Gelişmiş Arama
Ziyaret
63556
Güncellenme Tarihi: 2010/08/22
Soru Özeti
Hırsızlık günahı nasıl telafi edilebilir?
Soru
Ben bir şahıstan gizlice ve kendisinin anlamadığı bir şekilde bir miktar para aldım. Yani bu parayı onun parasını koyduğu yerden azar azar bir şekilde aldım. Ama şimdi pişmanım, onun parasını geri vermek ve tövbe etmek istiyorum. Bununla birlikte bu şahıstan ne kadar para aldığımı bilmiyorum ama rakamını tahmin ediyorum. Sizden bana kılavuzluk etmenizi istiyorum. Bu parayı aldığım yere tekrar koyabilir miyim? Sadece bu yol benim için mümkündür. Zira kendisine söylersem haysiyetim lekelenecektir ve bunu yapamam. Bundan ötürü lütfen bana kılavuzluk edin.
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah’ın lütfüne mazhar olup yanlışınızı anlamanız ve tövbe ve günahınızı telafi etme girişiminde bulunmanız nedeniyle sizi kutluyoruz. Bu günahın bağışlanması ve telafide bulunmanız için o şahsın kendisine söylemenizin ve onu yaptığınız işten haberdar etmenizin lazım olmadığını size müjdeliyoruz. Sadece yaptığınız işten dolayı kendiniz ve Yüce Allah arasında kalacak şekilde tövbe etmeniz ve kesin bilgiyle bildiğiniz ondan aldığınız para ve eşya miktarını kendisine geri vermeniz[1] (veya eline ulaşacağını bilmeniz şartıyla aldığınız yere koymanız) hatta kendisi anlamasa bile yeterlidir. İnşallah şefkatli Allah’ın inayet ve bağışlamasına mazhar olacaksınızdır.      


[1] Bu hüküm benzer konulardaki (malî borçlar) büyük merci taklitlerinin fetvalarından istifade edilerek verilmiştir. Numune sıfatıyla aşağıdaki örneklere dikkat ediniz:

Müctemeü’l-Mesail (Gülpeyganî), c. 1, s. 401, s. 374: “İşi insanların evleri içinde kuyu kazmak olan bir şahıs bir ev sahibiyle on metre bir kuyu kazması şartıyla bir anlaşma yapar. Bu şahıs on metre yerine anlaşmasına ihanet ederek dokuz metre kazıp işi telsim eder. Bu şahıs bu işten bir miktar para toplamıştır. Ama şimdi önceki yaptıklarından dolayı pişman olmuştur ve kendilerini razı kılması için de işlerini yaptığı insanlara ulaşamamaktadır. Bu durumda eğer o miktarın humusunu verirse uhdesinden kalkar mı yoksa kalkmaz mı?

C- Eğer aynı o miktar kalmamışsa, harcanmışsa ve sahiplerini de tanımıyorsa, kesin bilgiyle bildiği uhdesinde olan miktarı hak sahipleri adına seyit olmayan fakire sadaka olarak vermelidir. Eğer onları tanıyorsa, onlardan rızayet almalıdır. Eğer o miktar kalmışsa ve başka mallara karışmışsa ve onun miktarı ve sahibini de bilmiyorsa, o malların humusunu haram ile karışmış olarak ödemelidir.”

Camiu’l-Mesail (Behçet), c. 2, s. 108: “Eğer maliki tanıyorsa ve mal miktarını hiç bilmiyorsa, muhtemel miktara yönelik önceki bilgisi yoksa yani en düşük ihtimalden ibaret olan kesin bir bilgiyle borçlu olmadığı miktarı biliyorsa, kesin bildiği kadarıyla yetinir. Aksi takdirde genellikle böyle cereyan eden bu durumda müstehap olarak ihtiyat edilerek malik ile anlaşılmalı veya en büyük ihtimal ödenmeli veyahut malikin razı olduğu miktar ödenmelidir. Belirtilen konuda mal ve borç arasında bir fark yoktur.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar