Gelişmiş Arama
Ziyaret
8369
Güncellenme Tarihi: 2011/02/26
Soru Özeti
Acaba tüm enfallerin mülkiyetinin Allaha ve Allah resulüne ait olduğunu söyleyen enfal suresinin ilk ayeti ile enfalin beşte birisinin onlara ait olduğunu söyleyen aynı surenin 41. ayetleri arasında bir çelişki yok mu?
Soru
Enfal suresinin ilk ayeti tüm enfallerin mülkiyeti Allaha ve Allah resulüne ait olduğunu söylüyor ve aynı surenin 41. Ayeti ise enfalin beşte birisinin onlara ait olduğunu diyor. Tabii olarak geride kalan beşten dördünün savaşcılara ait olacaktır. Sizce bir biriyle çelişen bu iki ayetten hangisi doğrudur?
Kısa Cevap

Ganimet ile enfal mantıksal olarak aynı değildir. Bunun yanı sıra da şunu söylemek gerekir ki vahdetçilik (varlık aleminde tek bir varlık söz konusu olduğunu savunan) anlayışa göre insanın kendisi olmak üzere varlık aleminin tamamı Allaha aittir. Ama çoğulculuğu (varlık aleminde bir çok varlık söz konusu olduğunu) kabul eden anlayışa göre bazı maddi nimetler Allaha ait olduğunu göz ardı etmeksizin zahiri olarak insanın mülküne geçmiştir diyor. Bu iki anlayış arasında her hangi bir tezat ve çelişki söz konusu değildir. Dolayısıyla “enfal” ve ganimet kavramlarının aynı anlama geldiğini kabul etsek bile bu iki ayette dile getirilen konular arasında tezat ve çelişki söz konusu değildir. Zira birisinde gerçek malikliğe ikincisinde zahiri malikliğe işaret etmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Zahiri olarak bir biriyle çelişen ayetler şunlardır:

  1. Yes'eluneke anil enfal kulil enfalü lillahi ver rasul fettekullahe ve aslihu zate beyniküm ve etiy'ullahe ve rasulehu in küntüm mü'minin[1] (Ey Muhammed!) Sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki: “Ganimetler, Allah’a ve Resûlüne aittir. O hâlde, eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, Allah ve Rasûlüne itaat edin.”
  2. Va'lemu ennema ğanimtüm min şey'in fe enne lillahi humüsehu ve lir rasuli ve lizil kurba vel yetama vel mesakini vebnis sebili in küntüm amentüm billahi ve ma enzelna ala abdina yevmel fürkani yevmel tekal cem'an vallahü ala külli şey'in kadir”.[2] Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Eğer Allah’a; hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, (yani) iki ordunun (Bedir’de) karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize inandıysanız (bunu böyle bilin). Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

Bu bağlamda şunu söylemek gerekir: Şia tefsirlerine göre “enfal” ile “ganimet” arasında mantıksal irtibat müsavilik değildir. Ama buna rağmen bir noktaya dikkat çekip onu açıklamakla bu türden olan açıksızlıkların bertaraf olmasına yardımcı olabilir.

İlk ve vahdetçilik anlayışına göre vücudumuzun tümü ve kendisinden yararlanabileceğimiz her şey varlık âlemini var eden Rab’e aittir. Bu gerçek kuranın birçok ayetinde hatırlatılmıştır. Örneğin aşağıdaki ayetlere bakınız:

  1. Lillahi ma fis semavati ve ma fil ard[3],   Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır.
  2. inna lillahi ve inna ileyhi raciun[4] Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz”.
  3. Kul li mem ma fis semavati vel ard kul lillah ketebe ala nefsih[5] De ki: “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı.

Diğer taraftan ve çoğulculuk görüşe göre Allah u Teala nın kendisi insanı varlık âleminde var olan bazı şeylere malik (sahip) kılmıştır. Farklı yerlerde genel anlamda veya has taksimlerle bu konu hatırlatılmıştır. Allah bazen kendini överek şöyle demektedir: “Huvelleziy ce'ale lekumul'arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kulu min rizkihi ve ileyhinnuşuru”.[6] O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır.

“Humus”,[7] “irs”,[8] maliklik[9] ve benzer konularda da Allah insanı maddi âleminin bir kısmına sahip kıldığı göze çarpmaktadır. Tabii olarak varlık âleminin sahipliğine bu iki farklı yönden bakan görüşler arasında her hangi bir tezatlık göremeyiz. Kuranı kerim bir ayeti kerimede her iki görüşe değinerek ne kadar güzel beyan etmiştir ki şöyle buyuruyor: “Ve sehhara leküm ma fis semavati ve ma fil erdi cemiam minh inne fi zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun”[10] Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır.

Yukarıdaki noktaları dikkate aldığımızda “ganimet” ve “enfal” kavramlarını aynı anlamda alsak bile (ki aynı anlamda değildir) şöyle diyebiliriz: Ganimet noktasında beşte dördünün malikliğini savaşcılara vermesi de yine Allahın tartışmayan malikliğindendir. Savaşçılara verilen zahiri maliklik Allahın gerçek malikliğinden hiçbir şey eksiltmeyecektir.

 

 


[1] Enfal, 1.

[2] Enfal, 41. Bakare, 284, aliİmran, 109 ve 129; nisa, 126 ve…

[3] Bakare, 284, aliİmran, 109 ve 129; nisa, 126 ve…

[4] Bakara, 156.

[5] Anam, 12.

[6] Mülk, 15.

[7] Enfal, 41.

[8] Nisa, 11-12.

[9] Yasin, 71.

[10] Casiye, 13.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    22055 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27822 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    62670 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9933 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    128911 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    7512 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Kur’an insanları humus ve zekât vermeleri ve farzlarını yerine getirmeleri için neden efsanevi canlılardan korkutmaktadır?
    7310 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    1.     Kur’an-ı Kerim’de insanların efsanevi varlıklardan korkmaları gerektiğine yahut Kur’an’ın onları korkuttuğuna dair bir örnek bile mevcut değildir.2.     Bazı rivayetlerde bazı günahların cezaları (Kur’an ehli olup şarap içenler gibi) hakkında bin ...
  • Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
    3841 Tefsir 2019/12/03
    Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir ...
  • Baba gaipte veya hapiste olsa, anne, baba tarafından dedenin yerine çocuğuna bakabilir mi?
    6764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/13
    Hz. Ayetullah-ul Uzma Hamanei’nin bürosunun cevabı: Baba ölürse İslami kanunlara göre çocuğun bakımı ve korunması buluğa kadar anneye aittir. Ama baba kaybolursa çocuğun korunma hakkı kaybolmasa da bu durumda annenin de çocuğa bakmasına bir engel yoktur. Hz. Ayetullah-ul ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    23484 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...

En Çok Okunanlar