Gelişmiş Arama
Ziyaret
9060
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Münafıklar açısından namaz ve infak nasıldır?
Soru
Münafıklara göre namaz ve infak nasıldır?
Kısa Cevap

 Münafıklar, kalben Allah’ı ve ahireti kabul etmeyen, ama görünüşte kendilerini Müslümanların yanında imanlıymış gibi gösteren bir guruptur. Kur’an’ı Kerim’deki münafıkların sıfatlarını dikkate alarak, onlar namaz ve zekâtı kabul etmezler ve eğer namaz kılıp iyi işler yapsalar da, temiz niyetle ve ihlâsla yapmaz aksine, riya ve dindar görünmek için yaparlar.

Münafıklar, kendi mallarını toplumsal işlerde harcama yapmaktan kaçınmalarının yanında, başkalarını da bundan sakındırırlar. Nitekim Peygamber Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuşlardır: Münafıkların üç alameti vardır: Konuştukları zaman yalan söylerler, verdikleri söze amel etmezler ve kendilerine güvenildiği zaman hıyanet ederler.

Ayrıntılı Cevap

Nifak; iki yüzlülük, batın ile zahir’ın muhalefet içinde olmasıdır. Münafık; küfrünü gizleyen ve küfrün hilafını aşikâr eden kimsedir.[1] Münafıklar, kalben Allah’ı ve ahireti kabul etmeyen, ama görünürde Müslümanların yanında kendilerini iman etmiş gibi gösteren guruptur.[2]

İslam özel bir zaman diliminde, ne ihlâsı olan ve ne iman etme cesaretine sahip olan ve ne de bunlara muhalefet etme cüretini gösteren bir gurupla yüz yüze gelmiştir. Kur’an, bu gurubu “Münafıklar” olarak anar. Bu gurup, hakiki Müslümanların safına nüfuz etmişti ve Müslümanlar için büyük bir tehlike sayılıyordu. Görünüşte Müslüman olmalarından dolayı onların tanınması genellikle zordu, ama Kur’an onların ince ve canlı alametlerini açıklayarak batini çizgilerini belirlemiştir.[3] Peygamber (s.a.a)’in Medine’ye hicretinden sonra kurulan bu gurubun başkanı “Abdullah b. Ubey”dir.[4]

 

Münafıkların vasıfları:

Kur’an’ı Kerim ve rivayetlerde münafıklar için özel vasıflar açıklanmıştır ve bu vasıfların en önemlileri şunlardır:

1. Kalben Allah’ı ve ahireti kabul etmezler ama taharet, evlilik, miras vb. gibi İslami hükümlerin kendi lehlerine tamamlanması için görünürde kendilerini Müslümanların yanında iman etmiş gibi gösterirler: İnsanlardan, inanmadıkları halde, “Allah’a ve ahiret gününe inandık” diyenler vardır.”[5]

2. Islah edici olduklarını iddia ederler, hâlbuki hakiki müfsit kendileridirler: Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ısalah edicileriz!” derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.”[6]

3. Çirkin hedeflerine ulaşmak için hile yolunu kullanarak yaklaşırlar: Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başına geçirir.”[7]

4. Onlar Allah tan uzaktırlar ve Allah’a yakarmaktan da tat almazlar: Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.”[8]

Peygamber Ekrem (s.a.a) şöyle buyurur: “Münafığın üç alameti vardır: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözüne amel etmez ve kendine güvenildiği zaman hıyanet eder”.[9]

İmam Hüseyin (a.s), münafıkların vasıfları hakkında şöyle buyurur: “Özür dileyeceğin her şeyden sakın; zira mümin kötülük yapmaz ve özür de dilemez ama münafık, her kötülüğü yapar ve özür diler.[10]

Elbette diğer ahlaki kötülüklerde olduğu gibi nifakında mertebeleri vardır ve rivayetlerde nifak olarak zikredilen şeyler, nifakın şiddetli ve zayıf mertebeleridir.

Münafıkların İtikat Ve Bakış Açıları:

Münafıkların nifakı ve ikiyüzlülüğü, inanç ve söylemleri üzerinde etki bırakarak kendilerine has görüş açısı oluşturmalarını sağlar. Buna binaen nifakın şekilleri (suretleri) şunlardan ibarettir:

1. İnançta nifak: Diliyle İslam ve Müslümanlığı savunan ama Müslüman olarak tanınmayan veya iman ediyormuş gibi gözüken ama mümin olarak bilinmeyen kimse.

2. Söylemde nifak: Konuşan ama konuştuğuna kalben iman etmeyen kimse. Bu açıklama gereğince yalancı, münafıktır zira söylemiyle kalbi bir değildir. Peygamber Ekrem(s.a.a)’den gelen bir rivayette, yalan söylemek nifakın alametlerinden sayılmıştır.[11]

3. Davranışta nifak: Zahiri ameliyle batını çelişen kimseler bunun örneğidir. Aynı şekilde görünürde kendisini namaz ehli veya emanet ehli gibi gösteren ama gerçekte beynamaz ve hain kimse de bunun örneğini teşkil eder.[12]

Münafıkların itikatları, öğretileri ve sıfatları Kur’an’ı Kerim’de tanıtılmıştır ve biz, bunların bazılarına işaret edeceğiz:

a)   Münafıklar Allah’a ve ahiret gününe inanmadıkları için, namaz kılsalar veya iyi ameller işleseler bile ihlâs ve temiz niyet üzere değil, riya ve gösteriş içindir. Yani onların, bu amellerdeki hedef ve hareketlerinin tamamı, şeref ve konum kazanmak uğruna halk içinde dindar gözükmek doğrultusundadır. Nitekim Kur’an’ı Kerim bu hususta şöyle buyurur: Onlar namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.[13]Bu Allah’a yapılan ibadetlerdeki nifaktır.[14] O halde bu ayet gereğince münafıklar gerçekte namazı kabul etmezler ve bu da davranışlardaki nifaktır.

b)   Kendilerini halk ve müminlerin tamamından daha akıllı, daha bilgili ve daha zeki bilirler.[15] Nitekim bu konuda Kur’an’ı Kerim şöyle buyurur: Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.”[16] Bu, inançtaki nifaktır ve dini ve toplumsal meselelerde kendilerini daha akıllı biliyor olmaları da inançtaki nifaklarının delilidir.

c)   Mallarının zekâtlarını vermez ve kalben de buna inanmazlar. Nitekim Tevbe Suresi’nde şöyle buyrulmuştur: Fakat Allah, lütuf ve kereminden onlara verince, onlar cimrilik ettiler ve yüz çevirerek dönüp gittiler. Allah’a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için o da kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar (sürecek) bir nifak soktu.”[17] Bu da davranışlardaki nifaka örnektir.

Münafıklar, kendi mallarından toplumsal işlerde harcamadıkları gibi başkalarını da alıkoyarlar, nitekim Kur’an’ı Kerim, onların bu işlerini şöyle açıklar: Onlar, “Allah Resulü’nün yanında bulunanlara (muhacirlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Hâlbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar (bunu) anlamazlar.”[18]

Buna binaen münafıkların namaz ve zekât konusuna bakışları şöyledir: Namaz kılarlar ama kalben namazı kabul etmez, gösteriş yaparlar bu ise, ibadetleri batıl eder. Zekât vermedikleri gibi, başkalarını da zekât vermekten alı korlar. Nifakın bu iki bölümü de davranıştaki nifak şeklidir.



[1] Mekarim Şirazi, NASIR, Tefsiri Numune, çapı bist yekum, Daru’l Kütübü’l İslamiye, çaphane’i Mervi, 1365, c. 1, s. 93 ve 94; Destğayp Şirazi, Seyit ABDULHÜSEYN, Kalbi Selim, çapı pencum, Kum: intişarat-i islamiye, vabeste bi camiayı müdderisin hawzayi ilmiye 1387, s. 69; Hüsyni Deşti, Seyit MUSTAFA, Mearif ve Meariif (Danistenihayi İslami), harfi mim, kelimei münafık; Mecdu’d-Din Ebu’s-Sa’adat MÜBAREK b. Muhammed, (İbni Esir), “Ennihaye”, çapı çaharum, Kum: bi, ta, (tarihsiz), c. 5, s. 98.

[2] Tefsiri Numune, c. 1, s. 93 ve 97; “Kalbi Selim”, s. 69; Maarif ve Maariif, kelime’i münafık.

[3]Tefsiri Numune”, c. 1, s. 93.

[4] Sübhani, CAFER, “tefsir-i sure’i münafıkun (Dust nemaha)”, çapı çaharum, Kum: merkezi çap ve neşri defteri tebliğat-i İslami hawzeyi ilmiye, 1386, s. 13-18. (ba tahlis).

[5] Bakara, 8.

[6] Bakara, 11-12.

[7] Nisa, 142.

[8] Nisa, 142.

[9] Şey Abdulali b. Cuma, “Tefsiri Nuru’s-Sakaleyn”, Kum: Çaphanei Hawzayi ilmiye, c. 2, s. 246.

[10] Harrani, Ebu Muhammed HASAN, “Tuhafu’l-Ukul”, s. 177; Musevi, Seyit MUSTAFA (Âli İ’timad), “Lem’atü min belağati’l Hüseyin”, Kerbela: Çapı A’alemi, s. 122.

[11]Tefsiri Nuru’s-Sakaleyn”, c. 2, s. 246.

[12] Mekarim Şirazi, NASIREmsalu’l-Kur’an (Misalhayi zibayi Kur’an)”, hazırlayıp düzenleyen Aliyyan Nejadi, Ebu’l Kasım, Medresetu’l İmami Emirilmüminin (a.s), çapı evel: İntişaratı Nesli Cevan Basım Evi, s. 32.

[13] Nisa, 142.

[14] Kalbi Selim, s. 73.

[15] Tefsiri Numune, c. 1, s. 95.

[16] Bakara, 13.

[17] Tevbe, 76,77.

[18] Münafikun, 7.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Köpek ve domuzun necis oldukları hakkında bir hadis söyleyebilir misiniz?
    14791 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Köpek ve domuzun necaseti hakkında Masum İmamlardan (a.s) elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bu rivayetlerin bazılarında necis sözcüğü açıkça gelmiş bazılarında ise gelmemiştir. Açıkça gelmeyenlerden de köpek ve domuzun necis olmaları gereklilik babından anlaşılmaktadır. Böyle rivayetlerde köpeğin artığı veya domuzun insanın elbisesine değmesi hakkında İmamdan (a.s) sorular ...
  • İmam Hasan Askeri (a.s)’ın biyografisini anlatır mısınız?
    3319 Sire 2020/01/20
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7745 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70786 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    15342 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    6089 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Nazardan korunmak nasıl mümkündür?
    11551 Tefsir 2011/05/09
    Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır. Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu ...
  • Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
    6495 Gayri Müslimlerle İlişki 2019/01/22
    Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir. Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle ...
  • Niçin ezan Arapça okunmaktadır?
    32652 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/08/23
    Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en önemli delili ezanın bir ibadet oluşudur. Bu ibadet Peygamber-i Ekrem’in sünneti gereği olduğu gibi korunmuştur. Her ibadetin şekli ve biçimi Allah Teala’nın belirlediği, emrettiği şekilde olmalıdır. Buna ek olarak bu ibadetin asırlar boyunca tahriften uzak kalması, bozulmaması ve ...
  • Bir Müslümanın, Amerika’daki mahkemelere bir dava için başvurması caiz midir?
    6726 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/11/01
    Ayetullah Uzma Hamenei (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Eğer kadının hakkını elde etmesi, gayri İslami mahkemelere başvurmasına bağlıysa, özellikle bu mahkemelere başvurmaması kadın için zorluk ve sıkıntıya sebep olacaksa; başvurmasında bir mani yoktur.”Hazreti Ayetullah-il Uzma Mekarim Şirazi (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Hakkını elde edecek başka bir yolu olmaz ve bu mahkemelere başvurmak ...

En Çok Okunanlar