Gelişmiş Arama
Ziyaret
71674
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
Soru
Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir? Eşim üç defa hamile kaldıktan sonra bu defa da sorunla karşılaştık ve bunun kendisinin ölümüne sebebiyet vermesi bile muhtemeldir. Allah bize bir evlat vermek istemiyor olabilir mi? Yahut bir günah mı işlemişiz ve sorunumun hallolması için cezasını mı ödememiz gerekmektedir? Lütfen bize kılavuzluk eder misiniz?
Kısa Cevap

Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha bulaşmamış Hz. İbrahim (a.s) gibi bazı büyük peygamberlere de rastlamaktayız. Evli (insan veya insan olmayan) bir çiftin nesil üretebilmesi ve çocuk sahibi olabilmesi için bir düzen, sıra ve belirli bir zaman aralığınca gerçekleşmesi gereken bir takım değişik madde, öncül, şart, neden ve sebeplere gerek vardır. Bu dizide eğer sayılanlardan bir tanesi bile eksik veya uyuşmaz olursa bir çocuk dünyaya gelmez veya sağlıklı bir şekilde doğmaz. O halde evlat sahibi olmayan kimselerin bu neden ve şartlar zincirinin kayıp halkasını bulmaya ve onu tamamlamaya çalışması gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir ve O’nun tüm işleri kesinlikle hikmet üzeredir. O, bu engin evreni ve onun içindeki yaratıkları idare etmek için bir takım usul, kanun, neden ve sebepler mukarrer etmiştir. . İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. Bu ilahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has neden, sebep ve kanunları olan doğum, neslin çoğalması ve insanların neslinin üremesidir. Tarih boyunca evlilikten sonra veya uzun bir müddet ve hatta yaşlılık ve ihtiyarlık dönemlerine kadar evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında Hz. İbrahim (a.s) gibi bazı büyük peygamberlere de rastlıyoruz ki Kur’an-ı Kerim onun dilinden şöyle nakletmektedir: “Hamd, iyice yaşlanmış iken bana İsmail’i ve İshak’ı veren Allah’a mahsustur. Şüphesiz Rabbim duayı işitendir.”[1] Bu örnek ve diğer örnekleri göz önünde bulundurarak hiç kimse evlat sahibi olmayan insanlar günahlarından dolayı buna müpteladır diye bir şey söylememelidir; Hz. İbrahim’in (a.s) yaşlılık ve ihtiyarlık yaşına kadar evlat sahibi olamamasının nedeni (haşa) kendisinin günahkar olması mıydı? Kesinlikle böyle değildi. Aynı şekilde ömürlerinde hiçbir günaha bulaşmamış birçok salih ve hayırsever kul da evlat sahibi olmamıştır. Öte taraftan tanıdığımız çoğu kâfir, zalim, gaddar ve günahkâr fertlerin birçok evladı vardır. Bu yüzden ne evlat sahibi olmak insanın iyi olduğuna delalet eder ve ne de nimetten mahrum olan herkesin günahkâr olduğu söylenebilir. Evli (insan veya insan olmayan) bir çiftin nesil üretebilmesi ve çocuk sahibi olabilmesi için bir düzen, sıra ve belirli bir zaman aralığınca gerçekleşmesi gereken bir takım değişik madde, öncül, şart, neden ve sebeplere gerek vardır. Bu dizide eğer sayılanlardan bir tanesi bile eksik veya uyuşmaz olursa bir çocuk dünyaya gelmez veya sağlıklı bir şekilde doğmaz. Bu yüzden evlendikten sonra istemelerine rağmen evlat sahibi olamayan kadın ve erkeğin nedeni bilmeye ve onu doğru bir şekilde tedavi etmeye koyulmaları gerekir. Kusurun sperma üremesi veya tohumun zayıflığı yahut kadın bedeninin onu koruma ve büyütmede güçsüz olması veyahut başka çeşitli nedenlerden kaynaklanması muhtemeldir. Bu kusurların her biri de hususî bir hikmet ve özel bir tedavi yoluna sahiptir. Ne mutlu ki bugün tıbbın ilerlemesiyle eşlerin çocuk sahibi olmamasıyla ilgili sorunların büyük bir bölümü ve onların tedavi yolu öğrenilmiş ve geçmişte evlat sahibi olamayan birçok karı ve koca elhamdülillah evlat sahibi olmuşlardır. Gelecekte şimdiye dek öğrenilmemiş kusurların öğrenilmesi ve tedavi yollarının da tespit edilmesi Allah’ın izniyle ümit edilmektedir. Ama bu mesele hakkında henüz birçok meçhul ve bilinmeyen hususun var olduğunu itiraf etmeliyiz. Elbette Yüce Allah tüm kullarına şefkatli olduğundan, fertlerin hayatında başka şekillerde bu nimetten mahrum kalmayı telafi etmektedir. Böyle insanların sadece bir saatliğine Rableri ile yalnız kalması ve Allah’ın kendilerine bahşettiği nimetleri sayması yeterli olacak ve de Allah’ın hikmet uyarınca bir kapıyı kapatması durumunda, rahmet ile başka bir kapıyı açtığını kavrayacaklardır. Eğer insan çevresindeki hadise ve vakıalara güzel bir bakışla bakarsa, sahip olmadığı nimetlere hayıflanmak yerine mevcut olan nimetlerin şükrünü her zaman yerine getirir ve böylece daha çok nimeti kendine çeker.

Daha fazla bilgi edinmek için şu başlıklara müracaat edebilirsiniz: İmtihan, İlahi Azap Ve Onları Teşhis Etme Yolları, 169. Soru (Site: 1244) ve Duanın Şartları Ve Kabul Olma Yolları, 2145. Soru (Site: 2269).



