Gelişmiş Arama
Ziyaret
22690
Güncellenme Tarihi: 2014/05/18
Soru Özeti
İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
Soru
İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
Kısa Cevap
İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu Hz. İmam Mehdi (a.c.f) olan kimselerdir.
 
Ayrıntılı Cevap
İtret sözlükte yakın ve özel akrabalar ve zürriyet anlamına gelir.[1] Nitekim sözlük bilginleri şöyle demiştir: Şahsın itreti, özel akrabalarıdır.[2] Bundan dolayı itretin sözlük anlamı uzak da olsa mutlak akrabalar değil ehlibeyt, evlat ve zürriyettir. Bazıları da şöyle demiştir: İtret erkeğin evladı ve onun soyundan gelen zürriyetidir.[3] Bu da yakın ve özel akrabaların açık bir mihengidir. Elbette bilinmelidir ki sözlük bilginlerinin itretin anlamı hakkında kendi kitaplarında belirttikleri, hakikat ve mecazı kapsayan lafızların kullanışıdır ve bunlar ile gerçek manalar elde edilemez.[4] Sözlük bilginleri itret kavramı hakkında sözlük manasına ek olarak Hz. Peygamberin (s.a.a) itretinin mihengini belirleme noktasında açık ifadelerde bulunmuşlardır. Örneğin Zübeydi “Tacu’l-Arusta” şöyle demektedir: Meşhur olduğu ve bilindiği üzere Allah Resulü'nün (s.a.a) itreti, onun ehlibeytidir. Onlar zekat ve farz sadakanın kendilerine haram olduğu kimselerdir. Onlar kendileri için humusun belirlendiği zevil kurbadır. Bu humus Enfal süresinde[5] belirtilmiştir.[6] İbn. Arabi şöyle demektedir: Hz. Peygamberin (s.a.a) itreti Hz. Fatıma Betül’ün (s.a) evlatlarıdır.[7] Ebu Said’den şöyle nakledilmiştir: Allah Resulü'nün (s.a.a) itreti Abdul-Muttalip ve onun evlatlarıdır.[8] Aynı şekilde şöyle söylenmiştir: Onun itreti, kendisine en yakın bireyler olan ehlibeytidir ve onlar Hz. Peygamberin (s.a.a) evlatları, Ali (a.s) ve onun evlatlarıdır.[9] İbn. Ebil-Hadid, “o halde sizi nasıl şaşkınlık vadisine götürmekteler? Siz nasıl şaşkın olmuş ve yolu kaybetmişsiniz? Oysaki sizin aranızda Peygamberinizin (s.a.a)  itreti mevcuttur!”[10]  Müminlerin önderi Hz. Ali’nin bu sözlerinin açıklamasında şöyle demektedir: Allah Resulü'nün (s.a.a) itretinden kastedilen, onun en yakın ehli ve neslidir. Kastedilen, uzak da olsa Hz. Peygamberin (s.a.a) akrabalarıdır diye bir sözün söylenmesi doğru değildir. Ebubekir’in sakife günü veya ondan sonra söylediği “Biz Allah Resulü'nün (s.a.a) itretiyiz ve Allah Resulünden (s.a.a) ayrılmış yumurtanın kabuğu gibiyiz”[11] sözünü sadece mecazi olarak anlamak gerekir; çünkü onlar uzak şehir ve bölgelerde yaşayan topluluk ve çeşitli kabilelere nazaran onun itreti sayılmaktaydılar; bu hakikat ve gerçeklik anlamında değildi. Adnani’nin Kahtaniye karşı övünerek ve iftihar ederek şöyle dediğini görmüyor musun: Ben Allah Resulünün (s.a.a) amcaoğluyum![12] O, ben Hz. Peygamberin (s.a.a) gerçek ve hakiki amcası oğluyum demek istememekte ve sadece bağı çok uzak olan Kahtaniye karşı ben Hz. Peygamberin (s.a.a) amcası oğlu gibiyim diye söylemek istemektedir. Dolayısıyla amca oğlu kelimesini mecazi olarak kullanmış ve dile getirmiştir. Allah Resulü (s.a.a) itretinin kim olduğunu bizzat açıklamıştır. Hz. Peygamber (s.a.a)  ben size iki emanet bırakıyorum diye buyurduğunda benim itretim ehlibeytimdir diye buyurmuştur. Başka bir zamanda da kendisinin ehlibeytinin kim olduğunu açıklamış ve abasını onların üzerine atmıştır. “İnnema yuridullahu li yuzhibe ankumur ricse ehlel beyt” ayeti nazil olduğunda Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle dua etmiştir: Ey Allah’ım bunlar benim ehlibeytimdir, onlardan her türlü kiri gider.[13] 
Müminlerin önderi Hz. Ali’de (a.s) sizin içinizde Peygamberinizin itreti bulunmaktadır, diye buyurduğu hutbesinde kendisini ve iki evladını kastetmiştir. Gerçekte asıl olan kendisidir ve iki evladı ona tabidir. Onların Hz. Ali (a.s) karşısındaki konumu parlayan yıldızların tüm dünyayı aydınlatan güneş ışınına karşı konumudur.[14] Özetle, Şia’nın bakışında rivayetlere binaen, Allah Resulü'nün (s.a.a) itretinden kastettiği şey müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğeri ardınca gelen ve en sonuncusu Hz. İmam Mehdi (a.c.f) olan kimselerdir.[15]
 

[1] Cezri, İbn. Esir, Mübarek b. Muhammed, en-Nihaye fi garibi’l-Hadisi ve’l-Eser, c. 3, s. 177, müessese-i matbuatiyi İsmailiyan, Kum, çapı evvel, 1367 h.ş; Tureyhi, Fahru’d-Din, Mecmeu’l-Bahreyn, Tahkik: Hüseyni, Seyyid Ahmed, c. 3, s. 395, Kitapfuruşiyi Murtezevi, Tahran, çapı sevvum
 1375 h.ş. 
[2] en-Nihaye fi garibi’l-Hadisi ve’l-Eser, c. 3, s. 177.
[3] Mecmeu’l-Bahreyn, Tahkik: Hüseyni, Seyyid Ahmed, c. 3, s. 395; Vasıti zübeydi, Muhibbu’d-Din Seyyid Muhammed Murtaza, Tacu’l-Arus min Cevahiru’l-Gamus, Muhakkık ve Musahhih: Şiri, Ali, c. 7, s.186, Daru’l-Fikri littabae ve el-Neşr ve’t-Tovzi’i, Beyrut, çapı evvel, 1404 h.k.
[4] Hüseyni Tahrani, Seyyid Muhammed Hüseyin, İmam Şinasi, c. 13, s. 419, Neşri Allame Tabatabai, Meşhed, çapı sevvum, 1426 h.k.
[5] Enfal Suresi, 41. ayet.
[6] Tacu’l-Arus min Cevahiru’l-Gamus, c. 7, s.186
[7] a.g.e
[8] a.g.e
[9] a.g.e
[10] Şerif er-Rezi, Muhammed b. Hüseyin, Nehcü’l-Belağa, Muhakkık: Salih Subhi, s. 119 – 120, Hicret, Kum, çapı evvel, 1414 h.k.
[11] «نَحْنُ عِتْرَةُ رَسُولِ اللهِ صلى الله علیه و آله وَ بَیْضَتُهُ الّتِى فُقِأَتْ عَنْه».
[12]  أنَا ابْنُ‏عَمّ رَسُولِ اللهِ صلى الله علیه و آله
[13] «اللّهُمّ هَؤُلَاءِ أهْلُ‏بَیْتِى فَأذْهِبِ الرّجْسَ عَنْهُمْ!».
[14] İbn. Ebil-Hadid, Abdul-Hamid b. Hibetullah, şerhi Nehcü’l-Belağa, muhakkık ve musahhih: İbrahim, Muhammed Ebul-Fazl, c. 6, s. 375 – 376, Mektebetu Ayetullah Mer’aşi Necefi, Kum, çapı evvel, 1404 h.k.
[15] Bkz: "Ehlibeyet", Soru: 829; "İmamet ve İmamlara İnanmanın Delilleri", Soru: 321; "İmametin Peygamberin Nesline Özgü Oluşu", Soru: 2969.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar