Gelişmiş Arama
Ziyaret
24753
Güncellenme Tarihi: 2011/02/26
Soru Özeti
Rüya görmenin hedefi nedir? Niçin Allah-u Teâlâ rüyayı yarattı?
Soru
Rüya görmenin hedefi nedir? Niçin Allah-u Teâlâ rüyayı yarattı?
Kısa Cevap

İlahi nişanelerden[i] ve gayb âlemine açılan kapılardan birisi olan rüya, insanın ruh ve cisimsel yaratılışında doğal bir özellik olarak kararlaştırılmıştır.

 


[i] -“Geceleyin uyumanız ve gündüzün O’nun lütfundan istemeniz de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten ve toplum için ibretler vardır.”Rum, 23.

 

Ayrıntılı Cevap

Rüya görmek ilahi nişanelerden ve gayb âlemine açılan kapılardan birisidir.

Bir bakışla uyku ve rüya görmek, insanın dış âlemden iç âleme geçişi halinden ibaret olup insanın kendini tanımasında en önemli alt yapılardan birisidir.

İnsanın gördüğü rüya, onun iç âlemini sorgulamasından ibarettir, dolayısıyla iyi ve müjdeleyici rüyalar nasıl ferdin iç âleminin niteliğinden haber veriyorsa, sürekli kâbus gören kimselerin gördüğü şeylerde, onların iyi bir manevi durumlarının olmadığının göstergesi olup bu kimselerin yaşamlarını değiştirmeleri gerekir.

Buna binaen insanın uyuması ve rüya görmesinin en önemli hikmetlerinden bir tanesi, insanın farkında olmadığı zamirini tanıması ve ona yönelmesidir.

Hikmet ehli kimselere göre rüya görmek, ilahi bir hediye olup insan bu yolla kolaylıkla iç âleme ve âlemin içine kısa bir gezinti yapmaya kadirdir. Eğer fıtri bir hakikat unvanında rüya diye bir şey olmasaydı, nebi ve velilerin ahiret ve gayb âlemi hakkındaki söylemlerini sıradan insanlar anlamakta zorluk çekeceklerdi. O halde geniş bir alana yayılan dereceleri kapsayan rüyanın tecrübe edilmesiyle, çok aşağı bir seviyede olsa bile tevhidi hakikatlerin ve gaybi maariflerin birçoğu derk edilebilir.

Rüya ve ölüm tecrübesi arasındaki benzerliğe örnek olarak işaret edilebilir. Kur’an ayeti gereğince uyku (menam) ölümün kısa bir tecrübesi ve uhrevi yolculuktur:

Allah, (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır”.[1]

Bu ayet-i şerife gereğince Allah-u Teâlâ – ister uyku âlemi olsun isterse gerçek ölüm hali olsun – ruhu (nefsi) kabz (teveffi) eder ve farklılık sadece ölüm için belirlenmiş eceldedir. Uyku halinde ise ruh, (nefis) tekrar cisme gönderilir. Aynı şekilde bu ayet, tekeffür ve derin düşünce ehlinin, uyku ve rüya gerçeğini düşünmesiyle birçok gaybi hakikatlere ve ilahi hikmetlere ulaşabileceğine işaret etmektedir.

Dolayısıyla rüya görmek, ölüm gibi insanın ruh ve cismi yaratılışında kararlaştırılmış doğa bir özelliktir ve bu böyle bir bakış açısıyla, hem uyku hem de ölüm daha iyi bir hayatın tecrübesi olup kesinlikle yokluğa yakınlaşmak anlamında değildir. Uyku ve ölüm, somut duyuların ve cismin gevşeyip kendini bırakması eşliğindedir (elbette ölümün tecrübesiyle ruh, tamamen bedenin maddi unsuruyla alakasını keser), ancak bu, yalnızca bilincin daha üst düzeye girmesi anlamındadır.

Rüya-ı Sadıka

Rüya görmenin ilahi hikmetlerinden birsi, insanın batini hidayetiyle alakalıdır. Bu bakış açısıyla rüya, ilahi hidayeti derk etmenin alt yapısı sayılır.

Rüyanın çeşitli mertebe ve kısımlarının olduğunu ve bunlardan birisi olan sadık veya salih rüya olarak tabir edilen rüyanın ilahi boyutlar taşıdığını biliyoruz. Kur’a ve rivayetlerde de rüyanın bu türü teyit ve tekit edilmiştir:

İbni Abbas İslam Peygamberi’nden (s.a.a) şöyle naklediyor:

“Dikkat ediniz ki, Müslüman ferdin gördüğü salih rüyası veya başkalarının bu fert hakkında gördüğü rüyanın dışında nübüvvet müjdelerinden geriye bir şey kalmamıştır.”[2]

Başka bir rivayette şöyle buyurur:

“Rüya-ı Sadık’a, nübüvvetin yetmiş cüzünden birisidir.”[3]

Aynı şekilde Dünya hayatında da onlar için müjde vardır[4] ayetinin tefsirinde Allah Resulü’nün (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Bu ayette, müminin müjdelenme vasıtası olan sadık rüya kastedilmiştir ve bu rüya, nübüvvetin altmış dört cüzünden birisidir; kim böyle bir rüya görürse, kendisini seven bir arkadaşına anlatsın. Ama bir kimse, salih olmayan (kötü rüya) bir rüya görürse, onun gam ve hüznüne yol açan bu rüya, şeytan tarafındandır; o halde bu kimse, üç defa sol tarafına üflesin (bu düşünceyi kendinden uzaklaştırsın) ve rüyasını kimseye anlatmasın.”[5]

 


[1] -Zümer, 42.

[2] -Meclisi, Biharu’l Envar, Beyrut 1404, k, Müessesetü’l Vefa, c. 58, s. 192.

[3] -Şeyh Saduk, El-Fakih, Kum 1413 k, İntişarati Camiayi Müderrisin, c. 2, s. 585.

[4] -Yuns, 64.

[5] -Meclisi, “Biharu’l Envar”, Beyrut 1404 k, Müessesetü’l Vefa, c. 58, s. 191.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar