Gelişmiş Arama
Ziyaret
40449
Güncellenme Tarihi: 2010/06/30
Soru Özeti
Kulluk nedir? Ve kul kime denir? Allah’a kul olma yolunda nasıl hareket edilir?
Soru
Kulluk nedir? Ve kul kime denir? Allah’a kul olma yolunda nasıl hareket edilir?
Kısa Cevap

 İbadet lügat olarak son derece eğilme anlamındadır. Son derece eğilme olduğundan ibadetin sadece en yüksek derece varlık ve kemale sahip en büyük nimetleri veren kimse için yapılması gerektiği söylenmiştir. Allah’tan başkasına ibadet etmek şirktir, çünkü ibadette ihlasa aykırıdır.

Allah’a kulluk üç şeyde gerçekleşir:

1.     Kul Allah’ın kendisine verdiği ve bağışladığı şeylerde kendisini malik ve sahip bilmemesi. Çünkü kölenin malı olmaz Bu yüzden Allah’ın kulları malı Allah’a ait bilirler ve onu Allah’ın emrettiği yere bırakırlar.

2.     Allah’ın kulu kendisi için maslahat öngörmeyip bir plan çizmemesi.

3.     Kulun bütün uğraşısı Allah’ın kendisinden istediği şeyleri yerine getirmekten ibaret olması

Bu açıklamayla hem kulluğun gerçeği aşikar olur hem de onu elde etmenin yolları belli olur. Kulluk velayetin anahtarıdır. “Kul” vasfı en güzel vasıf ve isimdir. En kamil ad Abdullah’tır ki ilahlık makamında fani olmayı bildirir.

Ayrıntılı Cevap

Lügatçiler ibadet sözcüğünü son derece eğilmek ve huzu etmek anlamında olduğunu bilmişler ve şöyle demişler: Eğiliş ve huzunun son mertebesi ibadettir. Bu yüzden ibadetin sadece en yüksek derece varlık ve kemale sahip en büyük nimetleri veren kimse için yapılması gerekir. Bunun için Allah’tan başkasına ibadet etmek şirktir çünkü ibadette ihlasa aykırıdır.[1]

İbadetin üç aşaması vardır: Bazıları ahretteki mükafatı umarak ve azaptan korktukları için ibadet ederler[2] ki müminlerin geneli böyledir. Bazıları da ibadet etme şerefine nail olsunlar ve Allah onları kendi kulu bilsin diye ibadet ediyorlar. Bazıları da Onun yücelik ve heybeti ve Ona olan muhabbetleri için ibadet ediyorlar işte bu ibadetin en yüce aşamasıdır. [3]

İmam Cafer Sadık’tan şöyle dediği nakledilir: Abd kelimesi üç harften meydana gelmiştir. Ayn, Ba ve Dal. Ayn kulun Allah hakkındaki ilim va yakinine işarettir. Ba, kulun Allah’tan başkasından “beynunetine” (ayrılığına) işarettir. Ve dal harfi de kulun yüce yaratıcıya “dunuvvuna” (yakınlığına) ve arada hiçbir perde ve hicabın kalmadığına işarettir.[4]

Kul bütün varlık ve kemalini Mevlasının ona verdiğini bilir bu yüzden ona teslimdir. İşte bu kendini ve isteklerini hiç görmesi onun, Mevlasının kemallerinden daha fazla edinmesine sebep olur. Nitekim Resulullah (s.a.a) şöyle diyor: “Allah’ın gerçek kulu için Allah’a itaat tatlıdır ve Allah’a muhabbet de ona zevktir. Hacetini Allah’a sunar, kendi arzuhalini ona bildirir ve Ona güvenir ve itimat eder.”[5]

Kulluk Nedir?

İmam Ca’fer Sadık (a.s) şöyle diyor: Allah’a kulluğun gerçeği üç şeyden ibarettir. 1- Kulun kendisini, Allah’ın kendisine verdiği nimete sahip ve malik bilmemesi. Çünkü kulların malı olmaz. Malları Allah’ın malı bilmeli ve Allah’ın emrettiği yere bırakmalıdır. 2- Kulu kendisine bir planlama ve tedbir yapmaması 3- Bütün uğraşı ve meşguliyetini Allah’ın kendisine verdiği emirleri yerine getirmek ve günahlardan sakınmak kılması . Eğer kul Allah’ın kendisine emanet verdiği şeylere malik ve sahip bilmezse o zaman Allah yolunda harcama yapması kolaylaşır. Eğer kendi işlerinin idare etmesini gerçek idare eden ve planlayana bırakırsa dünyanın zorluk ve musibetleri ona kolay gelir. Eğer bütün uğraşısını Allah’ın kendisine emrettiği işleri yerine getirmek ve yasaklarından sakınmak kılarsa artık insanlara karşı böbürlenmek ve övünmeğe bir fırsat bulmaz.

Bu yüzden eğer Allah kulunu bu üç özellikler onurlandırırsa dünyada yaşayışı ve yaratıklara karşı nasıl davranacağı kolaylaşır. Halka karşı övünmek ve çok servetli olmak gayesiyle dünya peşine gitmez. Halkta bulunan malı, makamı ve şöhreti kendisine bir üstünlük vesilesi olsun diye istemez ve kendi günlerini boşuna da geçirmez.”[6]

Kulluk velayetin anahtarıdır.[7] Kul ismi en güzel isimlerdendir. Bu yüzden Resulullah (s.a.a) “Abdullah” lakabını almıştır. Nitekim Miraç gecesinde Allah’tan kulluk vasfını almayı istemiştir. “Ey Rabbim beni kulun olarak kendine intisap et” demiştir.

Ebu Besir İmam Cafer Sadık’tan (a.s) şöyle nakleder: “Hz. Ali’nin (a.s) dualarından biri de şuydu: Ey rabbim bana onur olarak şu yeter ki, sana kulum ve bana kıvanç olarak şu yeter ki sen benim Rabbimsin…[8]

Kamil insan Allah’ın kuludur; taşıdığı bütün isim ve vasıflar da Allah’ta fani ve ilahi isimlere mağluptur. Hace Abdullah Ansari ne de güzel demiştir ki: “İlahi! Eğer bir defa bana “kulum” diyecek olsan arşı geçer benim gülme ve sevinç sesim.

Kutsi hadiste şöyle yer alır: Ey kulum bana itaat et ki seni kendim gibi kılayım. Ben bir şeye ol dediğimde hemen oluyor; sen de bir şeye ol dediğinde hemen olsun.”[9] Buna göre İmam Cafer Sadık’ın (a.s)  dediği gibi “Kulluk gerçeği rububiyet (alemi yönetmek) olan bir cevherdir”[10]

Kulluk vasıtasıyla insanın nefsi arınır ve yüce alemlerdeki nurları yansıtmaya ehliyet kazanır. Ne kadar daha temiz ve daha saydam olursa onun yansıtma gücü daha artar ve Hakkın tecellileri onda daha çok zuhur eder. Öyle ki onun bilkuvve (yetenek) olan hilafet makamı mutlak filiyet makamına ulaşır. O bütün alemde ve hayatın aşamalarında Allah’ın halifesi durumuna gelir. Şunu bilmek gerekir ki bu, ilahlik değil Allah’ın temsilciliği ve hilafetidir ki özel ilahi etki ve güçlere sahip olur. Hatırlatılması gerekir ki Allah’ın halifesi Allah’ın işini görmez Allah onun vasıtasıyla kendi işlerini zuhur ettirir, onun nefsi derecesinde kendini tecelli ettirir, kendi isim ve sıfatlarını ortaya koyar. Bu yüzden arif, ezeli ve ebedi olan Allah’ın celal ve cemalinin tam olarak yansıtan bir aynadır.

