Gelişmiş Arama
Ziyaret
60582
Güncellenme Tarihi: 2012/11/11
Soru Özeti
İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
Soru
İnsanın dışa yansıtmadan kendi içinde küfür etmesi günah mıdır?
Kısa Cevap

İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.

Küfür ve hakareti tarif edecek olursak; kötü ve yakışıksız şeyleri açık bir şekilde  sözle dile getirmek olarak tanımlayabiliriz. Hakaret ve küfür insanın zihin dünyasında dışavurmadan önce tahakkuk bulsada teorik olarak zihin dışında, dış alemde vuku bulan günahlardandır.

Ayrıntılı Cevap

 Cevaba geçmeden önce bir kaç noktaya değinmeyi gerekli gördük:

  1. İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira vb... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya vb...[1] insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  2. Küfür ve hakaret kötü ve yakışıksız şeyleri açık bir şekilde sözle dile getirmek.[2]
  3. Hakaret ve küfür insanın zihin dünyasında dışavurmadan önce tahakkuk bulsada teorik olarak zihin dışında, dış alemde vuku bulan günahlardandır. Örnek verecek olursak Haset gibidir. dışa vurursa ve diğerinin aleyhinde bir eylem ve söyleme dönüşürse günaha dönüşür. Ama eğer bir kuruntu ve evham olarak zihinde var olup buna duçar olan şahsın kendiside bu durumdan rahatsız olur, eylemede dönüşmezse fakihlerin ve ahlak erbabının çoğunluğu bazı rivayetlere[3] isnad ederek bunu günah bilmemektedirler.[4]

Yukarda zikredilen açıklamalar ışığında konuyu şu şekilde beyan edebiliriz:

  1. Küfür ve hakaret dışa vurmadığı, sözle ifade edilmediği ve yalnız zihinde yer ettiği sürece günah olmasada zihinde böyle nefsani kurgular yakışık alan davranışlar değildir. Zira her an günaha dönüşebilir ve diğer günahları doğurabilir. Kesinlikle böyle durumda olan insanlarla olmayan insanlar manevi ve takva açısından farklı noktalardadırlar. Zira ayeti kerime bu meseleye şöyle açıklık getirmektedir: “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Cünkü zannın bir kısmı günahtır.”[5] Kötü zanlar açığa vurulmadığı ve söyleme dönüşmediği sürece günah değildir. Zira bu zanlar nefsani kuruntular olup bir anlamda istem dışı bir şekilde hatıra gelmektedir. Karşılaştığı hadiseler ve objeler bu öğeleri zihinde icat etmektedir. Ama bundan sonrası ferdin iradesinde olup teveccüh ederek üzerinde durmamalı ve onu zihinde yer açmamalıdır. Buna binaen insani kemalleri gaye edinen birine yakışan zihnini ve gönlünü çaba ve gayert göstererek bu öğelerden sakındırsın.
  2. Diğer bir nokta insanın zihninde küfür ve hakarete yer vermesi sonucu zamanla bu fiilin kötülüğünü ve çirkinliğini yok ederek şahsı kötü sözlü ve ağzı bozuk birine dönüştürsün. Bu bağlamda bu işi terketmek günahı engellemek ve önlem almak açısından gereklidir.
  3. “İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de Allah sizi, onunla sorguya çeker.”[6] Ayeti kerimesi küfür ve hakaret dile getirilmediği sürece günah değildir görüşüyle çelişmemektedir. Zira öncelikle Allah Teala zihinden ve gönülden geçirlilen günahlardan ötürü insanı cezalandırmayacaktır. Elbette bu günahı işlemeye karar verir ve ısrar ederse bu kalbin fiillerinden bir fiil olduğu için Allah teala bu kalbi fiile uygun bir ceza verecektir.[7] Saniyen Allah teala insanın sadece dış alemde vücuduyla işelemiş olduğu günahları değil bilakis şirk ve nifak gibi kalbinde ve zihninde işlemiş olduğu günahlara da ceza verecektir. Zira Allah teala bütün aleme hakimdir, içde ve dışda gerçekleşen bütün olaylara, düşüncelere ve niyetlere agahtır. Hiçbir şey ondan saklı kalmaz.[8]
  4. Son olarak küfür ve hakaretin terk edilmesinin öneminin aydınlanması için İslam Peygamberinden ve Masum İmamlardan birkaç rivayete değineceğiz:

İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Küfür ve hakaret edene cennete girmek haramdır.”[9] Elbette gerçekten tövbe eder, hakaret ettiği insandan özür diler, rızasını kazanır ve salih ameller işlerse bu günahı telafi eder ve bağışlanır.

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Saygın ve Kerim insan asla küfür etmez.”[10]

İmam Bakır (a.s) bir rivayette şöyle buyuruyor: “Alçak insanların silahi kötü sözdür.”[11]

Bir başka rivayette ise İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: “ İnsanlara size söylenmesini en çok istediğiniz güzel sözleri söyleyin. Zira Allah Teala müminlere lanet edenlere, laf atanlara, sövenlere vede küfürbazlara, inatcı dilencilere gazaplanır.”[12]

 

 

[1] Mekarim Şirazi, Nasır, Numune tefsiri, 2.c, 396.s, dar ul-kitap ul-İslamiye, tahran, 1.bk, 1373.şemsi.

[2] Neraki, Molla Muhammed Mehdi, Cami us-Saadat, 1.c, 351.s, neşr Eilemi,4.bk.

[3] ‘Ref hadisi’ soru:10471, site: 10359.

[4] Cami us-Saadat, 1.c, 178-199.s, ilm’il-Ahlak İslami, (Cami us-Saadat’ın tercümesi), Şubber, Seyit Abdullah, Ahlak, 3’üncü bab ve 6’ıncı bab; fıkhi kaynaklar: Feyzi kaşani, Muhammet Muhsin, Mefatih’ul-Şerai, 2.c, 24-28.s, Necefi (Sahip Cevahir) , Muhammet Hasan, Cevahir ul-Kelam fi şerh-i Şerai İslamiye, 41.c, 52-53.s, dar ihyai et’tras el-arabi, beyrut, 7.bk.

[5] Hucurat/12.

[6] Bakara/284, «إِنْ تُبْدُوا ما فی‏ أَنْفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحاسِبْكُمْ بِهِ اللَّه»

[7] Tabersi, Fazl bin. Hasan, Mecme’ul-Beyan fi Tefsir Kuran, 2.c, 687-688.s, İntişarat İslam, tahran, 2.bk, 1378.

[8] Numune tefsiri, 2.c, 396.s; Tayyip, seyit abdulhuseyin, Etib’ul-beyan fi tefsir Kuran, 3.c, 88-89.s, intişarat İslam, Tahran, 2.bk, 1378.

[9] «الْجَنَّةُ حَرَامٌ‏ عَلَى‏ كُلِّ فَاحِشٍ أَنْ يَدْخُلَهَا» Veram bin. Ebi Feras, Mesut bin İsa, tenbih’ul hevatır ve nezihe’tul-nevazir el-merufa bimecmue’tul-veram,1.c, 110.s, mektebe’tu-Fıkhiye, kum, 1.bk, 1410.hicri; Payende, nehcul-fesahe, Ebul-kasım, 434,dunyayi daneş, tahran, 4.bk, 1382.şemsi.

[10] «ما أفحَشَ كريمٌ قَطُّ»; temimi amedi, Abdulvahid bin muhammed, tesnif gurer’ul hikem ve durer’ul hikem, 223.s,4496.s, defter tebliğat İslami

 Kum, 1.bk, 1366.şemsi.

[11] «سِلاحُ اللِّئامِ قَبيحُ الكلام»; bihar’ul envar, 75.c, 185s, dar ihyai et’teras el’arabi, beyrut, 2.bk, 1403.hicri.

[12] « قُولُوا لِلنَّاسِ‏ أَحْسَنَ‏ مَا تُحِبُّونَ أَنْ يُقَالَ لَكُمْ فَإِنَّ اللَّهَ يُبْغِضُ اللَّعَّانَ السَّبَّابَ الطَّعَّانَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ الْفَاحِشَ الْمُتَفَحِّشَ السَّائِلَ الْمُلْحِفَ وَ يُحِبُّ الْحَلِيمَ الْعَفِيفَ الْمُتَعَفِّفَ»; bihar’ul envar, 65.c, 152.s.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar