Gelişmiş Arama
Ziyaret
10389
Güncellenme Tarihi: 2011/10/15
Soru Özeti
Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
Soru
Aşura gününde oruç tutmanın müstehap olduğu hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aslında aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
Kısa Cevap

Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak Peygamberin (s.a.a) aşura günü oruç tutmayı müstehap bildiğini söyleyemeyiz. Zira, bu şekildeki rivayetlerin bazıları senet yönünden zayıf olmalarının yanı sıra bunlar Peygamberin fiiline delalet etmekte ve orucun müstehap olduğuna açıklık getirmemektedir. Evet Sünni ve Şiinin hadis kaynaklarındaki bazı rivayetlerden, aşuranın Hz. Musa’nın (a.s) zamanından Resulullah’ın (s.a.a) bi’setine ve bi’setten ramazan orucuna kadar tazim edildiği ve eyyamullah’tan olduğu çıksa da aşura olayından sonra ve Benî Ümeyye’nin oruç ve aşurayı anma hakkındaki rivayetleri suistifade etmelerinden dolayı bu konuda birçok rivayet gelmiştir. Bu rivayetlerden kimisi istihbaba, kimisi kerahete, kimiside haramlığa delalet etmektedir.

Bu durumda rivayetleri cem etmekten başka bir yol kalmamaktadır. Rivayetlere baktığımızda görüyoruz ki, aşura günün orucu haramlıkla kerahet arasında kalmakta ve onun müstehaplığına herhangi bir ihtimal verilmemektedir. Yani, aşurada oruç tutmak bir özellik olarak söz konusu olsa bidat ve haramdır. Teberrük amacıyla olursa küfür ve dinden çıkmaktır. Orucun genel fazileti amacıyla olursa Benî Ümeyye’ye benzemek olduğu için mekruhtur ve sevabın eksikliğine neden olur.
Ayrıntılı Cevap

Soru iki kısımdan oluştuğu için her ikisine de ayrı ayrı cevap vermemiz gerekecektir:

1- Aşura günü oruç tutmak hakkında Peygamberden (s.a.a) hadisin olup olmadığı:

Şiinin muteber hadis kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğuna dair herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Ancak Onun (s.a.a) siretini anlatan hadislerden aşurada oruç tuttuğu göze çarpmaktadır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’[1]

Evet bazı hadislerde İmam Ali’nin (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilir: ‘Muharremin dokuzuncu ve onuncu günü oruç tutun ki, bu bir yıllık günahlarınızın keffaretidir.’[2]

Bununla birlikte Şiinin muteber kaynaklarında Peygamberden (s.a.a) aşura gününde oruç tutmanın müstehaplığına delalet edecek rivayetlerin olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü zikredilen bu rivayetlerden bazılarının senetleri zayıf olup sadece Peygamberin fiilini göstermektedirler. Biz bu konuda Peygamberin (s.a.a) herhangi bir şey buyurduğunu görmedik. Ama Ehl-i Sünnette bu konuda Peygambere (s.a.a) dayandırılan birçok hadis vardır.[3]   

2- Aşura Günü Oruç Tutmanın Hükmü:

Sünni ve Şii hadis kitaplarında nakledilen rivayetlerden[4] anlaşılmaktadır ki aşura günü, Hz. Musa’nın (a.s) zamanından Resulullah’ın (s.a.a) bi’setine ve bi’setten ramazan orucuna kadar tazim edilmiş ve ‘Eyyamullah’tan sayılmıştır.

Benî Ümeyye aşura kıyamından sonra oruç ve aşurayı anma hakkındaki hadislerden suistifade ederek din ve mekteple çakışan bir konuyu söz konusu ve tebliğ etmişlerdir. O da şudur: İmam Hüseyin (a.s), Ehl-i Beyt’i ve ashabı böyle birgünde öldürülmüş ve bu da -Allah’a sığınırız- çok iyi bir iş olduğu için böyle bir gün mübarektir, öyleyse bu günde oruç tutmak gerekir. Bu yüzden birçok hadis uydurarak[5] aşura kıyamını tahrif etmenin yanı sıra o günü bayram etmek ve şükürde bulunmak maksadıyla orucu ön plana çıkarmışlardır.[6] Hicri 5. asırda yaşayan Şii alimlerden Merhum Keraceki ‘Risaletu’n-Taaccub’ta şöyle diyor: ‘Ehl-i Beyt’i sevdiklerini iddia eden kimileri, Hz. Adem’in tövbesini bahane ederek mutlu olmaktalar, ama Resul-i Ekrem’in evladını kaybetmesinden dolayı sahip olduğu derde ortak olmuyorlar.’[7]

Bu konu yüzde yüz saptırılmış[8] ve görüntüde Müslüman olan bir grubun içinde nüfuz etmiştir. Nitekim İmam Hüseyin’in (a.s) ziyareti olan ‘Aşura Ziyareti’nde şöyle geçmektedir: ‘Bu öyle bir gündür ki Benî Ümeyye onu teberrük etmiştir.’

İşte bu tarihten sonra aşura gününün orucu iki şekilde tutulabileceği söylenebilir:

1- Eyyamullahtan olup farz veya müstehap olarak.

2- Yezid, İmam Hüseyin’i (a.s) zahirde katlettiğinden dolayı teberrük olarak. Masum İmamlarımız (a.s) söz konusu tarihten sonra aşura günün orucunu reddederek bu sapık fikirle mücadele etmişlerdir. Örneğin Zürare, İmam Sadık’ın (a.s) ve İmam Bagır’ın (a.s) kendisine ‘Aşura günü oruç tutma...’ diye buyurduklarını rivayet etmektedir.[9]

Kısacası bu konudaki rivayetler değişiktir. Onların bazıları müstehaba delalet edip tasua ve aşurada tutulan orucun bir yıllık günaha keffareti olduğunu ve Resullulah’ın bugünde oruç tuttuğunu söylerken, bazılarıda kerahete, hatta haramlığa delalet ederler. Örneğin bugünün orucunun Al-i Ziyad ve İbn-i Mercane’nin sünneti olduğunu belirten rivayet gibi.[10]

Bu konudaki rivayetler değişik olduğundan dolayı onları şöyle cem edebiliriz:

1- Oruç iki şekilde gerçekleşir. Biri teberrük olarak mutluluk kastıyla tutulan oruç, diğeri ise kurb kastıyla tutulan oruç. Yasaklanmış orucun rivayetleri birinci kısma delalet ederler. Oruçların müstehap olduğunu söyleyen rivayetler de ikinci kısıma delalet ederler.

2- Bugünde oruç tutmanın caiz olduğunu söyleyen rivayetlerin neshedilme ihtimali vardır. Bu ihtimali teyit eden hadisler şöyle demekteler: Aşura orucu önce farz idi sonra terkedilmiştir. Mesela aşura gününün orucu hicretin birinci yılında farz, ikinci yılında ramazanın gelmesiyle neshedilmiştir.[11]  

3- İmamın (a.s) aşurada oruç tutmanın caiz olduğunu söylediği rivayetlerin Onun takiyye ettiğine hamledilmesi.

4- Merhum Ebu’l Fazl Tahrani ‘Şifau’s-Sudur’da orucun caiz olduğunu söyleyen rivayetlerin eksik imsaka, orucu yasaklayan rivayetlerin de oruç imsakına delalet ettiği ihtimalini vermektedir. Neticede meselenin hükmü şudur: Aşura gününün orucu küfür, haram ve kerahet arasındadır. Ehl-i Beyt mezhebinde ve Al-i Muhammed fıkhında müstehap olma durumu asla yoktur.’[12]

Bu görüşü şöyle açıklamışlardır: Bugünde oruç tutmak bir özellik olarak algılanırsa bu bidat ve haramdır; teberrük olursa küfür ve dinden çıkmaktır. Eğer orucun mutlak fazileti yönünden olursa Benî Ümeyye’ye benzemek olduğu için mekruhtur ve sevabın eksikliğine neden olur.[13]

Bu yüzdendir ki, çağdaşlar fakihler aşura günü oruç tutmanın keraheti yönünde fetva vermişlerdir. Bazılarıda, aşura günü insanın oruç kastı olmadan ikindiye kadar yemek içmekten sakınmasının müstehap olduğunu buyurmuşlardır.[14]   



[1] -el-İstibsar, c.2, s.134; Tehzib-ul Ahkam, c.4, s.300, Cami-ul Ahadis yazılım programı.

[2] -Ali b. el-Hasan b. Fazzal, Harun b. Müslim’den o da Mes’ade b. Sadakata’dan o da Ebi Abdullah’tan (a.s) O da babalarından, Onlarda Ali (a.s)’dan Onun (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet ederler:.. (el-İstibsar, c.2, s.134)

[3] -Misbah-ul Münir, s.104; Sünen-i Daremi, c.2, s.22; Sünen-i İbn-i Mace, c.1, s.552; Sahih-i Buhari, c.3, s.57; Neyl-ul Evtar, c.4, s.326; Sahih-i Müslim, c.3, s.150.

[4] -Örneğin Sahih-i Buhari’de 10, Sahih-i Müslim’de ise 30 civarında rivayet gelmiştir.

[5] -Bkz: Biharu’l Envar, c.61, s.291.

[6] -Bkz: Tahrani, Şifau’s Sudur, s.259 (Taş baskı); Vafi, c.7, s.14, (Şeyh Saduk’un Emali ve İlelu’ş-Şerayi adlı eserlerinden nakletmiştir.)

[7] -Keraceki, et-Taaccub, s.45, Kenz-ul Fevaid’e eklenmiş taş baskı.

[8] -Aşura günü orucunun istihbabı.

[9] -et-Tehzib, c.4, s.300; el-İstibsar, c.2, s.134; Kafi, c.4, s.145; Cami-u Ahadisi’ş Şia, c.9, s.477, Aşura Gün Oruç Tutmayın.

[10] -Tusi, Tehzib-ul Ahkam, c.4, s.301

[11] -Kafi, c.4, s.146

[12] -Şifau’s Sudur, s.383’den 392’ye

[13] -Hasan Sakafi Tahrani, Şerh-i Ziyaret-i Aşura, s.402, İntişarat-ı Hadi, 1. Baskı, HK.1385, Bahar.

[14] -Haşiyeli Tevzihu’l-Mesail (İmam Humeyni), c.1, s.968.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Aşura duasında yer alan“esselamu aleyke ya Eba Abdillah ve âla’l-ervahi’l-leti hallet bifinaik” cümlesindeki ruhlar kimlerdir?
    19373 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/04/12
    “Ervahi’l-leti hallet bifinaik”ten kastedilen Kerbela coğrafyasında Şehidlerin Efendisi (a.s) ile birlikte şahadete eren şehidlerdir. Bu tespitin delili şu noktalardır:1. Genellikle ziyaretçi ve yaşayan kimselerden ruhlar diye söz edilmemektedir. 2. Bu dua, ziyaretçi tarafından yapılan bir hitaptır ve genellikle ...
  • Hadislerin masumlardan (a.s) geldiğine nasıl güvenebiliriz?
    9766 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/04/12
    Tarihe güvenmek bir ölçüye kadar çağdan çağa, zamandan zamana ve nesilden nesle intikal eden şöhret, karine ve deliller aracılığıyla hâsıl olur. Tarihte yer alan bazı hadise ve vakıaların deyim yerindeyse tevatür derecesinde ve birçok delil ve karineleri mevcuttur ve bundan ötürü bunların doğruluğundan çok az insan şüphe ...
  • İnsan yeryüzünün mü en üstün varlığıdır, yoksa tüm varlık aleminin mi? Acaba insandan daha üstün bir varlığın yaratılması mümkün mü?
    46339 Eski Kelam İlmi 2009/11/10
    Bize göre insan, varlık âleminde -ister yerde olsun ister gökte- bütün varlıkların en üstünüdür. Biz bunu insanın yaratılışı hakkında ki ayet ve hadislerden anlıyoruz. İnsanın üstün olmasının nedeni onun sahip olduğu şu özelliklerdir: 1-İahi bir ruha sahip olması, 2-Meleklerin secde ettiği varlık olması, 3-Yaratılışın ve varlığın ...
  • Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir mi?
    3412 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/12
    Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir.[i] [i] Tevzuh’ul-Mesail (El’Mehşil-İmam’ul-Humeyni) 1.c, 750.s 1373.m. ...
  • ayet ve rivayetlere göre imamların konu mu üstündür yoksa kuranın konumu mu?
    9342 Eski Kelam İlmi 2011/02/03
    farklı rivayetlerde, ehlibeytin (a.s.) konumu kuranın konumuyla aynı derecede ve aynı seviyede olduğu belirtilmektedir. Sakaleyn (iki değerli ve ağır emaneti açıklayan) rivayeti onlardan bir tanesidir. Evet! Bazı hadis kitaplarında sakaleyn rivayeti bazı nakillere göre kuranı kerim ağırlık bağlamında daha büyük (sıklı ekber), ehlibeyt (a.s.) ise ...
  • Acaba bir insan cinle evlilik yapabilir mi?
    4184 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/05/28
    Öncelikle sagılarımızı sunarak şu noktayı hatırlatmayı gerek görmekteyiz.bu be benzeri konuları öğrenmenin hayatımıza hiçbir faydası yoktur. Bunun hükmünü öğrenmek bize hiçbir maddi ve manevi fayda sağlamayacaktır. “~~55.56~ فٖيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ”
  • İmam Ali (a.s) ölüleri diriltebilir mi?
    12670 Tefsir 2012/07/24
    Bir kimsenin bağımsız olarak ve Allah’a ihtiyaç duymadan böyle bir işi yapması fiilsel tevhit (yaratılışta tevhit) ile çelişir; çünkü ölüm ve hayat sadece Allah’ın elindedir. Ama bir kimse ilahi izin ile böyle bir iş yapmak isterse, böyle bir fiil gerçekleşebilir ve bu hususta hiçbir akli bir engel ...
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21268 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...
  • Regaip gecesi veya Recep ayının diğer gecelerinde cemaat namazlarına katılmak mı daha faziletlidir yoksa namazları ferdi olarak yerine getirmek ve müstehap namazları kılmak mı?
    5670 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Bu konuda şu cevap taklit mercilerinin fetva bürolarından alındı:Ayetullah Uzma Hamenei:Her iki fazileti kazanmaya çalışabilirsiniz hem cemaat namazlarına katılın hem de müstehap namazları cemaatten sonra yerine getirin.Ayetullah Uzma Sistani: Cuma ve ...
  • Şia, Ömer b. Hattab’ın eşcinsel olduğuna mı inanmaktadır?
    14732 تاريخ بزرگان 2013/12/19
    Şia’nın raşit halifeler ve özellikle Ömer b. Hattab’a yönelik bakışı, imamların (a.s) bakışıdır. Şia’nın muteber hadis kitaplarının hiçbirinde Ömer b. Hattab’ın eşcinsel oluşu hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Şia’ya atfedilen bu tür sözlerin çoğu temelsizdir, esassızdır ve Şia âlimlerinin inancı değildir. ...

En Çok Okunanlar