Gelişmiş Arama
Ziyaret
7179
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
Hz. Veliyy-i Asr’da (a.f) kendi zuhurunu bekleyenlerden midir?
Soru
Gaybet döneminde İmam Mehdi’nin (a.f) kendisi de zuhuru bekleyenlerden midir? Bu konuda kaynak ve yazılar verebilir misiniz? Ve bu bekleme nasıldır?
Kısa Cevap

Fereci beklemek, İslamın, özellikle Şii mezhebinin temel rükünlerindendir. Fereci beklemek, bütün dünyada ki eşitsizlik ve sıkıntıların giderilmesi demektir.

Fereci bekleyenler, ahiri zamanda ilahi bir insanın -İslam’da ki adı Mehdi’dir- zuhur edeceğine, zulmü ortadan kaldırıp yerine adaleti yerleştireceğine, bütün dünyada Allah’ın hükümetini hakim kılacağına inanmaktalar. Bütün Peygamberlerle vasileri yaratılışın başlangıcından beri böyle bir arzu içindeydiler. Bu hedefin gerçekleşmesi için çeşitli zahmetlere katlandılar. İnsanlığın kurtarıcısının zuhurunun yakınlaşması için çekmedikleri zorluk kalmadı.

Fereci bekleyenlerden biri İmam Mehdi’nin (a.s) kendileridir. Zira her şeyden önce rivayetlerimizde intizar (beklemek) en üstün ibadet olarak sayılmıştır. Buna göre O mübarek insanın en üstün ibadetten gafil ve mahrum olması düşünülemez, hatta böyle bir şey imkansızdır. Sonra ferec kelimesinin geçtiği rivayetlerde yalnızca müminlerin ferecine değinilmemiştir. İmam-ı Zaman’ın da fereci söz konusudur. Öyleyse İmam-ı Zaman’da kendi zuhurunu beklemektedir.

Dolayısıyla Hz. Veliyy-i Asr’ın (a.s) kendileri de tevhidi düzeni getirmek ve insanlığın saadetinin zeminini hazırlamak için böyle bir günün beklentisi içindedirler.

Ayrıntılı Cevap

İntizar-ı Ferec, intizar ve ferec kelimelerinden oluşmuştur.

‘İntizar’ lugatte, korumak, gözü yolda olmak ve endişe manalarına gelmektedir.[1] Hazır bulunma haline denir. Zıt anlamlısı ümitsizliktir. ‘Ferec’ ise dert, keder ve sıkıntılardan kurtulmaya denir.[2]

İntizar-ı Ferec, Kelam ilminde, hak, barış ve adaletin batıl güçlere karşı başarıya ulaşmasının son arzu ve ümidi, vadedilmiş Mehdi’nin (a.f) eliyle İslami imanın bütün dünyada yayılması, insani değerlerin her yönlü ve tam olarak yerleşmesi, bütün alemde medine-i fazile ve ideal tevhidi toplumun kurulması manasına gelmektedir. İntizar yalnızca bir ümit ve bir arzu değildir. Bu intizarın arkasında amelde vardır.

İntizar-ı ferec kavramında iki yön vardır. Biri bütün varlık aleminden zulüm, şirk ve fesadı kaldırmak yönü, diğeri de tevhide dayalı küresel bir toplum oluşturmak ve adaleti sağlamak yönüdür.

İntizar-ı Ferec’in Önemi

Hadislerde intizar-ı ferec’e özel bir önem verilmiş, intizar’ın faziletine, müntezirin (bekleyenin) görevlerine, intizarın faydalarına ve onun doğru manasına değinilmiştir. Söz konusu hadislerden birkaçını aşağıda getiriyoruz:

1- Resulullah (s.a.a) buyuruyor: ‘İntizar-ı Ferec ibadettir.’[3]

2- İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘Allah’ın en sevdiği amel intizar-ı ferec’tir.’[4]

3- İmam Cevad (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Şiilerin en üstün ameli intizar-ı ferec’tir.’[5]  

Muntezirler (Bekleyenler)

Birçok dinde, her ne kadar kim olduğu ve adının ne olduğu konusunda görüş birliği olmasa da ahir-i zamanda zuhur edecek ve dünyayı adaletle dolduracak bir ahir-i zaman kurtarıcısı inancı vardır.

İslam dininde bütün Müslümanlar, Peygamberimizin (s.a.a) zamanından günümüze kadar Resulullah’ın öğretileri sayesinde ahir-i zaman kurtarıcısına inanmakta ve Onun, Peygamberin soyundan geldiğini ve Peygamberin adını taşıdığını kabul etmekteler. Ama bazı konularda aralarında ihtilaf vardır. Örneğin Şia O’nun hicri üçüncü asırda dünyaya geldiğine, ama bir süre sonra gaybete çekildiğine inanırken, Ehl-i Sünnet’in çoğusu O’nun dünyaya gelmediğini ve ahir-i zamanda dünyaya geleceği görüşündeler.

Bütün peygamberler, vasiler ve ilahi velilerin hedefi adaleti dünyaya yerleştirmek, küresel tevhidi sistemi ve ilahi kanunlarla yönetilen bir dünya düzeni kurmaktı. Öyle bir düzen ki, insanı dünya ve ahiret saadetine götürmelidir. Böyle bir düzen bütün peygamberler ve vasilerinin arzusu olmuş ve bunun için mücadele vermişlerdir. Bu ilahi insanların tümü hep böyle bir an için gün sayarak onu bekleyenlerden olmuşlardır.

İmam Sadık’ın (a.s) ashabından biri ‘Biz sizin zamanınızda olduğumuz halde neden bugünden zuhur zamanında Hz. Kaim’in (a.s) ashabından olmayı isteyelim?’ diye sorduğunda İmam (a.s) şöyle buyurdu: ‘Subhanallah! Aziz ve Celil olan Allah’ın hakkı ortaya çıkarıp, adaleti her yerde göstermesini, insanların durumunun düzelmesini, dağınık kalplerin biribirine yaklaşmasını, Allah’a karşı yeryüzünde günah işlenmemesini, ilahi hükümlerin uygulanmasını, haklının hakkına kavuşmasını... istemez misiniz?’[6]

Bu hadis-i şeriften, hakkın batıl karşısında ulaşacağı son zaferi ve küresel ilahi hükümetin kurulmasını arzulayan herkesin Mehdi-i Mev’ud’un zuhurunu bekleyenlerden olacağı anlaşılmaktadır. Yine İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Ben o günü görsem kendimi Ona hizmet etmeye hazırlarım.’[7]

Fereci bekleyenlerden biri İmam Mehdi’nin (a.s) kendileridir. Zira birincisi, rivayetlerimizde intizar (beklemek) en üstün ibadet olarak sayılmıştır. Buna göre O mübarek insanın en üstün ibadetten gafil ve mahrum olduğu düşünülemez, hatta böyle bir şey imkansızdır. İkincisi, ferec kelimesinin geçtiği rivayetlerde bir tek müminlerin fereci zikredilmemiştir. İmam-ı Zaman’ın da fereci söz konusudur. Yani İmam-ı Zaman’da kendi işlerinin ferecini beklemektedir.

Dolayısıyla Hz. Veliyy-i Asr’ın (a.s) kendileri de dünyaya tevhidi düzenin gelmesini, adaletin bütün varlık alemini kapsamasını, zulmün kökünün kazınmasını ve bütün varlıkların nihai kemale ulaşmasını istemektedir. Hz. Kaim’in kendileri de Allah-u Teala’nın izniyle zuhur etmeyi ve muvahhidlerin arzusunu yerine getirmeyi bekleyenlerdendir.



[1]- Tac-ul Arus, c.7, s.539.

[2]- Ragıb İsfahani, Müfredat-ı Elfaz-il Kur’an, s.628, Safvan Ahmed Davudi’nin tahkiki, 1. Baskı, Dar-uş Şamiye, Beyrut, h.k.1413.

[3]- Bihar-ul Envar, c.52, s.122, Şeyh Tusi’nin ‘Emali’ adlı eserinden alınmıştır.

[4]- Şeyh Saduk, Men La Yahduruh-ul Fakih, c.4, s.381, İntişarat-ı Camiay-ı Müderrisin, Kum, h.k.1413.

[5]- Şeyh Saduk, Kemal-ud Din, c.2, s.377, Dar-ul Kütüb-il İsmailiyye, Kum, h.k.1395.

[6]- Kemal-ud Din, c.2, s.646.

[7]- Muhammed bin İbrahim Numani, el-Gaybet, s.273, Mektebet-us Saduk, Tahran, h.k.1397.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Köpek ve domuzun necis oldukları hakkında bir hadis söyleyebilir misiniz?
    14791 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Köpek ve domuzun necaseti hakkında Masum İmamlardan (a.s) elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bu rivayetlerin bazılarında necis sözcüğü açıkça gelmiş bazılarında ise gelmemiştir. Açıkça gelmeyenlerden de köpek ve domuzun necis olmaları gereklilik babından anlaşılmaktadır. Böyle rivayetlerde köpeğin artığı veya domuzun insanın elbisesine değmesi hakkında İmamdan (a.s) sorular ...
  • İmam Hasan Askeri (a.s)’ın biyografisini anlatır mısınız?
    3319 Sire 2020/01/20
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7745 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70786 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    15342 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    6089 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Nazardan korunmak nasıl mümkündür?
    11551 Tefsir 2011/05/09
    Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır. Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu ...
  • Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
    6495 Gayri Müslimlerle İlişki 2019/01/22
    Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir. Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle ...
  • Niçin ezan Arapça okunmaktadır?
    32652 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/08/23
    Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en önemli delili ezanın bir ibadet oluşudur. Bu ibadet Peygamber-i Ekrem’in sünneti gereği olduğu gibi korunmuştur. Her ibadetin şekli ve biçimi Allah Teala’nın belirlediği, emrettiği şekilde olmalıdır. Buna ek olarak bu ibadetin asırlar boyunca tahriften uzak kalması, bozulmaması ve ...
  • Bir Müslümanın, Amerika’daki mahkemelere bir dava için başvurması caiz midir?
    6726 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/11/01
    Ayetullah Uzma Hamenei (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Eğer kadının hakkını elde etmesi, gayri İslami mahkemelere başvurmasına bağlıysa, özellikle bu mahkemelere başvurmaması kadın için zorluk ve sıkıntıya sebep olacaksa; başvurmasında bir mani yoktur.”Hazreti Ayetullah-il Uzma Mekarim Şirazi (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Hakkını elde edecek başka bir yolu olmaz ve bu mahkemelere başvurmak ...

En Çok Okunanlar