[1] İbrahim, 39: " الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذی وَهَبَ لی‏ عَلَى الْکِبَرِ إِسْماعیلَ وَ إِسْحاقَ إِنَّ رَبِّی لَسَمیعُ الدُّعاء"

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zekât düşen bir mala humus da taalluk eder mi? Nelere zekât düşer? Zekât ve humus arasındaki fark nedir?
    13355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Zekât düşen şeylerin, zekâtı verildikten sonra yıllık harcamalardan geriye fazlası kalmışsa bunların humusu verilmelidir.[1] Dokuz şeye zekât düşer: 1. Buğday, 2. Arpa, 3. Hurma, 4. Kuru üzüm, 5. Altın, 6. Gümüş,[2] 7. Deve, 8. İnek, 9. Koyun. Bu dokuz ...
  • İsrail bir peygamberin adı mıdır? Onun kendisine haram kıldığı şey nedir?
    17825 Tefsir 2012/04/04
    İsrail, ilahi peygamberlerden biri olan Hz. Yakub’un (a.s) adıdır. O, bir maslahat uyarınca deve etini ve sütü kendisine haram kılmış idi. Âli İmran suresinin 93. ayetinde Yüce Allah şöyle buyuruyor: "كُلُّ الطَّعامِ كانَ حِلاًّ لِبَنِي إِسْرائِيلَ إِلاَّ ما حَرَّمَ إِسْرائِيلُ عَلى‏ نَفْسِهِ مِنْ قَبْلِ أَنْ تُنَزَّلَ ...
  • Mevcudat nasıl Allahu Teâlâ nın ayet ve nişaneleridir?
    7205 Teorik İrfan 2011/08/20
    Mevcudat hem zati olarak hem de sıfat yönüyle Allahu Teâlâ'nın vücudunun nişaneleridir.  Bu konunun açıklaması şu şekildedir: Mevcudat zat ve mahiyet açısından mümkünü'l-vücutturlar. Vücut bulabilmeleri için vacipu'l- vücut olan Allaha muhtaçtırlar. İşte bu yüzden onların vücutları ve varoluşları vacipu'l-vücut olan Allahın varlığına delildir. Dahası Hikmet-i Mütealiye göre mümkünü'l- vücut ...
  • Acaba rivayetleri silip Kuran’la yetinirse Müslümanlar arasındaki ihtilaflar vahdete dönüşebilir mi?
    8833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/03/04
    Kur’an’la yetinme ve rivayet ve sünnetleri silme konusunun tarihçesi yaklaşık İslam’ın ilk yıllarına dayanmaktadır. Zira Ehlisünnet ve Şia kaynakları esasınca, Peygamberimiz, (s.a.a) mübarek ömrünün sona erme esnasındayken İslam ümmetini doğru yoldan sapmasını engelleyecek mahiyette kılavuzluk yapacak bir vasiyet yazmak amacıyla kalem, mürekkep ve kâğıt istedi. Maalesef peygamberin bu ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesi nedir?
    13409 Eski Kelam İlmi 2010/12/22
    İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesini anlamak için birkaç noktaya dikkat etmek gerekir:1. Kur’an değişik ayetlerde yüce insanlar ve din evliyalarının erdem ve ulvî sıfatlarını diri tutmayı vurgulamıştır.2. Yüce şahsiyetli Şia imamları (a.s) Kerbela hadisesini diri tutmak için matem merasimleri düzenlemeyi, ağlamayı ve ağlatmayı, şairlerin mersiye ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9958 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • İlahi marifette ilerlemek ve Hz. Mehdi’nin ilgisini kazanmak için ne yapmamız gerekir?
    5963 Pratik Ahlak 2010/06/20
    Size muvaffakiyet diliyoruz, Ehl-i Beyt Mektebiyle onurlanmanız bizi sevindirdi, istediğiniz konular hakkında bilgi edinmeniz için bu sitede önceden cevaplandırılmış bazı soruları cevaplarıyla birlikte size gönderiyoruz.İlgili Sorular:
  • İnkılâbın Rehberi Seyit Ali Hameyney’i hazretlerinin namahrem kadına bakma bağlamındaki fetvası nedir?
    8113 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    İnkılâbın Rehberi Seyit Ali Hameyney’i hazretlerinin namahrem kadına bakma bağlamındaki fetvası imam Humeyni’nin (r.h.) fetvasıyla aynıdır.Müslüman kadınlara bakmanın hükmü hakkında İmam Humeyni şöyle buyuruyor: “erkeğin kadının bedenine bakması ister lezzet kastıyla olsun ister lezzet kastıyla olmasın haramdır. Yüzüne ve ellerine bakması eğer lezzet kastıyla olursa haramdır. Ama eğer lezzet ...
  • Vilayet-i fakihin uygulamaya geçmesinin meşruiyeti nasıl açıklanabilir ve acaba vilayet-i fakih Allah tarafından mı yoksa halk tarafından mı naspediliyor?
    7523 Eski Kelam İlmi 2012/04/02
    Çeşitli suretlerde “vilayet-i fakih” ve vilayeti fakihin uygulamaya geçmesinin meşruiyetini ispatlayabiliriz. İspatı için önemli olan ayrıntılı cevapta okuyacağınız akli ve nakli delillerdir. Şia’nın görüşünde velayeti fakihi ispatlayan delillere dikkatle velayeti fakih gaybet döneminde (asri gaybet) vilayeti fakihin vilayeti, imamların velayeti Peygamberimizin (s.a.a) velayetinin devamında olduğu ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6841 Eski Kelam İlmi 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...

En Çok Okunanlar