Gelişmiş Arama
Ziyaret
5721
Güncellenme Tarihi: 2014/08/31
Soru Özeti
Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
Soru
Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
Kısa Cevap
“Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır.
Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır.
“Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ve tasarruf sahibi olmak anlamındadır. Herşeyden önce zat’en özü itibariyle Allah Teala’nın zatına münhasır olup; saniyen Halifetullah makamında olan Peygamberler, Masum İmamlar ve kamil insanlara da arazi olarak isnat edilmiştir.
Ayrıntılı Cevap
 “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök olarak  “veli” kelimesinden türemiştir. Lügat kitaplarında  “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmesi” böyle bir hal aralarında mesafe olmaksızın bir yakınlığı gerektirmektedir. Bu bağlamda  bu sözcük (وَلِيَ وِلىٰ )farklı mecralarda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır.
 “Tekvini velayet” hususunda münasip ve mutabık olan anlam varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ve tasarruf sahibi olmak anlamındadır. Herşeyden önce zat’en özü itibariyle Allah Teala’nın zatına münhasır olup; saniyen Halifetullah makamında olan Peygamberler, Masum İmamlar ve kamil insanlara da arazi olarak isnat edilmiştir. Elbette bu kaide temel bir persfektif olarak Kuran’ı Kerim’de geçen izzet, kudret, şefaat gibi birçok konuda itibarı olan bir mantelitedir.
Velayet hakkında Allah teala bir yerde şöyle buyuruyor: "فالله هو الولیّ" Gerçek Veli (insanlar ve alem üzerinde tasarruf sahibi) yalnız Allah’tır.[1] Başka bir yerde ise: "النبی اولی بالمؤمنین من انفسهم " Peygamber müminlere kendi nefislerinden daha evladır.[2]
"انما ولیکم الله و رسوله والذین آمنوا الذین یقیمون الصلوة و یؤتون الزکات و هم راکعون" Sizin veliniz, sahibiniz, ancak Allah ve Peygamberi ve inananlar ki namaz kılanlar ve rükû ederken zekât verenlerdir.[3] Bu ayet velayeti Allah ve Peygamberi ve onun Ehlibeyti hakkında isbat etmektedir.
Bu ayetlerden maksat şu değildir: İnsanların birden fazla velisi yani velayetini elinde bulunduran bulunmakta ve bunlardan birisi veya en üstünü Allah’tır. Bilakis anlamı gerçek velayeti yalnız Allah Teala’ya münhasır ve özgü kılan "والله هو الولی" ayet ışığında İslam Peygamberi (s.a.a) ve ismet, taharet sahibi Ehlibeytinin velayeti arazi olarak ilahi velayetin mazharıdır. Kuran’ı Kerim’in latif tabiryle İslam Peygamberi ve Onun temiz Ehlibeyti İlahi velayetin nişanesi ve ayetidir.[4]
Şimdi sorunun ikinci bölümüne geçecek olursak Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat meselesi; bu konuyu ele almadan önce iki noktayı hatırlatmayı gerekli görüyoruz:
  1. Alemde var olan varlıklar arasında insan seçkin ve mümtaz bir konuma sahiptir. Öyleki mukarreb melekler dahi bu konumdan mahrumdur. İnsan saklı ve potansiyel yeteneklere ve kudretlere sahiptir. Eğer bunları kendisinde keşfeder ve geliştirirse halifetullah ve eşref-i mahlukat makamına nail olabilir.
  2. Allah Teala kendi velayetine ulaşma fırsatını bütün insanlığa tanımış ve tam olarak  iyice tanıtmıştır. "الا ان اولیاء الله لاخوف علیهم و لا هم یحزنون". Bilesiniz ki, Allah'ın velilerine hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.[5]
Bu iki nokta ışığında şu sonucu alabiliriz: Masum İmamlar kabiliyetlerini geliştirerek, elde ettikleri ulvi marifetler ve irfanla, sahip oldukları iman ve yakinle ilahi velayet meydanına yol bulmuşlarıdr. Bu ulvi makamın mübarek neticesi Hz. Hakk’ın kendi  kutsal zati tekvini velayetinden nasiplenmeleri olmuştur. Masum İmamların (a.s) hayatı ubudiyet ve kulluğun nişanesi olmasının yanı sıra yaşamlarının mihenk taşı kainatın kaynağıyla daimi olarak irtibatta olmak olmuştur. Bu kulluk iksiriyle simya yapıp varlık alemine yaşam ruhunu ilham ettiler.
"بکم یمسک السماء ان تقع علی الأرض" Gök, size tutunduğundan yeryüzüne düşmez.[6]
İmam Mücteba (a.s)’dan şöyle nakledilir: "من عبد الله عبد الله له کل شیء". Kim Allah’a (hakkıyla) kul olursa Allah Teala’da her şeyi ona kul köle kılar.[7]
Kutsi hadiste şöyle geçer: Allah Teala şöyle buyurdu: "عبدی اطعنی حتی اجعلک مثلی" Ey kulum bana itaat et, seni kendim gibi karar kılayım.[8] (Yani seni ilmimden kudretimden nasiplendireyim ta benim gördüğüm gibi görüp benim duyduğum gibi duyasın ki kendi cennetime nail olasın.)
"ابن آدم أنا غني لا أفتقر أطعني فيما أمرتك أجعلك غنيا لا تفتقر يا ابن آدم أنا حي لا أموت أطعني فيما أمرتك أجعلك حيا لا تموت يا ابن آدم أنا أقول للشي‏ء كن فيكون، أطعني فيما أمرتك أجعلك تقول لشي‏ء كن فيكون"؛ 
” Ey Ademoğlu ben zenginim ve asla fakir olmayacağım, sana emrettiğim şeyde bana itaat et seni öyle zengin edeyim asla fakir olmayasın. Ey Ademoğlu ben hayat sahibiyim ve asla ölmeyeceğim, sana emrettiğim şeyde bana itaat et seni hayat sahibi kılayım asla ölmeyesin. Ey Ademoğlu ben bir şeye ol dediğimde olur, sana emrettiğim şeyde bana itaat et seni öyle kılayım ki bir şeye ol dediğinde olsun.“[9]
Bu hadislere ek olarak Usul-u Kafi’de geçen meşhur ” Kurb’ul-nevafil” hadisi Masum İmamlar (a.s)’ın tekvini velayete nail olmalarının esrarını bizlere aşikar etmektedir.
"بیمنه رزق الوری و بوجوده تثبت الارض والسماء" Mahlukat onların mübarek hayırlarıyla rızıklanır, yer ve gök onların varlığı hürmetine ayaktadır.[10]
Netice: Masum İmamlar (a.s) Allah Teala’nın onları ilahi velayetten nasiplenmeye nail etmesiyle bütün mahlukat üzerinde ve varlık aleminde kontrol sağlamış ve fermanlarını dinletebilmişlerdir. Masum İmamlar (a.s)’da zuhur bulan ve açığa çıkan birçok keramet ve harikulade vakıalar onların tekvini vilayet üzere olduğu hakikatinin inkar edilemez delilidir.
 
 
 
 
 

[1] Şura/9.
[2] Ahzap/6.
[3] Maide/55.
[4] Velayet Fakih, Cevat Amuli, Abdullah, 122-123-129.s.
[5] Yunus/62.
[6] Camie ziyareti.
[7] Tefsir’i Askeri, 1.c, 327.s.
[8] Esrar’us-Salat, 1.c, 4.s (mukaddeme).
Şerhi dua’i Sabah,  Hoi, 1.c, 11.s, tashih önsözü.
[9] Bihar’ul-Envar, 90.c, 376.s, 24.bab, İrşad’ul-Gulup, 1.c, 75.s, 18.bab; Udde’ti-Dai, 310.s,
[10] Mefatih’ul-Cenan, 85.s, edile duası..., 84.s
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12632 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Senetleri sahih olan Mütevatir-i Lafzi, Mütevatir-i Manevi ve Mütevatir-i İcmali hadis çeşitlerinin kuralı nedir?
    15900 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Şii alimleri, bir haberin her tabakasında ki senet silsilesinde ravilerin sayısı ilime neden olacak ve rivayetin Masum’un (a.s) söylediğine yakin haddine ulaştıracak habere mütevatir hadis demekteler. Her tabakada yerine göre kişilerin sayısını farklı saymış ve ravilerin sayısı hakkında belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre ölçü sözün Masumdan çıktığını ...
  • Dini mektep ve nizamlarla dini olmayanların arasında ne gibi ayrıcalıklar vardır?
    7258 Teorik Ahlak 2012/05/12
    İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidin istikrarı ve Allah’a ibadet etme ve insanların kulluktan uzaklaştırma ve Allah’tan başkasına ibadet etmektir; Nitekim Kur’an’-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” ...
  • Acaba Mütalaada başarılı olmak ve daha iyi öğrenmek için Kur’an-ı Kerimden bir ayet veya bir dua var mıdır?
    11238 Pratik Ahlak 2010/01/16
    Mütalaa etmek, bir şey üzerinde onu anlamak ve öğrenmek için yoğunlaşmak ve düşünmektir. Bu yüzden bu özelliği taşımayan her okuma mütalaa değildir. Bir Mütalaanın faydalı ve verimli olması için diğer işler gibi özel şartların hazırlanmasına ihtiyacı vardır.
  • Şia mezhebinde namazın sırları ve felsefesi nedir?
    10034 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    Şüphesiz ilahi hükümlerin tümünün felsefe ve delili vardır, ama ilahi hüküm ve buyrukların tümünün delillerini bulmamız gerekli değildir. Müslümanlar vahiy mesajı karşısında teslim olmalıdır. Bu teslim ve kabul etme psikolojisi insanın kemalidir ve esasen bazı buyruklar teslim ve kulluk ruhunu sınamak içindir. Ama bununla birlikte Kur’an defalarca ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    10594 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • Neden İmam Hüseyin (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmedi?
    13678 Masumların Siresi 2010/04/07
    İmam Hüseyin’in (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmemesinin sebebi hakkında şunları söyleyebiliriz:1- İmam (a.s) kardeşi ve imamı olan İmam Hasan’ın (a.s) hayatı döneminde Muaviye’yle yaptığı anlaşmaya gösterdiği saygı ve Muaviye’nin de böyle bir anlaşmaya göstermelik olarak yaptığı saygıdan dolayı.2- ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6333 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Bütün peygamberlerin kitabı var mıydı? Vardıysa Hz. Nuh’un kitabının adı nedir?
    29340 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Nuh’un kitabının olduğuna dair bir şey gelmemiştir. Ama ‘Andolsun ki biz, peygamberlerimizi, apaçık delillerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla beraber kitap ve terazi de indirdik...’ ayetinden bütün peygamberlerin kitap sahibi olduğu anlaşılsa da bazı rivayetlerde bu ayet değişik şekillerde ...
  • Farz namazların kazaları yerine sünnet namazları kılınabilir mi?
    7489 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2012/10/01
    İmam Humeyni (r.a) benzeri bir soruya yanıtta şöyle buyurmuştur: Geçmiş farz namazların kazası farzdır ve sünnet namazlarını kılmayla bir çelişki arz etmez. Lakin sünnet namazı, farz namazın kazasının yerini almaz.[1] Bundan dolayı her ne kadar sünnet namazları birçok fazilete sahip olsa da sizin kaza ...

En Çok Okunanlar