Enbiyanın mucizelerinde ve İmamların kerametlerinde gerçekte mutlak ve sınırsız olarak bir işi gerçekleştiren Allah’tır ve Allah’ın velisinin nefsi fanidir, işte bu Allah’a kulluk makamıdır. Öyle bir makam ki Allah’a itaat sayesinde oluşur.[11] Salik bu makamda kendisini Allah’ın ismi, bir belirtisi ve fani fillah görür. Diğer yaratıklara da bu gözle bakar. Eğer kamil bir veli olursa mutlak isimle gerçekleşir; onda mutlak kullukla gerçekleşmek özelliği meydana gelir ve gerçek anlamda Abdullah (Allah’ın kulu) olur. İşte bu yüzden Miraç ayetinde “Her eksiklikten münezzehtir o Allah ki kulunu geceleyin … gezdirdi.”[12] denilmiştir. Yani Allah’ın yakınlığı makamına yücelmek için kulluk yolunda adım atmak gerekir. Böylece ubudiyetten ehediyet ufkuna ve mülk, melekut, ceberut ve lahut alemlerinden geçerek indindeki kurb miracına çıkardı.[13]

Niyettin ve ibadette ihlasın Rolü

Genelin yanında bir şey umarak veya korkudan itaat etmeğe karar almaya niyet denir. Nitekim ayette “Rablerini korku ve bir şey umarak çağırırlar”[14] buyurmaktadır. Ancak marifet ehlinin yanında ta’zim ve heybeti için itaate azmetmektir. Nitekim şöyle denir: “Rabbine sanki onu görürmüşçesine ibadet et, eğer sen onu görmüyorsan bil ki o seni görüyor.” Muhabbet ehlinin yanında ise, iştiyak ve muhabbet için ibadettir.  Evliyanın yanında mahbubun cemalini müşahede ettikten ve Rubibiyette zat ve sıfat ve fiil olarak fani olduktan sonra[15] tabi ve gayri olarak kulluk etmektir. Niyetin en çetin şartlarından biri de ihlastır.

Genelin yanında ihlas açık ve riya ve kendini beğenmek gibi gizli şirkten arınmaktır. “Bilin ki halis din Allah içindir”[16] Ancak özel kimselerin ibadetinde, ibadeti korku ve isteklerden uzaklaştırmaktır. Çünkü onlara göre bu da bir çeşit şirktir. Ashabu’l-Kulup (kalp sahipleri) yanında ise bencillik karışımından arındırmaktır, çünkü marifet ehlinin yanında bu en büyük şirk ve en ağır küfür konumundadır.

Putların annesi senin kendi nefsinin putudur.

Diğer putlar ilandandır ve bu putlar ejderhadır.[17]

Kamil insanların ibadetinde ibadet ve kulluğu görmekten hatta yaratıklar alemini görmekten kurtulmaktır. Nitekim İmam Humeyni şöyle demiştir: “Kalb-i selim Allah’ı, kalbinde Ondan başka bir şey bulunmaksızın mülakat etmektir.”[18]

Onun kulluğu sultanlıktan daha iyi

Ben daha üstünüm şeytanın sözüdür

Farkı gör ve sen seç ey mahpus

Ya Ademin kulluğunu ya da İblis’in kibrini…[19]



[1] İmam Humeyni, Esraru’s-Salat, Pervaz der Melekut, Tercüme, Fehri, Seyyid Ahmed, c. 2 s. 190

[2] Nehcu’l-Belağa, Hikmet, 237, Usul-i Kafi, ci 84, Hadis 5

[3] Damadi, Seyyid Muhammed, Şerh-i Ber Makamat-i Erbein, s. 125

[4] Misbahu’ş-Şeria, Bab, 100

[5] Şeyh-i Behai, Muhammed, Erbain

[6] Meclisi, Biharu’l-Envar, Haydari Yay. C. 1 s. 234 H. 17

[7] Allame Tabatabi, Muhammed Huseyn, Tefsiru’l-Mizan c. 1 s. 277

[8] Meclisi, Biharu’l-Envar, Haydari Yay. C. 74 s. 402

[9] Şirazi, Seyyid Hasan, Kelimetu’llah s. 140 s. 154

[10] Muhammedi Reyşehri, Mizanu’l-Hikme, c. 6 Hadis: 11317

[11] Huseyni Tahrani, Seyyid Muhammed Huseyn, Envar-i Melekut, c. 1 s. 277

[12] İsra: 1

[13] İmam Humeyni, Sirru’s-Salat Muessese-i Tenzim ve Neşr-i Asar-i İmam, s. 89

[14] Secde: 16

[15] İmam Humeyni, Sirru’s-Salat Muessese-i Tenzim ve Neşr-i Asar-i İmam, s. 75-76

[16] Zümer: 3

[17] Mevlana, Celaluddin Muhammed, Mesnevi Manevi, Defter-i Evvel, s. 23

[18] İmam Humeyni, Sirru’s-Salat s. 75

[19] Mevlana, Mesnevi Manevi, Defter-i Çeharum

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10086 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • Bozgunculuğun bahsedildiği Kur’an ayetleri hangileridir?
    13595 Tefsir 2011/01/20
    Bozgunculuk ıslah karşısında olup her tahripkâr işe denir. Bundan dolayı noksanlık ve tahrip cihetinde yer alan her iş veya bireysel ve toplumsal meselelerdeki ifrat ve tefrit bozgunculuk sıfatıyla anılır. Kur’an-ı Kerim’in hedef ve misyonu insanları her türlü bozgunculuktan kurtarmaktır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’in birçok ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    49297 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Masum olmayan bir kimse Allah’ın halifeliğinin örneği olabilir mi?
    7124 Eski Kelam İlmi 2011/01/20
    Allah’ın halifeliğinin örneklerine değinmeden önce Allah’ın halifesinin kim ve vasıflarının ne olduğunu açıklamak gerekir. Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. ...
  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8484 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • İyi ve kötülerin birbirlerine karşı olan sevgi ve kini nasıldır?
    6393 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/12
    Sorunun açıklığa kavuşması için İmam Askeri’nin (a.s) hadisinin metnini hatırlatacağız. İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “İyilerin, iyilerle dostluğu, iyiler için sevaptır, kötülerin, iyilere muhabbeti, iyiler için büyüklüktür; kötülerin, iyilerle düşmanlığı, iyiler için süstür (ziynettir) ve iyilerin, kötülerle düşmanlığı, kütüler için rüsvalıktır.”[1] Buna ...
  • Zırar mescidinin anlamı nedir? Onun inşa edilme hikâyesi nedir?
    12235 tarihi Yerler 2012/03/12
    “Zırar” Arapçada mufaale babından olup bilerek[1] zarar verme[2] anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Tövbe suresinde Zırar mescidi macerasına işaret edilmiştir. Zırar mescidinin bu adla adlandırılmasının nedeni, bir grup münafığın İslam ve Müslümanlar aleyhine olan kendi kirli emellerini hayata geçirmek ve Hz. Peygamber ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    12817 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Kur’an’ın nüzulu hangi yılda tamamlandı?
    15341 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Peygambere nazil olan son ayet ve son sure hakkındaki rivayetler farklıdır. Bazı rivayetlerde Peygambere (s.a.a) nazil olan son surenin Nasr suresi olduğunu söylenirken bazılarında da Beraet suresinin son sure olduğunu söylenmektedir. Yine bazı rivayetlerde Bakara suresinin 281. ayetinin son ayet olduğunu söylenirken bazılarında da ‘Bugün dininizi size ikmale ...
  • Bir mercii taklit etmede kendisinin rızası gerekli midir?
    5648 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu husustaki görüşü şudur:Eğer şerî muteber yollardan (açık delil, şöhret ve vicdanî ilim) bir şahsın taklit için salahiyeti olduğu tespit edilirse, onu taklit etmek caiz olur ve kendisinin onayına gerek duyulmaz. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

En Çok Okunanlar