Gelişmiş Arama
Ziyaret
7868
Güncellenme Tarihi: 2011/09/13
Soru Özeti
Ehli Sünnete mensup bir Müslüman Şiilerin duasını okuyabilir mi?
Soru
Ehli Sünnete mensup bir Müslüman Şiilerin duasını okuyabilir mi?
Kısa Cevap

Şiiler tarafından nakledilen duaların tümü Peygamberin (s.a.a) ailesi olan imamlardan bize ulaşması, Peygamberin (s.a.a) tavsiyesince onlara tutunma ve uymanın kurtuluşa neden olması ve buna ek olarak Şia ve Ehli Sünnetin itirafıyla imamların dua ve münacatta insanların önderi sayılması nedeniyle, onlar tarafından nakledilen duaların gerçeğe ve icabete daha yakın olacağı apaçıktır ve bu değerlendirilmesi gereken bir fırsattır.

Ayrıntılı Cevap

[1] Bana dua edin, duanıza cevap vereyim.”

1. Dua, Allah’ın sonsuz feyzinden daha fazla bir pay almak için bir tür kabiliyet kazanımıdır. Başka bir ifadeyle, insan dua aracılığıyla Allah’ın feyzini idrak etmek için daha fazla bir dikkat ve liyakat elde etmektedir. Daha fazla tekâmül ve liyakat elde etmek için çalışmak, yaratılış kanunları karşısında teslim olmak ve ona karşı durmamaktır. Her şeyden öteye dua bir tür ibadet, huşu ve kulluktur. İnsan dua aracılığıyla Allah’ın zatına yeni bir yöneliş kaydeder. Her ibadetin yetiştirici bir eseri olduğu gibi, duanın da böyle bir eseri vardır. İlahi nimetler kabiliyet ve liyakatlere göre taksim edilir. Kabiliyet ve liyakat ne kadar çoksa, insanın nimetten aldığı pay da o kadar çok olur. Bu yüzden Şiilerin altıncı imamı olan İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Allah nezdinde dua olmaksızın hiç kimsenin ulaşamayacağı makamlar vardır.”[2] Bir âlim şöyle diyor: “Biz dua ettiğimiz zaman kendimizi tüm kâinatı birleştiren sonsuz bir güce bağlamaktayız.” O aynı şekilde şöyle demektedir: “Bugün en modern bilim yani ruh doktorluğu peygamberlerin öğrettiği şeyleri öğretmektedir. Neden? Çünkü ruh doktorları dua, namaz ve dine yönelik sağlam bir iman taşımanın bizim rahatsızlıklarımızın yarısından fazlasına kaynaklık eden kaygı, tereddüt, heyecan ve korkuyu giderdiğini tespit etmişlerdir.”[3]

2. Duanın Gerçek Anlamı

Duanın bizim gücümüzün yetersizlikleri hakkında olduğunu ve de güç ve kudret hakkında olmadığını anladıktan ve başka bir ifadeyle kabul edilen duanın "أَمَّنْ یُجِیبُ الْمُضْطَرَّ إِذا دَعاهُ وَ یَکْشِفُ السُّوءَ"[4] içeriğinde olup ıstırar içinde ve tüm çalışma ve çabaların akim kaldığı yerde yapıldığını kavradıktan sonra, duanın anlamının insan gücünün dışında olan ve gücü sonsun ve kendisi için her işin kolay olduğu birisinden sebep ve etkenlerin meydana gelmesini istemek olduğu anlaşılmaktadır. Ama bu istek sadece insanın dilinden çıkmamalıdır, bilakis onun tüm varlığından dile gelmelidir. Dil burada insan varlığının tüm zerrelerinin, azalarının ve organlarının temsilcisi ve mütercimi olmalıdır. Kalp ve ruh dua yoluyla Allah ile yakın bir ilişkiye girer ve bir damlanın sonsuz bir okyanusa girmesi gibi, o büyük mebde ile manevi bağlantı kurarak güç kazanır. Elbette güç ve kudretin olduğu yerlerde bile başvurulan bir başka dua türünün de olduğuna dikkat etmek gerekir. Bu, Allah’ın kudreti karşısında bizim kudretimizin bağımsız olmadığını gösteren dua türüdür ve başka bir tabirle bu dua doğal sebep ve amillerin taşıdığı her şeyin O’nun tarafından ve O’nun emrince olduğu hakikatine odaklanmak anlamına gelir. Eğer bir ilacı kullanıyor ve ondan şifa diliyorsak, bunun nedeni O’nun söz konusu ilaca o etkiyi vermesidir. Özetle, bir tür kendini bilme, kalp ve düşüncenin uyanması ve tüm güzellik ve iyiliklerin kaynağıyla batıni bir ilişki kurmaktır. Bu nedenle Hz. Ali’nin sözlerinde şöyle okumaktayız: “Allah kalbi gafil kimselerin duasını kabul etmez”[5].[6] Yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere, dua tüm varlığı ihtiyaç olan bir kimsenin mutlak anlamda gani olan bir varlıkla kalbî ve ruhî olarak irtibat kurmasıdır. Bu irtibatın çoğalmasına neden olan her şey müspettir (elbette şeriat dairesinden çıkmamak kaydıyla). Şiiler tarafından nakledilen duaların tümü Peygamberin (s.a.a) ailesi olan imamlardan bize ulaşması, Peygamberin (s.a.a) tavsiyesince onlara tutunma ve uymanın kurtuluşa neden olması[7] ve buna ek olarak Şia ve Ehli Sünnetin itirafıyla imamların dua ve münacatta insanların önderi sayılması nedeniyle, onlar tarafından nakledilen duaların gerçeğe ve icabete daha yakın olacağı apaçıktır ve bu değerlendirilmesi gereken bir fırsattır.

Duanın şartlarına aşina olmak için aşağıdaki adrese müracaat edebilirisiniz:

2145. Cevap (Site: 2229).    



[1] Mümin, 60.

[2] Kuleyni, Usul-i Kafi, c. 2, s. 337, Bab-u Fazli’d-Dua Ve’l-Bahs Aleyhi, c. 3, et-Tabiatu’r-Rabia, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

[3] Ayin-i Zindegi, s. 152 ve 156, Nakl Ez Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, Naşir: Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, çap-ı Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

[4] Neml, 62.

[5] Kuleyni, Usul-i Kafi, c. 2, s. 342, Babu’l-İkbal, Âla’d-Dua, h. 1.

[6] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 1, s. 641 ve 643.

[7] Şia ve Ehli Sünnetin hadis kaynaklarında mütevatir olarak nakledilmiş meşhur “sakaleyn” (iki emanet) hadisinde aziz İslam Peygamberi şöyle buyurmuştur:

 «انی تارک فیکم الثقلین کتاب الله و عترتی اهل بیتی ما ان تمسکتم بهما لن تضلوا بعدی ابداً فانهما لن یفترقا حتی یردا علی الحوض»

(Tirmizi, Sahih, c. 2, s. 380; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 17).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Köpek ve domuzun necis oldukları hakkında bir hadis söyleyebilir misiniz?
    14791 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Köpek ve domuzun necaseti hakkında Masum İmamlardan (a.s) elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bu rivayetlerin bazılarında necis sözcüğü açıkça gelmiş bazılarında ise gelmemiştir. Açıkça gelmeyenlerden de köpek ve domuzun necis olmaları gereklilik babından anlaşılmaktadır. Böyle rivayetlerde köpeğin artığı veya domuzun insanın elbisesine değmesi hakkında İmamdan (a.s) sorular ...
  • İmam Hasan Askeri (a.s)’ın biyografisini anlatır mısınız?
    3319 Sire 2020/01/20
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7745 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70786 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    15342 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    6089 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Nazardan korunmak nasıl mümkündür?
    11551 Tefsir 2011/05/09
    Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır. Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu ...
  • Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
    6495 Gayri Müslimlerle İlişki 2019/01/22
    Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir. Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle ...
  • Niçin ezan Arapça okunmaktadır?
    32652 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/08/23
    Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en önemli delili ezanın bir ibadet oluşudur. Bu ibadet Peygamber-i Ekrem’in sünneti gereği olduğu gibi korunmuştur. Her ibadetin şekli ve biçimi Allah Teala’nın belirlediği, emrettiği şekilde olmalıdır. Buna ek olarak bu ibadetin asırlar boyunca tahriften uzak kalması, bozulmaması ve ...
  • Bir Müslümanın, Amerika’daki mahkemelere bir dava için başvurması caiz midir?
    6726 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/11/01
    Ayetullah Uzma Hamenei (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Eğer kadının hakkını elde etmesi, gayri İslami mahkemelere başvurmasına bağlıysa, özellikle bu mahkemelere başvurmaması kadın için zorluk ve sıkıntıya sebep olacaksa; başvurmasında bir mani yoktur.”Hazreti Ayetullah-il Uzma Mekarim Şirazi (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Hakkını elde edecek başka bir yolu olmaz ve bu mahkemelere başvurmak ...

En Çok Okunanlar