Gelişmiş Arama
Ziyaret
10867
Güncellenme Tarihi: 2010/07/05
Soru Özeti
Günlük birçok meşguliyetle birlikte nasıl ibadet yapılabilir?
Soru
İbadet hakkında bir sorum var: Âlim ve büyük şahsiyetlerin zamanlarının çoğunu namaz ve ibadet ile geçirdiklerini söylemekteler. Oysaki ben sabah saat 4-30’dan gecenin 12’sine kadar çalışma ve helal gelir kazanma ile meşgulüm (inşallah). Hal böyleyken, bu değerli insanların imamlarla irtibatının çok yakın olduğunu belirtmekteler. Eğer böyleyse kazanmayı ve çalışmayı bırakıp havzaya girelim. Kafası karışık böyle bir insanın yapması gereken nedir?
Eğer ibadetlerin dokuz bölümü helal gelir kazanmaksa, o zaman âlimler ve büyük şahsiyetler hakkında ne söylenebilir?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Uygun cevaba ulaşmak için, birkaç noktaya dikkat etmek zaruridir:

1-       İbadet Allah’a kulluk etme ve O’nun emirlerini yerine getirme anlamındadır[i], her ne kadar namaz en yüce ibadet olsa da namaz ve duayla kısıtlı değildir; öyleyse Allah’ın emirlerini yerine getiren herkes Allah’a ibadet halindedir.

2-       Helal gelir kazanmak, geçimi sağlamak için şerî ölçülere riayet ederek her türlü çabalama manasındadır. Öyleyse kazma ve kürek sallamaya has değildir. Eğer bir kimse kanunî ve şerî şartlara riayet ederek mühendislik veya tıpla ilgili bir plan sunar ve geçimini sağlarsa, helal gelir kazanma halindedir.

3-       Eğer sabah saat 4-30’dan gecenin 12’sine kadar yani geceli ve gündüzlü takriben 20 saat çalışmayla meşgul olma hususunda abartma yapmadıysanız, farz ibadetlerinizi yapmaktan gafil olmakla kalmayıp istirahat, doğru eğlenme, çocukların eğitimi ve ailenin ruhî sorunlarını halletme gibi dünyevi hayatın zorunlu birçok işlerini de yerine getiremezsiniz ve bu dengesizlik size, ailenize ve çocuklarınıza giderilemeyecek darbeler indirebilir. İsteklerinizi azaltarak ve normal çalışma yoluyla (8 yahut 10 saat çalışma) kanaatle hareket ederek hayatın zaruri diğer ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla bir zaman ayırmanız gerekli görünmektedir. İmamların (a.s) buyurduğu gibi: “Hayatınızı üç bölüme ayırınız. Bir bölümünü geçimi sağlamak için. İkinci bölümünü meadı elde etmek ve uhrevi hayata azık hazırlamak için. Üçüncü bölümünü ise doğru ve helal eğlenme için.”[ii] Ama eğer hayatın temel ihtiyaçlarını karşılamak için böyle bir şekilde çalışmak zorundaysanız, bu durumda eğer geçim sağlama anlamında olan Allah’a yakınlaşma ve ilahî vazifeleri yapma niyeti taşır ve şerî farz yükümlülüklerinizi yerine getirirseniz, inşallah Allah karar kılınmış ibadetler için vaat edilen sevapların tümünü sizin için gözetecektir.

4-       Her ne kadar hesaplı programlarıyla ömürlerinin tüm anlarından en güzel şekilde istifade etseler ve özellikle geceyi ibadetle geçirmek olmak üzere sünnet ibadetleri yapsalar da İslam âlimlerinin temel görevi, gece gündüz demeden ilim ve marifet tahsilidir. Şayet biliyorsunuzdur ilim tahsili zor işlerden sayılmaktadır. Bu nedenle toplumdaki bireylerin çok az bir yüzdesi ilim tahsilinin ağırlığına tahammül edebilmektedir. Toplumdaki diğer fertlere kıyasla âlim ve bilginlerin sayısı nadirdir. İslam’da hiç bir amelin ilim tahsili kadar sevabı olmaması[iii] ve âlimlerin çabalarının değerinin şehitlerin çabalarından bile yüksek sayılması[iv] bu nedenden olsa gerek.   



[i] Kâfi, c. 1, s. 439.

[ii] Mekarimu’l-Ahlak, s. 472.

3. (عَنْ أَبِی عَبْدِ اللَّهِ (ع) قَالَ: "أَفْضَلُ الْعِبَادَةِ إِدْمَانُ التَّفَکُّرِ فِی اللَّهِ وَ فِی قُدْرَتِهِ.

أَبَا الْحَسَنِ الرِّضَا (ع) یَقُولُ: لَیْسَ الْعِبَادَةُ کَثْرَةَ الصَّلَاةِ وَ الصَّوْمِ إِنَّمَا الْعِبَادَةُ التَّفَکُّرُ فِی أَمْرِ اللَّهِ عَزَّ وَ جَل") Rivayet edildiği üzere Ebu Abdullah şöyle buyurmuştur: “İbadetlerin en üstünü Allah Azze ve Celle ve kudreti hakkında düşünme idmanıdır. Ebu Hasan Rıza (a.s) ise şöyle buyuruyor: İbadet namazın ve orucun çokluğunda değildir. İbadet fakat Allah Azze ve Celle’nin buyruğu hakkında düşünmektir.” Bkn: Kâfi, c. 2, s. 55.

4 Bkn: Men La Yehziruhu’l-Fakih

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar