Gelişmiş Arama
Ziyaret
35196
Güncellenme Tarihi: 2012/03/11
Soru Özeti
Fatiha suresindeki nimet verilenler, gazaba uğramışlar ve sapmışlardan maksat kimlerdir ve ne gibi özellikleri vardır?
Soru
Namazlarda okuduğumuz ‘Nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapmışların değil?’ ayetinde geçen nimet verilenler, gazaba uğramışlar ve sapmışlardan maksat kimlerdir ve ne gibi özellikleri vardır?
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim, Fatiha suresinde insanları üç kısıma ayırmaktadır. Başka surelerde de onların kimler olduğunu açıklayarak muhatap için manayı tam olarak pekiştirmiştir. Allah’ın kendilerine nimet verdiği kimseler olan birinci grup dört sınıftır: Peygamberler, Sıddıklar, Şehidler ve salihler. Bunlar Allah’ın nimet verdiği, Allah’ın seçtiği kimselerdir. Onların en büyük özelliği Allah’a itaat etmeleridir.

Birbirlerine çok benzeyen ikinci ve üçüncü gruplar (gazaba uğramışlar ve sapmışlar) hakkında çeşitli ihtimaller verilmiştir. İhtimallerden biri sapmışların normal sapanlar olduğu, gazaba uğramışların ise inatçı ve münafık sapmışlar olduğudur. Diğer bir ihtimal İslamla daha çok düşman olan Yahudilerin gazaba uğramışlar olduğu, onlara göre inatçılığı daha az olan Hıristiyanlarda sapmışlar olduğudur. Üçüncü ihtimal ise kendi sapmışlıklarının yanı sıra başkalarınıda saptırmaya çalışanların gazaba uğramışlar olduğu, ama bu amaç için uğraşmayanların sapmışlar olduğudur.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an, Hamd suresinde insanları üç kısıma ayırıyor:

1) Hidayet nimetine sahip olup sabit kadem kimseler; 2) Gazap edilmişler; 3) Sapmışlar.

a) Kur’an bu grupları örnekler vererek açıkladığından bizde ayetlere dayanarak onların kimler olduğunu açıklayacağız.

Nisa suresinde ‘Nimet verilenler’ grubunu şöyle açıklıyor: ‘Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse işte onlar Allah'ın, nimetleriyle nimetlendirdiği peygamberlerle, doğrularla, şehitlerle ve salihlerle beraberdirler ve ne de güzel arkadaştır onlar.’[1]

Ayet, Allah’ın nimet verdiği dört grup insanı (Peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salihler) tanıtmaktadır. Onların belli başlı özellikleri var ki bu özelliklerin en önemlisi ve ortak olanı salih amel ve doğru konuşmaktır.

b) Hak yolu kenara itmek ve Allah’ın dergahından kovulmak yönünden birbirlerine çok yakın olan ve farklılıkları fazla olmayan ikinci ve üçüncü kısımdakiler için araştırmacılar rivayetlere dayanarak üç ihtimal vermişlerdir:

1- Bu iki kelimenin Kur’an’daki kullanımına baktığımızda ‘Gazaba uğramışlar’ın ‘Sapmışlar’dan daha kötü ve daha zor bir merhalede olduklarını görmekteyiz. Başka bir deyişle ‘Sapmışlar’ normal sapmış kimselerdir, ama ‘Gazaba uğramışlar’ inatçı veya münafık sapanlardır. Bu yüzden Allah onlara birçok yerde gazap ve lanet etmiştir.[2]

2- Bazı müfessirlere göre ‘Sapmışlar’dan maksat Hıristiyanlar, ‘Gazaba uğramışlar’dan maksat ise Yahudilerin sapmışlarıdır.

Böyle bir yorum onların İslami davet karşısındaki tutumlarından kaynaklanmaktadır. Zira Kur’an’ın da açıkca belirttiği gibi Yahudi sapkınları İslami davete karşı özel bir kin ve düşmanlık sergiliyorlardı. Alimleri İslamın müjdeleyicisi olmalarına rağmen İslam geldikten sonra çeşitli sebeplerden –ez cümle maddi menfaatlerinden- dolayı İslamın en büyük düşmanı kesildiler. İslamın ve Müslümanların ilerlemesini engellemek için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Ama Hıristiyanların sapmışları İslama karşı bu kadar düşmanlık sergilemiyorlardı. Sadece hak dini tanımakta sapmışlardı. Bu yüzden onlar için ‘Sapmışlar’ denmiştir.[3]

Bununla birlikte onlara ‘Gazaba uğramışlar’ demek daha doğru olacaktır. Ancak dikkat etmek gerekir ki bu ifade genelin bireye tatbikidir. Yani onlar bu anlamın en belirgin örnekleridir. ‘Gazaba uğramışlar’ ve ‘Sapmışlar’ın kapsadığı kimseler daha çoktur.

3- Sapmışlar’dan maksadın kendilerinin yanı sıra başkalarını da saptırmak istemeyen kimseler olma ihtimalide verilmiştir. Oysa ‘Gazaba uğramışlar’ hem kendileri sapmışlardır, hem de başkalarını saptıranlardır. Yani bütün güçleriyle başkalarını kendi yollarına çekmeye çalışan kimselerdir.[4]

Kur’an’ın ‘Sapmışlar’ ve ‘Gazaba uğramışlar’ için verdiği örneklerden bazılarını aşağıda getiriyoruz:

‘Allah, kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkek ve kadınları ve müşrik erkek ve kadın azaplandırsın diye, kötülük, dönüp başlarına gelesi helak olasılar. Allah onlara gazap etmiştir ve onları lanetlemiştir ve onlara cehennemi hazırlamıştır ve orası, gidilecek ne kötü yerdir.’[5]

‘Kim küfrü imanla değişirse artık doğru yoldan sapmış olur.’[6]

‘İnandıktan sonra kafirlikle yüreği genişleyen kimseyedir Allah'ın gazabı ve onlara pek büyük bir azap var.’[7]

Kur’an’ın ‘Sapmışlar’ ve ‘Gazaba uğramışlar’ diye saydığı bu kimselerin tümünün ortak özelliği Allah’a isyan etmeleridir. Onlar bir şekilde Allah Teala’ya karşı gelerek ‘Sapmışlar’ ve ‘Gazaba uğramışlar’ sınıfına girmişlerdir.             

 

 


[1] -Nisa/69

[2] -Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Nümune, c.1, s.54, Daru’l-Kütübü’l İslamiyye, 1. Baskı, Tahran, HŞ.1374.

[3] -a.g.e. c.1, s.55.

[4] -a.g.e. c.1, s.56.

[5] -Fetih/6

[6] -Bakara/108

[7] -Nahl/106

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10086 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • Bozgunculuğun bahsedildiği Kur’an ayetleri hangileridir?
    13595 Tefsir 2011/01/20
    Bozgunculuk ıslah karşısında olup her tahripkâr işe denir. Bundan dolayı noksanlık ve tahrip cihetinde yer alan her iş veya bireysel ve toplumsal meselelerdeki ifrat ve tefrit bozgunculuk sıfatıyla anılır. Kur’an-ı Kerim’in hedef ve misyonu insanları her türlü bozgunculuktan kurtarmaktır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’in birçok ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    49297 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Masum olmayan bir kimse Allah’ın halifeliğinin örneği olabilir mi?
    7124 Eski Kelam İlmi 2011/01/20
    Allah’ın halifeliğinin örneklerine değinmeden önce Allah’ın halifesinin kim ve vasıflarının ne olduğunu açıklamak gerekir. Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. ...
  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8484 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • İyi ve kötülerin birbirlerine karşı olan sevgi ve kini nasıldır?
    6393 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/12
    Sorunun açıklığa kavuşması için İmam Askeri’nin (a.s) hadisinin metnini hatırlatacağız. İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “İyilerin, iyilerle dostluğu, iyiler için sevaptır, kötülerin, iyilere muhabbeti, iyiler için büyüklüktür; kötülerin, iyilerle düşmanlığı, iyiler için süstür (ziynettir) ve iyilerin, kötülerle düşmanlığı, kütüler için rüsvalıktır.”[1] Buna ...
  • Zırar mescidinin anlamı nedir? Onun inşa edilme hikâyesi nedir?
    12235 tarihi Yerler 2012/03/12
    “Zırar” Arapçada mufaale babından olup bilerek[1] zarar verme[2] anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Tövbe suresinde Zırar mescidi macerasına işaret edilmiştir. Zırar mescidinin bu adla adlandırılmasının nedeni, bir grup münafığın İslam ve Müslümanlar aleyhine olan kendi kirli emellerini hayata geçirmek ve Hz. Peygamber ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    12817 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Kur’an’ın nüzulu hangi yılda tamamlandı?
    15341 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Peygambere nazil olan son ayet ve son sure hakkındaki rivayetler farklıdır. Bazı rivayetlerde Peygambere (s.a.a) nazil olan son surenin Nasr suresi olduğunu söylenirken bazılarında da Beraet suresinin son sure olduğunu söylenmektedir. Yine bazı rivayetlerde Bakara suresinin 281. ayetinin son ayet olduğunu söylenirken bazılarında da ‘Bugün dininizi size ikmale ...
  • Bir mercii taklit etmede kendisinin rızası gerekli midir?
    5648 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu husustaki görüşü şudur:Eğer şerî muteber yollardan (açık delil, şöhret ve vicdanî ilim) bir şahsın taklit için salahiyeti olduğu tespit edilirse, onu taklit etmek caiz olur ve kendisinin onayına gerek duyulmaz. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

En Çok Okunanlar