Gelişmiş Arama
Ziyaret
10485
Güncellenme Tarihi: 2010/04/06
Soru Özeti
Bir yaratıcısı olmaksızın baştan beri tanrı nasıl mevcuttur?
Soru
Benim on iki yaşında bir kızım var. Kendisi tanrının baştan beri nasıl mevcut olduğunu sormaktadır. Lütfen kızıma söyleyebilmem için bana basit bir cevap verir misiniz?
Kısa Cevap

Tanrının baştan beri nasıl mevcut olduğu sorusu, gerçekte neden tanrı kendi başına ve zatıyla vardır ve her varlığın bir yaratıcısı ve meydana getiricisi bulunmaktadır, diye belirtilen sorunun başka bir ifadesidir. Gerçekte soru şudur: Tanrı nasıl meydana gelmiş ve kim O’nu yaratmıştır? Cevap için birkaç soruya dikkat etmeniz gerekir; zira bu sorular asıl yanıtı idrak etmek için zihni hazır hale getirir. Her şeyin ıslaklığı sudandır. Suyun ıslaklığı nedendir? Tüm yemeklerin yağı yağdandır. Yağın yağı neredendir? Her şeyin tuzu tuzdandır. Tuzun tuzlu oluşu neredendir? Bu soruların cevabı şudur: Suyun ıslak oluşu, tuzun tuzlu oluşu ve yağın yağlı oluşu zatidir. Aynı şekilde her şeyin varlığı tanrıdandır, o halde tanrının varlığı kimdendir diye sorulduğunda da cevap olarak tanrının varlığının zati olduğu, kendisinden kaynaklandığı ve başka bir yerden alınmadığını söyleriz.

Ayrıntılı Cevap

Her sonucun bir nedeni olduğu kesin bir kaidedir. Lakin burada gerçekleşen yanıltmaca tanrının da bir sonuç var sayılmasıdır. Başka bir ifadeyle zatıyla var olan veya tanrı da dâhil olmak üzere her varlığın bir nedeni olduğu sanılmaktadır. Bu şekilde her fenomenin bir yaratıcıya ihtiyacı olduğu belirtilmelidir, lakin tanrı bir yaratıcıya ihtiyaç duyan bir görüngü değildir. Aksine her fenomeni icat edendir.[1]Başka bir ifadeyle tanrı gerçeğinin en basit mefhumu; hiç kimseye ihtiyaç duymayan, varlıkta ve eserlerinde başkasından yardım almayan kâmil, eksiksiz ve ihtiyaç duymayan varlıktır. O halde eğer bazen var olduğu ve bazen de olmadığı varsayılan bir tanrı, vehme dayalı bir tanrıdır; çünkü tanrının varlık ve eserlerini bir başkasından almayan bir varlık olduğunu belirttik. Bundan dolayı Tanrı her zaman var olmuş ve var olmaktadır. Bunun için tanrının bu tanımı ve bizzat tanrı olmak ihtiyaç ve sonradan olmaktan uzaktır. Bu salt bir zihni vesvesedir; insan zihni yaratma mefhumuna yöneldiği zaman, tanrının bir şeye ihtiyaç duymadığını ve varlığın onun gerçek zatı olduğunu unutmaktadır. Bundan dolayı zihin her şey kendinden üstün bir yaratıcıya sahipken neden tanrı da üstün bir yaratıcıya sahip olmamalıdır meselesini tasavvur edememektedir. Burada tanrı bir fenomen olarak varsayılmaktadır. Oysaki bu tanrı mefhumu zihnin bir ürünüdür, zatıyla var olan ve nedenden müstağni olan tanrı göz önünde bulundurulmamaktadır. Bundan dolayı eğer tanrı böyle bir varlıksa; hiçbir had, kayıt, eksiklik, zulmet ve ihtiyaç taşımayan mutlak ve sonsuz bir varlıksa ve de aşk, ihtiyaçsızlık ve feyiz merkezi ise, kendisinin yaratığı olan sınırlı ve eksik varlıklara kendinden daha üstün addedip muhtaç olamaz. Çünkü tüm varlığı, tüm üstünlükleri ve sınırları yaratan bizzat onun kendisidir. Onsuz hiçbir şey var olamaz ve onun için bir yaratıcı vehmedilemez. Lakin insanların çoğunun zihninde tanrı hakkında doğru bir tasvir bulunmamaktadır; çünkü tanrı her mefhumdan daha üstündür. Bunun için zayıf zihinlerin çoğu tanrı hakkında sadece onun yaratıcı sıfatını tasavvur eder ve bu da yaratılmış herhangi bir yaratıcıya benzer şekildedir. Elbette şu farkla ki; tanrı, gördüğümüz yıldızların, tüm evrenin ve her şeyin muhteşem yaratıcısı bir melek gibi tasavvur edilir. Elbette bu muhteşem tanrının bir yaratıcısı var mıdır diye sorulması yerindedir. Bundan dolayı bu tasavvur ve fikir her ne kadar muhteşem bir varlığı konu edinse de bu tanrı değildir. Çünkü tanrıdan kastedilen şey tüm kemal sıfatlarını kendinde toplayan, tüm eksik sıfatlardan arı olan ve hiçbir kayıt ile sınırlanmayan ve hiçbir had ile mahdut olmayan, mutlak ve yegâne varlık olan ve hiçbir şeye ihtiyaç duymayan bir zattır. Tanrı zatıyla bu sıfatlara sahiptir, hiç kimse bu sıfatları ona vermemiştir. Yaratıcıya ihtiyaç duyan ve hakkında yaratıcısı ve var edeni kimdir diye sorulabilen bir tanrı, gerçekte eksik bir mefhumu yansıtır. Elbette Tanrı bundan münezzehtir ve en kâmil ve doğru şekilde olsa da her anlayış, idrak ve zihniyetten daha üstün ve yücedir. Belirtilen hususlar bir takım örnek ve sorular ile zihne yakınlaştırılabilir ve basit kılınabilir. Örneğin biz her şeyin ıslaklığını sudan biliriz, lakin suyun ıslaklığı nedendir ve neredendir? Tüm yiyeceklerin yağı yağdandır, lakin yağın yağı neden ve neredendir? Her şeyin tuzu tuzdandır, tuzun tuzlu oluşu neredendir? Yanıt şudur: Suyun ıslak oluşu, tuzun tuzlu oluşu ve yağın yağlı oluşu zatidir. Aynı şekilde her varlığın mevcudiyeti tanrıdandır, o halde tanrının varlığı kimdendir diye sorulduğunda da, tanrının varlığının zati olduğunu, kendisinden kaynaklandığını ve başka bir yerden alınmadığını söyleriz.

İlgili başlık:

479 (Site: 520).

 


[1] Subhani, Cafer, Akaidi İslami der pertovu Kur’an, Hadis ve Akl, s. 120 – 121, Neşri Bustanı Kitab, 1386, Kum.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Ruhlar Âleminde Zamanın Olmayışı
    6304 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Zaman, aklî bir mefhum olup maddi varlıkların ontolojik tarzından elde edilir. Nitekim sebat mefhumu da soyut varlıkların ontolojik tarzından elde edilir. Ruh, soyut varlıklardandır ve soyut varlıklar âleminde zaman mevcut değildir; çünkü zaman tabiat âleminin özelliklerindendir. Elbette ruhlar (soyutlar) âleminde maddi varlıklar için kullanılan “zaman” kelimesinin yerine, soyut varlıklar ...
  • İbn. Arabî Şii miydi yoksa Sünni miydi?
    21842 تاريخ بزرگان 2011/06/20
    İbn. Arabî’nin şahsiyetinin giriftliği ve İslamî mezhepler ve bu mezheplerin önde gelen şahsiyetlerine karşı takınmış olduğu tavır, onun hangi mezhebe mensup olduğu hakkında görüş ayrılıklarının çıkmasına neden olmuştur. Bazıları onu Ehli Sünnet, bazıları On İki İmam Şia’sı, bazıları İsmailî, bazıları Malikî mezhebine mensup bilmiş ve bazıları mezhep üstü ve ...
  • Hikaye, tatmin, mizac ve sadık rüyalar hangi tür rüyalardır? Bu konuda rivayet var mıdır?
    6559 Teorik İrfan 2012/04/11
    Rüyalarda hikaye, tatmin ve mizac deyimleri[1] bizim (Şia) rivayetlerde gelmemiştir. Ama yalan rüya veya perişan rüyanın tersi olan sadık rüya rivayetlerde görülmektedir. Konunun anlaşılması için belirtelim ki uyku sırasında insanın nefsi dış dünyayla meşgul olmadığı için kendi alemine yönelmektedir; ve nefs, maddi ...
  • Hangi şeyler namazı bozar?
    6535 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    On iki şey namazı bozar ve bunlara namazı bozan şeyler denir. 1. Namaz esnasında şartlardan birisinin yok olması. 2. Abdest veya guslü bozan şeylerden birisinin namazda ortaya çıkması. 3. Namaz esnasında elleri üst üste koymak. 4. Hamd suresinden sonra ...
  • İmam Zaman (a.c.f)’ın ismi söylendiği zaman elimizi başımıza koyup ayağa kalkmamızı açıklayan rivayet var mıdır?
    6380 Eski Kelam İlmi 2011/11/17
    Yapılan araştırama esasınca ayağa kalkmayı ve eli başa koymayı, aşağıda yer alan iki rivayet belgelemektedir:1.   Ehl-i Beyt Şairi “Du’bel Haza’i”den gelen meşhur bir rivayete göre: Du’bel Haza’i, İmam Rıza (a.s)’ın yanında meşhur kasidesini okudu ve;“İmam Zaman (a.c.f)’ın zuhuru ...
  • Acaba ilk insanlar mağarada mı yaşıyorlardı, mağarada yaşayanlar Hz. Âdem’in (as) neslinden miydiler?
    12874 Tefsir 2015/06/18
    Hz. Âdem’in neslinden olan insanların, dağları ve mağaraları kendileri için mesken olarak seçtikleri kur’an’ı kerimde teyit edilmiş bir konudur. Ama Hz. Âdem den (as) önce başka insanların yaşadığına dair oldukça fazla deliller vardır. Bu delillerin var olması ve eskiden insanların mağaralarda yaşadıkları inkâr edilmeyecek bir konu olduğu ...
  • Acaba Namazın şartı olan taharet için Zahiri (dış) temizliğin dışında Batın (iç) temizlikte, gerekli midir?
    6438 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
     Namaz için gerekli olan taharetten maksat bedenin dış, zahiri temizliğidir. Bedenin batını yani iç kısmında olan necaset bedenin zahir olan kısmına ulaşmadıkça taharete engel oluşturmaz. Bedenin batınından kasıt normal şartlar altında bedenin görünmeyen kısımları örneğin ağzın, burnun ve kulağın içi. Buna göre ağız içinin kanlı oluşu ...
  • Mevlana Sofi miydi? Hangi mezhebe mensup idi? Fil cümle şahsiyeti ve yapılan eleştiriler nasıl değerlendirilebilir?
    6782 تاريخ بزرگان 2019/10/30
    Allah Teala’nın itaatini farz kıldığı Masum İmanlar dışında din ve kültür sahnesinde söz konusu olan bütün şahsiyetler hakkında tenkit beyan edile bilinir. Elbette bu eleştiriler insaf üzere olmalı, faydalı ve değerli olan eserleri, sözleri bir kenara atılmamalıdır. Bu genel yargı Mevlana içinde geçerlidir. Zira bu seçkin şahsiyetin ...
  • Cinsiyet değiştirmek ne demektir?
    10649 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/04
    Her ne kadar lügatlerde ‘cinsiyet değişikliği’ hakkında herhangi bir tarif gelmemişse de ondan maksat erkek, kadın veya hünsa (çifte cinsiyetli) cinsindeki her türlü değişikliktir. Öyleki şimdi durumu önceki durumundan farklıdır. Tıbbi yönden cinsiyet değişimi ‘genetik’ veya ‘kromozom’ değişiminden farklıdır. Başka bir ifadeyle tıp dilinde cinsiyet ...
  • Cuma namazı nasıl kılınır?
    4382 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/11
    Cuma namazı edası vacip olan ve cemaatle yerine getirilen ibadetlerden biridir. Fazileti hakkında Kuran’ı kerimde bu isimle bir surenin var olması açıklayıcı olacaktır. Cuma namazının hamt ve sena ile başlayan iki hutbesi vardır. Cemaat imamı bu hutbelerde halkı ilahi takvaya davet etmelidir. Hutbelerden sonra sabah namazında ki ...

En Çok Okunanlar