Gelişmiş Arama
Ziyaret
10096
Güncellenme Tarihi: 2019/12/08
Soru Özeti
Düzen kanıtı ve evrim teorisi
Soru
İslam’ın evrim seyri teorisini doğru telakki ettiğine dair bir olasılık mevcut mudur? Sizin tanrının varlığını ispat etme hakkındaki cevaplarınızın birinde düzen kanıtı dile getirilmiştir. Düzen kanıtı ile evrim seyri teorisi arasında bir çelişki mevcut mudur?
Kısa Cevap

Bazıları, yaratıklardaki mevcut düzen hakkında özel bir açıklama sunan Darwin’in evrim teorisinin tevhitsel bakışı zedelediğine ve böyle bir durumda yaratıklardaki mevcut düzen için hikmet sahibi, bilge ve şuurlu bir düzen kurucuyu varsaymamızın artık gerekli olmadığına inanmaktadır. Bu görüş birkaç neden sebebiyle kabul edilemez:

1. Darwin’in evrim teorisi, girift canlı varlıkların basit canlı varlıklardan meydana geldiğini açıklamaktan başka bir şey söylememektedir. Lakin bu teori basit varlıkların kökeni hakkında bir şey dile getirmemektedir.

2. Darwin’in evrim teorisinin doğruluğu ispatlanırsa, bu teori ilahi bir düzen kurucunun varlığına dayalı teoriyi geçersiz kılamaz; çünkü böyle bir durumda ilahi düzen kurucu fikrine sahip kesimler şöyle bir cevap verebilirler: Böyle hikmet sahibi ve âlim bir düzen kurucu evreni ve evren içindeki girift varlıkları yaratmak için uzun vadeli bir plan öngörmüştür ve girift varlıkların tedrici olarak ve de evrimsel bir süreç zarfında meydana gelmeleri gerekmekteydi.

3. Öte taraftan Darwin’in teorisi salt kanıtlanmamış bir hipotezdir. Bu hipotezin birçok karşıtı bulunmakta ve bilimsel birçok teori ile de bağdaşmamaktadır.

Bu nedenle bizim inancımıza göre insanların atası Âdem’in (a.s) yaratılışı bağlamında Kur’an’ın onaylamadığı türlerin evrim teorisi, kabul edilse bile düzen kanıtı ile bir çelişki addetmez.

Ayrıntılı Cevap

Bazıları, yaratıklardaki mevcut düzen hakkında özel bir açıklama sunan Darwin’in evrim teorisinin tevhitsel bakışı zedelediğine ve böyle bir durumda yaratıklardaki mevcut düzen için hikmet sahibi, bilge ve şuurlu bir düzen kurucuyu varsaymamızın artık gerekli olmadığına inanmaktadır. Evrim teorisine göre günümüzdeki girift canlı varlıkların yapısı salt tabii bir süreç neticesinde basit varlıklardan meydana gelmiştir. “Atlama veya mutasyon ve neslin artması” adındaki iki etken bu süreçte önemli bir rol oynamıştır. Atlama, dönüşümü gelecek nesillere aktarabilecek ve onların da sonraki nesillere intikal ettirebileceği şekilde çocuk ile anne ve babası arasında farklılık meydana geldiği an gerçekleşir. İkinci etken de şu şekilde etkilidir: Eğer varlıkların türemesi ortam kapsamından fazla olursa, böyle bir durumda mevcut yiyecek stoku için şiddetli bir rekabet ortaya çıkar ve neticede yiyecek temin etmede diğer türlerden daha güçlü olan varlık türü hayatını sürdürmek için daha fazla bir şans elde eder ve özelliklerini sonraki nesle aktarır. Neticede ortada bir takım doğal etkenler mecmuası bulunmakta ve bu etkenlerin kendini göstermesiyle canlı dünya sürekli artar bir tarzda bağdaşırlık yönünde değişim kaydetmektedir.[1] Evrim teorisinin batıda din konusunu birkaç yönden çelişkiler ile yüz yüze bıraktığı gözlemlenmektedir:

A. Evrim teorisinin ilahiyat meselesi ile zahiri açıdan çelişmesi: Batıda din bilginleri arasında şuurlu ve hedef sahibi yönetici bir yaratıcının varlığına yönelik dile getirilen en önemli kanıt düzen kanıtıydı. Bu kanıt esasınca evrene egemen olan düzen, evren ve varlıklar bağlamında bir yaratıcının varlığını ispatlamakla birlikte söz konusu yaratıcı için kudret, tedbir, şuur ve gayeli olmayı da ispat etmekteydi. Lakin evrim teorisi görünüşte doğanın şuurdan yoksun aksiyon ve reaksiyonlarını evrendeki varlıkların türlerinin ortaya çıkmasının nedeni lanse etmekteydi ve neticede yaratılışın tedbirli ve gayeli bir şekilde oluşunu tümüyle yabana atmaktaydı. Her ne kadar evrim teorisinin dini düşünceler ile en derin çelişkisi bu yönde bulunuyorsa da bu hususun düzen kanıtını doğru yorumlamamaktan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Düzen kanıtı Müslüman mütekellimler arasında yaygın olduğu şekilde yorumlanması durumunda evrim teorisi tarafından yöneltilebilecek her eleştiri geçersiz olacaktır. Tanrının varlığına inanmak ile bu teori arasında herhangi bir gereğin bulunmadığı hatırlatılmalıdır; yani tanrının varlığının ispat edilmesi sadece düzen kanıtı temeli üzerine inşa edilmemiştir.

B. Evrim teorisinin insanın kutsal konumu ile zahirde çelişmesi:

Batıdaki dinsel teorilerde insanın yaratılışı en üstün hedef olarak göz önünde bulundurulmuş ve tüm varlıkların onun ihtiyaç ve emellerini temin etmek için yaratıldığı ifade edilmiştir. Bu bakışta insan Allah’ın iradesi ile ve O’na ulaşmak gayesiyle varlık âlemine ayak basmış bambaşka bir varlık idi. Diğer varlıklar da insanın bu hedefe ulaşması için seferber olmuş sayılmaktaydı. Hal böyleyken evrim teorisi insan da dâhil olmak üzere evredeki tüm varlıkların bir evrim süreci içinde ve tabiatın şuursuz aksiyon ve reaksiyonları sayesinde ortaya çıktığını belirterek insanın kutsal üstünlüğü ve kendine özgü konumunu tümüyle zedelemiş ve insanın makamını diğer varlıklar düzeyine indirgemiştir. Çelişkinin bu boyutu, daha çok evrim teorisinin taraftarı olan ampiristler ile kutsal kitap öğretilerinin takipçilerinden müteşekkil tartışmanın iki tarafının insanın varlıksal geçmişini şimdiki makam ve konumu ile mukayese etmelerinden kaynaklanıyordu. Hâlbuki iki tarafın da tümüyle gaflet ettiği üçüncü bir varsayıma göre, insan evrende akıl ve tefekkür gücüne sahip olan bir varlık sıfatıyla ayrıcalıklı bir konuma sahiptir ve onun varlıksal geçmişi (evrimin veya anlık yaratılışın ürünü olmak) kendisinin şimdiki üstün konumunu olumlu veya olumsuz bir şekilde etkilemeyecektir.

Evrim Teorisine Yöneltilen Eleştiriler

Bu teoriye yönelik birçok eleştiri yöneltilmiştir ve onlardan bazıları şunlardır:

1. Darwin’in evrim teorisi girift canlı varlıkların basit canlı varlıklardan meydana geldiğini açıklamaktan başka bir şey söylememektedir. Lakin bu teori basit varlıkların kökeni hakkında bir şey dile getirmemektedir. Bu basit varlıkların yapısı kendilerinin ihtiyaçlarını temin edecek şekilde olmalıdır. Aksi takdirde onlar hayatlarını sürdüremezler. Gerçekte bu teori dünyadaki bütüncül düzen bağlamında kâmil bir açıklama yapmamaktadır. Bu teori salt bazı varlıkların başka varlıklardan nasıl evrimleştiğini ifade etmektedir. Bundan dolayı bu teori tevhidi açıklamanın alternatifi olamaz.[2]

2. Eğer Darwin’in evrim teorisinin doğruluğu ispatlanırsa, bu teori ilahi bir düzen kurucunun varlığı teorisini geçersiz kılamaz; çünkü böyle bir durumda ilahi düzen kurucuya dayalı teorinin taraftarları şöyle bir cevap verebilirler: Böyle hikmet sahibi ve alim bir düzen kurucu evreni ve evren içindeki girift varlıkları yaratmak için uzun vadeli bir plan öngörmüştür ve girift varlıkların tedrici olarak ve de evrimsel bir süreç zarfında meydana gelmeleri gerekmekteydi.

3. Öte taraftan Darwin’in teorisi salt ispatlanmamış bir hipotezdir. Bu hipotezin birçok karşıtı bulunmakta ve bilimsel birçok teori ile de bağdaşmamaktadır.[3]

Bu nedenle bizim inancımıza göre insanların atası Âdem’in (a.s) yaratılışı bağlamında Kur’an’ın onaylamadığı türlerin evrim teorisi kabul edilse bile düzen kanıtı ile bir çelişki addetmez. Nitekim bu husus 731 sayılı (Site: 911) cevapta beyan edilmiştir.

İnsanın nasıl yaratıldığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat etmeniz faydalı olacaktır:

İnsanın yaratılışının merhaleleri, 1175 (Site: 1289).

Hz. Âdem’in cismani yaratılışı, 506 (Site: 547).

Hz. Âdem’in yaratılışı ve bilginlerin bulguları, 2999 (Site: 3297).

 


[1] Paul Edwarz, Berahin-i İspat-ı Vucudu Huda der Felsefe-i Garb, Tercüme, Cemali Neseb, Ali Rıza, Muhammed Rızai, Muhammed, s. 79 – 80, nakl ez Dairetu’l-Mearif, Kum, Merkezi Mutalaat ve Tahkikatı İslami, 1371.

[2] a.g.e, s. 80.

[3] Düzen kanıtı ve evrim teorisi hakkında bkz: Şerh-i Usul-i Felsefe Ve Reveş-i Realizm, Üstat Şehit Mutahhari, Mecmua-i Asar, c. 65, Tahran, Sadra, 1373, s. 940-950; aynı şekilde Üstat Mutahhari bu eleştiriyi Tevhit kitabında ilmi tam bir şekilde etüt etmiş ve incelemiştir. Mutahhari, Mürteza, Tevhit, s. 256-278, Sadra, Tahran, çapı dehum, 1381.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    22055 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27822 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    62670 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9933 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    128911 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    7512 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Kur’an insanları humus ve zekât vermeleri ve farzlarını yerine getirmeleri için neden efsanevi canlılardan korkutmaktadır?
    7310 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    1.     Kur’an-ı Kerim’de insanların efsanevi varlıklardan korkmaları gerektiğine yahut Kur’an’ın onları korkuttuğuna dair bir örnek bile mevcut değildir.2.     Bazı rivayetlerde bazı günahların cezaları (Kur’an ehli olup şarap içenler gibi) hakkında bin ...
  • Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
    3841 Tefsir 2019/12/03
    Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir ...
  • Baba gaipte veya hapiste olsa, anne, baba tarafından dedenin yerine çocuğuna bakabilir mi?
    6764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/13
    Hz. Ayetullah-ul Uzma Hamanei’nin bürosunun cevabı: Baba ölürse İslami kanunlara göre çocuğun bakımı ve korunması buluğa kadar anneye aittir. Ama baba kaybolursa çocuğun korunma hakkı kaybolmasa da bu durumda annenin de çocuğa bakmasına bir engel yoktur. Hz. Ayetullah-ul ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    23484 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...

En Çok Okunanlar