Gelişmiş Arama
Ziyaret
7190
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
Evlilik süresinde ahde yaptığım vefasızlığı nasıl telafi eder ve Allah’ı razı edebiliriz?
Soru
Ben yirmi sene önce bir aileyle tanıştım ve birkaç sene sonra onların kızıyla irtibatımı devam ettirdim ve gizli gelip gitmeler neticesinde onunla evlenme kararı aldık. Birkaç sene geçtikten sonra kızla kendi aramızda geçici nikâh akdini okudum (sığayı muvakkat)! Elbette kız bakire olduğu için, babasının izni olmaksızın bir şey yapamayacağımızı söyledi ama ben, bazı müçtehitlerin fetvasına göre babanın izni gerekli değildir diyerek onu ikna ettim. Kıydığımız akitten sonra yakın ilişkiye girdik. Kıza evlilik sözünden sonra 13 sene geçti ve şuan sözümde durmayarak başka bir kızla evlendim! Şimdi o kız benden çok rahatsız. Düğünden önce kapıma geldi ve annemle karşılaştı. Ben ve annem onu fahişelikle tehdit ederek şikâyet edeceğimizi söyledik ve kapıdan uzaklaştırdık, oda haysiyetli bir kız olduğu için gitti. Elbette ben karakola şikâyet ettim ama şikâyetimin üstüne düşmedim. Şimdi o çaresiz kızın başına böyle bir bela getirdiğimiz için kendimin ve ailemin dünya ve ahiretteki durumumuzun ne olacağını bilmiyorum. Allah bizden nasıl razı olacak?
Kısa Cevap

Siz sözünüzde durmamakla bir insanın geleceğini söndürmüşsünüz! Kötü sözlülüğünüzün etkisiyle, o kızın ruhunda telafi edilemeyecek yaraların oluşması mümkündür ve bunun sorumlusu sizsiniz. Bundan dolayı siz, ona borçlusunuz ve boynunuzda insan hakkı gibi büyük bir vebal var.

Buna izafeten siz, bu haksızlığın yanında onu fahişelikle suçlamış ve şikâyet ederek bu yaptığınızla onun, ailesinin ve akrabalarının haysiyetini tehlikeye atmışsınız ve bunun için şiddetle ona borçlusunuz. Bu gibi durumlarda, ilk etapta doğru ve şer’i yolla o kızın ve ailesinin rızasını almanız, Allah-u Teâlâ’nın huzurunda gerçekten tövbe etmeniz ve Allah’a bir daha böyle büyük bir günaha bulaşmayacağınıza dair söz vermeniz durumunda, Allah sizden razı olacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Kendinizin de açıkladığı gibi daimi nikâh sözü vererek o kızla şer’i ölçüler içinde bir ilişki olsa bile (sığayı muvakkat) uzun bir müddet birlikte olmuşsunuz. O kızda sizin sözünüze itimat ederek geçici nikâha boyun eğmiştir. Sizin şer’i ve ahlaki olarak delikanlılık yaparak sözünüzde durmanız gerekiyordu.

Ama müteessifine ahdinize vefa etmeyerek sözünüzü ayaklar altına alıp bir insanın geleceğini karartmışsınız! Kötü sözlülüğünüzün etkisiyle, o kızın ruhunda telafi edilemeyecek yaraların oluşması mümkündür ve bunun sorumlusu sizsiniz ve bundan dolayı siz, ona borçlusunuz ve boynunuzda insan hakkı gibi büyük bir vebal var.

Sizin ondan ayrılmak için geçerli sebebiniz olsa bile söz vermeniz hasebiyle, karşınızdaki kimseye verdiğiniz sözü ve açtığınız hasarları telafi etmeniz gerekiyor. Zira kul hakkının sadece tövbe etmekle bağışlanmayacağı, tövbenin yanında, hakkı ayaklar altına alınan kimsenin şahsi rızası ve zararların telafi edilmesinin de gerekli olduğu son derece açıktır.

Kötü sözlülüğünüz ve hakka tecavüz etmenizin yanında onu fahişelikle suçlamış ve şikayet etmekle ve fahişelik iftirasıyla haysiyetini ayaklar altına alarak onun kalbini kırmış, tehdit etmiş ve korkutmuşsunuz!!!

