Gelişmiş Arama
Ziyaret
17108
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
İnsan üzerinde mayo varken yüzme havuzunda irtimasî gusül alırsa, aldığı gusül doğru mudur?
Soru
İnsan üzerinde mayo varken yüzme havuzunda irtimasî gusül alırsa, aldığı gusül doğru mudur?
Kısa Cevap

İlmihallerdeki iki meseleye dikkat etmek yanıta ulaşmanız için size kolaylık sağlayabilir:

1. İnsan eğer irtimasî gusülde irtimasî gusül niyetiyle tüm bedeni suyun altına girecek şekilde tedricen suyun içine girerse kendisinin guslü doğrudur.[1] İhtiyat onun bir defada suya girmesindedir.

2. İrtimasî gusülde eğer tüm beden suyun altında olursa[2] ve gusül niyeti ettikten sonra bedenini hareket ettirirse onun guslü sahihtir.[3] Bu esasla eğer mayo suyun bedene ulaşmasına engel değilse, gusül doğrudur, ama engel olursa gusül geçersizdir. Elbette mayonun bedene yapışması durumunda ve mayo modelinin bedene suyun ulaşmasını engelleyecek türde olması halinde, mayoyu bedenden ayırmak suretiyle tüm beden noktalarına su ulaştırılabilir veya suyun altına girdikten ve niyet ettikten sonra beden hareket ettirilebilir.

Metinde sadece merhum İmamın (r.a) görüşüne işaret ettiğimizi hatırlatmalıyız, diğer fakih ve mercilerin görüşünü ise dipnotlarda belirttik.



[1] (Behçet:) Ve ihtiyat, suyun altına girmenin başında irtimasî guslün kendisiyle tahakkuk ettiği ve tamamlandığı şeye yönelik gusül niyeti etmeyi taşımasıdır ve niyetin yeterli oluşunun en büyük göstergesi tüm bedenin suya girme halidir.

(Gülpeygani, Hoyi, Tebrizi, Safi, Zencani:) İrtimasî gusülde suyun tüm bedeni kaplaması gerekir. O halde eğer irtimasî gusül niyetiyle suya dalarsa ve ayağı yerdeyse, ayağını yerden kaldırmalıdır.

(Eraki, Fazıl:) İrtimasî gusülde suyun bir anda tüm bedeni kaplaması gerekir. O halde eğer insan irtimasî gusül niyetiyle tüm bedeni suyun altına girecek kadar bir defada ya da tedrici olarak suya dalarsa kendisinin guslü sahihtir.

(Sistani:) İrtimasî gusül anlık ve tedrici olarak iki şekilde yapılır. Anlık irtimasî gusülde bir anda suyun tüm bedeni kaplaması gerekir, ama gusle başlamadan önce insanın tüm bedeninin su dışında olması gerekmez. Bedenin bir miktarı dışarıda olursa ve gusül niyetiyle dalarsa yeterlidir. Tedrici irtimasî gusülde bedenini gusül niyetiyle tedrici olarak örfsel birliği koruyarak suya daldırmalıdır. Bu kısımda her uzva gusül aldırmadan önce onun su dışında olması gerekir.

(Mekarim:) İrtimasî gusül şudur: Niyet ettikten sonra insanın bir anda veya tedrici olarak tüm bedeni suya daldırmasıdır. Bu ister havuzda olsun, ister suyun bir defada bedeni kaplayacağı bir şelalede olsun fark etmez. Ama normal duş altında irtimasî gusül almak mümkün değildir. Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 219, mesele. 367.  

[2] (Eraki:) Ve gusül niyeti ederse yeterlidir ve bedeni hareket ettirmeye gerek yoktur.

[3] (Fazıl:) Ama müstehap ihtiyat bedenin çoğunun dışarıda olması ve niyet ettikten sonra suyun altına girmesindedir.

(Sistani:) 367. Meseledeki açıklamaya müracaat ediniz.

(Gülpeygani:) İrtimasî gusülde bedenin bir kısmının su dışında olduğu sırada insanın niyet etmesi lazım değildir, eğer tüm bedenin su altında olduğu bir halde niyet ederse ve bedenini hareket ettirirse yeterlidir.

(Hoyi, Tebrizi:) İrtimasî gusülde farz ihtiyat gereği bedenin bir miktarının suyun dışında olduğu sırada insan niyet etmelidir.

(Zencani:) İrtimasî gusülde müstehap ihtiyat gereği bedenin bir miktarının suyun dışında olduğu sırada insanın niyet etmesi gerekir. Eğer suda olduğu sırada irtimasî gusül niyetiyle yeni suyun bedene ulaşması için bedenini hareket ettirirse veya suyun hareketiyle bedene yeni bir su ulaşırsa ve irtimasî gusül niyeti ederse müstehap ihtiyata aykırı olsa da yeterlidir.

(Mekarim:) Her ne zaman bedenin bir miktarı su dışında olursa, irtimasî gusül niyeti ederse ve suya dalarsa yeterlidir. Ama tüm beden su altındaysa ve onu sallarsa sorunludur.

(Safi:) İrtimasî gusülde bedenin bir miktarı su dışındayken insanın niyet etmesi ihtiyattır.

Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 219, mesele. 368.

 

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar