Gelişmiş Arama
Ziyaret
11894
Güncellenme Tarihi: 2013/08/13
Soru Özeti
Ahit duası senet ve metin olarak teyit edilir özellikte midir?
Soru
İmam Sadık’tan (a.s) aktarılan ahit duası ile ilgili olarak bizi bilgilendirebilir misiniz?
Kısa Cevap
Gıyap döneminde okunan ve derin bir içeriği bulunan dualardan birisi Ahit Duasıdır. Bu duayı Allame Meclisi Biharu’l-Envar’da üç bölümde aktarmış ve bunun iki bölümünün senedini de belirtmiştir. Her ne kadar Ahit Duasının çoğu ravileri Şia’nın büyük şahsiyetleri ve fakihlerinden sayılsa da onlar arasında açık bir duruma sahip olmayanlar da mevcuttur. Ama bu dua Misbahu’z-Zair’de Seyit b. Tavus ve Misbah kitabında Kef’emi ve sonra da Allame Meclisi gibi büyük âlimler tarafından nakledilmiş olması onların Ahit Duasına güvendiklerinin göstergesidir. İkincisi, bu duanın içerikleri diğer dualarda onaylanmıştır; bu nedenle Ahit Duası okunabilir ve inşallah ilahi ecir ve sevaba bu sayede nail olunabilir.   
 
Ayrıntılı Cevap
“Ahit Duası” olarak meşhur olan duayı Allame Meclisi Biharu’l-Envar’da üç yerde değişik kaynaklardan nakillerde bulunarak zikretmiştir. Duanın bazı kelimelerinde çok az ihtilaflar da gözlemlenmektedir. Meclisi, bu duayı ilk önce Ric’at babında[1] ve Seyit b. Tavus’un Misbahu’z-Zair ve Cenahu’l-Misafir kitabından nakletmektedir.[2] Seyit, bu kitapta İmam Sadık’tan (a.s) bir dua nakletmektedir. İmamın (a.s) buyurduğu üzere her kim bu duayı kırk sabah okursa İmam Mehdi (a.c.f) ortaya çıktığında ve kıyam ettiğinde onun yareni olacak ve İmam Mehdi’den (a.c.f) önce dünyadan göçmesi halinde de Allah İmam Mehdi’ye (a.c.f) yardım etmesi gayesiyle onu diri bir halde ve İmam Mehdi’ye (a.c.f) yardım etme niyetiyle kabrinden çıkaracaktır. Bu inanç Şia’da “Ric’at” olarak belirtilmiştir.[3] Burada Alleme Meclisi sadece bu duanın kaynağını yani Seyit b. Tavus’un kitabını ve onun İmam Sadık’tan (a.s) aktardığı sözü belirtmekle yetinmiş ve rivayetin senedine hiçbir işarette bulunmamıştır. Meclisi, dualar ve sabah duaları bölümünde bu duayı ikinci bir defa aktarmış ama bu sefer “el-Kitabu’l-Atik” adlı kitaptan nakilde bulunmuş ve kitabın yazarına hiçbir işaret etmemiştir. Bununla birlikte Meclisi “Biharu’l-Envar” kitabını yazarken istifade etmiş olduğu kaynak kitapları belirtirken “el-Kitabu’l-Atik” kitabının tanıtımında şöyle demiştir: “İstifade edilen kitaplardan bir diğeri de eski hadis bilginleri tarafından yazılan ve Necefi Eşref’te bulduğumuz Kitabı Atiktir.”[4] Elbette Kef’emi bu kitabın değerli hadis âlimi Harun b. Musa Tel-Ekberi’nin olduğunu ifade etmiştir.[5] Allame Meclisi de bu bölümün sonundaki sayfalarda Kef’emi’nin bu ifadesini nakletmiştir.[6] Aynı şekilde Aqa BozorguTehrani şöyle yazmaktadır: “el-Kitabu’l-Atik” kitabının diğer adı da “Mecmeu’d-Deavat” veya “Mecmuu’d-Deavat” olup yazarı Ebil-Hüseyin ya Ebi Cafer Muhammed b. Ebi Muhammed Harun b. Musa Tel-Ekberi’dir.[7]
Her halükarda Meclisi kitabı belirtikten sonra bu kitaptaki mevcut izin ve senet silsilesini yazarından şöyle aktarmaktadır: Kitabın müellifi şöyle dedi: Büyük Seyit Abdü’l-Hamid b. Fahhar 676 yılında şöyle dedi: Babam bana Tacüddin Hasan b. Ali ed-Durbi’den, kendi Muhammed b. Abdullah Bahrani’den, kendi Ebi Muhammed Hasan b. Ali’den, kendi Ali b. İsmail’den, kendi Yahya b. Kesir’den, kendi Muhammed b. Ali Karaşi’den, kendi Ahmed b. Said’’den, kendi Ali b. Hakem’den ve kendi da Rebi b. Muhammed Musli’den naklettiği üzere ravi şöyle demiştir: Ben İmam Sadık’tan (a.s) duyduğum şu sözü Abdullah b. Selma’ya ifade ettim: “Her kim bu duayı kırk sabah okursa bizim Kaimimizin (a.c.f) sahabelerinden olacaktır. Eğer ölürse, Allah onu bu iş için kabrinden çıkaracak ve bu duanın her bir kelimesi için ona bin güzellik verecek ve onun bin günahını bağışlayacaktır. Bu dua ahittir…”[8]
Ahit Duası Ravilerinin İncelenmesi:
Bu senette yer alan bireylerin incelenmesi aşağıda açıklanmıştır:
1. Belirtildiği gibi Allame Meclisi el-Kitabu’l-Atik müellifinin Şia’nın eski hadisçilerinden bilmektedir. Allame Meclisi ve diğerleri Kef’emi’den naklettikleri üzere bu kitabın yazarı “Ebi Cafer Muhammed b. Ebi Muhammed Harun b. Musa Tel-Ekberi”dir.
2. Seyit Abdu’l-Hamid b. Fahhar: Bu şahsın adı âlimlerin izinler silsilesinde mevcuttur ve Şeyh Hürr Amuli onu erdemli, muhaddis ve ravi olarak adlandırmıştır.[9]
3. Seyit Abdu’lHamid’in babası: Bu şahıs, Seyit Şemsuddin Fahhar b. Mad Musevi’dir.[10] Şeyh Hürr Amuli onun hakkında şöyle demektedir: O alim, erdemli, edip ve muhaddistir. İbn. İdris-i Hilli ve Şazan b. Cebrail el-Kummi’den rivayet nakletmektedir.[11] Hicri 630 yılının Ramazan ayında vefat etmiştir.[12]
4. Tacuddin Hasan b. Ali b. Derbi: Onun gerçek ismi Hasan b. Ali Derbi’dir. Ali Derbi’nin oğlu değildir.[13]Biharu’l-Envar’ın bu bölümünde yanlışlıkla bu şekilde aktarılmıştır. Hasan b. Ali Derbi de Şia’nın büyük fakih ve âlimlerindendir.[14]
5. Muhammed b. Abdullah Bahrani Şeybani: Bu şahıs, altıncı asrın İmami fakihlerindendir[15] ve Tacuddin Hasan b. Ali Derbi’nin şeyhlerindendir.[16]
6. Ebi Muhammed Hasan b. Ali: Bu şahıs, fakih olup Muhammed b. Abdullah Bahrani Şeybani’nin üstatlarındandır.[17]
7. Ali b. İsmail: Bu şahıs Hasan b. Ali’nin üstatlarındandır ve bir fakihtir.[18]
8. Yahya b. Kesir: Bu şahıs hakkında Şia’nın Teracüm ve rical kitaplarında herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır.[19]
9. Muhammed b. Ali Kureşi: Şia’nın hadis ricali kitaplarında Muhammed b. Ali el-Karaşi olarak kendinden söz edilen tek şahıs, Muhammed b. Ali; Ebu Sumine’dir.[20] Bu, İmam Rıza (a.s) ashabının sınıflandırılmasında zikredilmiştir.[21] Ebu Sumine çok zayıf ve inancı bozuk biri olarak sayılmıştır.[22] O halde rivayette sözü edilen şahıs, belirtilen Ebu Sumine ise zayıf sayılır ve değilse meçhul addedilir.
10. Ahmed b. Said: Bu şahıs, Şia’nın ve Ehlisünnet’in rical kitaplarında birkaç şahıstan ibarettir: Şeyh Saduk’un kendisinden rivayet aktardığı Ahmed b. Said b. Abdullah Demeşki bunlardan biridir.[23] Bu şahsın hali hakkında bir bilgi bulunmamaktadır ve anlaşıldığı kadarıyla meçhuldür. Ahmed b. Said b. Yezit Sakafi’de[24] bu şahıslardan biridir ve bunun hakkında da bir bilgi mevcut değildir. Hatibi Bağdadi ondan söz etmiş ve Muhammed b. Selme Ebu Ubeyde el-Emevi el-Heyti’nin ondan rivayet naklettiğini söylemiştir.[25] Ehlisünnet kaynaklarında adı geçen Ahmed b. Said b. Osman Sakafi’de bir diğer şahıstır.[26]
Her halükarda Ahmed b. Said’in bu bireylerden kimin olduğu belli değildir. Buna ek olarak rivayetlerde Ahmed b. Said adında bir şahsın Ali b. Hakem’den rivayet aktardığı gözlemlenmemiştir.
11. Ali b. Hakem: Bu şahıs Tusi’nin ricalinde İmam Rıza’nın (a.s) sahabelerinden[27] ve saygın ve güvenilir âlimlerden sayılmıştır.[28]
12. Rebi b. Muhammed Musla: Bu şahıs imami mezhebine mensuptur ve bir grup ondan bir kitap nakletmiştir. Kitabının meşhur kitaplardan sayıldığı öne sürülmüştür. O İmam Sadık’tan (a.s) rivayet nakletmiştir.[29] Kendisi hakkında bundan daha fazla bir bilgiye rastlanmamıştır.
13. Abdullah b. Selmi: Raviler arasında böyle bir şahıs mevcut değildir ve büyük ihtimalle Biharu’l-Envar nüshalarındaki yapılan hataların bir sonucudur; zira Allame Meclisi üçüncü defa Ahit duasını “el-İstişfabi Muhammed ve A’li Muhammed fi’d-dua ve ediyye ve et-Teveccüh ileyhim” başlığı altında ahit duasını nakletmiştir. Burada Abdullah b. Selma yerine ebi Abdullah b. Süleyman zikredilmiştir.[30] Lakin büyük ihtimalle Ebi Abdullah da doğru değildir ve onun doğru ismi Abdullah b. Süleyman’dır; zira evvela Ebi Abdullah b. Süleyman adında raviler arasında bir şahıs bulunmamaktadır. İkincisi Abdullah b. Süleyman Amiri, tıpkı Ahit Duasının rivayet senedi gibi sadece Kütüb-i Erbaa’da[31]Rebi b. Muhammed tarafından ondan rivayet aktarılmıştır.[32] O halde söz konusu şahsın Abdullah b. Süleyman Amiri olduğu hususunda hiçbir kuşku bulunmamaktadır. Berki ricali[33] ve Tusi ricali[34] onu İmam Sadık’ın (a.s) sahabelerinden biri olarak tanıtmışlardır. Ayetullah Hoyi onu güvenilir bilmektedir.[35]
Netice:
Her ne kadar Ahit Duasının ravileri Şia’nın büyüklerinden ve fakihlerinden olsa da onlar arasında durumu açık bir duruma sahip olmayan kimseler de mevcuttur. Lakin bu duanın Misbahu’z-Zair kitabında Seyit b. Tavus ve Misbah kitabında Kef’emi ve ardından Allame Meclisi gibi büyük âlimler tarafından nakledilmiş olması, onların Ahit Duasına güvendiklerinin göstergesidir. İkincisi, bu duanın muhtevası diğer dualarda onaylanmıştır. Örneğin bu duanın önemli içeriklerinden biri dünyaya dönmek ve ricattir.[36] Bu, Şia’nın inançları ve kelam kaynakları ile mutabıktır. Bunun benzerini diğer dualarda ve bu cümleden olmak üzere Camie’yi Kebire’de okumaktayız: “Beni sizin en iyi takipçilerinizden, düşmanlarınızın aleyhine savaşmak için dönenlerden, devletinizde hâkimiyete ulaşanlardan, sizin sağlık ve esenliğiniz atmosferinde yüce ve ulvi bir makama ulaşanlardan, sizin günlerinizde izzet, istikrar ve sebat bulanlardan ve yarın sizi görmeyle gözleri aydınlanan kimselerden karar kıl.”[37]Bundan dolayı Ahit Duasının senedi bir takım sorunlar taşısa da onun derin içeriği diğer muteber dualarda onaylanmıştır. Ahit Duası okunabilir ve inşallah onu okuyan ilahi ecir ve sevaba nail olur. 
 

[1]Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 53, s. 95, Müessesetü el-Vefa, Beyrut, 1404 h.k.
[2]Aqa Bozork Tahrani, ez-Zeria ile Tesanifi’ş-Şia, c. 21, s. 107, İsmailiyan, Kum,1408 h.k.
[3]Ric’at ve özellikleri, Soru: 247; Peygamber ve İmamların Ric’atı, Soru: 5896.
[4]Biharu’l-Envar, c. 1, s. 16.
[5]ez-Zeria ile Tesanifi’ş-Şia, c. 20, s. 323.
[6]Biharu’l-Envar, c. 1, s. 33.
[7]ez-Zeria ile Tesanifi’ş-Şia, c. 20, s. 28.
[8]Biharu’l-Envar, c. 83, s. 284.
[9]Hürr’ü Amuli, Muhammed b. Hasan, Emeli’l-Amal, c. 2, s. 145, İntişaratıMektebeti el-Endülüs, Bağdat, çapı Necef-i Eşref, 1385 h.k.
[10]age, s. 214; Subhani, Cafer, MovsuatuTabagatu’l-Fukaha, c. 7, s. 192, Müessesetu İmam Sadık (a.s), Kum, 1418 h.k.
[11]Emeli’l-Amal, c. 2, s. 214.
[12]MovsuatuTabagatu’l-Fukaha, c. 7, s. 192.
[13]age, c. 7, s. 68; Emin Amuli, Seyit Muhsin, A’yanu’ş-Şia, c. 5, s. 64 ve 192, Daru’t-Taarufli’l-Metbuat, Beyrut, 1406 h.k.
[14]a.g.e
[15]Emin, Seyit Hasan, MüstedrekiA’yanu’ş-Şia, c. 6, s. 286 ve 287, Daru’t-Taarufli’l-Metbuat, Beyrut, 1408h.k.
[16]A’yanu’ş-Şia, c. 9, s. 388 ve 389.
[17]Müstedrek-u A’yani’ş-Şia, c. 6, s. 286.
[18]a.g.e
[19] Tabiinden ya da tabiinin tabiinden olan Ehlisünnete mensup ravilerinden birkaç kişi bu adla adlandırılmıştır. Ama Şia ravileri arasında böyle bir raviye rastlanmamıştır.
