Gelişmiş Arama
Ziyaret
11357
Güncellenme Tarihi: 2010/04/06
Soru Özeti
Bir yaratıcısı olmaksızın baştan beri tanrı nasıl mevcuttur?
Soru
Benim on iki yaşında bir kızım var. Kendisi tanrının baştan beri nasıl mevcut olduğunu sormaktadır. Lütfen kızıma söyleyebilmem için bana basit bir cevap verir misiniz?
Kısa Cevap

Tanrının baştan beri nasıl mevcut olduğu sorusu, gerçekte neden tanrı kendi başına ve zatıyla vardır ve her varlığın bir yaratıcısı ve meydana getiricisi bulunmaktadır, diye belirtilen sorunun başka bir ifadesidir. Gerçekte soru şudur: Tanrı nasıl meydana gelmiş ve kim O’nu yaratmıştır? Cevap için birkaç soruya dikkat etmeniz gerekir; zira bu sorular asıl yanıtı idrak etmek için zihni hazır hale getirir. Her şeyin ıslaklığı sudandır. Suyun ıslaklığı nedendir? Tüm yemeklerin yağı yağdandır. Yağın yağı neredendir? Her şeyin tuzu tuzdandır. Tuzun tuzlu oluşu neredendir? Bu soruların cevabı şudur: Suyun ıslak oluşu, tuzun tuzlu oluşu ve yağın yağlı oluşu zatidir. Aynı şekilde her şeyin varlığı tanrıdandır, o halde tanrının varlığı kimdendir diye sorulduğunda da cevap olarak tanrının varlığının zati olduğu, kendisinden kaynaklandığı ve başka bir yerden alınmadığını söyleriz.

Ayrıntılı Cevap

Her sonucun bir nedeni olduğu kesin bir kaidedir. Lakin burada gerçekleşen yanıltmaca tanrının da bir sonuç var sayılmasıdır. Başka bir ifadeyle zatıyla var olan veya tanrı da dâhil olmak üzere her varlığın bir nedeni olduğu sanılmaktadır. Bu şekilde her fenomenin bir yaratıcıya ihtiyacı olduğu belirtilmelidir, lakin tanrı bir yaratıcıya ihtiyaç duyan bir görüngü değildir. Aksine her fenomeni icat edendir.[1]Başka bir ifadeyle tanrı gerçeğinin en basit mefhumu; hiç kimseye ihtiyaç duymayan, varlıkta ve eserlerinde başkasından yardım almayan kâmil, eksiksiz ve ihtiyaç duymayan varlıktır. O halde eğer bazen var olduğu ve bazen de olmadığı varsayılan bir tanrı, vehme dayalı bir tanrıdır; çünkü tanrının varlık ve eserlerini bir başkasından almayan bir varlık olduğunu belirttik. Bundan dolayı Tanrı her zaman var olmuş ve var olmaktadır. Bunun için tanrının bu tanımı ve bizzat tanrı olmak ihtiyaç ve sonradan olmaktan uzaktır. Bu salt bir zihni vesvesedir; insan zihni yaratma mefhumuna yöneldiği zaman, tanrının bir şeye ihtiyaç duymadığını ve varlığın onun gerçek zatı olduğunu unutmaktadır. Bundan dolayı zihin her şey kendinden üstün bir yaratıcıya sahipken neden tanrı da üstün bir yaratıcıya sahip olmamalıdır meselesini tasavvur edememektedir. Burada tanrı bir fenomen olarak varsayılmaktadır. Oysaki bu tanrı mefhumu zihnin bir ürünüdür, zatıyla var olan ve nedenden müstağni olan tanrı göz önünde bulundurulmamaktadır. Bundan dolayı eğer tanrı böyle bir varlıksa; hiçbir had, kayıt, eksiklik, zulmet ve ihtiyaç taşımayan mutlak ve sonsuz bir varlıksa ve de aşk, ihtiyaçsızlık ve feyiz merkezi ise, kendisinin yaratığı olan sınırlı ve eksik varlıklara kendinden daha üstün addedip muhtaç olamaz. Çünkü tüm varlığı, tüm üstünlükleri ve sınırları yaratan bizzat onun kendisidir. Onsuz hiçbir şey var olamaz ve onun için bir yaratıcı vehmedilemez. Lakin insanların çoğunun zihninde tanrı hakkında doğru bir tasvir bulunmamaktadır; çünkü tanrı her mefhumdan daha üstündür. Bunun için zayıf zihinlerin çoğu tanrı hakkında sadece onun yaratıcı sıfatını tasavvur eder ve bu da yaratılmış herhangi bir yaratıcıya benzer şekildedir. Elbette şu farkla ki; tanrı, gördüğümüz yıldızların, tüm evrenin ve her şeyin muhteşem yaratıcısı bir melek gibi tasavvur edilir. Elbette bu muhteşem tanrının bir yaratıcısı var mıdır diye sorulması yerindedir. Bundan dolayı bu tasavvur ve fikir her ne kadar muhteşem bir varlığı konu edinse de bu tanrı değildir. Çünkü tanrıdan kastedilen şey tüm kemal sıfatlarını kendinde toplayan, tüm eksik sıfatlardan arı olan ve hiçbir kayıt ile sınırlanmayan ve hiçbir had ile mahdut olmayan, mutlak ve yegâne varlık olan ve hiçbir şeye ihtiyaç duymayan bir zattır. Tanrı zatıyla bu sıfatlara sahiptir, hiç kimse bu sıfatları ona vermemiştir. Yaratıcıya ihtiyaç duyan ve hakkında yaratıcısı ve var edeni kimdir diye sorulabilen bir tanrı, gerçekte eksik bir mefhumu yansıtır. Elbette Tanrı bundan münezzehtir ve en kâmil ve doğru şekilde olsa da her anlayış, idrak ve zihniyetten daha üstün ve yücedir. Belirtilen hususlar bir takım örnek ve sorular ile zihne yakınlaştırılabilir ve basit kılınabilir. Örneğin biz her şeyin ıslaklığını sudan biliriz, lakin suyun ıslaklığı nedendir ve neredendir? Tüm yiyeceklerin yağı yağdandır, lakin yağın yağı neden ve neredendir? Her şeyin tuzu tuzdandır, tuzun tuzlu oluşu neredendir? Yanıt şudur: Suyun ıslak oluşu, tuzun tuzlu oluşu ve yağın yağlı oluşu zatidir. Aynı şekilde her varlığın mevcudiyeti tanrıdandır, o halde tanrının varlığı kimdendir diye sorulduğunda da, tanrının varlığının zati olduğunu, kendisinden kaynaklandığını ve başka bir yerden alınmadığını söyleriz.

İlgili başlık:

479 (Site: 520).

 


[1] Subhani, Cafer, Akaidi İslami der pertovu Kur’an, Hadis ve Akl, s. 120 – 121, Neşri Bustanı Kitab, 1386, Kum.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    22055 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27822 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    62670 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9933 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    128911 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    7512 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Kur’an insanları humus ve zekât vermeleri ve farzlarını yerine getirmeleri için neden efsanevi canlılardan korkutmaktadır?
    7310 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    1.     Kur’an-ı Kerim’de insanların efsanevi varlıklardan korkmaları gerektiğine yahut Kur’an’ın onları korkuttuğuna dair bir örnek bile mevcut değildir.2.     Bazı rivayetlerde bazı günahların cezaları (Kur’an ehli olup şarap içenler gibi) hakkında bin ...
  • Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
    3841 Tefsir 2019/12/03
    Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir ...
  • Baba gaipte veya hapiste olsa, anne, baba tarafından dedenin yerine çocuğuna bakabilir mi?
    6764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/13
    Hz. Ayetullah-ul Uzma Hamanei’nin bürosunun cevabı: Baba ölürse İslami kanunlara göre çocuğun bakımı ve korunması buluğa kadar anneye aittir. Ama baba kaybolursa çocuğun korunma hakkı kaybolmasa da bu durumda annenin de çocuğa bakmasına bir engel yoktur. Hz. Ayetullah-ul ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    23484 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...

En Çok Okunanlar