Dolayısıyla siz ona birkaç yönden şiddetle borçlusunuz. Özellikle bir ferdin, bir ailenin ve akrabalarının haysiyetini ayaklar altına alındığı namus meselesi ortadadır!! Bu gibi durumlarda, ilk etapta doğru ve şer’i yolla o kızın ve ailesinin rızasını almanız, Allah-u Teâlâ’nın huzurunda gerçekten tövbe etmeniz ve Allah’a bir daha böyle büyük bir günaha bulaşmayacağınıza dair söz vermeniz durumunda, Allah sizden razı olacaktır.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • imamların (a.s.) isimleri Şia'nın hangi mütevatir hadislerinde tasrih (açık bir şekilde zikir) edilmiştir.
    6986 Eski Kelam İlmi 2011/04/13
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Nasıl irabın olmamasına rağmen Kur’an tahriften uzak kalmıştır?
    7842 Kur’anî İlimler 2010/07/24
    Peygamber (s.a.a) döneminde Arapça dilini oluşturan harfler noktalama işaretini ayrıca her hangi nişane ve alametleri de taşımamaktaydı. Doğal olarak Kur’an da bu şekilde yazılmıştı ve iraba sahip değildi. Buna rağmen daha İslam dininin ilk döneminden itibaren Müslümanlar Kur’an’ı Kerim’i hıfz etmiştiler ve ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    6897 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • Gaybî varlıkların varlık felsefesi nedir?
    11859 İslam Felsefesi 2011/07/14
    Gayb âlemi şahadet âleminin mukabilindendir. Şahadet ve huzur da 1- mekânsal huzur; 2- zahirî hisler nezdinde huzur; 3- fikir ve ilimde huzur; 4- marifet ve basiret makamında huzur gibi mertebelere sahip olduğundan, bu mertebelerin her biri karşısında gaybte de bir mertebe mevcuttur. Eğer gayb âlemindeki varlıklardan kastedilen, soyutların aklî ...
  • Gün batımı vakti borç ödemenin sakıncası var mı?
    5354 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/28
    Borç, bir insanın üzerinde başkasına ait olan maldır. Bununda sebebi ya borç almaktır, ya insanın kendi elinde olan başka şeylerdir (örneğin borcun, selem muamelede mal kabul edilmesi veya onun borç muamelesinde para olarak sayılması yahut kirada kira ücreti veyahut nikahta mihr, hul talakta karşılık olması vb. ...
  • İslam Peygamberi (s.a.a.) Peygamber olmadan önce hangi veya kimin dini üzerindeydi?
    45794 Eski Kelam İlmi 2011/05/23
    Bu bağlamda farklı görüşler var olmaktadır. Ancak kanaatimizce aşağıdaki görüş doğru olana daha yakındır: Peygamber (s.a.a.) şahsen Allah tarafından kendisine verilen has bir programa sahipti. O programa uygun bir şekilde eylemlerini ve yaşamını düzenliyordu. Yani asıl itibariyle İslam dini kendisine gelinceye kadar bu ona mahsus bir ...
  • İran ve Irak savaşında şehit düşen bazı fertlerin cenazelerinin dağılmadığını ve yok olmadığını duydum. Bu duyumlar muteber ve güvenilir midir?
    6708 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Canlı yaratıkların cisimlerinin yapısı gereği, ruh bedenden çıktıktan sonra tabii olarak beden kokar, çürür ve yok olur. Bu nedenle bazı bedenlerin yıllar geçtikten sonra aynı şekilde salim kalması uzak bir ihtimaldir. Ama Allah her şeye kadir olduğundan[1] böyle bir şey zihinden uzak tutulmamalı ve ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    26274 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    18659 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...
  • Şiiler neden belirli İmamlara inanıyorlar?
    8777 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    Sizin sormak istediğiniz şey galiba şudur: Biz bir imamın imam olduğunu nereden anlayacağız ve buna nasıl inanacağız? Ama her şeyden önce şu soruya cevap bulmak zorundayız: Neden imamet inancına sahip olmalıyız?

En Çok Okunanlar