. İslam dini cahiliyet geleneğini ortadan kaldırdı ve kabile büyüklüğü ve soy üstünlüğü iftiharını bitirdi. Arap, Acem, Kureyşli ve zenci Habeşli insanlar Âdem’in evlatlarıdırlar. Ancak her kim Allah’a daha iyi itaat eder ve takvalı olursa Allah’a olan yakınlığı daha artar. Ey Ceveybir bugün hiçbir Müslüman’ın senden üstünlüğü yoktur. Her kim daha takvalı ve hakka uymada daha büyük bir irade sahibi ise üstün olan odur. Ardından Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey Ceveybir Beni Beyaze eşrafından olan Ziyad b. Lubeyd’in yanına git, kendisine beni Allah Resulü (s.a.a) gönderdi ve Peygamber (s.a.a) kızın Zülfa’yı benimle evlendirmeni istiyor diye söyle. Bunun üzerine Cuveybir Hz. Peygamber’in (s.a.a) emri üzerine Ziyad’ın yanına gitti ve Allah Resulü’nün (s.a.a) hükmünü kendisine iletti. Ziyad bu haberi duyunca şaşırdı ve seni Hz. Peygamber mi yolladı diye sordu. Cuveybir de evet ben asla Allah Resulü’ne (s.a.a) yalan isnat etmem diye söyledi. Ziyad, biz ancak kendimiz ile eşit olan Ensar’a kız verir ve onlardan kız alırız, sen şimdilik git, ben bizzat Hz. Peygamber (s.a.a) ile görüşerek özrümü ileteceğim dedi. Cuveybir geri döndü ve Ziyad şöyle dedi:  Allah’a yemin olsun ki ne Kur’an bu iş için nazil olmuş ve ne de nübüvvet bu mesele hakkında ortaya çıkmıştır. Zülfa perde arkasından bu sözleri babasından duydu ve bu sözlerin nedenini kendisinden sordu. Ziyad, Cuveybir’in hikayesini kızına anlattı. Zülfa babacığım Cuveybir Hz. Peygamber’e (s.a.a) yalan isnat etmez ve şimdi onu getirmesi için birini yolla diye söyledi. Gidip Cüveybir’i getirdiler. Ziyad hoş geldin Cuveybir biraz bekle ben dönüyorum diye söyledi. Ziyad, Allah Resulü’nün (s.a.a) yanına gitti ve Cuveybir’in meselesini anlattı ve ardından da biz kendimiz ile eşit olan Ensar ile mutluluk duyarız diye söyledi. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey Ziyad Cuveybir mümin bir erkektir ve her mümin erkek mümin bir kız ile eşittir. Her Müslüman erkek Müslüman kadın ile eştir. O halde Zülfa’yı onunla evlendir ve onun mutluluğuna engel olma. Ziyad Allah Resulü’nün (s.a.a) yanından ayrıldı ve meseleyi kızına anlattı. Zülfa şöyle dedi: Eğer Allah Resulü’nün (s.a.a) buyruğundan çıkarsan kâfir olursun. O halde beni Cuveybir ile evlendir. Ziyad kızı Zülfa’yı onunla nikâhladı ve kendisinin mihriyesinin güvencesi oldu. Ev ve ev eşyalarının temin edilmesini bizzat üstlendi. Cuveybir’e iki gömlek hediye etti. Cuveybir’in gözü bu eve ve süslenmiş geline ilişince evin bir köşesine gitti ve Kur’an okumaya ve namaz kılmaya başladı. Sabah ezanı okununca kalkıp mescide gitti. Zülfa da namaz kıldı. İkinci gece de Cuveybir dünyadan gaflet ederek ibadet ile meşgul oldu. Üçüncü gece Ziyad’a Cuveybir’in eşiyle ilgilenmeyip sabaha kadar namaz kılmayla meşgul olduğunu bildirdiler. Ziyad, Allah Resulünün (s.a.a) huzura çıktı ve şöyle dedi: Ben sizin buyruğunuz üzerine Zülfa’yı Cuveybir’e verdim, kendileri için ev ve çeyiz de temin ettim. Lakin Cuveybir üç gecedir zifaf odasına girmemekte ve Zülfa ile bir kelime etmemektedir. Ondan erkekçe bir iş beklenmemektedir. Ey Allah’ın Resulü (s.a.a) şimdi ne buyuruyorsunuz? Hz. Peygamber (s.a.a) Cuveybir’i çağırdı ve şöyle buyurdu: Henüz Zülfa ile konuşmamışsın sana ne oldu böyle? Cuveybir şöyle dedi: Ey Allah Resulü (s.a.a) ben döşeli bir ev, alımlı eşyalar ve güzel bir geline sahip oldum. Ben evsiz ve miskin insanlardandım. Bu nedenle ilk üç gün Allah’a şükretmeyi ve ardından da bu nimetten faydalanmayı istedim. Ardından Hz. Peygamber Ziyad’ı bilgilendirdi ve sonra Cuveybir Zülfa ile zifafa girdi. Bir müddet geçtikten sonra da Cuveybir kâfirler ile yapılan bir savaşta şehadete erdi.[1]

 


[1] Kuleyni, Muhammed b. Yakup, Kâfi, c. 5, s. 339 – 343, (بَابُ أَنَّ الْمُؤْمِنَ کُفْوُ الْمُؤْمِنَةِ), Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar