Gelişmiş Arama
Ziyaret
7768
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
Evlilik süresinde ahde yaptığım vefasızlığı nasıl telafi eder ve Allah’ı razı edebiliriz?
Soru
Ben yirmi sene önce bir aileyle tanıştım ve birkaç sene sonra onların kızıyla irtibatımı devam ettirdim ve gizli gelip gitmeler neticesinde onunla evlenme kararı aldık. Birkaç sene geçtikten sonra kızla kendi aramızda geçici nikâh akdini okudum (sığayı muvakkat)! Elbette kız bakire olduğu için, babasının izni olmaksızın bir şey yapamayacağımızı söyledi ama ben, bazı müçtehitlerin fetvasına göre babanın izni gerekli değildir diyerek onu ikna ettim. Kıydığımız akitten sonra yakın ilişkiye girdik. Kıza evlilik sözünden sonra 13 sene geçti ve şuan sözümde durmayarak başka bir kızla evlendim! Şimdi o kız benden çok rahatsız. Düğünden önce kapıma geldi ve annemle karşılaştı. Ben ve annem onu fahişelikle tehdit ederek şikâyet edeceğimizi söyledik ve kapıdan uzaklaştırdık, oda haysiyetli bir kız olduğu için gitti. Elbette ben karakola şikâyet ettim ama şikâyetimin üstüne düşmedim. Şimdi o çaresiz kızın başına böyle bir bela getirdiğimiz için kendimin ve ailemin dünya ve ahiretteki durumumuzun ne olacağını bilmiyorum. Allah bizden nasıl razı olacak?
Kısa Cevap

Siz sözünüzde durmamakla bir insanın geleceğini söndürmüşsünüz! Kötü sözlülüğünüzün etkisiyle, o kızın ruhunda telafi edilemeyecek yaraların oluşması mümkündür ve bunun sorumlusu sizsiniz. Bundan dolayı siz, ona borçlusunuz ve boynunuzda insan hakkı gibi büyük bir vebal var.

Buna izafeten siz, bu haksızlığın yanında onu fahişelikle suçlamış ve şikâyet ederek bu yaptığınızla onun, ailesinin ve akrabalarının haysiyetini tehlikeye atmışsınız ve bunun için şiddetle ona borçlusunuz. Bu gibi durumlarda, ilk etapta doğru ve şer’i yolla o kızın ve ailesinin rızasını almanız, Allah-u Teâlâ’nın huzurunda gerçekten tövbe etmeniz ve Allah’a bir daha böyle büyük bir günaha bulaşmayacağınıza dair söz vermeniz durumunda, Allah sizden razı olacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Kendinizin de açıkladığı gibi daimi nikâh sözü vererek o kızla şer’i ölçüler içinde bir ilişki olsa bile (sığayı muvakkat) uzun bir müddet birlikte olmuşsunuz. O kızda sizin sözünüze itimat ederek geçici nikâha boyun eğmiştir. Sizin şer’i ve ahlaki olarak delikanlılık yaparak sözünüzde durmanız gerekiyordu.

Ama müteessifine ahdinize vefa etmeyerek sözünüzü ayaklar altına alıp bir insanın geleceğini karartmışsınız! Kötü sözlülüğünüzün etkisiyle, o kızın ruhunda telafi edilemeyecek yaraların oluşması mümkündür ve bunun sorumlusu sizsiniz ve bundan dolayı siz, ona borçlusunuz ve boynunuzda insan hakkı gibi büyük bir vebal var.

Sizin ondan ayrılmak için geçerli sebebiniz olsa bile söz vermeniz hasebiyle, karşınızdaki kimseye verdiğiniz sözü ve açtığınız hasarları telafi etmeniz gerekiyor. Zira kul hakkının sadece tövbe etmekle bağışlanmayacağı, tövbenin yanında, hakkı ayaklar altına alınan kimsenin şahsi rızası ve zararların telafi edilmesinin de gerekli olduğu son derece açıktır.

Kötü sözlülüğünüz ve hakka tecavüz etmenizin yanında onu fahişelikle suçlamış ve şikayet etmekle ve fahişelik iftirasıyla haysiyetini ayaklar altına alarak onun kalbini kırmış, tehdit etmiş ve korkutmuşsunuz!!!

Dolayısıyla siz ona birkaç yönden şiddetle borçlusunuz. Özellikle bir ferdin, bir ailenin ve akrabalarının haysiyetini ayaklar altına alındığı namus meselesi ortadadır!! Bu gibi durumlarda, ilk etapta doğru ve şer’i yolla o kızın ve ailesinin rızasını almanız, Allah-u Teâlâ’nın huzurunda gerçekten tövbe etmeniz ve Allah’a bir daha böyle büyük bir günaha bulaşmayacağınıza dair söz vermeniz durumunda, Allah sizden razı olacaktır.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar