Gelişmiş Arama
Ziyaret
9976
Güncellenme Tarihi: 2011/03/01
Soru Özeti
cinsel sapıklık ve inhiraftan korkulmadığı taktirde evlilik bırkalabilinir mi?
Soru
inhirafa ve sapmaya duçar olmayacak farziyesini göz önünde bulundurarak evlilik terk edile bilinir mı? Zira her kimden sorulmuşsa evliliğin baş belası olduğunu söylemiş. Benim kanatimce fakirlere, anne ve babaya nafakanın verilmesi eş ve çocuklara verilecek nafakadan daha iyidir.
Kısa Cevap

Evlilik olgusu bütün milletler arasında süre gelmiş bir gelenektir. Ancak islam dini evliliğe ve aile yuvasının ve teşkilatının kurulmasına çok önem vermiştir. Ayet ve rivayetlerdeki bütünlükten evliliğin ne kadar önemli olduğu çok güzel bir şekilde anlaşılıyor. Allahu teala kuranı kerimde bekar olanları evlendirin, şeklinde emr ediyor.[i]

Rivayetlerde evlilik ile dinin yarısı korunacağı söz edilmektedir. Evli olan bir kimsenin kıldığı namaz evli olmayan bir kimsenin kıldığı namazdan yetmiş derece daha üstün olduğunu söyleyen rivayetler de var olmaktadır.

Evet! Diğer işlerin sorumluluk getirdiği gibi evlilikte sorumluluk ve yükümlükük getiren bir ameldir. Hatta bezen kendisiyle birlikte bazı sorunları da getiriyor. Ama insanın insannlığına ve şahsiyetine ait tekamülü de bu sorumluluk ve yükümlülük ardından ve akabetinden getiriyor. Elbette evliliğin insanın insanlık ve şahsiyetine kazandıracağı tekamül türü başka hiçbir yolla kaznılması imkansız olduğu da bilinmelidir. Ayriyetten evliliğin bir çok faydaları da vardır. İslamin nurani öğretilerinde bu faydalara değinilmitir. Biz burada bazılarına işaret ediliyor:

1-   Neslin bekası,

2-   Ruhsal sükünet ve huzur,

3-   Rızkın artması,

4-   İnsanın doğal ve cinsel ihtiyaçlarının giderilmesi.



[i]  "Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir". (nur 32).

Ayrıntılı Cevap

Evlilik yaratılışın güzelliklerinden bir güzellik ve bütün kavim ve milletlerin kesinleşmiş geleneklerinden bir gelenektir. İslam dininde de evliliğe çok önem verilmiş ve farklı yönlerden bu olguya bakılmıştır. Öyle ki, hiçbir şeyle değiştirilmeyecek bir mesele konumunda olduğunu şeklindedir. İslamı en yüksek derecede anlayan imamlar (a.s.) ve evliyaullahların pratik hayatları bu sözü güçlü bir şekilde teyit etmektedir. Biz burada konuyla alakalı olarak islamın görüşünü iki mihver etrafında ele alacağız.

1-   İslamda evliliğin önemliliği;

islamda evlenmek vacip olmamış olmasıyla birlikte çok şiddetli bir şekilde tekid edilmiştir. Peygamber (s.a.a.) ve masum imamlardan (a.s.) evliliğin önemliliği hakkında bir çok rivayetler nakil edilmiştir. İmam Bakır (a.s.) peygamberden (s.a.a.) nakil ederek şöyle buyuruyor: "islam dininde Allah katında evlilikten daha sevilir bir bina ve yuva söz konusu değildir"[1] hz. İmam Sadık (a.s.) müminin emiri olan hz. Aliden şöyle nakl ediyor: "evleniniz! Zira Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "benim yöntemimi ve sünnetimi yaşamak isteyen kimseler bilmelidirler ki evlenmek ve kendileri için eş seçmek benim sünntim ve yaşama tarzımdır".[2]

İslamda evlilik meselesine o kadar önem verilmiş ve dikkate alınmıştır ki, bazı rivayetlerde evliliğin gerçekleşmesiyle kişinin dinin yarısnı korumakla denklikte tutulmuştur. Evlilik ile kişi dinin yarısını elde etmiş oluyor.[3] Yani mümin olan bir kimsenin şahsiyeti evlilik ile bir mertebeye varıyor ki, dininin yarısını koruyor olacaktır. Bazı rivayetlerde, "evli olan bir kimsenin kıldığı iki rekaat namazın fazileti, evli olmayan bir kimsenin kıldığı yetmiş rekat namazdan daha üstün olduğu". denilmektedir [4]

İslam dinindeki bütün bu tekit ve vurgular islam dininin evliliğe ve aile yavasının kurulmasına olağan üstü bir şekilde önem verdiğini göstermektedir. Bu bina ve yuvada salim, sağlam ve ilahi bir toplumun vücuda gelmesi için ilk çekirdekleri şekilleniyor. İslam dini evliliğin aslının gerçekleşmesine vurgu ve tekit yaptığı ve ona önem verdiği gibi evliliğin niteliği ve nasıl gerçekleşmesi ve nasıl devam edilmesi hakkında da önemli konular ortaya atmış ve bilgiler vermiştir. Onlara da dikkat edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan evlenmemek ve bekarlık da islam dininde kınanmış ve kötülenmiştir. Asri saadette Ashaptan bir kısım sahabe kadıları kendilerine haram kılıp gece ve gündüz ibadetle meşgul oldular. Ümmü Seleme, bu kişilerin hanımları vesilesiyle bunların bu durumundan haberdar oluyor ve peygambere (s.a.a.) durumu bildiriyor. Peygamber (s.a.a) hemen bu eylemde bulunan sahabelerin yanına gidiyor ve şöyle buyuruyor:"hanımlardan fasıla alıyorsunuz? Ben kendim ise evlenmiş ve kadınları terk etmiyorum…"[5]

Bu vurgu ve tekitlerin tümü islam dinindeki bu yuvanın çok önemli olduğunu göstermektedir. Öyle ki fakih ve müctehitler islamdaki var olan bu vurgudan evlenmenin müstahap olduğu hükmünü çıkarmışlardır.

2-   İslamda evliliğin faydaları:

Evlilikte bir çok faydalar söz konusudur. İslam dininin nurani öğretilerinde bu faydalara işaret edilmiştir. Burada bunların bir kısmına işaret ediyoruz:

a)   Neslin bekası: beşeri toplumlarda evlilik olmazsa veya en azında kayda değer bir durumda azalırsa insan nesli tedrici olarak aradan yok olup gider ve neticede insanlığın kurmuş olduğu büyük medeniyetler de biter. Netice itibariyle mümin ve salıh insanların kalınması da yok olma tehlikesiyle yüz yüze geliyor. Peygamber (s.a.a.) şöyle buyuruyor: "neden müminler evlenmiyorlar. Ve bu yolla çocukalar yapmıyorlar ki bu çocuklar "lailahe illallah" zikrini yaparak yeryüzünü bu zikirle ağırlaştırmış olsunlar?"[6]

b)   Ruhsal taadul ve sükünet; islam dininin dikkate aldığı psikolojinin tartışmaz kabullerinden birisi evliliğin insanda sağladığı psikolojik rahatlama ve ruhsal huzur ve taaduldur. Kuranı kerim şöyle buyurmaktadır: " Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir"[7] İmam Sadık ta (a.s.) şöyle buyuruyor: "hiç kimse, salıh bir eşe sahip olan bir kimsenin bu salih hanım vasıtasıyla elde ettiği faydayı elde edemez. (salih olan hanımın özellikleri şunlardır:kocası ) Onu gördüğünde seviniyor, o kadından uzaklaştığında kadın onun malını koruyor".[8]

c)   Rızkın fazlalaşması; evlilik, evliliğe olan yüzeysel bakış ve tasavvurların, -ki bazıları evliliği sermayenin paylaşımı, tüketimin fazlalaşması şeklinde görür ve yorumluyorlar-, tersine islam dini evliliği bereketli ve rızkın fazlalaşmasına neden olduğunu savuniyor. Allahu teala şöyle buyuruyor: "Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir".[9] Bir çok rivayette, evlilik rızkın fazlalaşmasına neden olduğunu söylemektedirler: Allahın resulü (s.a.a.) şöyle buyuruyor: "evleniniz. Zira (evlenmekle) rızkınız artıyor"[10] Yaklaşık evlenen her kes evlenmekle birlikte bazı sorunların söz konusu olduğunu kabul etmekle birlikte rızıklarının bekarlık döneminkinden daha da fazlalaştığını ve maddi durumlarının daha da iyileştiğini itraf ediyor. Elbette genellikle bu gibi sosyal meselelerde tabii olarak bazı istisnaların olması ve yaşanması da normaldır.

d)   İnsanın doğal ve cinsel ihtiyaçlarının gidermesi: muhalif cinse temayul etme duygusu insanın cinsel durumlarındandır. Bu cinsel durumlarda ifarat veya tafrit etmek insan için hem ruhsal ve hem de cisimsel olarak bir çok zararlar söz konusudur. İslam dini bu cinsel ihtiyaçları temin etmek için evliliği meşru kılmış ve (nasıllığını) beyan etmış. Böylece insan ham onurlu ve hayanın perdesini yırtmadan kendi cinsel ihtiyaçlarını temin ediyor ve hem toplum ve camianın salim kalmasına katkıda bulunuyor. Görüldüğü gibi yukarıdaki açıklamar cinsel ve ahlaki inhiraftan kurtulmak evliliğin faydalarından birisi olduğunu söylemekte ve bunun yanı sıra bir çok eserlerinin ve bereketlerinin var olduğunu beyan etmektedir. İnsan kendini bu faydalardan ve bereketlerden mahrum bırakması kesinlikle doğru değildir. Bilinmelidir ki evlilik insanın şahsiyeti ve insanın insanlığıyla alakalı tekamülü akabetinde getiriyor ve evlilikle elde edilen bu kemal ve tekamül başka hiç bir yolla elde edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle sonuç itibariyle şunu söylemek lazım: fakirlere, anne ve babaya infak etmek çok değerli ve benimsenilen bir iş olduğunu kabul edilmetedir, ancak evliliğin getireceği faydaların, bereketlerin ve semerelerin hiç birisnin yerini kesinlikle dolduramiyor.



[1] AMULİ, şeyh Hur, "vesailu'ş-şia" neşri alu'l-beyt, c. 20, s. 13.

[2] A.g.e. s. 15.

[3] A.g.e. s. 17, Peygamber (s.a.a.) şöyle buyuruyor: "her kim evlenirse dininin yarısını elde etmiştir".

[4] A.g.e. c. 20, s. 20; "hisal" kitabiında şöyle nakil edilmiştir: "evli olan bir kimsenin kıldığı iki rekat namazın fazileti bekar olan bir kimsenin kıldığı yetmiş rekat namazdan daha çoktur.

[5] A.g.e. s. 21.

[6] A.g.e. s. 14.

[7] Rum, 21.

[8] A.g.e. s. 20, s. 20.

[9] Nur, 32.

[10] A.g.e. s. 20, s. 19.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar