Gelişmiş Arama
Ziyaret
6793
Güncellenme Tarihi: 2012/09/01
Soru Özeti
Acaba İslam’da, bir başkasının çocuğunun velayetini üstlenerek evlatlık noktasında bir sınırlılık var mıdır?
Soru
Acaba İslam’da, bir başkasının çocuğunun velayetini üstlenerek evlatlık noktasında bir sınırlılık var mıdır?
Kısa Cevap
Sorumlusu olmayan veya sorumlusu olup bakımından aciz ve tam rızasıyla başkasına çocuğunu teslim etmek isteyenlerin çocukların sorumluluğunu üstlenip terbiye etmek şer’i olarak her hangi bir işkâlı yoktur. Ama ülkelerin kanunlarında yeterli ihtiyara sahip olmayan çocukların durumunu dikkate alarak konuyla ilgili (kısır olup başka çocukların sorumluluğunu üstlenmek isteyen eşler için) bazı kanunlar koymuşlardır.
İslam dini, öz evlat ile evlatlık edinmiş çocukların hüküm ve hukukları eşit ve aynı olduğunu kabul etmemiştir. Hatta kur’an’ı kerimde bu noktaya işaretle şöyle buyurmaktadır: “Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır”. Bu nedenle evlat edinmiş çocuklarla ilgili mesellerden birisi bu çocuğun, kendi etrafındakilerle ilişki ve irtibatı şeklidir. Şöyle ki; evlatlık çocuğun anneliğe ve babalığa oranla irtibatının mahreme dönüşme meselesidir ki bunların bir birine mahreme dönüşmesi için bazı yöntemler ortaya koymuşlardır.
 
Ayrıntılı Cevap
  1. Sorumlusu olmayan veya sorumlusu olup bakımından aciz ve tam rızasıyla çocuğunu başkasına teslim etmek isteyenlerin çocukların sorumluluğunu üstlenip terbiye etmek bağlamında şeran her hangi bir işkâlı yoktur. Belki İslam dininde bu iş çokta övülmüştür. Öyle ki İslam peygamberi (s.a.a) yetim olan bir kimsenin sorumluluğunu ve velayetini üstlenen kimseler için şöyle buyurmuşlardır: “bu tür insanlar cennette benimle birliktedirler”.[1]
  2. Ülkelerin kanunlarında yeterli ihtiyara sahip olmayan çocukların durumu dikkate alınarak konuyla alakalı has kanunlar koyulmuş. Bu kanunlardan bazısı, (kısır olup başka çocukların sorumluluğunu üstlenmek isteyen eşler için) için vaz edilmiştir. Yoksa şeran çocuk sahibi olan eşler bile -çocuk sahibi oldukları halde- başka çocukların sorumluluklarını alarak evlatlık edebilirler.
  3. Elbette İslam dini öz evlat ile evlatlık çocuklarının hüküm ve hukuklarını eşit ve aynı olduğunu kabul etmiyor. Hatta kuranı kerimde bu noktaya işaretle şöyle buyurmaktadır: “Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır”.[2] Şöyle ki; cahiliye döneminde evlatlık edinmek normal, toplum içinde oturmuş bir durum idi ve öz çocukları için var olan tüm hak ve hukuklar evlatlığa da veriliyordu. Onun, babalıktan ve babalığın da ondan irs götürme, annelik ve babalık olanlarla evlenememeleri gibi hükümler evlatlıkla devreye geçerdi. İslam dini mantıksız ve hurafe olan bu kuralları kabul etmedi ve kaldırdı. Hatta nebiyi ekremin (s.a.a) kendisi bu yanlış geleneği bastırıp yok etmek için evlatlığı olan Zeyd b. Harise’nin hanımıyla –Zeyd boşandıktan sonra- evlendi.[3]
  4. Evlatlık hakkında söz konusu meselelerden birisi evlatlık olarak alınmış çocuğun etrafındakilerle olan ilişki ve irtibat meselesidir. Bu bağlamda çok sorulan sorulardan birisi şudur: evlatlık olarak alınmış çocuk, sorumluluğunu üstlenmiş olan annelik ile babalık için mahremliği nasıl geçekleşebilir? Bazı fakihler bu bağlamda birkaç çözüm yolunu ortaya koymuşlardır:
  1. Eğer çocuk süt emiyor bir kız çocuksa aşağıda zikir edileceklerden birisinin (konuyla ilgili şartlar dâhilinde)[4] sütünü emerse onunla erkek (babalık) arasında mahremlik oluşuyor. Sütü, söz konusu mahremliğe neden olan kimseler şunlardır: babalığın eşi, annesi, bacısı, kız kardeşi, yeğeni (bacının veya erkek kardeş), kardeşinin hanımı. Bunlardan her hangi birsinden evlatlık olan kız çocuk (ilgili şartlar dâhilinde) süt emerse babalık için mahrem olur.
  2. Eğer kız çocuk süt emecek birisi değil veya süt emecek birisi ama mezkûr kişilerden hiçbirisi yoksa babalık veya babalığın babasıyla geçici nikâh kıyarak bu mahremlik gerçekleşebilir. Bu durumda bu çocuk babalığın veya babasının eşi olmuş oluyor. Ama dikkat edilmesi gerekiyor ki eğer çocuk buluğ çağında değilse kıyılacak nikâh çocuğun şer’i velisi kimse onun izniyle olması lazım. Eğer şeri veli yoksa gerekli şartlara haiz olan müçtehitten izin alınmalıdır. Her halükarda mahremlik için okunan akıt kesinlikle çocuk için zarara ve fesada neden olacak bir muameleye neden olmamalı. Yapılacak her muamele tamamen çocuğun maslahatını içerecek şekilde olmalıdır.
  3. Eğer evlatlık süt emen erkek çocuksa (ilgili şartlar dahilinde) aşağıdakilerden birisinin sütünü içerse çocukla annelik arasında mahremlik hasıl olur. Sütü söz konusu mahremliğe neden olan kimseler şunlardır: annelik, kocası, bacısı, yeğeni (erkek kardeşten kız kardeşten), kardeşinin hanımı. Mezkur kişilerden herhangi birisinin sütünü emerse (ilgili şartlar dahilinde) çocuk annelik için mahrem oluyor.[5]
  4. Ama eğer erkek çocuk süt emecek birisi değil veya süt emecek birisi ama mezkûr kişilerden hiçbirisi yok ve annelik ve babalık olanların kız çocuğu varsa bu kız çocuğu evlatlık olan erkek çocuk için geçici nikâh yaparak anneliği çocuğun kaynanası duruma sokarak mahremlik sağlanılabilinir. Ama eğer evlatlık edilen çocuğun babası yaşıyorsa babalık kendi hanımını boşayarak iddesi dolduktan sonra çocuğun babası annelik olacak bayanla (duhul yapmama şartıyla da olsa)  geçici nikâh kıyar, müddeti (ve iddesi)  dolduktan sonra babalık kendi eski hanımını yeniden nikâh ederek anneliği çocuk için mahrem edebilirler. Ama bu yöntemle evlatlık çocuk, anneliğin kızı için mahrem olamıyor.[6] Evlatlık çocuğu, kızı için mahreme dönüştürecek başka hiçbir yöntem de yoktur.[7]
  1. Son olarak şu noktayı hatırlatmak gerekir ki her ne kadar evlatlık fıkhi ve hukuki açıdan insanın öz çocuğu olamıyor ama evlatlık edinmek ve onun sorumluluğunu üstlenmesi mahremlik veya çocuklara mahsus olan diğer hükümleri çözmeye bağlı değildir. Belki insan şer’i ve ahlaki olan has bir program ve müdüriyetle bu sorunları çözebiliyor. Hakeza, çocuğun kendisinin kişinin öz evladı olmadığından haberdar edilmeli. Elbette çocuk haberdar edilirken ruhiyesine zarar vermeyecek bir üslupla yapılması lazım. Dolayısıyla bu konuda kesinlikle ilkin psikologlarla istişare edilmesi gerekiyor.
 
[1] Humeyri, Abdullah b. Cafer; “Kurbul Esnad”, baskı, 1, Kum: müesesei Alulbeyt, (a.s), 1413, kemeri, s. 9, hadis no: 315.
[2] Ahzab, 4.
[3] Mekarim Şirazi, Nasır, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: darul kutubul İslamiye, 1374, şemsi, c. 17, s. 196.
[4] Bkz. Endeks: “şereyiti şir daden ve mehremiyet den nezer şia ve ehli sünnet”, soru 2293.
[5] Fazıl Lenkerani, Muhammed, “Camiul Mesail”, baskı, 11, Kum: intişarai emi kalem, baskı tarihi yok; c. 1, s. 408. 
[6] Tebrizi, Cevad, “İstiftaat-i Cedid”, baskı, 1, Kum: int. Yok, c. 1, s. 336; Mekarm-i Şirazi, Nasır, “Ehkam-i Banıvan”, baskı, 11, Kum: intişarati medrese-i İmam Ali, b. Ebi talip, (a.s.), 1428, kameri, s. 157.
[7] “Ehkami Banvan”, age. S. 157.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kardeşlik akdi okuyarak bir namahremle kardeş veya bacı olunabilir mi? Ve ortaya çıkan bu mahremiyetten sonra evlenme imkanı olur mu?
    7533 Teorik Ahlak 2009/06/16
    İslamda kardeşlik ve bacılık doğuracak bir akid yoktur. Mahremiyet için yanlızca evlilik akdi vardır ve o da geçici ve daimi olmak üzere iki şekildedir. Bu akdin de doğru olması için baba ya da velisinin iznin gerekliliği gibi bazı şartları vardır.
  • Allah’ın ilmi meteoroloji ve sonografi gibi günümüz ilimleriyle çelişir mi?
    6701 Tefsir 2011/07/14
    Allah’ın ilmi ve beşerin ilmi birbiriyle çelişmez, bir farkla ki Allah her şeye tüm ayrıntılarıyla ve hatta zaman kısıtlaması olmaksızın vakıftır. Beşerin ilmi ise sadece bazı hususları sınırlı olarak algılamaya kadirdir. Elbette bu ilim her zaman ilerleme ve tekâmül halindedir. Ama bununla birlikte bilinmeyenler ile mukayese edildiğinde hiçbir şekilde ...
  • Acaba bu alem sona erdikten sonra yani yaratılışlar olacak mı?
    23352 معاد و قیامت 2012/07/21
    Allah u Teala mutlak feyyaz ve feyzi daimidir. Feyzinin devamlılığı daimi ve ardı ardına yaratmayı iktiza eder dolayısıyla vücut bulmayı (yaratılışı) hak eden her şeyi yaratır. Allahın feyyaz ve Cevat (gibi) sıfatları, yaratmak ve icat etmekle tahakkuk ve tecelli bulur. Dolayısıyla feyyaz oluşunun gereği yaratıcı olmaktır.
  • Neden Müslüman erkeğin ehl-i kitap kadınla evlenmesi caizdir, ama Müslüman kadının ehl-i kitap erkekle evlenmesi caiz değildir?
    13742 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/13
    Çünkü, 1) Daimi evlilik iki taraf içinde yasaktır. Sadece geçici evlilikte Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla evlenebilir. 2) Ahkamın hikmetini bilmek iyi bir şey olsa da kulu hedeflenen menzile götüren şey, onun Allah’a kayıtsız ve şartsız itaat etmesidir. Bazı hükümlerin felsefesi hakkında ihtimaller verilebilir. Örneğin bu hüküm hakkında ...
  • Ölüler için Kur’an okumak doğru mudur?
    9099 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Ölüler için Kur’an okumanın müstehap oluşu hakkında iki tür delil öne sürülebilir: Birinci türde genel olarak ölü ve göçmüşlerinizi hatırlayın ve kendi iyi işlerinizden onları faydalandırın diye belirten rivayetler mevcuttur. Çok açık olduğu üzere Kur’an okumak da iyi ve beğenilen işlerdendir. Hz. Peygamberden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: Kabirlerde dinlenen ölülerinizi ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    20860 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...
  • Peynir yemek neden mekruhdur.
    63146 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/14
    Hikmet sahibi Allah, kullarının faydasına olan şeyleri farz kılmış, onların zararına olan şeyleride ya haram yahutta mekruh etmiştir. Masum İmamlardan (a.s) peynir hakkında bize ulaşan rivayetlerden, peynirin tek başına yenildiğinde mekruh olduğu anlaşılmaktadır. Ama cevizle yenirse zararı olmayacağından mekruhta olmayacaktır.       ...
  • Bir annenin çocuğuna süt verme süresi ne kadardır?
    7273 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/08
    Bu konuda fakihlerin bazı görüşlerine yer veriyoruz: Fakihlerin çoğuna göre çocuğa süt vermenin en az süresi yirmi bir aydır.[1] Bazılarına göre ise iki yıla kadar süt vermek caiz ve müstehaptır. Bu açıdan baktığımızda fakihlerin çoğunun bu konudaki görüşlerinin arasında fazla bir fark ...
  • Peygamber Danyal (a.s) kimdi?
    20535 تاريخ بزرگان 2012/01/23
    Danyal (a.s), Kur’an’da adına işaret edilmeyen peygamberlerdendir. Ama kendisi hakkında birçok rivayet mevcuttur.[1] Birçok rivayete göre, Danyal, Babil’in zalim hükümdarı Buhtunnasr ile çağdaştı ve onun tarafından zulüm ve eziyete maruz bırakılmaktaydı. Bazı tarihî kaynakların da bildirdiği üzere, Buhtunnasr, İran ...
  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    6686 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...

En Çok Okunanlar