[20]Necaşi, Ahmed b. Ali, Fihristi Esma-i Musennfi’ş-Şia (Ricali Necaşi), s. 332, Defteri İntişaratı İslami, Kum, çapı şeşum, 1365 h.ş.
[21]Berki, Ahmed b. Muhammed b. Halit, et-Tabakat (Ricali el-Berki), s. 54, İntişaratıDanişahı Tahran, 1383 h.k.
[22]Fihristi Esma-i Musennfi’ş-Şia (Ricali Necaşi), s. 332.
[23]Şeyh Saduk, el-Hisal, Muhakkık ve Musahhıh: Gaffari, Ali Ekber, c. 1, s. 320, Defteri İntişaratı İslami, Kum, çapı evvel, 1362h.ş.
[24]Bu ravinin senet silsilesinde yer aldığı rivayetleri görmek için: Şeyh Tusi, el-Amali, s. 515 ve 517, Daru’s-Segafe, Kum, çapı evvel, 1414 h.k; Vesailu’ş-Şia, c. 16, s. 368.
[25]Hatibi Bağdadi, Ebubekir Ahmed b. Ali, el-Muttefik ve el-Mufterik, Tahkik: Aydın el-Hamidi, Muhammed Sadık, c. 3, s. 1844, Daru’l-Gadirili’tTabaa ve’n-Neşrve’t-Tövzi, Demeşk, çapı evvel, 1417 h.k.
[26]Teberi, Razi LalKai, ebu’l-Kasım Hibetu’llah b. El-Hasan, Keramatu’l-Evliya (min kitabı Şerhi Usulu İtikadı Ehli’s-sunneve’l-Cemaah), Tahkik: Gamidi, Ahmed b. Sad, c. 9, s. 87, Daru Tayyibe, Arabistan-ı Suudi, çapı heştum, 1423 h.k; Sehmi KurşiCurcani, Ebu’l-Kasım Hamza b. Yusuf, Tarihi Curcan, s. 520, Alemu’l-Kitab, Beyrut, çapı çaharum, 1407 h.k; İbn. Hacer Askalani, Tebsiretu’l-MentibebiTahriri’l-Müştebeh, Tahkik
Neccar, Muhammed Ali, c. 2, s. 732, el-Mektebetu’l-İlmiyye, Beyrut, bi ta.
[27] Şeyh Tusi, el-Ebvab (Ricali Tusi), s. 361, İntişaratıHayderiyye, Necef-i Eşref, 1381 h.k.
[28]Şeyh Tusi, el-Fihrist, s. 263, el-Mektebetu’l-Murtezeviyye, Necef-i Eşref, bi ta.
[29]Ricali Necaşi, s. 164.
[30]Biharu’l-Envar, c. 91,  s. 41.
[31]Örnek olarak: Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el-Kâfi, Muhakkık ve Musahhıh: Gaffari, Ali Ekber, Ahundi, Muhammed, c. 1, s. 178, Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, Tahran, çapı çaharum, 1407 h.k.
[32]Musevi Huyi, Seyit Ebu’l-Kasım, MucemuRicalu’l-hadis, c. 10, s. 201, Merkezi Neşri Asarı Şia, Kum, 1410 h.k.
[33] Ricali el-Berki, s. 22.
[34]Ricali Tusi, s. 264.
[35]Mucemu Ricalu’l-hadis, c. 10, s. 202.
[36] Ahit Duasında şöyle okuruz:
در دعای عهد می‌خوانیم: «اللهم إن حال بینی و بینه الموت الذی جعلته على عبادک حقا مقضیا فاخرجنی من قبری مؤتزرا کفنی شاهرا سیفی مجردا قناتی ملبیا دعوة الداعی فی الحاضر و البادی».
[37]Şeyh Saduk, UyunuAhbaru’r-Rıza (a.s), Muhakkık ve Musahhıh, Lacverdi, Mehdi, c. 2, s. 276, neşri cihan, Tahran, çapı evvel, 1378 h.k.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar