Gelişmiş Arama
Ziyaret
39112
Güncellenme Tarihi: 2010/06/30
Soru Özeti
Kulluk nedir? Ve kul kime denir? Allah’a kul olma yolunda nasıl hareket edilir?
Soru
Kulluk nedir? Ve kul kime denir? Allah’a kul olma yolunda nasıl hareket edilir?
Kısa Cevap

 İbadet lügat olarak son derece eğilme anlamındadır. Son derece eğilme olduğundan ibadetin sadece en yüksek derece varlık ve kemale sahip en büyük nimetleri veren kimse için yapılması gerektiği söylenmiştir. Allah’tan başkasına ibadet etmek şirktir, çünkü ibadette ihlasa aykırıdır.

Allah’a kulluk üç şeyde gerçekleşir:

1.     Kul Allah’ın kendisine verdiği ve bağışladığı şeylerde kendisini malik ve sahip bilmemesi. Çünkü kölenin malı olmaz Bu yüzden Allah’ın kulları malı Allah’a ait bilirler ve onu Allah’ın emrettiği yere bırakırlar.

2.     Allah’ın kulu kendisi için maslahat öngörmeyip bir plan çizmemesi.

3.     Kulun bütün uğraşısı Allah’ın kendisinden istediği şeyleri yerine getirmekten ibaret olması

Bu açıklamayla hem kulluğun gerçeği aşikar olur hem de onu elde etmenin yolları belli olur. Kulluk velayetin anahtarıdır. “Kul” vasfı en güzel vasıf ve isimdir. En kamil ad Abdullah’tır ki ilahlık makamında fani olmayı bildirir.

Ayrıntılı Cevap

Lügatçiler ibadet sözcüğünü son derece eğilmek ve huzu etmek anlamında olduğunu bilmişler ve şöyle demişler: Eğiliş ve huzunun son mertebesi ibadettir. Bu yüzden ibadetin sadece en yüksek derece varlık ve kemale sahip en büyük nimetleri veren kimse için yapılması gerekir. Bunun için Allah’tan başkasına ibadet etmek şirktir çünkü ibadette ihlasa aykırıdır.[1]

İbadetin üç aşaması vardır: Bazıları ahretteki mükafatı umarak ve azaptan korktukları için ibadet ederler[2] ki müminlerin geneli böyledir. Bazıları da ibadet etme şerefine nail olsunlar ve Allah onları kendi kulu bilsin diye ibadet ediyorlar. Bazıları da Onun yücelik ve heybeti ve Ona olan muhabbetleri için ibadet ediyorlar işte bu ibadetin en yüce aşamasıdır. [3]

İmam Cafer Sadık’tan şöyle dediği nakledilir: Abd kelimesi üç harften meydana gelmiştir. Ayn, Ba ve Dal. Ayn kulun Allah hakkındaki ilim va yakinine işarettir. Ba, kulun Allah’tan başkasından “beynunetine” (ayrılığına) işarettir. Ve dal harfi de kulun yüce yaratıcıya “dunuvvuna” (yakınlığına) ve arada hiçbir perde ve hicabın kalmadığına işarettir.[4]

Kul bütün varlık ve kemalini Mevlasının ona verdiğini bilir bu yüzden ona teslimdir. İşte bu kendini ve isteklerini hiç görmesi onun, Mevlasının kemallerinden daha fazla edinmesine sebep olur. Nitekim Resulullah (s.a.a) şöyle diyor: “Allah’ın gerçek kulu için Allah’a itaat tatlıdır ve Allah’a muhabbet de ona zevktir. Hacetini Allah’a sunar, kendi arzuhalini ona bildirir ve Ona güvenir ve itimat eder.”[5]

Kulluk Nedir?

İmam Ca’fer Sadık (a.s) şöyle diyor: Allah’a kulluğun gerçeği üç şeyden ibarettir. 1- Kulun kendisini, Allah’ın kendisine verdiği nimete sahip ve malik bilmemesi. Çünkü kulların malı olmaz. Malları Allah’ın malı bilmeli ve Allah’ın emrettiği yere bırakmalıdır. 2- Kulu kendisine bir planlama ve tedbir yapmaması 3- Bütün uğraşı ve meşguliyetini Allah’ın kendisine verdiği emirleri yerine getirmek ve günahlardan sakınmak kılması . Eğer kul Allah’ın kendisine emanet verdiği şeylere malik ve sahip bilmezse o zaman Allah yolunda harcama yapması kolaylaşır. Eğer kendi işlerinin idare etmesini gerçek idare eden ve planlayana bırakırsa dünyanın zorluk ve musibetleri ona kolay gelir. Eğer bütün uğraşısını Allah’ın kendisine emrettiği işleri yerine getirmek ve yasaklarından sakınmak kılarsa artık insanlara karşı böbürlenmek ve övünmeğe bir fırsat bulmaz.

Bu yüzden eğer Allah kulunu bu üç özellikler onurlandırırsa dünyada yaşayışı ve yaratıklara karşı nasıl davranacağı kolaylaşır. Halka karşı övünmek ve çok servetli olmak gayesiyle dünya peşine gitmez. Halkta bulunan malı, makamı ve şöhreti kendisine bir üstünlük vesilesi olsun diye istemez ve kendi günlerini boşuna da geçirmez.”[6]

Kulluk velayetin anahtarıdır.[7] Kul ismi en güzel isimlerdendir. Bu yüzden Resulullah (s.a.a) “Abdullah” lakabını almıştır. Nitekim Miraç gecesinde Allah’tan kulluk vasfını almayı istemiştir. “Ey Rabbim beni kulun olarak kendine intisap et” demiştir.

Ebu Besir İmam Cafer Sadık’tan (a.s) şöyle nakleder: “Hz. Ali’nin (a.s) dualarından biri de şuydu: Ey rabbim bana onur olarak şu yeter ki, sana kulum ve bana kıvanç olarak şu yeter ki sen benim Rabbimsin…[8]

Kamil insan Allah’ın kuludur; taşıdığı bütün isim ve vasıflar da Allah’ta fani ve ilahi isimlere mağluptur. Hace Abdullah Ansari ne de güzel demiştir ki: “İlahi! Eğer bir defa bana “kulum” diyecek olsan arşı geçer benim gülme ve sevinç sesim.

Kutsi hadiste şöyle yer alır: Ey kulum bana itaat et ki seni kendim gibi kılayım. Ben bir şeye ol dediğimde hemen oluyor; sen de bir şeye ol dediğinde hemen olsun.”[9] Buna göre İmam Cafer Sadık’ın (a.s)  dediği gibi “Kulluk gerçeği rububiyet (alemi yönetmek) olan bir cevherdir”[10]

Kulluk vasıtasıyla insanın nefsi arınır ve yüce alemlerdeki nurları yansıtmaya ehliyet kazanır. Ne kadar daha temiz ve daha saydam olursa onun yansıtma gücü daha artar ve Hakkın tecellileri onda daha çok zuhur eder. Öyle ki onun bilkuvve (yetenek) olan hilafet makamı mutlak filiyet makamına ulaşır. O bütün alemde ve hayatın aşamalarında Allah’ın halifesi durumuna gelir. Şunu bilmek gerekir ki bu, ilahlik değil Allah’ın temsilciliği ve hilafetidir ki özel ilahi etki ve güçlere sahip olur. Hatırlatılması gerekir ki Allah’ın halifesi Allah’ın işini görmez Allah onun vasıtasıyla kendi işlerini zuhur ettirir, onun nefsi derecesinde kendini tecelli ettirir, kendi isim ve sıfatlarını ortaya koyar. Bu yüzden arif, ezeli ve ebedi olan Allah’ın celal ve cemalinin tam olarak yansıtan bir aynadır.

Enbiyanın mucizelerinde ve İmamların kerametlerinde gerçekte mutlak ve sınırsız olarak bir işi gerçekleştiren Allah’tır ve Allah’ın velisinin nefsi fanidir, işte bu Allah’a kulluk makamıdır. Öyle bir makam ki Allah’a itaat sayesinde oluşur.[11] Salik bu makamda kendisini Allah’ın ismi, bir belirtisi ve fani fillah görür. Diğer yaratıklara da bu gözle bakar. Eğer kamil bir veli olursa mutlak isimle gerçekleşir; onda mutlak kullukla gerçekleşmek özelliği meydana gelir ve gerçek anlamda Abdullah (Allah’ın kulu) olur. İşte bu yüzden Miraç ayetinde “Her eksiklikten münezzehtir o Allah ki kulunu geceleyin … gezdirdi.”[12] denilmiştir. Yani Allah’ın yakınlığı makamına yücelmek için kulluk yolunda adım atmak gerekir. Böylece ubudiyetten ehediyet ufkuna ve mülk, melekut, ceberut ve lahut alemlerinden geçerek indindeki kurb miracına çıkardı.[13]

Niyettin ve ibadette ihlasın Rolü

Genelin yanında bir şey umarak veya korkudan itaat etmeğe karar almaya niyet denir. Nitekim ayette “Rablerini korku ve bir şey umarak çağırırlar”[14] buyurmaktadır. Ancak marifet ehlinin yanında ta’zim ve heybeti için itaate azmetmektir. Nitekim şöyle denir: “Rabbine sanki onu görürmüşçesine ibadet et, eğer sen onu görmüyorsan bil ki o seni görüyor.” Muhabbet ehlinin yanında ise, iştiyak ve muhabbet için ibadettir.  Evliyanın yanında mahbubun cemalini müşahede ettikten ve Rubibiyette zat ve sıfat ve fiil olarak fani olduktan sonra[15] tabi ve gayri olarak kulluk etmektir. Niyetin en çetin şartlarından biri de ihlastır.

Genelin yanında ihlas açık ve riya ve kendini beğenmek gibi gizli şirkten arınmaktır. “Bilin ki halis din Allah içindir”[16] Ancak özel kimselerin ibadetinde, ibadeti korku ve isteklerden uzaklaştırmaktır. Çünkü onlara göre bu da bir çeşit şirktir. Ashabu’l-Kulup (kalp sahipleri) yanında ise bencillik karışımından arındırmaktır, çünkü marifet ehlinin yanında bu en büyük şirk ve en ağır küfür konumundadır.

Putların annesi senin kendi nefsinin putudur.

Diğer putlar ilandandır ve bu putlar ejderhadır.[17]

Kamil insanların ibadetinde ibadet ve kulluğu görmekten hatta yaratıklar alemini görmekten kurtulmaktır. Nitekim İmam Humeyni şöyle demiştir: “Kalb-i selim Allah’ı, kalbinde Ondan başka bir şey bulunmaksızın mülakat etmektir.”[18]

Onun kulluğu sultanlıktan daha iyi

Ben daha üstünüm şeytanın sözüdür

Farkı gör ve sen seç ey mahpus

Ya Ademin kulluğunu ya da İblis’in kibrini…[19]



[1] İmam Humeyni, Esraru’s-Salat, Pervaz der Melekut, Tercüme, Fehri, Seyyid Ahmed, c. 2 s. 190

[2] Nehcu’l-Belağa, Hikmet, 237, Usul-i Kafi, ci 84, Hadis 5

[3] Damadi, Seyyid Muhammed, Şerh-i Ber Makamat-i Erbein, s. 125

[4] Misbahu’ş-Şeria, Bab, 100

[5] Şeyh-i Behai, Muhammed, Erbain

[6] Meclisi, Biharu’l-Envar, Haydari Yay. C. 1 s. 234 H. 17

[7] Allame Tabatabi, Muhammed Huseyn, Tefsiru’l-Mizan c. 1 s. 277

[8] Meclisi, Biharu’l-Envar, Haydari Yay. C. 74 s. 402

[9] Şirazi, Seyyid Hasan, Kelimetu’llah s. 140 s. 154

[10] Muhammedi Reyşehri, Mizanu’l-Hikme, c. 6 Hadis: 11317

[11] Huseyni Tahrani, Seyyid Muhammed Huseyn, Envar-i Melekut, c. 1 s. 277

[12] İsra: 1

[13] İmam Humeyni, Sirru’s-Salat Muessese-i Tenzim ve Neşr-i Asar-i İmam, s. 89

[14] Secde: 16

[15] İmam Humeyni, Sirru’s-Salat Muessese-i Tenzim ve Neşr-i Asar-i İmam, s. 75-76

[16] Zümer: 3

[17] Mevlana, Celaluddin Muhammed, Mesnevi Manevi, Defter-i Evvel, s. 23

[18] İmam Humeyni, Sirru’s-Salat s. 75

[19] Mevlana, Mesnevi Manevi, Defter-i Çeharum

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Esrar gibi kafa yapan uyuşturucu madde kullanmanın hükmü?
    8777 Uyuşturucu Madde 2019/11/27
     Esrar bir çeşit uyuşturucu olarak tanımlanırsa doğal olarak esrar kullanmakta diğer uyuşturucular gibi şahsa ve topluma kayda değer zarar verdiği için haramdır. Bir çeşit uyuşturucu olarak hesap edilmez ve tütün çeşidi olarak tanımlanırsa doğurduğu zarar kayda değer düzeyde ise ve toplum fertlerinin huzur ve sükuneti bozmaktaysa caiz ...
  • İran ve Irak savaşında şehit düşen bazı fertlerin cenazelerinin dağılmadığını ve yok olmadığını duydum. Bu duyumlar muteber ve güvenilir midir?
    6759 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Canlı yaratıkların cisimlerinin yapısı gereği, ruh bedenden çıktıktan sonra tabii olarak beden kokar, çürür ve yok olur. Bu nedenle bazı bedenlerin yıllar geçtikten sonra aynı şekilde salim kalması uzak bir ihtimaldir. Ama Allah her şeye kadir olduğundan[1] böyle bir şey zihinden uzak tutulmamalı ve ...
  • Şer’i açıdan hayız günleri dışında insanın eşiyle cinsel ilişki kurmasını yasaklayan bir durum var mıdır?
    54186 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/12/16
    Hayız ve nifas günleri, ihram ve oruç durumu veya diğer ikincil durumlar dışında insanın eşiyle cinsel ilişki kurması haram değildir. Muharrem ve Sefer ayları ve de şehadet ve matem günlerinde cinsel ilişki kurmak şer’i açıdan haram değildir. Evet, bu dinsel önderlere yönelik bir tür saygı sayılır. Nitekim ...
  • Hac ibadetinin felsefesi ve hikmeti nedir?
    1858 بیشتر بدانیم 2020/01/19
  • Tefsir-i bi-Rey ile entelektüelsel bir görüşten (güvenir (müvassak) haber-i vahit) yararlanarak yapılan tefsir arasında fark nedir?
    8406 Tefsir 2012/07/21
    Bazı ilimlerin Kur’anla irtibatı öyle bir şekildedir ki onlar olmaksızın Kur’an ayetlerini tefsir ve tahlil etmek imkansızdır. Sarf ilmi, nahiv ilmi, meani, beyan lügat vb. ilimler gibi. Dolayısıyla müfessir olan bir kimse Kur’anın daha iyi anlaşılması için etkili olan ilimlerde uzman olmalıdır. Kur’anı kerimde “am-has, mutlak-mukayet, nasih-mensuh” ...
  • Tarık’ın kurandaki anlamı nedir?
    50221 Tefsir 2011/05/23
    Tarık etimolojik olarak "t-r-k" kökünden, "berk" vezninde olup dövmek ve bastırmak anlamındadır. Arapçada yola “tarik” denilmesinin nedeni de bu manayı içerdiği içindir. Zira yer yolcuların gidip gelmesiyle ayaklarının altıda dövülerek basılıyor. Arapça dilinde çekiç anlamında olan “mitrake” de onunla demir ve benzer ...
  • Kısa hadisinin önemliliğini açıklayınız
    7852 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/12/17
    Hadis kitaplarında ve mefatihu’l – cinan adlı dua kitabında zikredilen hadisi şerifi iki açıdan  önemli ve ehemmiyeti vardır: Birisi imamet ve velayet diğeri ısmet (masumiyet) cihetidir.Ehlibeyt’in İmamet ve velayeti bazı şahit ve delilerle hadiste sabit ...
  • Acaba şahit olmadan nikah akti okunabilir mi?
    3154 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/07/14
    İslam dinine göre evlilik yuva kurmak için gerçekleştirilen doğal, sosyal ve kutsal bir anlaşmadır. Bu birlikteliğin birçok sonucu ve eseri bulunmaktadır. Ezcümle cinsel ihtiyaçların karşılanması, neslin devamı, çocuk sahibi olmak, insanın kemale ulaşması, huzur, dinginlik, iffet ve hayanın korunması, duygusal bağların ve muhabbetin güçlendirilmesi gibi. Bu kutsal ...
  • Eğer Ali(a.s) halifelere muhalif ve düşman idi ise; Neden çocuklarına onların adlarını vermiştir?
    10155 Eski Kelam İlmi 2011/09/10
    Tarihi kaynaklara göz atacak olursak Mesut Sakefi’nin kızı Leyla’nın oğlu Ebu Bekir ibn. Ali, Ümmü Habib oğlu Ömer ibn. Ali ve Ümmülbenin oğlu Osman ibn-i Ali hepsi İmam Ali(a.s) oğullarıdırlar.Bu çocukların adlarıyla halifelerin adları arasında bir ilişki olduğunu ancak o dönemin kültürel, örfi yapısını incelersek ...
  • Tur dağının İsrail oğullarının başı üzerine kaldırılmasından ne kast edilmektedir?
    19444 Tefsir 2012/05/03
    Kur’an’ın birkaç ayetinde “وَ رَفَعْنا فَوْقَكُمُ الطُّور” tabiri ve benzerleri İsrail oğulları hakkında beyan edilmiştir. Tefsir kitaplarında yazıldığına göre bu ayetler tarihsel bir gerçeğe işaret etmektedir ve Hz Musa zamanında İsrail oğullarının yüce Allah’ın buyruklarına muhalefet etmesi nedeniyle gerçekleşmiştir. Kadir olan yüce Allah Tur dağının bir ...

En Çok Okunanlar