Gelişmiş Arama
Ziyaret
14885
Güncellenme Tarihi: 2011/08/03
Soru Özeti
Eğer bir kimse abdestini tutmaya güç yetiremiyorsa ve namaz ortasında abdesti bozuluyorsa, bu meselenin hükmü nedir?
Soru
Eğer bir şahıs doğum neticesinde bir hastalığa yakalanmışsa, bu yüzden artık abdestini tutmaya güç yetiremiyorsa ve namaz ortasında namazı bozuluyorsa, bu meselenin hükmü nedir?
Kısa Cevap

Eğer insan hastaysa ve bu yüzden idrarı damla damla geliyorsa veya dışkı veyahut mide yellenmesinin önünü alamıyorsa, bu durumda ya namaz vaktinin başından sonuna dek abdest alma ve namaz kılma miktarınca zaman bulmakta ya da bulmamaktadır.

Birinci Durum:

Zaman bulduğu vakit namazı kılmalıdır. Eğer zamanı namazın farz fiilleri miktarıncaysa zamanı olduğu vakit sadece namazın farz fiillerini yerine getirmeli ve ezan, ikame ve konut gibi onun müstehap amellerini terk etmelidir.

İkinci Durum:

Eğer namaz arasında birkaç defa ondan idrar geliyorsa, ilk abdest yeterlidir. Ama namaz arasında ondan birkaç defa dışkı ve mide yellenmesi çıkıyorsa eğer namazın hiçbir miktarını abdest ile kılamıyorsa, birkaç namazı bir abdest ile kılabilir. Elbette isteyerek idrar veya dışkı çıkarır veya abdesti bozan başka bir şey yapacak olursa böyle yapamaz.[1] Ama namazın bir miktarını abdest ile kılabilirse ve her defadan sonra abdest alması zor değilse, bir su kovasını yanına koymalı, kendisinden ne zaman dışkı çıkarsa abdest almalı ve kalan namazı kılmalıdır.[2] Ama her defadan sonra abdest almak kendisi için zorsa, her namaz için bir abdest almalıdır.[3] Kendisinden ardı ardınca dışkı çıkan bir şahsın namaz sonrası yapılması gereken unutulmuş secde ve teşehhüdü yerine getirmesi ve ihtiyat namazını kılması için, bunları namaz sonrası hemen yerine getirmesi şartıyla abdest alması gerekmez.[4] Bu cevap İmam Humeyni’nin (r.a) fetvalarına göre hazırlanmıştır. Başka bir mercii taklit ediyorsanız kendisinin fetvalarına göre yanıt verilmesi için muhterem taklit merciinizin adını söyleyiniz.     



[1] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 183, mesele. 309 ve 310.

[2] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 181, mesele. 306 ve mesele. 307 ve mesele. 311.

[3] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 182, mesele. 308.

[4] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 184, mesele. 312.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar